• 309
    hocam önceki mektuplar yatmadan önce okuman için yazılan masallardı. arkadaşlar masal kitabı almak yerine yazmayı tercih etmişler sağ olsunlar.

    bunu sabah kahvaltısından sonra oku hocam. soğuk suyun yanında bulunsun ki güzelce içersin hocam.

    bak hocam. galatasaray ali samiyene baba gündüze metin oktaya kalmamış sana mı kalacaktı. sen sebepsiz yere zengin bi çocuk bulup sevgilisini terk eden biri gibisin. öyle yıktın öyle üzdün insanları. gittiğin çocuk sana zarar veriyor bırak dedik olmaz zengin dedin cemiyeti var dedin gittin. şimdi dayak yiyorsun maçlarda. şimsişimdi destek çıkmıyorlar sana. ama aslanlar gibi evlilik sözleşmen var. zenginsin.

    bak hocam. bu kadae kurduğumuz hayaller, gerçeklerimiz yaptıklarımız silinsi gitti. niye biliyor musun sen gittin çünkü. binanın temeli kolonları gibiydin gittin.

    senden rica ediyorum basın karşısında galatasaray falan deme. istemiyorum. yine tut destekle ama yeter zarar verme. sabri gibisin yeminle. şov peşindesin yeter artık. sen milli takımınla oyna. şenol hocanın göremediği saygıyı sen gör yine. ama bizle uğraşma.

    yaptıkların için teşekkürler. ama tek başına da yapmadığını bil. bu başarılarda aslan payı nasıl seninse, seni sen yapanın da galatasaray olduğunu bil.
  • 1021
    en az hakemler kadar puan kayıplarının sorumlusu olan sayın hocam.
    kaç maç hatırlıyoruz çıkardığın 11’lerin yanlışlığını, oluşturduğun kurguların tutmadığını.
    bir maçtan öbür maça kadar geçen boşlukta takım aklıma geldikçe üzülüyorum.
    ben taraftarım ve normalde sinirlenmem lazım ancak ben üzülüyorum hocam düşün takım nasıl halde.
  • 12
    üstad, yuvana 3. kez hoşgeldin.

    barış içinde, sarp kayalara aldırmadan, çetin şartlara robinson crusoe gibi balta misali yaklaşarak, tehlikelere karşı ceylan gibi tetikte, kimseyi zan altında bırakmadan güzel günler geçirelim. galatasaray hangi galatasaray görülsün, bilinsin.

    haklısın hocam, saçmaladım evet. ama anladın sen onu.

    biz direk ''o gitsin bu gitsin.'' deyince bilimsel konuşup göt ediyorlar.
  • 1208
    sayın terim,
    şampiyon olduğumuz sezonlarda dahi oynadığımız oyunu eleştirdiğimde birçok renktaşımız tarafından eleştirilsem de maalesef beni haklı çıkardınız. her başarı, her büyüklük dönemseldir daimi olamaz ( bakınız: antik mısır, roma imparatorluğu ) dolayısı ile çöküşü gördüğümüzü kabullenmemiz gerekirken umarım siz de bu durumu gerçekten içselleştirirsiniz.
    varolan bütün kredinizi, benzeri görülmemiş bir utanca dönüştürmemenizi temenni ediyorum.
  • 432
    hocam
    senin kadar futboldan anlamam, durumlari bilmem vs . ama temel hayat felsefesi olarak sunu sana hatirlatmak istiyorum. once degisime kendinden basla. inatlarindan kurtul, inatlarindan kurtuldugunda asalaklardan kurtul, asalaklardan kurtuldugunda yeni baslangic yapacaksin ve kendinin yeni baslangiciyla beraber hakedenlere yeni bir baslangic sansi ver. boylece temizlik baslasin. biz de arkanda duralim.

