• 52
    fenerbahçe'nin şike ile elde ettiği şampiyonluk sayısı sebebi ile bizim cebimizden çaldığı bir para var. o konuyu irdeleme, hakkını arama fatih terim çok maaş alıyor diye gündem yarat.(bkz: bugün fatih terim'e nasıl saldıralım sorunsalı)

    not; çoğunluğun azınlığa tahakkümü sebebi ile değerli bir yazar sözlükten atıldı. atanları da attıranları da kınıyorum. (bkz: fatih1905)
  • 54
    engelli sporlarina ödenek bulamayan devletin her ay takir takir odedigi maastir. bir yillik maasiyla binlerce engelli hayata tutunabilir ama yeni turkiye iktidarinin fitratinda bu var.

    vergiyi ben vereyim, sefasini fatih sursun, engelliler de evde otursun.

    not: bazi arkadaslar bu entry'de elestirilenin fatih terim oldugu ve bunun insafsizca oldugu yonunde mesajlar atti. terim'i elestiririm. ama aldigi maastan oturu getirdigim elestiri ona degil, ona bu maasi oderken binlerce engelli sporcuya "odenek yok" bahanesiyle sor yapma imkanini kapatan iktidar ve onun emrindekilerdir. bu hipokrit sistem icindeki herhangi bir dislidir terim. o maasin ona veya hiddink'e odenmesi arasinda bir fark yoktur. mevzu tek emriyle ona bu parayi verirken, tek emriyle binlerce vatandasi sporsuz birakan (eli) uzun zihniyettir.
  • 55
    dünya'da en çok kazanan 4. milli takım teknik direktörü maaşıdır.

    edit: daha önce yazmıştım ama bir daha hatırlatmakta fayda var. önemli olan 3.5 milyon 4.5 milyon değil. dünya genelinde aldığı paranın hakkını verip vermemesi. eğer şu oynattığı futbolla dünyanın en çok kazanan 4. teknik adamı olması size makul geliyorsa allah akıl fikir versin.

    (bkz: #1559535)

    ayrıca her gün hiddink'in maaşı tartışıldı, adam beceriksizlikle, ruhsuzlukla suçlandı. ama unutulmasın ki bizi almanya'nın arkasında belçika'nın önünde 2. yaptı. hani şuan 3.lüğü bile kaybedeceğimiz avrupa elemelerinde. ama gel gör ki faynı maaş fatih terim için her gün, -ahmet hocanın değimiyle- "sıvacılar" tarafından korunmaya devam ediyor.
  • 59
    ülkedeki her şeyin sebebidir. o parayla 10 ton elma alsak, sonra elde ettiğimiz para ile 15 milyon ton elma alsak ve satsak. tekrar elde ettiğimiz para ile 23 milyon ton elma alsak, ihracata başlayıp daha fazla kazansak. elde ettiğimiz gelirle diğer sektörlere yönelsek, kısa vadede cari açığı kapatır, cari fazla verirdik. bu fazlalıklarla da ülkedeki yoksulluğu sıfıra indirirdik.

    abi her şeyi fatih terim'in maaşına bağlamak sizce de mide bulandırıcı değil mi? hani hoca bizdeyken bunu konuşanlara onun bunun çocuğu diyorduk ya.. ne bileyim. onlar gibi olmuyor muyuz biraz? zorla mı alıyor o paraları? kaldı ki fatih terim yerine getirilen yabancılar da benzer paraları aldı. ne verdiler? hiçbir şey.

    olayı siyasete getireceksek, buyurun getirelim. fatih terim'in maaşını federasyon ödüyor. diyelim ki onu da devlet karşılıyor. eğer laf devletin harcamalarına gelecekse eğer, bence ülkedeki memurlar maaşlarının yarısını hak etmiyor. buradaki memurlar, öğretmenler kusura bakmasın ama ülkeye hiçbir katkıda bulunmayan, katkıdan fazla zararı bulunan bir ton gereksiz insan devletten maaş alıyor. akademisyenlerden tutun sınıf öğretmenlerine kadar, askerde vasıfsız erlerden çavuşlara kadar, kamu kurumlarında bilgisayar başında oyun oynayan niteliksiz elamanlara kadar. biraz abarttın diyebilirsiniz ama amını damını siktiğimin kurumlarının hepsini özelleştirseler zerre kadar üzülmem. sonra eşek gibi çalıştırırlar hepsini. ülke nüfusunun çoğunluğu(siyasi görüşü fark etmiyor) devlete kapak atayım da yatayım anlayışında. hangi milliyetçilik, hangi devletçilik, hangi halkçılık bu? lafa gelince türküm doğruyum çalışkanım. nah çalışkanız.

    benim şahsen midem bulandı bu muhabbetten. hiç çekilmiyor. hangi başlık olursa olsun bir fatih terim'e laf atayım da prim yapayım trendi almış başını gitmiş. bunun yanında bir de burak yılmaz ve selçuk başta olmak üzere ''yeniçeri'' modası var bir yıldan fazladır. bu iki trend kadar yoğun olmasa da bunların yanında biraz popülaritesini yitirmiş ''albayrak büfe işletemez, soytarı yeaa'', ''sabri topçu mudur, sabri adam mıdır*'' goygoylarını ekleyebiliriz. neyse ki son zamanlarda hakan şükür'ün akp karşıtı olmasıyla ''hakan şükür efsane değildir'' tartışması bitti. arda konusuna girmiyorum. arda sayesinde real madrid taraftarı olanlar bile varmış. real-galatasaray maçı olsa adamlar ''iyi olan kazansın <3<3'' diyecekler neredeyse.

    allah akıl fikir versin.
  • 60
    roberto mancini'nin maaşı ile bir tutulmaması gereken paradır çünkü mancini'ye ödenen para kulübün kasasından çıkmaktadır. bu bağlamda galatasaray spor kulübü bir şirkettir ve para politikası kendisini bağlar. tamam galatasaray sözlükteyiz, elbette galatasaray her şeyin başı ama en nihayetinde gönül bağıyla bağlıyız. kombine, forma ve lisanslı kulüp ürünlerinden elde edilen paranın çarçur edilmesine yönelik eğer istersek bir şekilde tepki gösterebilir, kişisel olarak kulübe tavır alabiliriz.

    oysa fatih terim'e verilen para ülkenin parasıdır ve senin, benim vergilerimle devlete kazandırılmıştır. bir spor kulübünün bütçesi ile devletin ödeneği aynı şey değildir. o paralar fatih terim'e gidiyor diye sıkıysa vergi verme. bir spor kulübüne gönül vermekle türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmak aynı şey değil, bu ikisi arasındaki farkı da biliyoruzdur inşallah. bu bağlamda elmalar ile armutları karıştırmamak lazım. galatasaray'ın kötü yönetilen bir şirket olması ile devletin parasını adaletsiz bir biçimde sağa sola saçması bir değildir.

    hiddink'e verilen para da gereksiz derecede fazlaydı ama adam hiddink yani bize ne hiddink'ten? çok istedik ki bastırdık parayı getirdik, kendi talip olmadı ya? hiddink gibi bir adama yönelik ne hatırımız veya gönül bağımız var? öte yandan insan fatih terim gibi bir figürden doğal olarak biraz daha gözü tok olmasını bekliyor. karın tokluğuna hocalık yapsın demiyorum ama dünyanın en çok kazanan birkaç milli takım hocasından biri olacak kadar da bir şey yaptığını ciddi ciddi düşünen varsa vallahi saygım sonsuz. mesela prandelli çıksa "yıllık 5 milyon euro istiyorum" dese "hastir" deriz ama aynısını hamza hoca dese üzülürüz yani "yakıştı mı hoca?" deriz. daha duygusal yaklaşırız. bunu da bana böyle bilal'e anlatır gibi anlattırmayın yani...

    fatih terim'e verilen para çoktur. fatih terim hükumetin adamı gibi gözükerek ve ünal aysal'ı bahane ederek bize inceden posta koymuş ve sonrasında tabir-i caizse de köşeyi dönmüştür. öte yandan bu işte ciddi ciddi bir şeyler döndüğünü düşünüyorum.
  • 61
    2015 yılı için ödenecek olan kısmı fatih terim'in isteğiyle zaten hayır kurumlarına ödenecek olan maaştır.

    fakat bugün öğrendiğim kadarıyla engellilerin hayata tutunamaması ve soma madenlerindeki ihmallerin sebebi hep buymuş :( asdşlaksdşla kafalara gel ya. o para fatih hocaya verilmese somadaki madenlere harcanacaktı zaten.

    başlığın ilk ve son entrylerine bakınca galatasaray taraftarının dönekliğin kitabını yazdığını da çok net görüyoruz, hocayla aramız iyiyken maaşına laf edenlere şerefsiz, orospu çocuğu vs.. diyenler, hoca takımdan gidip beğenmedikleri federasyonla çalışmaya başlayınca o kadar paraya ülkemiz için şunu yapardık, bunu yapardık <3 diyenler.

