• 252
    4-1-2-3 şeklinde bir dizilişte, beklere full back-support, bir hızlı bir kule dc-defend, bir ön libero anchor man, orta ikiliden birisi deep lying playmaker-support diğeri oyun kurucu-support, amr-aml'de inside forward-attack, santraforda ise advanced playmaker-attack şeklinde bir diziliş, yüksek tempo ve alan savunması ile başarılı olunabilen oyun. arsenal bu taktiğe çok uygun, amr-aml için van persie-arshavin ikilisi hele..
  • 253
    galatasaray'la ilk 2 yılı oynadım 3. yılın yarısında bıraktım baydı beni . muhteşem 2 yıl geçirdim 2 sene üstüste şampiyon oldum derbilerde fenere puan vermedim ilk sene 1 puan farkıyla şampiyon olurken 2. sene farkı açtım uçtum gittim , playoff'ta 2 maç oynadıktan sonra şampiyonluğu garantilendim ve çok hırslı oynuyodum keyif alıyodum fakat 3. sezonda baydı resmen baydı oyunu açıyorum bir maçı zar zor bitirip ( sıkıntıdan ) kapatıyorum ne güzel oynuyordum :(
  • 255
    galatasaray'la 2015 yılına gelmeme rağmen avrupa'dan adam gibi transfer yapamadığım oyun. atila turan bile gelmek istemiyor yani, o derece.

    başkan değişti, mustafa yılmaz oldu yeni başkan. altyapı, antrenman tesisleri, junior coaching, youth network falan hepsi mükemmel. ama kariyerden sıkıldım açıkçası. devam etsem mi etmesem mi yardım bekliyorum sözlük.
  • 257
    arayüzü falan daha iyi ama oyunun kendisi maalesef kötü...

    şu olaydan artık tiksindim, oyun kesinlikle önceden kendini kurguluyor. bir maçtan önce bütün stoperleriniz sakatlanıyor ya da cezalı oluyor, en önemli pozisyonlardaki oyuncularınız oynayamaz durumda oluyor, 6-7 galibiyetlik seriler elde ettiğiniz zaman ve bu seriler ligin iyi takımlarına karşı oluyorsa, iç sahada mutlaka son üç takımdan birisine kaybediyorsunuz...

    yahu jumping ve heading'i 2 olan adam nasıl kafa golü atabilir, ya da long shots özelliği 7 olan bir adam nasıl 2 tane 30 metre golü atar?..

    kesinlikle insanı sinir hastası yapar...
  • 258
    son birkaç seridir olduğu gibi bu oyunda da savunma arkasına atılan toplardaki mantık hatası göze çarpmakta. örneğin bir oyuncu kafayla topu savunmanın arkasına atıyor, forvet oyuncusu stoperlerden çok daha hızlı bir şekilde kaleciyle karşı karşıya kalıyor ancak bu anda kaleciler en fazla ceza sahasının sonuna kadar açılıyorlar. biraz daha gitse topa yetişebilecekken duruyorlar ve forvet oyuncusu topu yakalayıp yana çekerek boş kaleye atıyor golü. bin kere falan oldu heralde bu golden.

    bir sinir bozucu olay da, küçük takımlardan aldığınız düşük profilli oyuncuların bir sezonluk güzel oyunun ardından kendilerini süperstar sanıp hayvani kontratlar talep etmesi. tamam yani daha iyi bir kontratı haketmeleri ve bunu istemeleri normal ama, maaşlarını üçe, dörde katlayacak bir kontratı talep ettiklerinde eğer ertelerseniz, takım müthiş gidiyor olsa bile birden "beni satış listesine koy, gitmek istiyorum" diyebiliyorlar. o kadar da değil lan.
  • 259
    ortasasahaya koyduğunuz oyuncunun jumping ve heading özellikleri iyiyse rakip takımın aut atışını kafa ile asiste çevirerek yılda en az 10 asist yapabilir. tabi ki yaratıcılık ve pas özellikleri de çok önemli.

    oyunu yarı türkçe oynuyorum. ''kararlar'' diye bir özellik var. benim için oyunun en önemli özelliği.. stoper ve santrfor alırken özellikle bu gücüne bakmanızı öneririm. zira kararlar kötü bir rakam olursa stoperler saçma sapan açılmaya, adam kaçırmaya başlıyorlar. yanındaki adam süper olsa bile komple bütün defansınız sıçabiliyor. forvetiniz ise kararlar kötü olursa yüzlerce gol kaçırıyor, kalecinin üzerine çektiği şutlardan gına geliyor. bunun dışında sezme özelliği de forvetler için önemli. doğru zamanda doğru yerde olmalarını sağlıyor.