    sunu da belirteyim. gun itibariyle yine cakallarla ve kan emicilerle savasi baslattin. belki bundan sonra daha zor durumlara duseceksin. bu savasta kosulsuz sartsiz seninleyim. hakemse hakem , federasyonsa federasyon, kimse kim !

    ama hocam ne olur bazi kararlarinda israr ve oyuncu tercihi inatlarindan vazgec. ha bir de kendine yardimci olarak iyi bir fatih terim bul ...
  • 831
    hocam seni seviyorum eyvallah da, elinde eksik oyuncu olmasa taylan'ı oynatmak aklından bile geçmiyor. yunus kadroya ancak birileri yokken girebiliyor. sürekli mecbur kaldığın için birilerini oynatıyorsun. elinde hep hazır oyuncu olsun istiyorsun.

    ahmet çalık'a forma verene kadar emin bayram'a verseydin, en azından oyuncu kazanmış olurduk. sezonun ilk yarısı gereksiz inatlarla geçti, bırak artık şu inadı, kendine de zarar veriyorsun, çok sevdiğin galatasaray'a da. bizi de üzüyorsun, yapma böyle.
  • 1010
    sevgili hocam,

    maçı* izlerken benim de fark ettiğim bir şeyi fark ettin mi bilmiyorum. oyuncuların gözlerinde, beden dilinde biz bu maçı nasıl kazanacağız sorusu vardı. tamamen umutsuz, yenilgiyi sahaya çıkmadan kabullenmiş ve acınası çırpınışlar sergileyen bir takım. üst üste 3 pas yapamayan bir takım. onlara baktığımda seni gördüm hocam. ne yazık ki bahaneler ve nedenlerin artık insanları rahatlatamadığı bir noktada bu takım. galatasaray'da 2 ay geçiren her futbolcu fiziksel olarak nasıl 6 ay geri gidebiliyor hocam? gol kralının yokluğunda dahil hatay'a karşı 1 tane bile pozisyon üretmekten aciz bu takım ne çalışıyor, ne oynuyor hocam? yenilgi değil mesele, şampiyonluğu altın tepside vermemiz de değil. şu dünyadaki bir avuç mutluluğun da tek sebebi olan galatasaray, nasıl bu kadar çaresiz kalabiliyor? hocam sana en çok gitsin dediğim anda dahi inanmak istiyorum. imparator oğlum o, sen ondan vazgeçsen bile o kendinden vazgeçmez bir yolunu bulur tekrar tepeye çıkar diyorum. ama yanılmışım sanki hocam, hani hayallerin hülyaların vardı? bizden önce sen kendinden vazgeçmişsin zaten.
  • 371
    hocam,
    seninle büyük başarılar yaşadık. galatasaraylılık duruşunu dünyaya gösterdik. real madride 3 attık, schalke'yi almanyada yendik, uefa aldık, arsenal'ı, milan'ı yendik. başarıdan sayar mısın bilmiyorum ama türkiye ligini ve kupasını defalarca kazandık. dünyanın en büyük kulüplerine karşı ezik takımlar gibi kapanmadık, çatır çatır oynadık. real madrid'den 6 yerken bile bir sürü pozisyona girdik. şimdi önümüzde yeni bir safya ve yapılacak daha zor bir iş var. diğer kadroları sen kurmuştun ama şu an senin kurmadığın ve çok kaliteli olmayan bir kadro var elinde. maddi olarak da zor durumda olduğumuz bir zaman. ancak allah'ın izniyle defalarca zorlukların altından kalktık. 2012-2013 sezonunda ilk 3 maçtan 1 puan almışken son 3 maçta 9 puan alıp gruptan çıktığımız bile oldu.

