• 4927
    dursun özbek yönetimiyle 2 sene daha devam ederse borcuna borç katacak, hiçbir sportif başarı yakalayamayacak, elinde avucundaki en değerli arsaları peşkeş çekilmiş ve avrupa'yı unutmuş bir kulüp haline gelecektir.

    bundan 10 sene sonra galatasaray, eğer ki son şampiyonluğunu 2015'te kazanmış bir takım olursa bunun tek sorumlusu dursun özbek yönetimidir. bu ihtimal hiç de uzak değil, kulüpte doğru giden hiçbir şey yok ve galatasaray'ın ünal aysal dönemindeki gibi muslera, sneijder, drogba, elmander, melo gibi adamları getirebilecek bir vizyonu da kalmadı mevcut yönetim sayesinde.

    hepimize geçmiş olsun. "14 senelik bu çile bitsin artık bu sene" marşını söyleriz ileride bol bol.
  • 4930
    aylardır anlatıyorum. arsaların satışı da tamamen halledilirse kulüp biter. bu yönetim istifa etmeyecektir, söylenene göre ibra da edilecekler. ben bu yönetimin galatasaray'ı çökertme projesi olarak gördüğüm için bir buçuk sene daha bizi yöneterek sonumuzu hazırlayacaklardır.

    tek umudum yabancı bir sermayenin kulübü satın alması. bir kac sene evvel bana da kati olarak negatif geliyordu ama baska kurtulus caremiz kalmadı. baska bi takım olsa bu kadar borc harcla alan olmaz derdim ama, galatasaray'in adı, markası, tarihi, taraftarı ve ligimizin domine edilebilme potansiyeli sebebiyle yabancı zenginlere cok cekici gelebilir. kulüp 10 sene icinde tamamen batacağına akıllı bir projenin takımı olsun...
  • 4932
    "maalesef istifa edemeyeceğiz. yapacak işlerimiz var. devletle de işlerimiz var." nasuhi zengin (bkz: #2130966)

    şimdi bu söz çok farklı anlamlar içeren bir söz. açıklamaları bizzat dinlemedim, sözlükten takip ediyorum. etmeyeceğiz dememiş, edemeyeceğiz demiş. eğer yazar kişisi yazım hatası yapmadıysa -ki arada bir harflik fark yok- anlam çok değişiyor. benim okurken anladığım ilk şey şu oldu; yönetim o kadar pişkin ki, o kadar kendini beğenmiş ki gaassaray taraftarının tepkisine "kusura bakmasınlar ama umrumuzda değiller, koltuk çok rahat" anlamında ironik bir edemeyeceğiz kelimesi olarak kullanıldığıydı.

    "bizim takım zaman zaman bir takım puanları bilerek kaybetti. başka taraflardan gelen telkinlerle kaybetti." nasuhi zengin (bkz: #2130991)

    lakin bu ikinci beyanat işin rengini çok değiştiriyor. iki cümleyi birleştirince gaassaray'ın bildiğimiz yönetimin de dışında kişilerce yönetildiği çok açık ortada. 25 mart'taki kongrede ibra verdirilir bu yönetime. daha uzun süre başımızdalar. hatta zamanı gelince ikinci kez bile seçtirirler belki, aynı isimler olmasa bile uygulamada aynı yönetimi.

    metin kal gaassaray taraftarı. sahadakiler kalamadı, yönetim kalamadı ama sen metin kal...
  • 4934
    herhangi bir şirket olsa, herhangi bir ceo - ykb başında olsa şu saniye iflası açıklardı... tablo ortada. http://gss.gs/MhY.jpg

    2013'te 90 milyon usd olarak gerçekleşen gelir, 2016 sonunda 20 milyon usd seviyelerine düşmüş... 2008'den beridir en büyük zarar işlenmiş tabloya... gördükçe içim acıyor...

    not: tablo doğrudan yıllık olağan genel kurul tutanağından alınmıştır.
  • 4935
    (bkz: #2131867) entry'deki tabloya baktığımızda, adnan polat'ın mali açıdan dipte aldığını hatırlarsak 2011'de çok üzerinde durduğu finans konusunda başarılı olduğunu görüyoruz. ancak, sportif açıdan da dip yaptırdığı için ve idari açıdan da ibra etme durumu olduğu için, kendisini beğenmeyip ibra etmeyenlere hak verebiliriz.

