resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:62
Uyruk:Hollanda
  • 1856
    kadrosu, futbol mentalitesi için kalitesizdir. rijkaard'dan 3 kuruşa 5 köfte beklemeyi bırak, 3 kuruşa 3 köfte bile bekleyemezsiniz. 5 kuruşa önce 5, zamanla 10 köfte verebilir ama. o yüzden türkiye'de işi zor... 5 kuruşu bu senede vermezsek seneye polat lucescu'nun kapısında yatar. güzel futbol hayal olur. kadro planlamasının çok ama çok dikkatli yapılması gerekiyor. bana kalsa gerekli kadro zamanla oluşur diye 5 sene tutarım, sonra arkama yaslanır izlerim, ama türkiye burası. kendisinin muhtemelen türkiye'de son senesi, ben pek umutlu değilim... kadro doğru kurulsa, şansta yaver gitse ve yanılsam ne güzel olur...

    birde mourinho tarzı adamlara hayran olup rijkaardımızın arkasında duran insanları anlamadığımı alakasız bir ek olarak yazacağım. tutarsızlık. içimde kalmıştı, yazmasaydım çatlardım.
  • 3550
    dönüp baktığımda kaçırdığımız bir tren gibi geliyor bana hep. ne için kullanacağın, nerde kullanacağına göre araba alır insan. arazi ya da bozuk yol için 4x4 ya da altı yüksek bir araba alırsın. şehir içinde konforlu ya da otomatik vites alırsın. uzun yol için az yakan ve rahat edebileceğin bişi alırsın en nihayetinde. bizim daha yolumuz yordamımız olmadan, planlar net değilken böyle bir vizyona yönelmemiz bizi yakalamak istediğimiz ivme kadar geri itelemiştir. bazı teknik direktörler vardır adam tek başınada yönetim kabiliyeti vardır, bazısı ekip olarak başarılıdır. rijkaard'ta ekip halinde, planlı ve programlı çalışan adamlar. sen bu adamın eline uluslararası nitelikte oyuncular ya da etik iş ahlakına sahip oyuncular vermezsen, etüdünü iyi yapmazsan sadece göz boyamaya çalışırsın. servet dediğin adam, fizik dışında bir artısı olan bir adam değil, oyun zekası ve mantığı olmadığı gibi, ahlak yönünden de problemli adam. gökhan zan desen var-yok arası. keza saçma gelsede imza töreninde top sektiremiyor bile oluşu topa ne kadar hakim olduğu hakkında izlenim veriyordu. işin kısası adamın karşısına "frank"enstein'ı verip, bu bir insan bununla ilgilen dedik. sağ olsun ilgilendi. frank'tanda olduk, ruhumuzdan da.
  • 924
    sadece gelişi ile tüm taraftarlara uzun süre sonra umut olmuştur.

    kimse daum, lucescu saplantısında boğulmuş basının oyununa gelmemelidir.

    rijkaard 'a sahip çıkılmalıdır.

    tabi ki barcelona 'yı bugünlere tek başına o getirmedi fakat çok büyük rolü olduğunu halefi 2 sene sonra dahi söylemektedir.

    mevcut durumda, galatasaray 'ın tek değil en büyük umududur.
  • 1822
    #217501

    ----------------------------------------------------------------
    1 valdés | 2 belletti | 3 motta | 4 márquez | 5 puyol | 6 xavi | 7 gudjohnsen | 8 giuly | 9 eto'o | 10 ronaldinho | 11 zambrotta | 12 van bronckhorst | 15 edmílson | 16 sylvinho | 18 ezquerro | 19 messi | 20 deco | 21 thuram | 22 saviola | 23 oleguer | 24 iniesta | 25 jorquera | 28 ruben | 29 valiente | 31 dos santos | 32 crosas | 33 jeffrén
    --------------------------------------------------------------------

    bu kadro ne istersen oynar dalgası yanlıştır. bu kadroyu kuran adamdır frank. frankı kadro şampiyon yapmamıştır. frank bu kadroyu şampiyon yapmıştır. çünkü barca bir önceki sezonu 6. sırada bitirmiş ve barçalılar sokağa çıkamaz hale gelmişlerdir. çünkü sezon real'in 22 puan arkasında bitmiştir.