    şimdi başakşehirle oynuyoruz (bkz: 15 nisan 2018 galatasaray başakşehir maçı) başarıların için yeni bir başlangıç. yine işimiz zor ait olduğumuz lige dönmek için belki her maçı kazanmamız lazım. bu maçları kazandıktan sonra yeni bir sayfa açılabilir allah'ın izniyle. biz yokken real madrid, juventus gibi yendiğimiz takımlar kupayı aldı ya da final oynadı. havaya girdiler, hadlerini bildirmenin de zamanı geldi.

    hocam güvenim sonsuz. şu 6 maçı atlatalım istediğini al istediğini gönder ve hakettiğimiz kadroyu kur. ama şu 6 haftada bam bam oynayalım, bunu defalarca yaptın bir daha yap allah'ın izniyle.

    bugün zafer günüdür inşallah, yeni hikayemiz akbilspor zaferiyle başlasın.
  • 585
    sayın hocam,

    ömer bayram, şener özbayraklı, emre taşdemir isimleri, lig sonuncusu bir ekibe karşı, bu akşam sahada ilk 11 oynamış(!) yıkık mevkidaşlarından daha mı kötü oynarlardı ?

    ki ömer bayram form olarak fernando muslera ile birlikte takımın en göze çarpan oyuncusuyken, bu maçta ona forma şansı vermemeni anlayamıyorum.

    sahada yokları oynayan, topu kontrol edip 2 metre yanındaki arkadaşına pas atmaktan aciz younes belhanda'ya 95 dakika tahammül edip, sofiane feghouli'yi oyundan alıp küstürmeni de anlayamıyorum.

    takımda oyunun iki yönünü de sırıtmadan oynayabilen tek bek oyuncusu martin linnes'i kadro dışı bırakıp; her maç rakiplerin sol beki gibi oynayan mariano ferreira filhove hücuma tepki olarak dünyaya gelmiş yuto nagatomo'ya bel bağlamanı da anlayamıyorum.

    her maça, her rakibe karşı aynı taktik ve oyun anlayışıyla oynamanı ve ısrarla başarısız sonuç alırken bu mentalitede diretmeni gerçekten anlayamıyorum.

    "benim de kendime göre bir hayalim var, rüyalarım var. eksik olan şeyi deneyeyim diyorum." derken belki de biz seni hiç anlayamamışız hocam.

    yol yakından kendine yakışan şekilde ya bu takımı galatasaray gibi oynat ya da müsaden her daim bizde geçerlidir.

    saygılarımla,
  • 1329
    sevgili hocam;

    başardıkların ile mr. galatasaray olan efsane teknik direktörsün.

    hocam senden rica ediyorum, elin kolun uzundur, gel şu galatasaray siyasetine, dışarıdan akil adamlık yap. teknik direktörken basın toplantısı yaptığın gibi, şimdi de yap. bizi şu cenk ergün belasından kurtar hocam, yalvarırım. kolu kır, yen içinde kalmayıversin bu seferlik.

    şimdi diyeceksin ki, orada bir yönetim var, hoca var yapmam etik değil.
    hocam ne etiği, ne eteği... menajerin biri geldi, sportif direktörlük koltuğuna oturdu. adam 2 ayda bütün kulübü maymun etti. takımın içine bombayı bıraktı. yetti artık...

    hem okan senin öğrencin değil mi, zamanında bu işleri sağ olsa idi de metin oktay yapsaydı hoşuna gitmez miydi? sen demez miydin asıl içeri ile savaştık, o daha zor diye. okan hoca'nın görevindeki zor kısmı bu seferlik üstleniver. hadi hocam, bu işi yapsan yapsan sen yaparsın.

    saygılarımla.
  • 841
    sayın hocam
    sizi genelde eleştiririm, daha doğrusu eleştirmek için değil, geçmişte daha iyisini yaptığınız her şeyin, şimdi daha da iyisini yapabilecek olmanıza rağmen inat etmeniz nedeni ile eleştiririm. bununla birlikte 12 temmuz 2020 ankaragücü galatasaray maçını ben evimde izlerken kafayı yedim, siz nasıl dayanıyorsunuz bu işkenceye helal olsun. sahaya bakıyorum futbolcu yok, yedek kulübesine bakıyorum futbolcu yok, yönetime bakıyorum yönetim yok.
    cidden oturup efkarlandım sizin için, allah sabır versin.
    edit: dur daha ben neler yapacağım demiş ve yine ilginç bir maç izletmiştir bize teşekkürler hocam !
  • 521
    hocam bizi götüstü bırakıp tüpçüyle imza töreninde kikirdemeni bile affettim. gel gör ki bu arda adındaki “her sene bir orospu rengi” olan “komik” dar paça nargileci pantolonlu “eski kulübü”nün eski futbolcusunu transfer edersen hem sevgimi, hem de saygımı kaybedersin. bir kişinin sevgisinden bir şey olmaz deme, takımıma olan sevgim beni hasta edecek kadar büyük.
  • 1210
    to whom it may concern,

    lütfen istifa ederek her transfer sezonu milyonlarca euro harcayıp 2 ay sonra aldığı futbolcuları hedef göstermeyecek bir teknik direktöre yerinizi bırakır mısınız?

    lütfen organize atak ve savunma planlarını bu takıma aşılayacak, işinin ehli, a b c planları olan, rakibe ve takımın durumuna göre taktiğini değiştirebilen birisine fırsat verin artık.

    saygılar.
  • 1001
    sayın hocam,

    birkaç gün önce “son dört yıldır oynadığımız futbolu beğenmiyorum” diye yazmıştım. bunu daha önce de söyleyen vardı. (örneğin hıncal uluç.) ancak kimse hıncal uluç’un bu söylemlerini tekrar etmiyordu. ben yazdıktan sonra serdar ali çelikler dahil birçok spor yorumcusundan bunu duydum. türkiye’deki tüm spor medyasının galatasaray sözlüğü takip ettiğini de biliyorum. bu nedenle gerek benim gerekse diğer bazı sözlük yazarlarının entrylerinin birçok yorumcu ve muhabiri etkilediği kesin. tabii ki fbjk amigosu yazar ve yorumcular, özellikle bizim eleştirilerimizi çarpıtarak kullanıyorlar bunu da belirteyim.

    ben samimi duygularla son dört yıldaki futbolu beğenmediğimi yazdım ama bunu serdar ali çelikler’in çarpıttığı anlamda yazmadım.

    benim söylediğim şuydu: türkiye’de iyi futbol oynanmıyor. en iyi oyunu oynadığı iddia edilen takımlar bile tat vermiyor. türkiye ölçülerinde en iyi futbolu oynayan takımlardan biri de tabii ki galatasaray ama bu oyun avrupa ölçeğinde çok yetersiz ve bu nedenle de beğenmiyorum. alanyaspor ve beşiktaş iyi futbol oynuyor diyorlar ama onlarınki de bir var bir yok. özellikle alanyaspor, reytingi yüksek maçlarda iyi oynuyor ama arka plandaki maçlarda sıradanlaşıyor. aldığı puanlardan da belli zaten bu. beşiktaş ise sadece bir futbolcuya bağlı futbol oynuyor. aboubacar sakatlansa sıradan bir anadolu takımına dönüşecekler. bir futbolcuyla türkiye’de belki bir yerlere gelirsin ama avrupa’da sana adım attırmazlar.

    bu gerçeklere rağmen, hızlı ve isabetli tek pas oyununu, topa doğru hamleli ve alan daraltma taktiğini beşiktaş bizden iyi uyguluyor. sadece hamleli oyunları sayesinde her maç çok kritik pozisyonlarda başarı sağlıyorlar. bunun futbolcu yapısından kaynaklandığını düşünenler olabilir ama bence ilgisi yok. sergen, ilk maçlarında narin oynayan ghezzal gibi bir futbolcudan canavar yarattı adeta. biz ise pas oyunu ve hızlı kanatlarla sonuca gitme peşindeyiz.

    bizde hamleli oyunu en iyi oynayan futbolcular marcao, luyindama, taylan, gedson ve mustafa muhammed. (kerem de öyle ama ilk onbirde yok) bunlar dışındaki futbolcularımız tamamen ayaklarına top bekliyorlar. hele iki emre ve arda iyice general rolündeler.

    belki biraz futbolcuların yapısından böyle ama bence daha çok takımın benimsediği oyun tarzından kaynaklanıyor bu. bizde oyuncular topa hep mesafeli duruyorlar. gedson ve taylan dışında rakibe baskı yapıp top kazanmayı düşünen yok. mustafa muhammed de hücum alanında rakiple boğuşuyor o kadar. beşiktaş’ta ise hemen bütün futbolcular topu kazanmanın peşinde ve bu nedenle de hepsi rakiplere baskı yapıyor. topu kaptıklarında da hızlı paslarla sonuca gidiyorlar. tekrar ifade edeyim ki onlarda da aboubacar dışında kreatif futbolcu olmadığından istenen tadı veremiyorlar. vitrin maçları dışında onlar da tatsız-tutsuz oynuyor.

    bizim 2000 uefa kulasını alan takımda hagi dışındaki tüm futbolcularımız hamleliydi ve topu kazanmak için tamamı mücadele içine giriyor rakibe baskı yapıyordu. kimse birisi kazanıp topu bana atsın diye beklemiyordu. şimdi ise iki-üç futbolcu dışındakiler topu kazanmak için mücadele ve rakibe baskı yerine, birisi topu kazansın bize versin de pas yapalım diye düşünüyorlar. tabii ki böyle başarı gelmez. bir maç iyi bir maç kötü, yani kör-topal yürürsün o kadar.

    toptan ve rakipten uzak durmak, geri kaçmak bize selçuk inan’dan miras kaldı. 96-2000 takımının kazandırdığı alışkanlıkları kaybettik. selçuk inan'a bakan herkes toptan kaçar oldu. benim selçuk inan’da en çok eleştirdiğim konu buydu. selçuk inan gitti ama bu alışkanlık tüm takıma sirayet etmiş sanki.

    rakiplerimiz bizi o kadar mücadele ve baskıdan mahrum görüyor ki hemen tüm takımlar bize pres uyguluyor. sakın stoperlerin yaptığı bireysel hatalara sığınma. onların hatalarının asıl nedeni rakiplerin amansız presidir. bu prese rağmen o hatalar yapılmamalıydı diyebiliriz ama asıl nedeni görmezsek düzeltemeyiz.

    toptan kaçmak yerine topa doğru hamleli, rakiplere baskı yapan, topu kazanmak için birlikte mücadele eden bir takım yaratmak ise sizin göreviniz sayın hocam.
  • 1331
    fatih hocam;

    bir ara lütfen florya metin oktay tesisleri'ne uğra da cenk ergün denen vasıfsızı çöp poşeti misali tekrar kapının önüne koy. belli ki bu elemanı senden başka galatasaray'dan uzak tutacak birisi yok. dursun aydın özbek'inden eşref hamamcıoğlu'suna kadar liseliler kendisi ile çalışmayı tercih ediyor, üstüne üstlük seçim zamanı bu vasıfsızı paylaşamıyorlar. bu adamı bir sen galatasaray'dan uzak tuttun o kadar.

    son bir iş olarak cenk ergün'ü kapı dışarı ettir, lütfen hocam.
  • 832
    bu kadar eksiğe rağmen hala günah keçisi ilan edilebiliyorsan.camianın içinden dışarıdan bu kadar müdahaleye maruz kalıyorsun ve arkanda duramıyorsak. bir sezon formsuz olmana rağmen git denilebiliyorsa. git hocam git. sana saygısızca eleştiriler gelince gerçekten çok geriliyorum. biz seni haketmiyoruz hocam.
    5 temmuz 2020 galatasaray trabzonspor maçı
App Store'dan indirin Google Play'den alın