• 52
    türkiye’de iyiden iyiye etkileşim avcılığına dönmüş meslektir.

    gerçi bu iş bir meslek midir ondan da tam emin değilim ama dinledikten sonra ufkumu açan bir tane yorumcu bile yok. müthiş futbol bildiğim için falan değil, analitik bir bakış açısıyla tüm klişelerden uzak rafine futbol yorumu bulmak imkansız olduğu için… son zamanlarda o gün özelinde yıldızlaşan topçuları orijinal bir şekilde övme yarışı başladı türk spor medyasında. buna da ayrıca tutulmaya başladım. icardi, dzeko, aboubakar falan bu isimler gol atıyorsa aşırı abartılı övgü tivitleri ilgili taraftar kitlesinin etkileşimini almak için hemen devreye giriyor. veya bir takım domine edici bir oyunla farklı galibiyet aldığında hemen tarihin en iyisi gibi muamele ediliyor. ligin geldiği seviye falan hiç hesaba katılmıyor.

    futbola dair ufkunu geliştirmek isteyen ve ingilizcesi tatmin edici düzeyde olanlar şanslı. bu şişirme atmosferden etkilenmiyorlar ama kalan kısım popülist materyaller arasında dolanıp duruyor mecburen.
  • 49
    galatasaray taraftarının el atması gereken başka bir olgu.
    organize olarak çakma objektif ancak esasta galatasaray'in yaşadığı problemleri gündemde tutacak ve gerekirse rakiplere çamur atacak reytingi yüksek bir figür çıkarmamız gerekiyor. sosyal veya konvansiyonel medyada galatasaray'li yorumcu olarak taraftara satılan kişiler tamamen maddiyat veya popülarite kaygısı ile silik profiller çizmekteler. eşek olana semer vuran çok olur. aklını ve dilini kiraya veren insanlara prim vermeyerek onları bu düzenin dışına itmemiz gerekiyor.
  • 40
    ülkedeki her şeyle birlikte kalitesi yerlerde sürünen bir başka durum. s sport ekibi dışında (sokrates ekibiyle aynı gibi olsa da demirkol falan yok en azından) dinlenesi kişi sayısı 3’ü geçmeyen, tüm yorumları sığ, fanatizmden gözleri kör olmuş ve bunu normal gören güruh tarafından televizyonlar kuşatılmış durumda. galatasaray’ın savunulmaya ihtiyacı yok ama öyle saçma algı yaratılıyor ki birileri kulübü savunsun istiyorsunuz, karşınıza çıkanlar evren turhan, rodop, kerem inan, rok falan. üstüste 2 cümle kurmayı beceremeyen insanlar galatasaray ile ilgili sataşmaların muhatapı oluyor.

    sonuç ne mi oluyor, açıyorsun emre özcan ile premier lig muhabbeti dinliyorsun, orhan uluca ile almanya’nın altını üstüne getiriyorsun. yeniden bu mesleğe olan inancın yükseliyor.
  • 1
    türkiye'de yapılabilecek en basit iştir. bir de bundan para kazanıyorsanız demeyin keyfinize. bir örnekle açıklayalım.

    misal bir teknik direktörü eleştireceksiniz.
    yenilmişse zaten çok kolay. ali ve veli'yi bu takımda nasıl oynatmadınız, ilk onbirdeki oyuncular yorgun anlamıyor musunuz dersiniz. ali ve veli oynadı mı? o zaman da ali ve veli bu takımda nasıl oynar! onlar bu takımda oynayacak kapasitede değil dersiniz. 3 hafta önce tersini mi söylemiştiniz? hiç mühim değil. 3 hafta önce söylediğinizin tam aksini söyleyebilirsiniz. taraftar teknik direktöre sinirli olduğu için manevi olarak desteğini sizden yana koyacaktır.

    diyelim ki teknik direktörün çalıştırdığı takım yendi. rakibe çamur atın. bu skor kimseyi kandırmasın, rakip çok kötüydü deyin. takım şampiyon oluncaya kadar bunu savunabilirsiniz. güzel galibiyetlerde payeyi oyunculara verin. teknik direktöre hiç değinmeyin bile. şampiyon olunca da bir müddet ekranlarda fazla görünmezsiniz, yorum yapmazsınız. seneye kaldığınız yerden devam edersiniz. hiç sorun olmaz.

    takım aylar sonra ilk kez topluca hakeme itiraz mı etti? hemen disiplinsizlikten dem vurun. teknik direktör takımın ağırlığını kaldıramıyor deyin. mesela fatih terim'in müthiş disiplinli takımı asla hakeme itiraz etmezdi! çünkü fatih hoca disiplinliydi. şaka yaptım sakın böyle bir örnek vermeyin*. yoksa kendi kendinizi bozmuş olursunuz. fatih hoca'ya değinmeyin en iyisi. birisi size böyle birşey hatırlatırsa suratına çemkirin, bağırıp çağırıp konuyu değiştirin. sen x takımı küçük bir takım mı sanıyorsun diye de ekleyin, zeytinyağı gibi üste çıkın. bakarsınız karşınızdaki sizden haksız(!) olduğu için özür bile diler.