    bsg
  • 63
    tff özerk bir kurum. kendine ait gelirleri, giderleri yani bir bütçesi var. organları genel kurul tarafından seçimle göreve geliyor. her türlü kararları kendi organları alabiliyor. bütçesi de genel kurul tarafından onaylanıp ibra ediliyor. aslında yapı olarak spor kulüplerine benzer bir yapısı var. http://www.tff.org/default.aspx?pageId=461 buradan tff'nin mali tablolarına ulaşmanız mümkün. bütçedeki gelir kalemlerinden en önemli ikisi profesyonel futbol gelirleri ve sponsor gelirleri. profesyonel futbol gelirleri bünyesinde zannediyorum havuz sisteminden olan gelirleri yani yayıncı kuruluştan gelen gelirleri ve bahis oyunlarından gelen gelirleri içeriyor. diğer kalem ise bildiğimiz sponsor gelirleri. yani milli takımın yaptığı sponsorluk anlaşmasından doğan gelirler vs. kısacası ülkede bir futbol ekonomisi var. tff de bu ekonominin bir parçası.

    öncelikle servet düşmanı değilim. ama futbolda özellikle türkiye'de dönen paraları inanılmaz gereksiz ve uçuk buluyorum. en azından maliyet x fayda analizinde sınıfta kalıyor futbol ekonomisi. fakat bu sorun genel bir sorun ve bunu görmezden gelemeyiz. en başında kendi kulüplerimiz bu analizde sınıfta kalıyor.

    şimdi gelelim fatih terim'in maaşına. az-çok tartışmasına girmeyeceğim. sonuçta fatih terim o parayı zorla almıyor. tff genel kurulu bir yönetim kurulu görevlendirmiş, bu yönetim kurulu da özgür iradesiyle sözleşme yapma serbestisine sahip.

    fatih terim sevilir-sevilmez o da ayrı bir konu, fakat tüm öznel yargıları bir kenara bıraktığımızda kendisinin gelmiş-geçmiş en başarılı yerli hoca olduğunu rahatlıkla görebiliriz. ayrıca milli takımı'ın en büyük başarılarının altında da kendisinin imzası var. akdeniz oyunları şampiyonluğu (1993), ilk avrupa futbol şampiyonasına katılma hakkı (1996), uefa kupası şampiyonluğu (2000), temellerini attığı takımın dünya kupası üçüncülüğü (2002), avrupa futbol şampiyonası üçüncülüğü (2008) gibi büyük başarıları var. kısacası milli takımın başında önemli bir isimin olmasının bir bedeli var. fatih terim ismi ve başarılarıyla türkiye'deki futbol ekonomisinin büyümesine katkı sağlamış bir isim. hatta bu ekonominin en önemli aktörlerinden. diğer taraftan da sponsorların yani futbol ekonomisini finanse edenlerin seveceği bir isim. ayrıca terim'in vazgeçtiği bir de fırsat maliyeti var. kısacası maaşı belirleyen faktörler bunlar. yine de aldığı para ikinci paragrafta da bahsettiğim gibi çok uçuk bir rakam. ama bunun suçlusu da terim değil.

    fatih terim'in milli takımı çalıştırdığı bir önceki dönemde yine aldığı maaş çok tartışılmıştı. oysa fatih terim'den sonra göreve gelen ve milli takımla hiçbir başarıya imza atamamış guus hiddink terim'den 3-4 kat daha fazla maaş alırken hiç kimsenin bu konuyu telaffuz etmemesi sanırım türk insanındaki ikiyüzlülüğü gösteriyor. çünkü asıl problem ödenen paranın miktarı değil, o paranın kime ödendiği. yani bugün fatih terim yerine milli takımda ünlü bir yabancı isim teknik direktör olsaydı ve aynı şekilde başarısız olsaydı bu tartışmaların hiçbiri yaşanmazdı diye düşünüyorum. ki en yakın hiddink örneğinde yaşanmadığını da net bir şekilde gördük. (bkz: guus hiddink'in maaşı/#817217) http://spor.bugun.com.tr/...-maasi-haberi/123166

    ayrıca hiddink'in milli takımı çalıştırdığı yıllardaki finansal tabloları incelemenizi öneriyorum. milli takım gelir ve giderleri arasındaki farkın en büyük sebebi hiddink'e ödenen maaş. zaten gelir gider farkının en çok olduğu yıllar hiddink'li yıllar.

    kısacası o para buraya aktarılsaydı bunlar olmazdı, şu para şuraya aktarılsaydı şu insalar ölmezdi gibi gereksiz ve saçma yönlendirmelerle insanları dolaylı olarak bir şeylerden sorumlusu tutmak nefret kusmaktan başka bir şey değil. kişisel nefreti kusmanın da bana kalırsa en ucuz hali.

    dün galatasaray tekerlekli sandalye basketbol takımının kaptanı 3 yıldır primlerini, 4 aydır da maaşlarını alamadıklarını söyledi. buradan hareketle sadece geçen sezon devre arasında yapılan ve galatasaray'a hiçbir şey vermemiş ontivero, hajrovic, burdisso gibi transferlerin maliyetiyle rahatlıkla tekerlekli basketbol şubesinin 5 yıllık bütçesini karşılayabilirdik. neden konuya öncelikle buradan yaklaşmıyoruz? neden kendi kulübümüzdeki bu yanlışları görmezden geliyoruz?

    kısaca konuyu özetlemek gerekirse terim maaşını devletin kasasından almıyor. özerk bir yapıya sahip olan federasyonun bütçesinden alıyor. federasyonların görevi ilgili oldukları spor dalının düzenlenmesini ve gelişmesini sağlamak. harcamalarını da buna yönelik yapıyorlar. gelirleri yaratan ise bizleriz. yayın hakları, bahisler, kulüpler... kısacası futbol ekonomisinin içinde olan her birey ve her kurum sağlıyor bu kaynağı. burada bir yanlış varsa dile getirilmesi gereken şey bu kaynağın yanlış kullanıldığı, çarçur edildiği olmalıdır. eğer o parayı madencilere harcasaydık insanlar ölmezdi, engellilere harcasak engelli sporcular kaderleriyle başbaşa kalmazdı gibi ucuz çıkarımlar yaparak aslında gerçek sorumluları bu işten sıyırıyoruz farkında olmadan.

    tüm bu anlattıklarım terim'in aldığı parayı savunmak için değil. bana göre bugün sadece terim değil futbol ekonomisi içindeki birçok aktör hak ettiğinden çok daha fazlasını kazanıyor. sadece kendi kulübümüzün yerli oyunculara ödediği paralara bakarak ne dediğimi çok rahatlıkla anlayabilirsiniz. en basitinden asli görevi genç oyuncular yetiştirmek olan altyapı hocaları 3-5 bin lira maaşla çalışıyor bu ülkede. oysa yetişdirdiği futbolcu birkaç sene sonra 2-3 milyon lira gibi uçuk rakamlara imza atıyor. kulüpleri beceriksiz insanlar yönetiyor; şeffaflık ve hesap verebilirlik yok. siyaset futbolla iç içe; sırf siyasi ilişkilerden ötürü spor ekonomisindeki milyonlarca liraya hükmeden federasyolar vasıfsız insanlar tarafından yönetiliyor. türk sporundaki asli problemler bunlar.

    terim'in maaşı elbette eleştirilebilir hatta eleştirilmeli. fakat bununla beraber birçok yanlış da eleştirilmeli. sırf sen terim'den nefret ediyorsun diye "ona verilen parayı şuraya harcasaydık insanlar ölmezdi" gibi basit çıkarımda bulunmak bana kalırsa samimi değil. yani amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.

    bugün fatih terim galatasaray'ın başında olsaydı ve de başarılı olsaydı, yani galatasaray'dan olaylı bir şekilde ayrılmasaydı, aynı zamanda da milli takımı çalıştırıp yine bu paraları alıyor olsaydı bugün aynı şeyler yazılmazdı. fatih terim'i de geçtim, milli takımın başında atıyorum kariyerli yabancı bir hoca olsaydı yine bu tarz şeyler gündeme getirilmezdi. benim parmak basmak istediğim nokta da net olarak bu çarpıklık. kısacası birinden sırf nefret ediyorsunuz diye maden kazasında ölen insanları ya da engelli insanları kullanarak bir insana alakasız yerlerden vurmak bana göre yanlış. hem de ortada eleştirilmesi gereken birçok konu varken.
  • 70
    profesyonel olarak futbol sektörünün içinde bulunan herkesin maaşı gibi şişik, saçma, gereksiz ve abartıdır.

    futbol adamlarını aldıkları maaş üzerinden eleştirmekse parmağı olan herkes arasında parmağı uzun olanları eleştirmek. insan parmaklarıyla doğar, uzunluğunu kısalığını kendisi seçmez, parmağı uzun insanlar "ya şu parmağım çok uzun, kısaltayım." demez. bu sistem böyle, sadece terim yok bu çarkın içinde, tamamıyla saçma bir sistem bu, eğleniyoruz işte.
App Store'dan indirin Google Play'den alın