    ama frank göreve gelince enke, de boer, sorin, cristanval,mendieta,rıquelme,rochembak gibi adamları göndermiş ;

    yukarıdaki kadrodan laportanın balonu rüştü'nün yerine valdes'e güvenmiş, 18 yaşındaki iniestayı iniesta yapmış, diğer transferleri ise kendisi şekillendirmiştir. sistemi kuran ve gezegenin en iyi takımını yaratan odur. kahvede oturup " barcelona'yı ben de şampiyon yaparım" diyen tiplerden olmamak gerekmektedir.
  • 3879
    kendisi dönemindeki kadronun çok kaliteli olduğu söylenen eski galatasaray teknik direktörü. kaliteli olarak sayılan iki üç topçu dışında mustafa sarp, barış özbek, servet çetin, sabri sarıoğlu gibi first class futbolcular ile çalışmak zorunda kalmış, haliyle büyük çoğunluğu çöp topçulardan oluşan bir kadroyla başarısız olduğu için itin bi tarafına sokulmuştur. kalesinde doğru dürüst kaleci olmayan, savunması ve orta sahası evlere şenlik olan bir takıma dünya'nın en iyi antrenörlerinden oluşan bir kurul da getirseniz başarısızlık kaçınılmaz olur. rijkaard dönemi galatasaray kadrosundaki yıldız hücum oyuncularını sayarken ilk anda 'hakkaten yahu ne kadro varmış bizde" dense de acı gerçek olan futbolun bir takım oyunu olduğu gerçeği unutulmamalıdır.
  • 77
    yeni teknik direktörümüz. bursa'dan istanbul'a feribotta gelirken yüksek sesle müzik dinlemekteydim. karşımda da televizyon, 24 kanalı, paso haber var. birkaç dakika sonra spor haberleri başladı. ilk haber rijkaard galatasaray'da! "e oha!" diye bi tepki verince yanımdaki kadın korktu. bir de yüksek sesle dinliyorum ya müziği, ayarı kaçırmışım, herkes bana bakıyor. ben de sevinçten deli deli onlara bakıyordum sanırım o an. hatırlamıyorum.
  • 255
    rijkaard büyük isim. kalitesi tartışılmaz. buna kesinlikle katılıyorum. ayrıca kendisini eleştirmekten ziyade sistemini kavramaya çalışıyorum. belli ki sistem herkesin dilinde olan 4-3-3. evet artık bu konuda hemfikiriz. peki sezon içerisinde kaç kere daha aydın'ı, yaser'i ve erhan'ı ilk 11 oynatabilecektir? hazırlık maçları oynandı ve bir takım gözlemler muhakkak yapıldı. bunun üzerine benim de rahatlıkla söyleyebileceğim cümlelerim var. mesela erhan için imkanı yok ki forvet hattında barınabilsin. işi çok zor. o'nun gibi birisi ancak maradona olmalı ki gollerini sıralasın. aydın'a değinmek istesem de birşey farketmeyecek. var ya da yok gibi. sanki ben oldum demiş. sebebi 17 yaşında şampiyonluğu getiren gol müdür? açıkcası kafamı biraz buna da yordum.
    yaser'i düşünüyorum da o da aynı. çok bilinçsiz oynuyor. bir denge problemi olduğu da aşikar. hani desem ki bu gençler zamanla vizyon sahibi olacaklar, gelişmeleri olacak vs. bu gerçekten düşünülmesi güzel lakin böyle olur mu bilemeyeceğim. bence çok zor.