    takım az gol yeyip, az gol mü atıyor? takımın çok savunmacı olduğundan bahsedin. teknik direktörün x takımın büyüklüğünü kavrayamadığını anlatın. takım çok gol atıp, çok gol mü yiyor? bu takım türkiye'de iş yapar ama bu savunmayla avrupa'da acımazlar deyin. çok gol atıp, az gol mü yiyor? merak etmeyin bunun da çaresi var. türkiye ligi çok kalitesiz, takımlar arasında büyük kalite farkı var deyin gitsin. nasıl olsa sizi eleştiren yok, her zaman haklısınız.*

    takımın kadrosu çok mu geniş? ahmet'le mehmet'i oynatmayarak küstürdüğünü söyleyin, futbolcularla arasının kötü olduğunu belirtin. devamlı farklı kadrolar kullanılıyorsa takımın istikrarsızlığından, yok aynı kadroyla gidiliyorsa oyuncuların yorulduğundan ve form düşüklüğünden bahsedin. diğer oyuncuların teknik direktöre karşı cephe aldığını söylemeyi de unutmayın.

    yönetimle arasının açık olduğunu yeterince etki yapamadıysanız opsiyonel olarak ekleyebilirsiniz.

    bu kılavuzu takip edersiniz aşağıdaki teknik direktörlerin hepsini gönderebilme kabiliyetine sahip olursunuz.

    fatih terim*, mircea lucescu, gheorghe hagi, eric gerets, zico vs.
    saymakla bitmez.

    yeni yorumcuların takip etmesi gereken bir kılavuz.
    sözlüğümüzün ücretsiz hediyesidir, para ile satılamaz.
  • 27
    benim en büyük hayalim. memleketin en iyi iletişim fakültelerinden birini bitirdim, yıllardır futbol izlerim, kendimi geliştirmeye çalışıyorum, elim kalem tutar, bu konuda da fena sayılmam. ama torpille oralara yerleşmiş futbolcu eskileri, alakasız teknik adamlar ve ne idüğü belirsiz yorumcular yüzünden hayalimdeki işi yapamıyorum. alttan oralara muhabirler çıkamıyor, o yüzden yıllarca orda kalıyorlar ve ben bu yapıya dahil olamıyorum.

    benim küçükken en büyük hayalim galatasaray'da oynayıp ali sami yen'de gol atınca kapalı tribünün önünden yeni açığa doğru koşmaktı. bu yeteneğe sahip olmadığımı anlamam çok kısa sürdü ama ne galatasaray'dan, ne bu oyundan ne de onu izleyip, yazıp çizmekten vazgeçtim. hedefim hala bir yerlerde yorumcu olup ağırlıklı olarak galatasaray konuşmak. kimseden çekinmeden, kendi bildiğim doğruları söylemek ve galatasaray menfaati gereği, gerektiğinde acımasız gelebilecek bir dille doğruları anlatmak. umarım bunu bir gün yapabilirim.
  • 38
    türkiye'de dünyanın en kolay işidir. biraz komedyenlik çabası, biraz uydurma haber, biraz cm/fm ve biraz da transfermarkt ile çok revaçta bir futbol yorumcusu (!) olma yolunda büyük adımlar atabilirsiniz. hele bir de bir takıma sempatinizi belli eder ama tarafsız durduğunuzu göstermek adına sürekli başka takımları överseniz sizden güzeli olmaz.

    türkiye'de neredeyse hiçbir futbol yorumcusu futbolcuyu yabancı futbolcuları tanımıyor. tek tük var ilgili insanlar. youtube'u açıyor, izliyor ve yorum yapıyor. bu işten de para kazanıyor.

    uzun zaman sonra geçen gün yine uğur karakullukçu ve ali ece'nin yaptığı youtube programını izledim. ali ece'yi severim. ama abi adam kendisini hiç güncellememiş. eskide kalmış. uğur karakullukçu zaten tam bir şovmen. saracchi'yi yorumladılar, kulaklarım kanadı. adamı o kadar bilmiyorlar ki söyleyebildikleri tek şey "hız diyorsanız leipzig ya da salzburg". lan bu kadar saçma bir yorum mu olur? sonra da diyorlar ki "bu adam çok hızlı, hücumcu ama defansı zayıf". adamı hiç izlememiş. lan aç bari bak youtube'dan. oradan anlarsın belki. o da yok. nasıl olsa "ben ne söylesem millet yiyor" diyorlar.
  • 51
    sanirim turkiyede su an yapilabilecek en kolay meslek.

    ornek vermek gerekirse, galatasaray 25 temmuz 2023 zalgiris galatasaray maçı oncesi her hazirlik macinda neredeyse 90 dakika forvet oynayan tek isim baris alper yilmaz idi.

    bu maclari yorumlarken belli ki zalgris macina baris alper ilk 11 cikacak, su an en hazir isim zaten kendisi diyen nerdeyse tum yorumcular, mac bitip isler kotu gidince agzini doldura doldura baris alper tek forvet mi oynar, transfer bu maca nasil yetismez diye insanlari gazliyor.

    neresinden baksan komik...

    sahsim adina ise baris alperin forvet oynamasi yanlis degildi ancak hem baris, hem yunus, hem zaniolonun beraber ilk 11 olmasi ile cok savruk kaldik, ancak henuz transfer donemi ortasinda iken gelen yumusak bir tokat bizi cok guzel kendimize getirdi, okan hoca bu tur seyleri cok iyi gorup gerekli tedbirleri alir, buyutmeye gerek yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın