360
--- ekşi'den alıntı ---
cenap şahabettin'in "başarı en iyi leke sabunudur" sözünü algı yönetimi olarak kullanmak isteyen, aziz yıldırım'ın çuvallar dolusu parayı gömerek, gömdürterek final four'a doğru yol almış takımıdır.
fenerbahçe'lileri inlerinden çıkarmayı da başarmış, başlık altında eleştiri yazan diğer takım taraftarlarına etmedik laf bırakmayacak şekilde yazma haklarını elde etmiş taraftarların takımıdır.
fenerbahçe'nin algı yönetiminin yapmak istediği şey, "bu pislik ancak seri başarılarla unutturulabilir" dir.
böylece masalarına oturacakları devlet efkamına kupayı, başarıyı gösterip "şoko yopmodok boz" demek, yargıya müdahale etmelerini istemek için yapılan bir çalışmadır.
pisliklerini (başka takımlara tv karşısında küfredecek kadar aşağılık medya yöneticilerini de kullanarak) çarşaf çarşaf yayınlatmak ve kumla örtmek amaçlarıdır. ( fenerbahçe tv ile ortak yayın yapan ntv spor da ayrı bir kepaze örnek, ne kadar deşsen pislik fışkırıyor)
spanoulis, kirilenko, teodosic, rudy fernandes, mirotic gibi oyuncuları almak para gömmektir lafı da çok boş bir laftır. böylesine kirlenmiş bir takıma para versen de gelmeyecek onurlu ve şiddetten korkan oyunculardır bunlar.
zaten gelenler de, alması gereken paranın bir buçuk katı ödenerek getirtilmiş ülkenin kaynakları pislik örtme operasyonu için heba edilmiştir. jan vesley 1.8 milyon euro, andrew goudelock 1.8 milyon euro, rick hickman 1.6 milyon euro, bogdan bogdanovic 1 milyon dolar + bonservis, emir preldzic 1.5 milyon euro...
aynı ligde oynayan bir düzine takımın maliyeti teknik direktöre verilen paradan daha azdır. avrupa piyasasında futbolculardan daha fazla paraya basketbolcular alınmıştır.
şike'de adı geçen hakemle şampiyonluk maçına çıkan ve rakibinin böyle haksızlık olmaz söylevleri ile şampiyon olmuş bir takımdan bahsediyoruz. bu takım trabzon gibi yıllarca fenerbahçe zulmü görmüş bir şehre'de basketblol oynamaya gidiyor sonuçta ve kimse salak değil... (bu bir tehdit değil gerçek, açın (bkz: nihat genç)'in memleket hikayeleri kitabından fenerbahçe'yi okuyun. elbette adalete güvenmeyenlerin adana adliyesi hezeyanlarını ben de kabul etmiyorum, ama adalet nerede ki bu ülkede... haksızlıkları şikelerle ispatlamış basketbol şampiyonluğuna bile şikeli hakemlerle şaibe sokmuş bir takımdan bahsediyoruz.)
bu yılların çalışması, emeğin sonucu diyorsanız o zaman bunun bir ülker başarısı olduğunu kabul ediyorsunuz. çünkü başarılı basketbol takımı fenerbahçe değil, ülker arkadaşım. üstelik ülker askeriye'nin bile mal almadığı, kamu tarafından kıskaca girdiği dönemde, bilmemnenin son kalesi feneri parayla satın almıştır.
final four'a emekle, disiplinle, yılların deneyimiyle çıkan takım efes'tir. kendi yetiştiriği oyuncularla tırmanmış tüm ülkenin desteğini ve sevgisini kazanmıştır. kendinizi böylesine temiz bir spor başarısıyla bir görmeniz akıl hafsala almamaktadır. (şampiyonluğu bile şike dosyasında adı geçen bir hakem ile almış bir basketbol takımı la bu sonuçta... tüh belanızı versin ne diyim. ne kibir varmış denyolarda, sinirlendim şimdi.)
gezi olayları sonrası beşiktaş'ın ve çarşının emniyet müdürlüğü reklamı ile çıkması ya da galatasaray'ın lisesinin adının fatih kolleji olup, takımın adının fatih kolleji galatasaray olması gibi bir şey bu. fenerbahçe'nin ülkere takımını satması sponsor değil bak takımı satıyorlar direk.
sonuçta fenerbahçe gerçekten türkiyenin aynası. ben buna bir şey demiyorum. beşiktaş gibi bir duruşu elbette olamaz. galatasaray gibi ülkenin her köşesine homojen bir sevgi veremez, meşhur eksi yazılarından birinde (en beğenilenlere girmişti) olduğu gibi bir kürt'e türkiye bayraklı bir forma giydiremez, bir lazı sevindiremez.
fenerbahçe sevgisi bir başka sevgidir lafı bir slogandır. birbirlerini goygoylamadan öteye gitmeyen bir motto.
ama fenerbahçe nefreti bir başka nefrettir... hah işte o doğru bir laf.
