• 1078
    bir ankaragücü veya gençlerbirliği mağlubiyetinde ankara'ya düşman olmaktır galatasaray.
    bir fenerbahçe galibiyetiyle sevdiğine hediye alma sebebidir galatasaray.
    bir beşiktaş beraberliğiyle yüzünün buruşmasına sebep olandır galatasaray.
    evde yalnız kalınca, 17 mayıs günü hatırlanıp, popescu'nun penaltı golü sonrası, nokia 3310'un arka fondaki mozart melodisiyle tüylerinin diken diken olmasıdır galatasaray.
    real madrid formasını görünce 'jardeeeeel', 'kupa bizim, kupa bizim' diye haykırma isteğidir galatasaray.
    eski açığın sarı, kapalının 'i love you hagi' demesidir galatasaray.
    kabede formayla namaz kıldırtandır galatasaray.
    11 yıl geçmesine rağmen ümit davala'nın milan'a attığı penaltıyı hala izleyememe sebebidir galatasaray.
    büyük kaptanın çatlak kolu, vedat'ın dişleridir galatasaray.
    prekazi'nin topa dokunuşu, arif'in old trafford'u susturmasıdır galatasaray.
    viyana'yı yüzyıllar sonra hagi, hagi, hagi diye fethetmektir galatasaray.
    kim attı? sorusuna cevap bulandır galatasaray.
    hasan kabze'nin dolmabahçe'de geçmişe saygı duruşudur galatasaray.
    kewell from galatasaraydır.

    taçsız kralın tahtıdır galatasaray.
  • 1085
    hayatta bazı insanlar statüleriyle övünürler, yıllarca uğraşıp edindikleri meslek önemlidir bazısı için, bazıları için doğdukları, büyüdükleri şehir, yani memleketleri çok şey ifade eder. bazısı için din bir tabudur, bazısı ailesine laf söyletmez. ama çok az kişi inandığı tüm şeylerin yıkılışını veya yanlışlığını gördüğü halde hala ona sarılabilecek kadar sıkı sıkıya bağlıdır sahip olduklarına.

    hani bazı yakın arkadaşlarınız vardır misal yatılı okuldan, hayatın akışıyla birlikte öyle farklı yerlere gitmişsinizdir ki hayat görüşleri farklılaşmış, belki çok onaylamadığınız yaşam tarzına sahip olmuştur o yakın arkadaş. ama ne olursa olsun eski güzel günlerin hatırına yaptığı her hatada ondan kopmak şöyle dursun onun yanında duracağınız türden bir arkadaş. yoksa günümüzün samimiyetsiz, insan harcayan dünyasındaki arkadaşlıklardan değil. sırf o sizin istediğiniz gibi biri değil veya ondan bir menfaatiniz yok diye bir kenara atılmayacak türden bir arkadaş. işte o arkadaş benim için galatasaray, nereye gidersem gideyim, kızsam da onsuz olmayı düşünmediğim, uzun süre görüşmesem (öyle bir şey olmadı, umarım olmaz ama lafın gelişi) tekrar gördüğümde kaldığım yerden devam edeceğim arkadaş...

    bir gün ıssız bir adada, bildiğiniz her şeyi unutmuş vaziyette uyandığınızı hayal edin. ne sevdiğiniz kadınlar/erkekler, ne arkadaşlarınız/dostlarınız ne de aileniz var yanınızda, dahası konuşacak kimse yok dedik ya ıssız bir ada. hatırlanacak ilk ve tek şeydir benim için galatasaray öyle bir durumda, hayatı sıfırdan inşa ederken yanımda bulunması yeterli tek şey, kısacası her şey...
  • 1087
    mutlu anılarımın yegane arkaplan müziği..

    popescu topun başına gelirken kot pantolonumu giydirmeye çalışıyordu babam.maçtan çok onu izlemiştim çünkü üstünde fenerbahçe forması olan bu adam maç izlerken neden bu kadar gergindi anlamıyordum.fenerli arkadaşlarımla hep birbirimize "laf sokma yarışı"na girerdik konu gs-fb olunca.ama babamı o gün kadar stresli,küfürbaz görmemiştim.bir yaş büyük abim giyinmiş elinde 1 metrelik bayrak salon kapısında bekliyordu.annemin yanaklarından düşen gözyaşlarıyla,ettiği arapça-türkçe dualar bir kulağımdayken diğerinde babam ilk defa küfürü kesmiş pür dikkat bekliyor,titreyen elleriyle pantolonumu giydiriyordu..

    popescu topun başına geçmişti..ben pantolonumu giymiş,annem dualarını etmiş,abim ayakkabılarını giymişti.türk spor tarihine geçmeye,tüm türkiye'yi sevinçten ağlatmaya ramak kalmıştı.bütün ülke gerilmiş golü bekliyorken,popescu'da gerildi ve kaleye bir anlığına baktı.işte o andı "biz"i, türkiye'yi galatasaray yapan.levent özçelik son kez bağırdı hepimizin adına "haydi oğlum!" diye.