    tek korkum küçümsemek. rakip hiçbir zaman alaya alınmamalı. rakibi hafife almaya çalışınca bu sefer olaylar ters gelişebiliyor. mesela tromsö 4 sene önce bizleri küçümsemeyi geçtim, bir güzel küçülttü. bunlar futbolda olağan şeyler demek pek sağlıklı değil. yani küçük balığın büyük balığı yutması gibi.
    böyle düşününce bir anda neden diyorum. neden tobol karşısında 11 kişi oynamak varken 8 kişi ile yetindik? bu bir hazırlık maçı değil nitekim. arada bir yaşadığımız aksilikler gayet net değil mi? tamam biz bir markayız ve büyük kulüplerin sahip olduğu isim gücüne biz de sahibiz. bunun örneği tobol karşısında yaşandı. oyuncularımız maçı kazanamadı maalesef. maçı kurtaran sadece marka değerimizdi. yani galatasaray adı idi.

    şunu da söylemek lazım. rijkaard hakikaten gençlere emek veriyor. onlardan son derece yüksek verim almak için elinden geleni de ardına koymuyor. kısacası gelecek yıllar için onları umuyor, güveniyor. fakat bazı şeyleri iyi yönde umabilmemiz için umduğumuz şey her ne ise bize güven vermeli. kişeye bu hissi verebilmesi çok önemli. yani sana güveniyorum demekten öte, acaba bu çocukta gün yüzüne çıkabilecek yetenekler var mı diye sorgulamak lazım. örneğin messi, bojan ve hatta 17-18 yaşlarında at.madrid forvetinin değişilmezi olan torres gibi. ki o torres'e ölesiye güvenen kişiler o'na o yaşta kaptanlığı bile vermişti. aynı şekilde içimizdeki arda turan örneğinde olduğu gibi. aradaki endeksleme budur bence. güvenmenin dışında başka bir hüviyet lazım. o da mecburi kılınmış yetenektir. tabii ki daha da önemlisi yeteneği de kullanabilme yetisidir. eğer rijkaard buna inanmış ise hakikaten çok iyi yolda ilerlemekteyiz. işte bu durumda acaba rijkaard'ın gençlere karşı olan umudu nelerdir? bu oyuncular sezon sonuna kadar mı bu sistemin bir parçası olacaklar, yoksa sadece fortis türkiye kupası'nda yarımşar devre oynayarak sezonu mu tamamlayacaklar?

    sonra bir kez daha düşünüyorum. diyorum ki, eğer rijkaard, sami yen'deki rövanş maçında aydın, erhan ve yaser üçlüsünü oynatmayacak ise amaç ne olabilir? gelecek adına gençler mi? yoksa maçı kazanmak adına tecrübeli oyuncular mı? bunu önümüzdeki maç sayesinde biraz daha anlama şansına sahip olacağım. kesin konuşamıyorum bu sebeple. olur da hocamız yine gençler ile kurulu bir kadro yapısı ile rövanş maçına çıkarsa bütün samimiyetim ve sevincim ile kocaman bir helal olsun diyeceğim. teşekkürlerimi sonuna kadar sunacağım. ama olur da bu gençlerin önü bir anda kesilir ve şevkleri kırılır ise öğrenmek adına tek soruluk bir ricam olacak; neden kazakistan'da 8 kişi oynadık?

    kesinlikle rijkaard'ı topa tutmuyorum. içimden geldiği gibi analizler yaparak bilgilenmek için öğrenmek istiyorum. çünkü rijkaard yerine galatasaray'ı yıllardır takip eden bir vatandaşımız o gün çıkıp baros, kewell, arda üçlüsü ile başlasa muhakkak 5 farklı üstünlük ile ülkeye dönerdi. tabii bu durum sadece günü kurtarmak adına yapılmış olurdu. ben ise geleceğimizi kurtarmak adına var ol rijkaard! diyorum. güvenim sonsuz ama öğrenmek istediğim çok şey cevapsız.

