çocukken mahalle maçında ya da okulda arkadaşlarıyla maç yaparken, kötü oyadığı için dalga (maytap,taşşak) geçilen ve meşin yuvarlağa tövbe etmiş şahıs.
78
mümkünse benden uzak dursun.
79
kanından şüphe ederim.
80
madem futbolu sevmiyor ne diye yaşıyor bu adam aq diye tepki de verilebilir kendisine.
81
hobi olarak tuttuğu takım şampiyon olunca sevinmeye hakkı olmayan erkektir. hatta mümkünse hobi olarak da takım tutmasın. gitsin vakıfbank güneş sigorta türk telekom'u tutsun.
82
o futbol muhabbeti illaki açılır.
- ben takım tutmuyorum, milli takımı tutuyorum.
- hangisini?
83
kısa ve net: enteldir.
84
işin özüne inmemiz gerekir. hepimizin mahalle maçları yaptığımız dönemde, bir köşede oturan, gerek yetenek yoksunu olması, gerekse tipi nedeniyle (evet ben bunu yaptım) oyunlara almadığımız kişiler vardı. işte bu kişilerin futbola olan nefretlerinin ilk tohumları bu dönemde atılmıştır. daha sonrasında futboldan uzak kalmaları nedeniyle arkadaş sohbetlerinden, ortak paylaşımlardan (stada gitmek, cafede maç seyretmek) kendilerini soyutlarlar. artık futboldan iyice uzaklaşmışlardır. sonra futbol seven baba baskısı vardır. "lan ne biçim erkeksin, erkek adam futbol maçı seyreder, sen ofsaytı bile bilmiyorsun" ergenliğin getirdiği babaya tepki verme gerekliliği futbol nefretini kat ve kat arttırır. sonra ergen genç birşey keşfeder, kızlar futboldan uzak olan erkekleri daha çekici bulmaktadır. işte bu bir fırsattır. bundan ekmek yemeye başlar, hatta kendini sanata, müziğe falan verir. futbol artık hayatının dışındadır. çok mutlu bir erkek olarak yaşamını sürdürebilir. bunların hepsini nerden mi biliyorum. o herif benim abim :)
kadere bazen isyan ettiren erkeklerdir. okuduğum bölümde sayıca azdık erkekler olarak, bir de bunların futbolla (hemen hemen sporun hiç bir dalı ile) alakalarının olmadığını keşfetmem kabus dolu bir beş sene yaşattı bana. ben diyorum arda, sabri; onlar hemingway, mark twain. neyse ki, bugün itibari ile ilişiğim tamamen kesildi.
89
zamanında mahalle takımına girememenin, kazanılan halı saha maçı sonrası buz gibi kolayı gururla yudumlayamamanın öznesidir. bir kez dahi olsa ali sami yen de maç izlememiştir. bu kadar yaşanamayandan sonra muhtemelen ekonomiye merak sarmıştır.
90
yeteneği olmayabilir, bu yüzden de dolaylı açıdan psikolojik olarak kötüleme / izlememe yoluna gidebilen arkadaşımızdır. ama şöyle de bir durum var ki, çevremde bu tip arkadaşları ne zaman görsem, el ayakları bir ayrı oynar. hal ve hareketlerinden buram buram antipati kokar.
yani arkadaş çevresine alınabilecek, kafa dengi adamlar değildirler. en basitinden ne mangala giderler, ne de benzer ortamlarda bulunabilirler.
ama bunların haricinde kendileri hakkında bir başka temel detay vardır ki, o da kızların en yakın arkadaşları bu vatandaşlardır. sürekli çevrelerinde görmek mümkündür. o ince ses tonlarıyla, ''ayça dün akşam ki küçük sırları izledin mi. neler döndüüüğğ öylee'' şeklinde gayet laçka ve buram buram vıcıklık kokan söylemler favori laflarıdır. kızların bir anlamda yaşam koçluğunu da yapmaktadırlar ayrıca. ama tabii kızların en yakınlarında olduklarından, olası ayrılıklarda bundan da en fazla nimetlenen kişiler olmaktadırlar.
tabii bunlar türkiye'de ki kategori'ye giriyor. gidip, görmedikçe uluslararası durumları bilememekteyiz o yüzden.
91
kahvedeki izmarit kemiren tipler gibi anlamadan kabağına sevecekse, hiç sevmemesi daha evla olan erkektir.
92
mecbur kalır futbol seven bi kamyon adamla maç izlerse, işte o zaman en itici, en pis, en çekilmez erkek olur. yalandan analizler, ''şu şurda şunu yapsa, orda vursa, teknik direktör şunu soksa'' minvalinde bi başlar, sanırsın maç izleyen herkesten iyi biliyor futbolu. bi de hepsi çok konuşuyor arkadaş bunların.
93
var arkadaş var cidden böyle bir erkek var. ama ben hoşlanmıyorum bu türlerden. yani erkek ve kadın her ikisi de sporu sevmeli. e günümüzde en çok konuşulanı hangisi? tabi ki de futbol ki özellikle erkeklerin ilgi alanı gibi görünüyor. biraz zorlama olacak mahalle baskısı ama erkek dediğin futboldan anlamalı anlamasa da sevmeli milli servet yahu.
94
futbol sevmeyen baba ve futbol sevmeyen koca versiyonları olmakla beraber ender görülen vakalardır. (bkz: futbol aşktır)
95
bu güruh genelde siyasetten karılardan filan da anlamaz. tavla bilmez , batakta kozları çekmez çizen eli batırır , trafikte sarı da bile geçmez , evde yemekleri yapar , bulaşık yıkar kısacası ılıktır.
saatler sonra edit: işbu entry dünyadaki hemcinslerimden herhangi birisini kırma amacı güderek yazılmamıştır. entry mizahi açıdan değerlendirilmelidir. öpt.bye..
96
acık konusmak gerekirse karsı cins falandır kaale bile almadıgım kisidir.
97
kadını sadece anne, yemek yapan, temizlikçi, ev içinde duran bir mekanizma olarak gör; bununla da yetinme bu rolleri çok aşşağılık bir şeymiş gibi erkeklere yakıştırama.
sonra da gel buraya futbol sevmeyen erkeği o dar beynindeki erkek > kadın denkleminden yararlanarak yemek yapmak = kadın = aşağılık denkleminden itin götüne sokmaya çalış.
benim futbol sevmeyen bir sürü erkek arkadaşım var. bir tanesi en yakın arkadaşım. siyasetten çok iyi anlar, evde cidden çok güzel yemek yapar, bulaşıkları yıkamaz ama biraz tembeldir. trafikte sarıda geçmez çünkü trafik kurallarına uymayacak kadar hayvan değildir.
98
süper lig ve türk futbolu bu şekilde devam ederse ben. yabancı ligleri tabi ki izliyorum ama "izlerim" sadece.
99
galatasaray olmasaydı, yüzde 99 ihtimalle içerisinde bulunurdum bu türün. gerçi bazen galatasaray'ın maçlarını izlemek bile zulüm geliyor, yarısında bırakıyorum. dünyadaki diğer bütün spor dalları ve eğlence organizasyonları gibi futbolun da kendini sevdireni de vardır, kendinden tiksindireni de. şimdi bangladeş'de oynanan da futbol, sıradan iki takımın maçını izlemeye çalışın bakalım izleyebilecek misiniz? binlerce halı saha var, her saati dolu, haftasonları gezmeye gitmek yerine gidip buralarda maç izleyen var mı aramızda? yok. neden, çünkü bir yerden sonra her şey sıkıcıdır. insanın canını sıkan şeyler de pek sevilmez.
genelde futbolu sevmeyen insanlara baktığımız zaman büyük çoğunluğu işi gücü olan, hayatla mücadeleden dolayı bir dönem futbol olayından kopmuş ve bir daha bağlantı sağlayamamış, sağlamak istememiş, gereksiz bulmuş, daha başka ilgi alanları, hobiler, zevkler edinmiş kişilerdir. bir kısmı da odun gibi, bomboş bir hayat yaşayan asosyal tiplerdir, var böyleleri de.
bence futbol sevmeyen erkekte sıkıntı yok; sadece futbol seven, futbolla ilgilenen, futboldan başka hiçbir konuda konuşacak kelimesi olmayan, kültürsüz, kendini geliştirmemiş erkeklerden bi cacık olmaz.
100
futbolla ilgilenmemek çok sorun değil ama futbol sevmeyen erkekten olanak varsa nedenini öğrenmeye çalışırım. ilgisizlikle sevmemek çok çok farklı tavırlar çünkü. bu arada delikanlılık anneye, eşe, kızkardeşe yardım etmektir. adamlık trafik kurallarına uymaktır. insan olmak, cinsiyet ayrımcılığı ve cinsel eğilim üzerinden dışlama yapmamayı gerektirir. bunun aksini hakaret amaçlı kullanan arkadaşlar herhalde şaka yapmaya çalıştılar, herhalde bunun gereksiz ve itici olduğunun farkındalar, herhalde peşinden özür ve düzeltme de gelecektir.
ad hominem için; bulaşık yıkarım, yemek beceremem, ütü tamamen bende, sarıda geçmem geçene selektör atarım, tavlada john nash stayla hep beklemeyeni oynarım çünkü sadece kazanmaya oynamak tat vermiyor artık, batak dediğin bebe oyunu :), siyaset dediğin hayattan ayrı bir dal değildir.