    8 yaşındaydım.daha önce kapının önünde bağrışmalarının bitmesini beklerken şimdi sevinçten bağırırken görmüştüm annemle babamı. ilk ve tek o zaman mutlulardı. herneyse artık sokaklara dökülme zamanıydı.babamın alkolü çok sevmesinden dolayı evimiz,arabamız olmasa da,taksi tutucak para vardı.beşiktaş formasını giymiş taksici amca,fenerli babam,ilerde real madrid'i tutacak abim,futbolla alakası olmayan annem ve üstümde 1 liraya aldığım sarı galatasaray formasıyla ben galatasaray diye bağırıyorduk!

    sonra edirne'den taşındık.ebeveynler ayrıldı,abim üniversiteye gitti.bana ise her sevdadan geriye galatasaray kaldı..
  • 1089
    yakın çevrem ve konuşma, tartışma, dialog halinde olduğum kişiler çerçevesinde net biçimde ifade edebilirim ki çekilmek istenen noktanın hiçbir zaman yakınında olmayan takımdır. 2000 sonrası yaşanan süreçte elde ettiği avrupa başarısızlıklarının tamamında "ama bizim uefa kupamız var" şeklinde -adeta ağladığı- , mızmız bir çocuk gibi uefa kupasını kazandığını sürekli hatırlattığı iddia edilen takımdır.bu iddiaya göre galatasaray adeta mazisiyle yaşamakta, aldığı kupayı sonsuza dek lanse etmektedir.

    "ama bizim uefa kupamız var" ya da buna benzer sözleri devamlı biçimde söylediği iddia edilen taraftarlar galatasaraylı olmayan kişilerin kendi ideal galatasaraylılarından başkası değildir. galatasaray türk spor tarihinde yaşanan en büyük başarıyı elde etmiş ve bu büyük bir haset, kıskançlık ve kin yaratmıştır ki bu son derece mantıklıdır. üzerinden süre geçmesi de fırsat bilinerek bu başarı normalleştirilmeye çalışılmış; 50 yıllık avrupa kupaları maceramızda herhangi bir türk futbol takımının değil kupa, final oynamışlığı varmış gibi sıradanlaştırılmaya gayret edilmiştir.

    galatasaray 2000 ruhunu yakalamak ve hatta 2000'de oynadığı futbolun da üstüne çıkmak isteyip ara süreçte avrupa'da fazlaca başarılı olamazken "ama bizim uefa kupamız var" şeklinde bir ağlama halinde olmamış; düştüğü her an daha güçlü şekilde kalkmayı bilmiştir. galatasaray lviv'e; ondan önce atl. madrid'e ve daha önceki sezon hamburg'a elendiğinde "ama bizim uefa kupamız var" dememiş; bu kupanın ikincisini türkiye'ye getirebilmenin arzusu ile yeni sezona başlamış; oynadığı her avrupa takımına karşı galatasaray'ın adının da ağırlıyla iyi futbol oynayıp galip gelmekten başka bir şey istememiştir.

    galatasaray’ın ne olduğunu, ne yaptığını bilmek tarihli yaşamaya örnek olarak gösterilebilir o kadar.
  • 1093
    düşüşte, hatta çöküşte olan takımım.

    aslında yalnızca bir takım değil benim için.

    babası, annesi, amcası, teyzesi fenerli olan bir çocuğun 5 yaşında "hiçbir baskı altında kalmaksızın" galatasaraylı olması.

    renklere aşık olması.

    asaleti hissetmesi.

    tarihini okudukça kendine hak vermesi.

    ne olursa olsun desteğini kesmemesi.

    her ortamda önceliği olması.

    sarı'sı.

    kırmızı'sı.

    g'si.

    s'si.

    aşk'ı.

    ve daha nice'si.
  • 1096
    insanların ilgi duydukları spor dallarında sempati besledikleri klüpler ve renkler için bu ilgiye neden olacak hikayeleri vardır..ol sebebten galatasaray için ve bu renkler için benimde nacizane anılarım var mutlaka..herkesin kendine değerli olan kişesel tarih anekdotları için ikisi de galatasarayla kesişmiş ve kahramanlarının ikisi de çok erkenden kaybettiğim iki kardeşin benim amcalarımın hikayesi..
    ilkini tarihi xamax maçından hemen sonra ikincisini uefa kupasını almadan hemen önce yitirmişim..ve galatasaraylı olmak başka hissettirirken sadece bu hikayeler bana buruk tebessümler olarak eşlik etmişler..
  • 1098
    çok küçükken ailevi telkinler sebebiyle sarının yoldaşını şaşırıp, daha sonra bunlardan sıyrılarak bana doğru yolu gösteren "şey". insana tanımı o kelimeyle* yaptırma sebebini hala çözemedim. tarif edilemez bağlılık, sevgi bu olsa gerek.

    ayrıca uğruna yeni bir yazarın* değil ilk entry'si*, tüm entry'lerinin feda olacağı takımım.

    (bkz: aşığım sana anlasana ulaaan)
  • 1099
    daha ben küçüğüm tam anlayamamışım galatasarayı, tutuyorum tutmasına ama bilinçli değilim neyse adı lazım değil rakiplerimizden biri de o ara fena gitmiyo beni bir korku bastı acaba bunlar bizi başarı anlamında geçecekler mi diye. gittim babama sordum, yanlış anlamayın babam da galatasaraylı değil koyu beşiktaşlı, dedi ki bana o takım dört yıl üst üste şampiyon olmadan uefayı almadan falan sizinle yarışamaz bile. işte o gün galatasarayın ne kadar büyük olduğunu biraz objektif insanlar tarafından bile kendisine nasıl saygı gösterildiğini anladım
App Store'dan indirin Google Play'den alın