13761
fatih terim'in saçını arkaya doğru taraması galatasaray ve kendisi için sonun başlangıcı olmuş olan fiiliyattır. mühimdir zira iç dünyasında yaşadığının dışa vurumudur; bizim özlediğimiz fatih hoca ile mesafe koyduğumuz fatih hoca arasındaki farktır biri türk fatih diğeri italyan özentisi fatih.
fatih terim "o" tarihe kadar saçını yana doğru tarayarak uefa kupasını almış, 4 sene üst üste şampiyon olmuştu çünkü fatih hocanın "o" tarihe kadarki amacı baba gündüz olmaktı. bu kutsal bir haktı ama fatih hocanın kızları büyüyor, mehmet ağar kendisinin peşini bırakmıyor, fulya hanım daha, daha çok her şeyden biraz daha çok istiyordu. sonra bir gün bir sabah kalktı ve aynaya baktı neden saçımı arkaya doğru taramıyorum ki dedi kendi kendine…
öyle ya daha gençti türkiye'de kimsenin başaramadıklarını başarmıştı. üstelik başbakan mesut yılmaz kendisini yeni tbmm’ye çağırmıştı uefa kupasını götürmüştü takımla tbmm'ye. recai kutan’ından devlet bahçelisine, mesut yılmaz’ından tansu çilleri’ne dahası rahmetli bülent ecevit'e kadar herkes kendisine ricacı olmuştu galatasaray'da kalıp şampiyonlar ligi kupasını türkiye'ye getirmesi için.
o artık adanalı fatih hoca olamazdı artık imparator olmalıydı daha 4 sene önce maaşından para kesip ücretini ödemeye razı olduğu hagi ile uefa kupasını kaldırmıştı, eski italya başbakanı berlusconi kendisine hayranlığını bildiriyor, isviçre'de kendisiyle konuşmak için bavyera şansölyesi edmund stoiber'in yanından koşarak gelen kaiser beckenbauer’a kenan evren’in geri bas hareketini yapabiliyordu. eee ne diye saçını arkaya doğru taramayacaktı ki?
yine de bekledi evine gizli gizli italyanca hocası gelirken bile bekledi…çünkü kolay değildi birden kafasını yastığa koyarken enver paşanın fedaisi, atatürk’ün yaveri kod adı kılıç ali olan büyük mücahidin büyük oğlu gündüz kılıç olmayı hayal etmek yerine sacchi olmayı maldini olmayı trapattoni olmayı hatta ne yazık ki capello olmayı hayal etmek…
ama ağır geldi allahın mevki makam sahibi her kulunu imtihan ettiği kibre ve nefsine yenik düştü kıbrıs muhaciri topal adanalının oğlu fatih hocamız; artık roma imparatoru idi…
ceolara ücreti mukabilinde hayat dersleri veriyordu…insan kaynakları etrafında fır dönüyor çirkin camlı plazalarda mis kokuların, cicili bicili dekolte kıyafetlerin içindeki bir içim su karı kızların; italyan kumaşından dikilmiş, fiyatı asgari ücretlinin kıdem tazminatından pahallı olan takım elbiselerin içindeki beyefendilerin arkadaşlığı artık bülent ünder’in yahut rasim kara’nın arkadaşlığından daha ağır basmaya başlamıştı.
başbakan mesut yılmaz kimdi ki onu kırmaktan çekinip galatasaray'da kalmayı kabul edecekti…hem sanki altın zincirli, manuela arcuri’nin sugar dady’si cecchi gori faruk süren'den daha rafine bir beyefendi gibi gözükmeye başlamıştı ama yanlış anlamayın renkdaşlar bu algının faruk başkanın transtürk'ünün iflas etmesiyle yakından uzaktan alakası yoktu!
öyle ya düşen terk edilir, fakire yüz çevrilir, ahde vefasızlık yapılır, geçmiş unutulur, geleceğin planları yapılmaz olur sadece ve sadece carpe diem…adı ölü ozanlar ancak gayet de canlı ozanlar, milenyumun eşiğindeydik an an şimdiki zaman…vefa semtti olsa olsa bir mektepti çok çok artık devir değişmiş devran dönmüştü zira fatih hocamız sarhoştu...zafer sarhoşu... adanalı delikanlıdan geriye batılı özentisi çakma bir istanbul beyefendisi kalmıştı...