    taktiğiniz nasıl olursa olsun hücum oyuncularınıza güveniyorsanız kendi evinizde maça atak veya kontrollü başlayın. deplasmanlarda büyük takımlara karşı geriye çekilebilirsiniz. hatta oyuncularınız hızlıysa takım taktiklerinden kontra-atak yapma olayını açabilirsiniz.

    yeni oyun açarken önce takımdaki scoutları inceleyin yoksa sağlam birkaç scout alın. transfer yaparken mutlaka scout raporu isteyin ve potansiyeli 4 yıldız'ın altındaki oyuncuları almayın. current'i ise en az 3 olsa iyi olur.
  • 262
    antrenmanın çok ama çok önemli olduğu oyun. bir takımın başına geçtiğinizde ilk işiniz iyi koçlar işe almak ve antrenman programlarını düzgün bir şekilde ayarlamak olsun. antrenmanda her kategoride sadece birer antrenör işe alınması en yararlısıdır. öncelikle kategorileri tanıyalım: strength*, aerobic*, shot stopping*, handling*, tactics*, ball control*, defending*, attacking* ve shooting*. staff* kadronuzda 2 kaleci antrenörü *, 2 fizik kondisyon antrenörü*, ve diğer her kategori için birer antrenör olmasını tavsiye ederim.

    herkes en kategoride 5 yıldız olmasını ister tabiki ve 5 yıldız verim verebilecek antrenör arayışlarına girilir. peki bir antrenörün kaç yıldız verim verebileceği nereden anlaşılabilir? küçük bir rehberle sizlere bunu hesaplamanızı sağlayacağım.*

    öncelikle belirtmek isterim ki her antrenör için değişilmez 3 özellik vardır: motivating*, level of discipline*, determination*. bu 3 özelliğin toplamına kısaca kişisel diyeceğim.* kişisel özelliklerin değerlerinin toplamının her kategoride ayrı bir katsayısı vardır.

    fizik-kondisyon* antrenörü ararken fitness ve kişisel özellikleri göz önüne alınmalıdır. yıldız hesaplaması: fitnessx9 + kişiselx2. antrenör, bulduğumuz değer 210-240 arasındaysa 4, 240-270 arasındaysa 4,5, 270'ten büyükse 5 yıldızlık verim verir.

    kaleci antrenörü ararken goalkeepers* ve kişisel özellikleri dikkate alınmalıdır. yıldız hesaplaması: goalkeepersx2 + kişisel. antrenör, bulduğumuz değer 70-80 arasındaysa 4, 80-90 arasındaysa 4,5, 90'dan büyükse 5 yıldızlık verim verir.

    tactics kategorisi için antrenör ararken tactical* ve kişisel özellikleri göz önüne alınmalıdır. yıldız hesaplaması: tacticalx2 + kişisel. antrenör, bulduğumuz değer 70-80 arasındaysa 4, 80-90 arasındaysa 4,5, 90'dan büyükse 5 yıldızlık verim verir.

    ball control kategorisi için antrenör ararken technical*, mental* ve kişisel özellikleri dikkate alınmalıdır. yıldız hesaplaması: technicalx6 + mentalx3 + kişiselx2. antrenör, bulduğumuz değer 210-240 arasındaysa 4, 240-270 arasındaysa 4,5, 270'ten büyükse 5 yıldızlık verim verir.

    defending kategorisi için antrenör ararken defending*, tactical* ve kişisel özellikleri göz önüne alınmalıdır. yıldız hesaplaması: defendingx8 + tacticalx3 + kişiselx3. antrenör, bulduğumuz değer 280-320 arasındaysa 4, 320-360 arasındaysa 4,5, 360'tan büyükse 5 yıldızlık verim verir.

    attacking kategorisi için antrenör ararken attacking*, tactical* ve kişisel özellikleri dikkate alınmalıdır. yıldız hesaplaması: attackingx6 + tacticalx3 + kişiselx2. antrenör, bulduğumuz değer 210-240 arasındaysa 4, 240-270 arasındaysa 4,5, 270'ten büyükse 5 yıldızlık verim verir.

    shooting kategorisi için antrenör ararken technical*, attacking* ve kişisel özellikleri göz önüne alınmalıdır. yıldız hesaplaması: technicalx6 + attackingx3 + kişiselx2. antrenör, bulduğumuz değer 210-240 arasındaysa 4, 240-270 arasındaysa 4,5, 270'ten büyükse 5 yıldızlık verim verir.