    ayrıca bu konu üzerinde daha önce istişare yaptığımız s3th'ye sevgilerimi gönderiyorum. o'nun sözlüğe aktardığı güzel analizden sonra bu konu hakkında uzun zamandır kafa yorduğum bu durumu dile getirebilme şansım oldu.
  • 664
    bir gün kadıköy'de, o stres altında puan alınacaksa (çok önemli ya) bu puanı rijkaard alacaktır. çünkü kendisi stres yönetimini bizim kulüp yönetiminden de taraftardan da futbolcudan da iyi yapıyor. hepimizin şaşkınlığı içerisinde arda'yı daha 60 dakika dolmadan derbi maçından kenara alması da bunun bir göstergesi. kendisi kadıköy'de olabileceklerin şiddetini yeterince öngörememiş olabilir, bir de tabii daum'un kontrollü futbol dediği taktiği de rijkaard'ın ona karşı kaybetmesinde etkendi. daum resmen galatasaray'ın kanatlarını ortada oynamaya mahkum etti, ortaya kaçan futbolcularımız da fenerbahçe'nin kademe oyuncuları ile karşı karşıya kaldı. şimdilik rijkaard'a karşı daum'un bu taktiği tuttu, tabii yanına diğer tüm psikolojik faktörleri de alarak. * ancak kendisi türkiye ligi'ne alıştıkça daha güneşili günler göreceğiz. yıllardır tutarsızlıklardan, hoca değişimlerinden o kadar sıkıldım ki, 4-5 yıl kalsa da sistemi, sistemi öğrettiği, disiplini öğrettiği futbolcuları bıraksa arkasında demek düşüyor bizlere.
  • 3742
    kendisi loser'sa, winner bir türk hoca yoktur. imparator dahil. kazanmak ve kaybetmek çünkü, biraz şampiyonluklarla alakalı ya arkadaşlar... hani rijkaard'ın da şampiyonlar ligi şampiyonluğu falan var...

    bazı arkadaşlarda öyle fetişler var ki, at gözlüğüyle bakıyorlar dünyaya. biz de tarafız, galatasaray'dan tarafız ancak burak yılmaz'ın falcao'nun seviyesinde olmadığını, selçuk inan'ın bir xavi hernandez olmadığını söyleyebiliyoruz. fatih terim de en büyük faal hoca değil, bunu da biliyoruz. biz bunlara rağmen, selçuk inan'ı xavi'ye tercih ettiğimiz, fatih terim'i alex ferguson'a değişmeyeceğimiz için "galatasaray'dan tarafız" diyoruz. fakat bazı arkadaşlar, gheorghe hagi başarısız olurken burada ona sövdüler. bazıları bülent korkmaz'a küfürler ettiler. ben o zaman da çıktım dedim, hagi'yi kimseye değişmem dedim. çünkü, tekrar söylüyorum, biz ne kupalardan ne de istatistiklerden tarafız. bizim tarafımız, sarı kırmızıdır.

    ancak arkadaşlar, işte bazı arkadaşlar bu taraf olma ile bir şeyleri yorumlamayı çok fena karıştırıyorlar. bu gün hemen hiç birimiz, kim gelirse gelsin fatih terim'in takımın başından ayrılmasına razı gelmeyiz. içimiz elvermez. ancak bu fatih terim'i alex ferguson'dan büyük yapmaz. frank rijkaard'ı loser, kendisini winner hiç yapmaz. zira kupa kazanma meselesine gelirsek, rijkaard'ın kazandığı kupaların değeri belki bizim için değil ama uluslararası arenada fatih terim'inkilere göre daha yüksektir. ha, bence de fatih terim daha iyi bir teknik adamdır. ancak fatih terim'i putlaştıracağım diye ondan önceki teknik adamlara sallamanın, hem de desteksiz sallamanın adı ya cahillik olur, ya da putperestlik.

