oyunun başında büyük takım alamıyorum, böyle bir gerçekçilik tribine giriyorum ki sormayın gitsin. ne gerek var halbuki, oyun lan bu. ama yok, hepimizin içinde vardır ya o futbolcu-teknik direktör olma isteği, ondan herhalde, dibine kadar yaşamak istiyor bunu insan.
dedim ve afc wimbledon'a imzayı attım. imzayı attım derken, elimize tutturdukları kalem şu.
http://i.imgur.com/eOnxpYt.jpg başkanla birbirimize bakıyoruz. o bana bakıyor, ben buna. daha doğrusu o bana bakamıyor utançtan. adam arada gözlerini kaçırmaktan vakit bulabilirse idare et diyen bakışlarla gözünü gözüme dikiyor. neyse imzaları attık, manzara şu:
https://thumbs.dreamstime.com/...an-shame-5767297.jpg başkan omuzlarımı sıvazlıyor imkansızlıklar diyor... nitekim 3. ligdeyiz. 3. lige de yeni çıkmışız ha, sky bet league 1 yani. bu takım bu ligin sonuncusu olur diyor herkes. fanatic isimli gazete bizi tenis takımı sanıyor. photomatch diye bir gazete var, wimbledon'da messi sesleri şeklinde başlık atıyor. tam büyük başkan naraları atıyorduk, messi wimbledon'a gelmiş. ama wimbledon açık izlemeye gelmiş. burulduk tabi...
neyse teknik ekip kurmak falan yok tabii. bir tane forvet buldum avusturya 5. ligi mi 6. ligi mi ne, orada oynuyor. oynuyor dediğim de halı saha falandı herhalde. bilemiyorum ben koptum olaydan o aralar biraz. adamı ameliyat masasından kaldırıp oynattık ama. böyle bir fizik yok. yani van persie'yi bu adamın yanına koysak, dersiniz ki lan van persie de ne fit adammış. adam şu:
https://i.hizliresim.com/NpWp9Q.png arkadaşım 17 bitiriciliğin var. kafayla da zımbalıyorsun. tekniğin üst düzey, topu güzel sürüyorsun. ama neyle süreceksin? bacakları yoktu herhalde, çünkü böyle bitik fizik olamaz. daha 25 yaşında ne yaptın arkadaş, mafyayla dalaştın da bacaklarını beyzbol sopası ile mi kırdılar? nasip dedik, senelik 60.000 euro'ya oynatırız biz bunu dedik.
seneyi 2 golle kapattı.
oraya 500 liraya şunlardan
https://pbs.twimg.com/media/C4etEqJWcAENydv.jpg koysak 5 gol atarlardı, insafsız herif... ahlaksız herif...
dedik bu böyle gitmez. bu takıma forvet lazım. koşacak bir forvet. çünkü bu fiziği bitik oğlanın önüne top atsan, bizim oğlan topun olduğu yere gidene kadar 5 atak yiyorsun. biz de koşan adam bulduk. bulduk ama bu da sadece koşuyor. hani bu avusturya'dan aldığım oğlan nasıl ameliyat masasından kalkıp imza attıysa, bu da hipodromdan kalkıp imza attı herhalde. çünkü sadece koşuyor.
http://i.hizliresim.com/nR2Rga.png top sürmüyor. topu ayağıyla dövüyor resmen, böyle bir şey olamaz. izlerken gözlerim kanıyor, beşiktaş'ı yedek kulübesinden takip eden schuster'e dönüyorum. tarifi yok...
garip bir taktikle oynuyoruz. biraz açılsak elek oluruz ama hücum da yapmazsak bu takım imkanı yok gol atamaz. 4 defansın önüne bir tane kazma diktim. adam benden 3 sene sonra 26 yaşında futbolu bırakmış zaten. o kazmanın önünde 2 orta saha var, bir de sağ kanat var. sağa açık koysak delecekler orta sahayı, imkanı yok 3 kişi tutamayız. bir sol açık, bir de forvet koydum. sol açık da sol açık ama.
dominic poleon. aslan parçası keita gibi, görmeniz lazım yırta yırta oynuyor. sezonu zaten 44 maçta 14 gol 20 asistle kapattı. ben de bu takım sonuncu olur demişlerdi, takımı şampiyon yaptım ve championship'e attım kendimi.
transfer bütçesi 2 milyon euro dediler. ben de aslolan wimbledon'dur dedim. ertesi gün, nice'e imza attım. (bkz:
#1535630)
* nice'i 3. yaptıktan sonra da gidip southampton'a hoca oldum. wimbledon'dan 3 sene içinde premier lig'e, güzel kariyer oldu. southampton ile de 17. olmuş takımı ilk senemde 4. yapıp şampiyonlar ligine götürdüm. bir de araya efl cup sıkıştırdım. bakalım yeni sezon neler getirecek.