    ünal aysal yönetimi ise, küçülerek büyüyemeyiz mottosuyla yaptığı harcamaların karşılığını almış ve artık yükselişe geçmeye başlamışken, büyük ihtimalle fatih terim-mancini değişikliği, devre arası transferleri ve ikincilik derken, bir zarar edilmiş ve ünal aysal'ı sırf 2014 tablosu için bile mali açıdan ibra etmeseler hak verebilirdik.

    ancak, dursun özbek yönetimine baktığımızda, hem sportif açıdan, hem de mali açıdan dibin dibini görmüş durumdayız. eğer, bu tabloya rağmen idari veya mali açıdan ikisinden biri bile ibra edilirse kabul edilemez, hak verilemez bir durum ortaya çıkar. oy kullananlar yönetimi ibra etse bile kendi kendini geçmişini ibra etmemiş, kendileriyle çelişerek disiplin kuruluna kadar verdikleri adnan polat yönetimini ise aklamış olur.
  • 4936
    http://gss.gs/MhY.jpg

    tabloya bakınca kar-zarar mevzusu kadar iki yılda ne kadar küçüldüğünü görüyoruz. ünal aysal dönemindeki giderlere göre giderler azaltılmış ama takım anadolu takımı seviyesine düştüğü için gelirler de azalmış. yani giderleri azaltmak sorunu çözmüyor aksine kulübü küçültüyor. en az mali durum kadar iç karatıcı. bu yönetimi ibra etmek gerçekten de büyük bir umursamazlık olacak. adnan polat bugünkü yönetimden bin kat daha başarılıymış.
  • 4939
    amatör branşlara para aktarması günümüz gerçekleriyle bağdaşmayan kulüptür. bu kadar basit. 174 milyon $ nedir arkadaş? akıl kaçırtacak cinsten bir para. bulursun bir sponsor, onun verdiği bütçe kadarıyla gençlere spor eğitimi verirsin. adı üstünde amatör branş. saçma sapan işler arkadaş.

    ama buraya verilen paraların ciddi bir kısmı birilerini cebine girmiştir kesin.
  • 4947
    galatasaray adının marka haline gelmesinde tek pay sahibi taraftarıdır, halktır, halkın içinden gelenlerdir. hep genel kurula, liseye kuşkuyla bakmıştım.

    son dönemde yaşananlardan sonra kuşkusuz bu kulübü kulüp yapanın taraftarı olduğuna kanaat getirdim.

    dolaylı dolaysız sözü geçen hak sahibi olan yöneticilerinin bu çapsızlığı bu iş bilmezliği bu içten pazarlıklı sahte insanları ile bu günlere gelmesi mucize,

    bunları sadece dursun aydın özbek ve yönetimi için söylemiyorum. 100 yılı aşkın tarihi 25 milyonu aşkın taraftarıyla, kimliği duruşuyla, olağanca potansiyeli ile bu çok önemli galatasaray markasının potansiyeli dünyada çok az takımda vardır. (bunu fanatiklik olarak algılamayın aynı potansiyelin üç aşşağı beş yukarı fenerbahçe ve beşiktaş'ta da olduğunu düşünüyorum)

    gerçekten, eskiden okumayı mezun olmayı hayal ettiğim köklü bir üniversitesi olan, daha da köklü bir lisesi olan ve türkiye cumhuriyetine sayısız başarılı insan çıkaran bu kurumlardan, nasıl bu kadar basiretsiz, vizyonsuz, iş bilmez insanlar çıkmış anlam veremiyorum, yahu bir de kendilerine elit demezler mi? kendilerini monşer olarak görmezler mi? kendilerini ülkenin entellektüel kesimi olarak görmezler mi? elbette bu güzide kurumun türkiye cumhuriyetine kattığı değerler vardır malumumuz ama şu kulüpte hak sahibi olan söz sahibi olan bir şeyleri değiştirebilme yetkisi olan insanlardan bir tane mi düzgün çıkmaz?

    yok arkadaş, uefa kupası, yirmi lig kupası... toplamda 71 kupa bu kulübün adı, ismi rengi potansiyeli, taraftarı her türlü bu kupaları almaya yeter, almaya yeter de artar bile işte bundan bahsediyorum sizler nasıl bir iş bilmez, nasıl birer beceriksiz, nasıl elit? nasıl zeki? nasıl insanlarsınız da şu koca kulübün potansiyelini kullanamadınız, yahu hiç değil sadece 10 sene kendine elit diyen, sorsan iq patlaması yaşadığını düşünen insanlardan bir yönetim kurup 10 sene düzgün yönetsen türkiye'nin bayern münich'i olacak bir kulübü yerlerde süründürüyorsunuz, rezil rüsva ediyorsunuz.

    çok açık söylüyorum, arkasında halk desteği olmasa, gönülden bağlı taraftarı olmasa bu basiretsizler, bu yeteneksizler, bu kendini beğenmişler çoktan bitirmişti kulübü. çok samimi söylüyorum üç beş istisna insan elbette vardır bırakalım o kadar olsun, galatasaray'ın marka olması ve bugünlere kadar gelebilmesinin sebebi halktır. bu basiretsizler koca potansiyeli 10 senede bitirir şuan vefaspor, istanbulspor gibi anılan anılmayan bir isim haline gelirdik.

    yok mu bunun bir çıkar yolu?

    çok yazmasam bile gece gündüz kulübü düşünüyorum, hepinizin, burada yazan yazmayan tüm galatasaraylıların içinin karardığını görebiliyorum, uyku uyumadığınızı hissediyorum.

    çözüm için çağırılsalar gecesini gündüzüne katıp çözüm arayacak uyumadan bir şeyler üretmeye çabalayacak ve üretecek insanların varlığını biliyorum.

    hal böyleyken (bakın ben buraya çok takılıyorum ve içim cız ediyor sizlerinde dikkatini çekmiştir) dediğim gibi çözüm için kendi cebinden, zamanından verecek gram gocunmayacak insanların yerine; iki yılda bir yapılan olağan genel kurul toplantılarına, yılda bir kaç defa yapılan genel kurullar toplantılara bile gitmeyen insanlar gitselerde saat 13:00'da kim konuşursa konuşsun dinlemeyip pilav yemeye giden, saat 16:00'dan sonra kim konuşursa konuşsun dinlemeyen toplantıdan ayrılan, ayrılmasa bile homurdanan, (genel kurulu yöneticisi biliyorum sıkıldınız, bitireceğim, sayın bilmemne bilmemne kısa kesin herkes sıkıldı) diye konuşmacıyı kesen insanlar galatasaray markasın geleceğini belirliyor.

    çok samimi söylüyorum pilav olmasa toplantıya gelmeyek insanların olduğuna inanıyorum. yahu şuan ki başkanın bi önceki yönetimde vazife al(a)mamasının nedeni aidatını ödememiş olması.

    yazık.

    okuması zor bir yazı oldu kusura bakmayın.

    edit: tekrar okuyunca bir şey farkettim, on beş yıldır her gün televizyonlarda, radyolarda, sokaklarda malum şahsa nasıl maruz kaldıysam, yazı dilime işlemiş. ya da bana öyle geldi bilmiyorum, okuyanınız varsa bir de malum şahsın ağzından söylüyormuş gibi tonlayarak okuyun ne demek istediğimi anlayacaksınız. hahah.
  • 4948
    üstteki dört dörtlük metni destekleme adına bir örnek vereyim;sınıfımdan bir kız arkadaş genel kurul üyesi , babası halletmiş üyelik işlemlerini.kendisine ne oy vereceksin dediğimde neye? diye cevap verip durumu açıkladıktan sonra "bence ibra etmemelisiniz!"önerimeyse; valla ben bilmem , ben babam ne yaparsa onu yaparım diyerek karşılık vermişti.işte beyler gece 2 de huzursuz olup uzun uzun içinizi döktüğünüz , kafa yorduğunuz , çözüm aradığınız renklerimiz bu üyeler tarafından yönetiliyor.biz mi? forma alıp stadda gırtlak patlatmak da bizim işimiz işte.
App Store'dan indirin Google Play'den alın