peeh...
nando giderse ortalığı yakacakmışız...
ne zaman yürüdük en son hatırlayanınız var mı?
ne zaman isyan ettik, üzerimize benzin döküp "yakarım ulan kendimi" dedik?
en son ne zaman direndik?
oylarımız çalındı, hırsızlık yapıldı, kitaplarımız yakıldı, insanlarımız idam edildi, ülkenin her yeri yangın yerine döndü, göz göre göre şike yapıldı, ali kıran baş kesen adamlar spora dadandı, birileri birilerini evlerinden aldırdı, siyaset futbola dadandı, kim iktidara yakınsa federasyonlara onlar alındı, galatasaray kulübü tarihinin en felaket yönetimini seçti, ibra etti, utanmadı; sat her şeyimizi yetkisi verdi, kulüp efsanelerinden hakan şükür ihraç edilmedi diye koskoca galatasaray'ı fetösaray yaptılar, avrupa'nın en sıradan takımlarıyla bile başa baş mücadele gösterebilen bir kadro layık görüldü, komisyonlar yendi, paralar aklandı, medya şaklabanları algı yönetimi yapmak için birbiriyle yarıştılar, hagi'den sonra bir umut olan; olabilen tek adamı el birliğiyle gönderdiler...
gıkımız çıkmadı da, nando giderse darma duman edecekmişiz...
bak nolur söyleyeyim. nando azıcık kötü goller yer, bir kesim medya mensubu muslera da tartışılabilir der. fitili ateşler. sonra tartışmaya başlarız. sonra kimileri bu kadar yeter der. bu fikre
alıştırılırız. sonra da bileti kesilir, kimileri iyi oldu der. kimileri gitmeseydi der; romantiklikle suçlanır. konu kapanır. kimse kimseyi yakıp yıkmaz. nando klipleri eşliğinde rakılar içilir.
arena'da sneijder misali...
yıllardır yapılanları hatırlayın. olaylar hep bu minvalde dönmüştür. önce siyaset böyle yönetilmeye başladı, şimdi de futbol.
alıştırılmak diye bir kavram var artık.
alışırsınız...