    bu yolu kullanarak hesaplama yapıp çok iyi bir antrenör kadrosuna sahip olabilir ve antrenmandan maksimum verimi alabilirsiniz. şimdi diyebilirsiniz ki bana 3,5 yıldız yetiyor, neden vaktimi buna harcayayım? yarım yıldızın bile gözle görülür bir fark yarattığını deneyince anlayacağınıza garanti verebilirim. hele benim gibi matematiği çok seviyorsanız*, bu arayışın zevkli olacağını söyleyebilirim.

    antrenörleri ve kategorileri ayarladıktan sonra yapılacak son iş olarak antrenman programları ayarlamak kalıyor. kendiniz yeni programlar deneyebilirsiniz tabiiki ama eğer bana denenmiş, onaylanmış bir şeyler söyle diyorsanız, size 3 antrenman programı kullanmanızı öneririm: kaleci, defans, hücum. kendiniz yaratın oyunda verilen forwards,defenders gibi programları kullanmayın. workload*u en çok heavy* yapmanızı öneririm. oyuncularım daha çok gelişir mantığıyla very heavy* yaparsanız, zaten çok gerçekleşen sakatlıkların artmasına sebebiyet vermiş olursunuz. sabri sarıoğlu gibi iki yönlü futbolcuları hangi programa yerleştirmeye karar vermekte zorlanıyorsanız, aradakiler diye başka bir program ayarlayıp oraya koyun derim.

    renktaşlarım, bir de backroom** advice* denen bir olay var bu oyunda. orda antrenörler size hangi oyuncunun hangi özelliği üzerinde çalışmasını gerektiği söylüyor ve sizde sağ alttaki start training*e tıklıyorsunuz. 3 günde bir bakmanızı tavsiye ederim, 14 günde bir otomatik hatırlatıyorlar bu olayı zaten siz de farkındasınızdır.

    umarım az da olsa yardımcı olmuşumdur. sakın antrenmanın önemini hafife almayın.* eğer anlamadığınız bir nokta varsa, bir mesaj uzağınızdayım.
  • 268
    para arsızı futbolcular ve orospu çocuğu menajerler haricinde güzel olan oyun. futbolcu iyi performanslar gösterdikten sonra ya da başka takımdan teklif aldıktan sonra hatta hiç bir şey olmadan bile senede bir kaç kere maaşına zam isteyebiliyor. tabii ki financial control ustası olmak için bu oyunculara avuçlarını yalamayı salık vermemiz gerekiyor. bunu başarmaktaki temel nokta geniş bir kadro. oyuncu yeni kontrat istediğinde eğer cidden maaşına zam yapmak istemiyorsanız -ki ibneler haftalık 4000'den 75000'e fırlayabiliyor- kontrat yenileme isteğini reddedin. sonrasında oyuncu tekrardan konuşmak isteyecektir, burada ise transfer listesine koymakla tehdit edin. geri adam atarsa zaten kazandık demektir, yok tamam yolla beni derse transfer listesine koyun ve kadro dışı bırakın. fakat oyuncuyu indispensible ya da important first team player -durumu her neyse artık- olarak tutmaya devam edin. bu kısmı not needed by club yapmadığımız sürece oyuncu transfer listesinde olsa bile dışarıdan ayartılma ihtimali çok azalacaktır. oyuncunun morali bir kaç hafta yerlerde gezse de kadro geniş olduğu için yerine başkasını oynatır, bir kaç hafta sonra morali düzeldiğinde tekrar kadroya alabilirsiniz. bu yavşak oyuncuların yüzde 83'ü bir süre sonra "ben kalmak istiyorum" diyecektir.

    bir diğer mevzu da staff bulmaktaki zorluk. bunu aşmanın en kolay yolu da oyunun üst kısmında menajer adınızın yazdığı bölümden staff search yapmaktan geçiyor. doğru eleman bulmak için hangi hocanın hangi özelliklerinin daha yüksek olması gerektiğini bilmek ve scouting knowledge'ın da aynı şekilde geniş olması gerekiyor. genelde her hocanın sahip olması gereken 3 özellik oluyor, bunlar da bazen bu hocalardan rapor aldığınızda ekranın sağında o hocanın ismi altında yazan özellikler. şu özellikleri 15 ve yukarısında tuttuğumuz sürece 4 ve üstü yıldızla randıman alınabilir.

    assistant manager - motivating, determination, adaptability
    coach - attacking, defending, tactical
    goalkeeper coach - goalkeepers, man management, tactical
    fitness coach - fitness, determination, motivating
    youth coach - working with youngsters, tactical knowledge, attacking, defending
    physio - physiotherapy, level of discipline, determination
    scout - judging player ability, judging player potential

    tabi gerekli staff'ı kurduktan sonra training menüsünden assignment yapmak gerekiyor.

    diğer küçük bir detay ise coach'larınızdan bir tanesi size sürekli match preparation uyarısı yapıp canınızı sıkabiliyor. bunu gidermek için de yine menüden match preparation'u assistant manager'a bırakmak yeterli. o da benim takıma 2 yıldır attacking set pieces çalıştırıyor ya o da ayrı konu.

    velhasılı fm güzeldir. ingilizceniz yeterliyse hints and tips'i iyi okuyun, uygulamaya çalışın. derbiden önce aykut kocaman'a da "i'm not his biggest fan, put it that way" deyin. deyin gaari.
  • 269
    beni sinir krizine sokan oyun.

    galatasaray'ı almadığım ve orduspor'la başladığım bir oyunda galatasaray ilk 6 haftada 4 mağlubiyet 2 beraberlikle ligin dibindeydi.
    sonrasında da toparlayamadı zaten, oyuna devam etsem düşeceklerdi herhalde...
    galatasaray'ı ankaragücü'yle karıştırmış olduklarını düşünüyorum.

    bitmedi;

    saatlerce kasıp enine boyuna her noktasına özendiğim 3 farklı taktikle, 9-10 maç üstüste galibiyet serisi elde ediyorum, herşey yolunda, oyuncular fit, herkesi her maç da oynatmıyorum, dinlensinler sakatlanmasınlar diye...

    ne oluyor?

    oyun sapıtıyor, ligde 10 haftada sadece 4 gol atmış ve 22 gol yemiş takım gelip bana kendi evimde 4 atıyor, hem de maçın ilk yarım saatinde 3 oyuncum sakatlanarak oyun dışı kalıyor, ikinci yarıda kalecim de sakatlanıyor, kaleye elmander geçiyor...

    sonra ver babam ver, arka arkaya 6 maç falan yeniliyorum.

    yahu bunun neresinde mantık var allahını seversen?

    bitmedi, gençlerbirliği'yle oynarken 2'inci dakikada 10 kişi kalıyorum, iyi hoş, kaldık, takımı bi düzene sokup direniyoruz, 20 dakikada 2-0 geriye düşüyoruz, maç kaç kaç bitiyor? 6-4 yeniliyoruz, lan madem yenildireceksin, bu nasıl bir süründürmek?...

    bi ...ktir git çay koy diyorum ben böyle oyuna...

    bu nasıl bir mantık bu nasıl bir düzen?

    not : kuzenim "ben senin kadar özenmiyorum taktiğe, dümdüz yerleştiriyorum, iyi gidiyor valla play-off'ta şampiyon oldum beşiktaşla" diyor.
    ben bu işe bir anlam veremedim.
    veren varsa bana beyaz bir ışık göstersin.

    pamuğu kendim tıkarım.
  • 271
    türk milli takımıyla başlayan kariyerimde eleme gruplarında aldığım kötü sonuçlarla gruptan çıkamayışımız sonucunda istifa ettiğim oyun.

    ilginç olan bu değil tabi ki..

    sadece 2 galibiyet alabildiğim milli takım kariyerinden sonra la liga' da düşme hattına kadar gerileyen valencia' ya başvuruyorum, kabul ediyorlar.
    ligin 11. haftasında 18. sırada devraldığım takımla o kadroya rağmen ancak 15. sırada tamamlayabiliyorum sezonu. neyse diyorum ve kadroda köklü bir yapılanma ile yeni sezona başlıyoruz. fakat üzerinde çalıştığım taktik bir türlü istediğim sonuçları vermiyor. nihayetinde 24. hafta sonunda 16. sırada iken yine istifa ediyorum.

    ardından kısa bir süre boşta kaldıktan sonra stsl' de zor günler geçiren ve sezonun bitimine 4 hafta kala 9. sırada yer alan canımız ciğerimiz galatasaray' a başvuruyorum. artık yokluktan mıdır nedir, hemen kabul ediyorlar ve yeni sezona iyi bir kadro ile giriyoruz. ama istikrar bir türlü gelmiyor ve 14. haftada 6. sırada iken ünal başkan tarafından tekmeyi yiyorum.

    bitmedi...

    bu rezil kariyere rağmen bu kez premier lig ekiplerinden aston villa' nın kapısını çalıyorum ve ilginçtir onlar da bana hayır diyemiyor. orada da geleneği bozmuyor ve kötü durumdaki takımı daha da dibe çekiyorum. sonun da yine istifa.

    şu an boştayım ve artık aklımda barcelona var. bu muhteşem kariyer ve bu saçma sapan oyun mantığı ile sanıyorum barcelona'yı da perişan edebilirim.

    nerde o fm 2006 gerçekçiliği beee..
App Store'dan indirin Google Play'den alın