tff özerk bir kurum. kendine ait gelirleri, giderleri yani bir bütçesi var. organları genel kurul tarafından seçimle göreve geliyor. her türlü kararları kendi organları alabiliyor. bütçesi de genel kurul tarafından onaylanıp ibra ediliyor. aslında yapı olarak spor kulüplerine benzer bir yapısı var.
http://www.tff.org/default.aspx?pageId=461 buradan tff'nin mali tablolarına ulaşmanız mümkün. bütçedeki gelir kalemlerinden en önemli ikisi profesyonel futbol gelirleri ve sponsor gelirleri. profesyonel futbol gelirleri bünyesinde zannediyorum havuz sisteminden olan gelirleri yani yayıncı kuruluştan gelen gelirleri ve bahis oyunlarından gelen gelirleri içeriyor. diğer kalem ise bildiğimiz sponsor gelirleri. yani milli takımın yaptığı sponsorluk anlaşmasından doğan gelirler vs. kısacası ülkede bir futbol ekonomisi var. tff de bu ekonominin bir parçası.
öncelikle servet düşmanı değilim. ama futbolda özellikle türkiye'de dönen paraları inanılmaz gereksiz ve uçuk buluyorum. en azından maliyet x fayda analizinde sınıfta kalıyor futbol ekonomisi. fakat bu sorun genel bir sorun ve bunu görmezden gelemeyiz. en başında kendi kulüplerimiz bu analizde sınıfta kalıyor.
şimdi gelelim fatih terim'in maaşına. az-çok tartışmasına girmeyeceğim. sonuçta fatih terim o parayı zorla almıyor. tff genel kurulu bir yönetim kurulu görevlendirmiş, bu yönetim kurulu da özgür iradesiyle sözleşme yapma serbestisine sahip.
fatih terim sevilir-sevilmez o da ayrı bir konu, fakat tüm öznel yargıları bir kenara bıraktığımızda kendisinin gelmiş-geçmiş en başarılı yerli hoca olduğunu rahatlıkla görebiliriz. ayrıca milli takımı'ın en büyük başarılarının altında da kendisinin imzası var. akdeniz oyunları şampiyonluğu (1993), ilk avrupa futbol şampiyonasına katılma hakkı (1996), uefa kupası şampiyonluğu (2000), temellerini attığı takımın dünya kupası üçüncülüğü (2002), avrupa futbol şampiyonası üçüncülüğü (2008) gibi büyük başarıları var. kısacası milli takımın başında önemli bir isimin olmasının bir bedeli var. fatih terim ismi ve başarılarıyla türkiye'deki futbol ekonomisinin büyümesine katkı sağlamış bir isim. hatta bu ekonominin en önemli aktörlerinden. diğer taraftan da sponsorların yani futbol ekonomisini finanse edenlerin seveceği bir isim. ayrıca terim'in vazgeçtiği bir de fırsat maliyeti var. kısacası maaşı belirleyen faktörler bunlar. yine de aldığı para ikinci paragrafta da bahsettiğim gibi çok uçuk bir rakam. ama bunun suçlusu da terim değil.
fatih terim'in milli takımı çalıştırdığı bir önceki dönemde yine aldığı maaş çok tartışılmıştı. oysa fatih terim'den sonra göreve gelen ve milli takımla hiçbir başarıya imza atamamış
guus hiddink terim'den 3-4 kat daha fazla maaş alırken hiç kimsenin bu konuyu telaffuz etmemesi sanırım türk insanındaki ikiyüzlülüğü gösteriyor. çünkü asıl problem ödenen paranın miktarı değil, o paranın kime ödendiği. yani bugün fatih terim yerine milli takımda ünlü bir yabancı isim teknik direktör olsaydı ve aynı şekilde başarısız olsaydı bu tartışmaların hiçbiri yaşanmazdı diye düşünüyorum. ki en yakın hiddink örneğinde yaşanmadığını da net bir şekilde gördük. (bkz:
guus hiddink'in maaşı/#817217)
http://spor.bugun.com.tr/...-maasi-haberi/123166ayrıca hiddink'in milli takımı çalıştırdığı yıllardaki finansal tabloları incelemenizi öneriyorum. milli takım gelir ve giderleri arasındaki farkın en büyük sebebi hiddink'e ödenen maaş. zaten gelir gider farkının en çok olduğu yıllar hiddink'li yıllar.
