• 266
    ha geldi ha gelecek diye bekledik,
    kap bildirimlerinden hep yolunu gözledik,
    7256 tane farklı video izledik,
    geldin mi , gelmedin mi bre forvet.

    uykusuz kaldık sabahları olduramadık,
    dost sohbetinde bile başka konu bulamadık,
    lan oğlum biz niye hala alamadık,
    bittin mi bitmedin mi bre forvet.

    kap'ı takip etmekten gidemedik bugün işe,
    f5 e basmak varken kim kalkıp gidecek çişe,
    aşık ince ayar bile şaştı kaldı lan bu işe,
    öldün mü, kaldın mı bre forvet.
  • 298
    geçen sene şampiyonlar liginde deplasmandaki porto maçı için bu mevkinin önemini ibretlik şekilde gösterdi ama yönetimimiz sağ olsun ısrarla bu öğretiyi ret ediyor.

    yani transferin bitmesine sayılı gün kaldı ama hala pozisyon bulduğumuzda o 3 direğin arasından topu geçirebilecek net bir adamımız yok maalesef. ve b planı olduğuna falan zerre inancım da yok. falcao oldu oldu, olmadı geçen sene o deplasmanda ki gibi bir kamyon pozisyon bulsak da sonuç alamadan dönücez maalesef.
  • 112
    alınmamasıyla galatasaray'ın 2.5 senesi yenmiştir. drogba dönemi de dahil buna. futbolun en temel olayı belki: atanın da tutanın da iyi olacak. galatasaray tarihinde de bu görülüyor zaten. denklemin en zor üyesi kaleci ve forvet. denk getirirsek yürüyüp gidiyoruz. aynı şekilde rakiplerimiz de öyle. iskelet, iskelet deniyor ya. iskeletin de iskeleti bu adamlar. takım ne kadar iyi olursa olsun kaleci bir basit gol yerse veya forvetin o golü atamazsa sürekli sorun yaşarsın. şansa kazanılabilir maçlar ama aşamazsın işte o seviyeyi.

    galatasaray takımı 2011-12 yılında muslera-elmander-baros-necati dörtlüsüyle kaleci-forvet sorununu çözmüştü. ne kadar rahattık hepimiz. ondan sonraki sene kale-forvet ikilisi gene rahattı. burak yılmaz olağanüstü oynuyordu ve hepimiz rahattık. ama burak lazio'ya 13-14 senesinde o transferi yapamayınca düşüş başladı. takım yaşlandı, iskelette sorunlar baş göstermeye başladı. aynı dönem çıkan yabancı kuralı da elimizi bağlıyordu ancak gene galatasaray bitti demeden bitmeyecekti ve bitmedi o senede. galatasaray deplasmanda kazanamamasına, fener o kadar son dakika golü atmasına rağmen fark 4'tü ligin bitimine 15 maç kala. ve arena'da oynanacak fener maçı da vardı. lakin drogba'nın 2014'te gerek sahada fiziksel olarak olmaması, gerek mental olarak galatasaray'da olmaması forvet hattını milli takımın yıldızları! burak ve umut'a bırakmıştı. bela geliyorum diyordu işte.

    o sene oynanan maçları ya bir kere izleyin veya hatırlamaya çalışın. deplasman atılamayan goller veya üretilemeyen pozisyonlar. hadi diyelim bu iki arkadaş 2.sinden sorumlu değil ki yine sorumlular, 1. maddeye ne demeli? neler kaçırdılar film şeridi gibi geçiyor önümden. sezonun 1. maçından son maçına kadar sürekli gol kaçırdı bu adamlar. ama gene halı altına atalım, bardağın dolu tarafına bakalım. mevcut takım 2 şampiyonluk kazanmıştı üst üste. ünal aysal-fatih terim krizi yaşamıştık ve 2. olabilmiştik, şampiyonlar ligi'ne direk katılabiliyorduk yani havadan parada geliyordu bizimkilere.

    artık tuşa basılmalı ve iskelet değişmese de ameliyat şarttı. kale emin ellerdeydi gene ama ya ilerisi? bir kere daha güvenildi bu adamlara. sene başında 1. forvet gene alınmadı, yine burak-umut kazandı. bu maçlar daha taze hafızalarımızda. son haftalarda yaşanan kanser tehlikesini yaşamamızdaki temel sebeplerden en önemlisi belki bu iki adam. 96 sonrası kazanılan şampiyonluklara baktığımızda belki de en kötü oynayarak kazandığımız şampiyonluğu kazandık geçen sene. ilk defa bir kaleci bu kadar ön plana çıktı belki de türkiye liginde. bütün ödülleri şampiyon olan takımın kalecisi alıyorsa o takımda ciddi sorunlar olduğu bir gerçek.

    şans yine güldü bize ve şampiyonlar ligi'ne gen biz gitmeyi başardık, para gene gelmişti bize. ama bir kez daha alınmadı bu arkadaş bizim takıma. takımı toptan değiştirmek maddi olarak imkansız durumdayken yamamak en kolay çözüm ama biz burak-umut oynasın diye yamamayı denemedik bile. yeni gelen başkan taraftarı sürekli kandırdı. ünal aysal'ın vaadi olan başarı, başarı, başarı yerine dursun özbek yalan, yalan, yalanı getirdi.

    son olarak bir transfer dönemi daha kendisi olmadan geçti. taraftar sürekli burak-umut'a destek vermek zorunda bırakılıyor. galatasaray forması kutsal, hepimizin göz bebeği o forma ama taraftara bir şeyi zorla sevdiremezsiniz veya bunu onlardan bekleyemezsiniz. romantik taraftarda gaza gelip bu oyuncuları koruyor. diyorlar ki forma kutsal ama bu tepki nasıl verilicek ki başka.

    değil futbol herhangi bir konuda insanlar zorlanmamalı. özgür irade işte, herkes istediğini düşünebilmeli ve tepkisini en demokratik yolla göstermeli. adamların evini basacak halimiz yok, özel hayatı var herkesin. adam futbolcu olduğundan onu sahada protesto ediceksin, en demokratik yolu bu. taraftar basının karanlık yüzünü her gün görüyor. gerçekler sürekli halı altına süpürülüyor ve gerçekdışı haberler servis ediliyor sürekli.

    şu pozisyona bir adam alınması için ne yapmamız gerekiyor? neden bunun açıklaması yapılmıyor yada? bu dönemde transfersiz geçtikten sonra tek dileğim var galatasaray'ı geçtim. diğer türk forvetlerden özür dileyerek söylüyorum bunu: umarım mevcut türk forvetler sakatlanır veya o kadar formsuz olurlar ki euro 2016'ya burak-umut ikilisiyle gideriz. bizim kaç yıldır yaşadıklarımıza yüz çeviren basın bakalım 2. maçın ardından neler yazıcaklar bu adamlar için.

    dünyada belki de en bol bulunan pozisyon için yıllardır adam bulmuyoruz, inatla burak-umut'a bağlanmak zorunda bırakılıyoruz.
  • 114
    hasretle beklenip gelmeyendir.

    bu seneyi zaten çöpe atın gitsin ama görünen o ki, önümüzdeki 2 sene de bizler taraftar olarak çok kahır çekeceğiz.

    yukarıda son dakika golcusu'nün de belirttiği gibi didier drogba sonrası elimizde patlayan burak yılmaz ve umut bulut yeteneksizlerinin kaçırdıkları goller sebebiyle bir çok maçı ilk yarıdan koparamayıp puan kayıpları yaşayarak 2013-2014 sezonunda şampiyonluğu karşı yakaya bırakıp seriyi bozmuştuk. iyi giden takım birdenbire tepetaklak olmuş, yabancı sınırlamasının da daha da daralmasıyla iyice bir kaosun içine sürüklenmiştik.

    geçen seneyi kafadan geçiyorum çünkü geçen sene kazandığımız şampiyonluk ne bir takım çalışması ne de planlı programlı bir şekilde gelen bir şampiyonluktu. bildiğiniz bir tanrı kupayı bizim almamızı istiyor senaryosu idi. zaten geçen sezon da takımın forvetleri olan bu iki arkadaşın neler kaçırdığını pozisyon pozisyon analiz etsek futbol okullarında ders niteliğinde gösterilecek bir entry çıkar ortaya.

    bu seneye gelecek olursak da, sadece üç maç yazacağım size biri burak yılmaz'ın ikisi de umut bulut'un kabiliyetsizlikleri sebebiyle 7 puanımıza malolan 3 maç;

    (bkz: 7 kasım 2015 çaykur rizespor galatasaray maçı)

    (bkz: 21 kasım 2015 galatasaray antalyaspor maçı)

    (bkz: 27 aralık 2015 kayserispor galatasaray maçı)

    bu üç maçta bu forvet müsveddelerinin neler yaptıklarını sanırım yazmama gerek yok. bu maçlar benim aklımda kalan maçların bazıları. bunlara benzer sürüyle maç var ikisinin sonuçlara negatif yönde etki ettikleri fakat bunları, bu sene için aklıma bir çırpıda gelen ve dramatik sonuçlarla bittikleri için midemde kramplara sebep olan maçlar oldukları için yazdım.

    uzun lafın kısası, dediğim gibi bu sene sonrasında bu iki arkadaş aynı anda ya da ayrı ayrı takımda kalır ve sürekli kadroda bulunursalar eğer, siz sol açığa neymar'ı sağ açığa lionel messi'yi arkalarına da diego armando maradona'yı da getirseniz, seyir zevki düşük ve bol puan kayıplı onlarca maç seyretmeye mahkum oluruz.

    son not: en zevklisi de, bu zamana kadar kendilerini pofpoflayıp toz konduramayan, bok gibi top oynayıp tepki aldıkları zaman taraftarı suçlayan medya maymunlarının, euro 2016'da kadroda olurlarsa eğer bu iki odunun kaçırdıkları gollerden sonraki sinirden kızarmış yüzlerini izlemek olacak gayri resmi fbtv'lerde.

    edit: gizli bakınız düzeltmesi
  • 339
    sözlük, sosyal medya ve tabii ki televizyondakiler tarafından sıklıkla yanlış kullanılan terim. santrfor ile karıştırılıyor. oysa ki forvet, hücum hattındaki bütün futbolcular için kullanılan bir tabir. kerem, zaha, zaniolo, icardi, halil, bakambu. bunların hepsi forvettir. sadece hücumdaki bölgeleri ve rolleri farklıdır. kimisi kanat, kimisi merkez, kimisi uçtaki forvettir. bunun yanında icardi, bakambu santrfordur aynı zamanda. yani en uçtaki adamdır. zaniolo, kerem santrfor değildir hatta halil de santrfor değildir.

    öte yandan bizim “kanat” dediğimiz futbolcuların hepsi de forvet değildir tabii. mesela engin, emre çolak, hamit, amrabat ve rashica. bunlar forvet değil, orta sahadır hatta oyunlarda “sağ orta saha, sol orta saha” olarak görebilirsiniz. yine takımların listelerinde de zaman zaman “orta saha” kısmına dahil edilirler.

    dolayısıyla “galatasaray’a forvet lazım” gibi bir cümle çok da anlam ifade etmez çünkü bir sürü şey anlamına gelebilir. spesifik olarak golcüden, strikerdan bahsediyorsanız “santrfor” demek daha doğru olacaktır.
  • 315
    seneye pas oyunu garabetinden kurtulmuş bir galatasaray'da orta saha ile birlikte transferi en elzem mevkidir. hedef şampiyonluk ise galatasaray forvetinin 20 gol barajını aşması veya oralara yaklaşması gerekiyor. mevcut forvetlerimiz mostafa, diagne, gomis, oğulcan ve eren aydın. gomis'in kesinlikle hamle oyuncusu olarak 60.-70. dklarda iş yapabileceğini düşünüyorum. diagne'nin sakatlıktan nasıl döneceği meçhul, sözleşmesinin de son senesi olduğunu düşünürsek elden çıkarmak mantıklı olabilir. mostafa konusunda ise kendisinin son 2 transfer döneminde ayrılmak istediğini biliyoruz. kafasını buraya veremediği ve doku uyuşmadığı malum. fransa piyasası yok olmadan aldığımız bedelin 1-2 tık üstüne satarsak forvet transferi için güzel bir bütçe açılmış olacaktır.

    sörloth transferinde kesinlikle masada olmamız gerektiğini düşünüyorum. istediğim ve galatasaray'a yakıştırdığım bu tarz bir forvet. bununla birlikte halil'i tekrar alabilirsek yeterli bir rotasyon olacağını düşünüyorum. ama umut bozok isminin bu kadar gündemde olması halil'in alınmayacağını gösteriyor gibi.
  • 247
    takımımızda 2018-2019 futbol sezonu kadrosunda olamayacak olmasından korktuğum mevki.

    5-6 yıl önce her yaz çalıştığım için uzun süre denize girememiştim. 2016 yazında da yine böyle bir şey olur diye sezon açıldığı gibi kumsalları koşmuştum bizim hatunla. ama öyle bir korku, endişe görülmüş şey değildi. kıştan yaza kadar büyük bir endişe vardı üzerimde ve ne gariptir ki aynı endişeyi şimdi de forvet oyuncusu transfer edemeyeceğiz diye duyuyorum. yalnız böyle uyduruktan birini getirip "işte size forvet" diyecekler diye korkuyorum aynı zamanda.*
  • 69
    gündeme gelip alamadığımız ya da almak istemediğimiz oyuncular an itibariyle kendi takımlarında çılgın atmaktadırlar.

    nikola kalinic fiorentina'da 18 maçta 13 gol 3 asisti bulunuyor.

    mario gomez beşiktaş'ta 16 maç maç 10 gol 0 asisti bulunyor.

    oumar niasse moskova'da 19 maç 11 gol 7 asisti bulunuyor.

    manolo gabbiadini napoli'de 13 maç 5 gol 3 asisti bulunuyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın