19126
boks futbolu oynatan hocamız. bu tabiri siyasi tarihçi bir arkadaşımdan* aldım. gerçekten çok güzel tarif ediyor fatih terim'in futbolunu.
maç içinde sürekli bir kavga var sahada. rakibin gücü ne olursa olsun. maç başladığı anda gong çalıyor ve müsabaka başlıyor. sahada güçlü olan kim olursa olsun maç her sonuca açık hale geliyor böylece.
yani biz kendi sahamızda real madrid'e kök söktürebilirken ondan 3 gün sonra lig sonuncusuna puan bırakabiliyoruz hatta mağlup bile olabiliyoruz.
çok temel planlar var. işte şurada şu şekilde paslaş, burada bu şekilde baskı kur, topun olduğu yerde kalabalık ol vb... geri kalanı tamamen futbolcunun kalitesine ve formuna bağlı. futbolcular formdaysa ve/veya kaliteliyse biz çok erken bir şekilde oyunu kopartabiliyoruz. aksi durumda rakip gittikçe direnç gösteriyor ve biz yoruldukça daha fazla açık veriyoruz.
tam bir boks maçı gibi düşünün. o gün formdaysak ve rakip de biraz zayıfsa bam güm indiriyoruz ilk rauntta. ama yok formda değilsek yine bam güm girişiyoruz ama çok açık veriyoruz ve maçı kopartamadıkça rakipten gelen tek tük yumruklar ters bir yere isabet ederse sendeletiyor.
bu değişir mi? terim'le değişmez. terim hep böyleydi. çok sıkı planlar kuran, elindeki oyuncularla tek tek ilgilenen, her birinin yeteneklerine göre oyun planı kurgulayan, rakipleri çok iyi analiz eden, takımı çok disiplinli bir hücum planıyla oynatan bir hoca olmadı hiçbir zaman. sahada oyuncuya çok fazla insiyatif veren bir teknik direktör. bu yüzdendir mesela çalışkan yıldızlar sever terim'i. tembel yıldızlar ise nefret eder. çünkü terim, oyuncu kim olursa olsun, sahada mücadele bekler. elbette mesela hagi'den defansa gelmesini, sneijder'den adam kovalamasını, drogba'dan önde pres yapmasını beklemez. ama bu tip oyunculardan da sahada fark yaratmalarını bekler.
dediğim gibi eğer siz net planları olan, elindeki oyunculara göre kurulmuş, sahada ne yapacağını çok iyi bilen bir takım istiyorsanız bu takımı terim ile göremezsiniz. olmaz. bu terim'in eksikliği filan değil. terim böyle futbol oynatır.
elbette bu futbolun artıları ve eksileri var. en büyük artısı tahmin edilemez ve önlem alınamazlık. bir de dediğim gibi yetenekli oyuncuların parlamasını sağlar. ama işte diğer taraftan sahada en az 4-5 tane bölgesinde çok iyi ve kaliteli oyuncu olması gerekir. sıradan oyuncularla terim başarılı olamaz. yani olur tabii ama işte boks maçı gibi olur. vurup indirebilirse ne ala. indiremezse işler karışır.
burada terim'i kötülemiyorum. sadece bir tespitte bulunuyorum terim'in tarzı budur. beğenen beğenir, beğenmeyen beğenmez. başarıları da, başarısızlıkları da bu şekilde gelmiştir. bu şekilde de devam edecektir.
maç içinde sürekli bir kavga var sahada. rakibin gücü ne olursa olsun. maç başladığı anda gong çalıyor ve müsabaka başlıyor. sahada güçlü olan kim olursa olsun maç her sonuca açık hale geliyor böylece.
yani biz kendi sahamızda real madrid'e kök söktürebilirken ondan 3 gün sonra lig sonuncusuna puan bırakabiliyoruz hatta mağlup bile olabiliyoruz.
çok temel planlar var. işte şurada şu şekilde paslaş, burada bu şekilde baskı kur, topun olduğu yerde kalabalık ol vb... geri kalanı tamamen futbolcunun kalitesine ve formuna bağlı. futbolcular formdaysa ve/veya kaliteliyse biz çok erken bir şekilde oyunu kopartabiliyoruz. aksi durumda rakip gittikçe direnç gösteriyor ve biz yoruldukça daha fazla açık veriyoruz.
tam bir boks maçı gibi düşünün. o gün formdaysak ve rakip de biraz zayıfsa bam güm indiriyoruz ilk rauntta. ama yok formda değilsek yine bam güm girişiyoruz ama çok açık veriyoruz ve maçı kopartamadıkça rakipten gelen tek tük yumruklar ters bir yere isabet ederse sendeletiyor.
bu değişir mi? terim'le değişmez. terim hep böyleydi. çok sıkı planlar kuran, elindeki oyuncularla tek tek ilgilenen, her birinin yeteneklerine göre oyun planı kurgulayan, rakipleri çok iyi analiz eden, takımı çok disiplinli bir hücum planıyla oynatan bir hoca olmadı hiçbir zaman. sahada oyuncuya çok fazla insiyatif veren bir teknik direktör. bu yüzdendir mesela çalışkan yıldızlar sever terim'i. tembel yıldızlar ise nefret eder. çünkü terim, oyuncu kim olursa olsun, sahada mücadele bekler. elbette mesela hagi'den defansa gelmesini, sneijder'den adam kovalamasını, drogba'dan önde pres yapmasını beklemez. ama bu tip oyunculardan da sahada fark yaratmalarını bekler.
dediğim gibi eğer siz net planları olan, elindeki oyunculara göre kurulmuş, sahada ne yapacağını çok iyi bilen bir takım istiyorsanız bu takımı terim ile göremezsiniz. olmaz. bu terim'in eksikliği filan değil. terim böyle futbol oynatır.
elbette bu futbolun artıları ve eksileri var. en büyük artısı tahmin edilemez ve önlem alınamazlık. bir de dediğim gibi yetenekli oyuncuların parlamasını sağlar. ama işte diğer taraftan sahada en az 4-5 tane bölgesinde çok iyi ve kaliteli oyuncu olması gerekir. sıradan oyuncularla terim başarılı olamaz. yani olur tabii ama işte boks maçı gibi olur. vurup indirebilirse ne ala. indiremezse işler karışır.
burada terim'i kötülemiyorum. sadece bir tespitte bulunuyorum terim'in tarzı budur. beğenen beğenir, beğenmeyen beğenmez. başarıları da, başarısızlıkları da bu şekilde gelmiştir. bu şekilde de devam edecektir.