kısacası o para buraya aktarılsaydı bunlar olmazdı, şu para şuraya aktarılsaydı şu insalar ölmezdi gibi gereksiz ve saçma yönlendirmelerle insanları dolaylı olarak bir şeylerden sorumlusu tutmak nefret kusmaktan başka bir şey değil. kişisel nefreti kusmanın da bana kalırsa en ucuz hali.
dün galatasaray tekerlekli sandalye basketbol takımının kaptanı 3 yıldır primlerini, 4 aydır da maaşlarını alamadıklarını söyledi. buradan hareketle sadece geçen sezon devre arasında yapılan ve galatasaray'a hiçbir şey vermemiş
ontivero,
hajrovic,
burdisso gibi transferlerin maliyetiyle rahatlıkla tekerlekli basketbol şubesinin 5 yıllık bütçesini karşılayabilirdik. neden konuya öncelikle buradan yaklaşmıyoruz? neden kendi kulübümüzdeki bu yanlışları görmezden geliyoruz?
kısaca konuyu özetlemek gerekirse terim maaşını devletin kasasından almıyor. özerk bir yapıya sahip olan federasyonun bütçesinden alıyor. federasyonların görevi ilgili oldukları spor dalının düzenlenmesini ve gelişmesini sağlamak. harcamalarını da buna yönelik yapıyorlar. gelirleri yaratan ise bizleriz. yayın hakları, bahisler, kulüpler... kısacası futbol ekonomisinin içinde olan her birey ve her kurum sağlıyor bu kaynağı. burada bir yanlış varsa dile getirilmesi gereken şey bu kaynağın yanlış kullanıldığı, çarçur edildiği olmalıdır. eğer o parayı madencilere harcasaydık insanlar ölmezdi, engellilere harcasak engelli sporcular kaderleriyle başbaşa kalmazdı gibi ucuz çıkarımlar yaparak aslında gerçek sorumluları bu işten sıyırıyoruz farkında olmadan.
tüm bu anlattıklarım terim'in aldığı parayı savunmak için değil. bana göre bugün sadece terim değil futbol ekonomisi içindeki birçok aktör hak ettiğinden çok daha fazlasını kazanıyor. sadece kendi kulübümüzün yerli oyunculara ödediği paralara bakarak ne dediğimi çok rahatlıkla anlayabilirsiniz. en basitinden asli görevi genç oyuncular yetiştirmek olan altyapı hocaları 3-5 bin lira maaşla çalışıyor bu ülkede. oysa yetişdirdiği futbolcu birkaç sene sonra 2-3 milyon lira gibi uçuk rakamlara imza atıyor. kulüpleri beceriksiz insanlar yönetiyor; şeffaflık ve hesap verebilirlik yok. siyaset futbolla iç içe; sırf siyasi ilişkilerden ötürü spor ekonomisindeki milyonlarca liraya hükmeden federasyolar vasıfsız insanlar tarafından yönetiliyor. türk sporundaki asli problemler bunlar.
terim'in maaşı elbette eleştirilebilir hatta eleştirilmeli. fakat bununla beraber birçok yanlış da eleştirilmeli. sırf sen terim'den nefret ediyorsun diye "ona verilen parayı şuraya harcasaydık insanlar ölmezdi" gibi basit çıkarımda bulunmak bana kalırsa samimi değil. yani amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.
bugün fatih terim galatasaray'ın başında olsaydı ve de başarılı olsaydı, yani galatasaray'dan olaylı bir şekilde ayrılmasaydı, aynı zamanda da milli takımı çalıştırıp yine bu paraları alıyor olsaydı bugün aynı şeyler yazılmazdı. fatih terim'i de geçtim, milli takımın başında atıyorum kariyerli yabancı bir hoca olsaydı yine bu tarz şeyler gündeme getirilmezdi. benim parmak basmak istediğim nokta da net olarak bu çarpıklık. kısacası birinden sırf nefret ediyorsunuz diye maden kazasında ölen insanları ya da engelli insanları kullanarak bir insana alakasız yerlerden vurmak bana göre yanlış. hem de ortada eleştirilmesi gereken birçok konu varken.