    hasılı, frank rijkaard çok önemli bir teknik direktördür. loser değildir, kapı gibi winner'dır.
  • 3192
    10 milyon €'ya istediği adam alınamıyorsa, 8 milyon €'ya nasıl oluyor da misimovic alınıyor lan?

    tamamen işgüzarlık sonucu istediği adamlar alınmamış. mehmet topal gitmiş, musa gelmiş. keita gitmiş, serdar özkan'la pino gelmiş ki pino'yu kötülemiyorum. bana göre büyük takım ise bizim takım as oyuncu keita, yedeği pino olmalıydı. yedeğe serdar, ilk 11'e pino değil.

    10 milyon €'luk adam istemişmiş. ne isteyecek peki? madem böyle bir kadro kuracaksın niye rijkaard'ı getiriyorsun? rijkaard'ın istekleri, oynatacağı oyunu oynayacak adamların değerleri belli değil mi? madem götüne güvenmiyorsun, ne diye getiriyorsun da hem para, hem zaman kaybı yaşatıyorsun galatasaray'a?

    hala kişileri eleştiriyoruz ya yemin ederim anlamıyorum. futbol takımı için özellikle bu yaz yapılan hamlelerin tamamı fiyaskodur. yola başlangıç iyiyken bir anda yoldan sapılıp saçmasapan işlere girişen yönetim baş suçludur. daha sonra kendisini biraz olsun geliştirmek yerine ben terry'im, ben zurnayım diye açıklama yapan andavallar suçludur.
  • 3294
    yeni olduğum için, bir gün burada yazar olursam en çok bir şeyler karalamak istediğim konu bu insanın ismi altında idi.
    bu nasip oldu.

    frank rijkaard ilk geldiğinde inanamayan milyonlarca galatasaray taraftarından sadece biriydim, çok sevindim. gurur duydum.
    şimdi hala gururluyum. ama o an duyduğum gurur, takımım sayesindeydi, şu an ise o'nu tanımaktan, o'nu sarı ve kırmızının içinde görmekten.
    bu adam galatasaray için çalıştı, evet profesyonelce, çatır çatır parasını alarak.. menajer bozuntusu futbolculara verdiğimiz paranın eş değerini kazanması bile utanç kaynağı o'nun için.

    türkü baba plajda kızlarla voleybol oynarken, bu adam galatasaray'ı düşünüyordu.. efendiliğini ne zaman bozdu? ne zaman saygısızlık etti? düşündüklerini, gerçeklerini doğru dürüst ortaya koyamadı bile!

    4-3-3 dedi. pas yapan, organize bir takım dedi. dan dun topa vurmak yasak, taçları, iç yarısahadaki topları en gerideki futbolcular kullanacak dedi. kısıtlı kadroyla yine çok iş başardı. bize futbolu öğretti. daha öncesinde görmediğimiz yanlarıyla..

    soğuk dediler adama.. artist dediler. üstüne yürüdü bazı antrenör bozmaları. çekemediler çünkü.

    barcelonayı ben de şampiyonlar ligi şampiyonu yaparım yahu! diyenler.. 2010 şampiyonlar ligi şampiyonunun kim olduğunu bilmeyenler.

    işin özü, olayı dramatize etmek yararsız. biz bu adamı kaybettik, o bizi değil.

    tıpkı, skibbe, gerets, lucescu gibi..

    düzeltme: imla
  • 1762
    bir takıma teknik direktör seçerken kariyerine bakılır. takımdan gönderilirken neler yaptığına bakılır. rijkaard ın teknik direktörlük kariyeri 100 wattlık ampul kadar parlak. o yüzden takımın başına getirildi. takımdan gönderilecekse eğer kendisine verilen sürede neler yaptığına bakılmalı. kendisine verilen süre 1 yıllıksa eğer başarısız olmuştur. ama daha çoksa neden onu göndermeye çalışıyoruz?
App Store'dan indirin Google Play'den alın