çünkü fenerbahçe bu ülkenin avrupalarda kupalar kazansa da unutulmaz bir yüzkarası olmaya devam edecektir.
bu ara bu takımı azizden ve şikeden arındırarak da tebrik edebiliriz:
(sonuçta temiz bir geçmişi olan bir takım da var bunlara gereksiz yapışmış)
"final four'da ülker'e başarılar"
--- ekşi'den alıntı ---
cenap şahabettin'in "başarı en iyi leke sabunudur" sözünü algı yönetimi olarak kullanmak isteyen, aziz yıldırım'ın çuvallar dolusu parayı gömerek, gömdürterek final four'a doğru yol almış takımıdır.
fenerbahçe'lileri inlerinden çıkarmayı da başarmış, başlık altında eleştiri yazan diğer takım taraftarlarına etmedik laf bırakmayacak şekilde yazma haklarını elde etmiş taraftarların takımıdır.
fenerbahçe'nin algı yönetiminin yapmak istediği şey, "bu pislik ancak seri başarılarla unutturulabilir" dir.
böylece masalarına oturacakları devlet efkamına kupayı, başarıyı gösterip "şoko yopmodok boz" demek, yargıya müdahale etmelerini istemek için yapılan bir çalışmadır.
pisliklerini (başka takımlara tv karşısında küfredecek kadar aşağılık medya yöneticilerini de kullanarak) çarşaf çarşaf yayınlatmak ve kumla örtmek amaçlarıdır. ( fenerbahçe tv ile ortak yayın yapan ntv spor da ayrı bir kepaze örnek, ne kadar deşsen pislik fışkırıyor)
spanoulis, kirilenko, teodosic, rudy fernandes, mirotic gibi oyuncuları almak para gömmektir lafı da çok boş bir laftır. böylesine kirlenmiş bir takıma para versen de gelmeyecek onurlu ve şiddetten korkan oyunculardır bunlar.
zaten gelenler de, alması gereken paranın bir buçuk katı ödenerek getirtilmiş ülkenin kaynakları pislik örtme operasyonu için heba edilmiştir. jan vesley 1.8 milyon euro, andrew goudelock 1.8 milyon euro, rick hickman 1.6 milyon euro, bogdan bogdanovic 1 milyon dolar + bonservis, emir preldzic 1.5 milyon euro...
aynı ligde oynayan bir düzine takımın maliyeti teknik direktöre verilen paradan daha azdır. avrupa piyasasında futbolculardan daha fazla paraya basketbolcular alınmıştır.
şike'de adı geçen hakemle şampiyonluk maçına çıkan ve rakibinin böyle haksızlık olmaz söylevleri ile şampiyon olmuş bir takımdan bahsediyoruz. bu takım trabzon gibi yıllarca fenerbahçe zulmü görmüş bir şehre'de basketblol oynamaya gidiyor sonuçta ve kimse salak değil... (bu bir tehdit değil gerçek, açın (bkz: nihat genç)'in memleket hikayeleri kitabından fenerbahçe'yi okuyun. elbette adalete güvenmeyenlerin adana adliyesi hezeyanlarını ben de kabul etmiyorum, ama adalet nerede ki bu ülkede... haksızlıkları şikelerle ispatlamış basketbol şampiyonluğuna bile şikeli hakemlerle şaibe sokmuş bir takımdan bahsediyoruz.)
bu yılların çalışması, emeğin sonucu diyorsanız o zaman bunun bir ülker başarısı olduğunu kabul ediyorsunuz. çünkü başarılı basketbol takımı fenerbahçe değil, ülker arkadaşım. üstelik ülker askeriye'nin bile mal almadığı, kamu tarafından kıskaca girdiği dönemde, bilmemnenin son kalesi feneri parayla satın almıştır.
final four'a emekle, disiplinle, yılların deneyimiyle çıkan takım efes'tir. kendi yetiştiriği oyuncularla tırmanmış tüm ülkenin desteğini ve sevgisini kazanmıştır. kendinizi böylesine temiz bir spor başarısıyla bir görmeniz akıl hafsala almamaktadır. (şampiyonluğu bile şike dosyasında adı geçen bir hakem ile almış bir basketbol takımı la bu sonuçta... tüh belanızı versin ne diyim. ne kibir varmış denyolarda, sinirlendim şimdi.)
gezi olayları sonrası beşiktaş'ın ve çarşının emniyet müdürlüğü reklamı ile çıkması ya da galatasaray'ın lisesinin adının fatih kolleji olup, takımın adının fatih kolleji galatasaray olması gibi bir şey bu. fenerbahçe'nin ülkere takımını satması sponsor değil bak takımı satıyorlar direk.
sonuçta fenerbahçe gerçekten türkiyenin aynası. ben buna bir şey demiyorum. beşiktaş gibi bir duruşu elbette olamaz. galatasaray gibi ülkenin her köşesine homojen bir sevgi veremez, meşhur eksi yazılarından birinde (en beğenilenlere girmişti) olduğu gibi bir kürt'e türkiye bayraklı bir forma giydiremez, bir lazı sevindiremez.
fenerbahçe sevgisi bir başka sevgidir lafı bir slogandır. birbirlerini goygoylamadan öteye gitmeyen bir motto.
ama fenerbahçe nefreti bir başka nefrettir... hah işte o doğru bir laf.
çünkü fenerbahçe bu ülkenin avrupalarda kupalar kazansa da unutulmaz bir yüzkarası olmaya devam edecektir.
bu ara bu takımı azizden ve şikeden arındırarak da tebrik edebiliriz:
(sonuçta temiz bir geçmişi olan bir takım da var bunlara gereksiz yapışmış)
"final four'da ülker'e başarılar"
--- ekşi'den alıntı ---