başarı varsa şu an, geçmiş unutulur yarın önemsenmez öyle ki sen görev aldığın ilk sezonda italya kupasını alacak ilk italyan olmayan olacaktın kibrin finalden önce ayrılmayı buyurdu sana…içindeki nefis şeytanla yatağa girdi. senin takımınla mancini italya kupası şampiyonu oldu fatih hoca...hep lucescuya baktın ama mancini devirdi geçti hep...halbuki öteki saçını bile taramazken berikininki hep fönlüydü nasıl olur da ayıkmadan fatih ağabey:)
önemli miydi peki? hiç değil zira sanki bu sefer de berlusconi, cecchi gori'den daha da yakışıklıydı, karizmatikti…hem manuela arcuri'nin de yeni sugar dadysi oydu zira gori de maddi sıkıntılara düşmüştü zati italyan polisi de peşine:) floransa'daki günler de unutuldu çarçabuk…unutulmayan bir allah olduğuydu...
milano'da da bu kadar unutkanlıkla italya seferinin sene-i devriyesi henüz geçmişti ki mili takım-galatasaray-mili takım-galatasaray döngüsü kırılmamak üzere başladı.
kızlar büyüdü ve evlendi, iş hayatlarına atılınıldı, fenerlilerin ve beşiktaşlıların oyununa gelinildi, mehmet ağarlar da pek uğramaz oldular kendilerine halbuki paraşütle bile iniş yapabiliyorken korkut eken gibi sıkı galatasaraylılar...
ne fantastik zamanlardı ey sözlük yazarları hatırladınız değil mi? düşün bir an yanında kimse yok kameralara konuşuyorsun sonra yanına gökten korkut eken iniyor paraşütle hiçbir şey yokmuş gibi o da beyanata katkı veriyor paraşütünü toplarken ve evet ray-ban marka güneş gözlüğü yine gözünde uzaklara biraz önce atlayış yaptığı kuru tepeye doğru bakarak dalıyordu...hadi itiraf et hatırladın gs sözlük yazarı:)
sonra galatasaray'a rest çekmeler ve tüpçülere sarılmalar filan. ardından da çok geçmeden kumar oynayan dünkü çocuklar, maç gecesi klas kadınlarla takılanlar, surata kapı kapamalar, antrenmanlara çıkmamalar, 3-5 gece nöbetinde transfer görüşmeleri, bayrağa bedel biçmelerle muhatap olma ve en en en sonunda kebapçılarda hemşehrin ile birbirine düşülmeler…birileri aklınca iti ite kırdırmıştı…o birileri it olduğu için bu atasözündeki manaya vakıf olamazlar. ne bilecekler senin bizim o; "oğullarım benim oğullarım benim" diye tolunaylara sarılan dar günümüzdeki umudumuz, ağabeyimiz fatih hoca olduğunu...
çünkü fatih hoca gün gelir saçını tekrar yana tarayabilir zira herkes gaflete düşer. berlusconi çırılçıplak bunga bunga diye basılıp sokak temizliyorken şu sıralar faruk başkan bükülmüş sırtı ve ağarmış saçlarıyla hala istanbul'da, divanlarda en ön safta...
artık ara ara yatağa düşen ergün gürsoy da hala sağ; irfan kurtoğlu ise bazen hagi'nin akademisini ziyaret ediyor... vatana ihanet etmekle suçlanıp firar etseler de hakan ile arif de sağ, hagi artık şampiyon oldu bizde hoca olarak kazandığı türkiye kupasının yanında ikinci kupası da var hem popescu da hapisten çıktı gözümüz aydın...adam o kadar delikanlı ki kendisini galatasaraydan kovan yöneticilerimizin adını verip onların da hapis yatmasını engelledi yahu sanki omerta kanunları...oysa bizimkiler sadece pastacı kanunlarını bilirler öyle ya mayaları, hamurları ıslak hagi ve şürekasınınkiyse sağlam vesselam:)
ergün penbe artık açık açık püro içiyor, suat da kel takılacakmış bundan kelli, tugay’ın da karısı durulmuş diyorlar, taffarel zaten cennetlik, hakan ünsal da kendi çapında doğru ata oynayarak örgütlenmiş:) faydası olabilir, hasan şaş yine eşini değiştirmiş o cephede de yeni bir şey yok...
capone’nin kontrgerilla olduğu iddiaları kuvvetle muhtemel yalandır ama marcio’nun farc'a katıldığından şüpheleniyoruz, emre inşallah 3 vakte aramızdan ayrılıp berzah alemine geçecek zaten uefa finalinde de yoktu yeniçeri...allahütealanın mukadderatı işte...eline koluna sağlık fatih hocam inşallah içeride de daha sertlerini geçirmişsindir emreye...
kerem dondurmacı oldu, mehmet bölükbaşı antrenörümüz, okan buruk ise sağlam bir dayak yerse kendine gelir zaten fenerli olmadığından düzelir arası da ahmet bulut ile açılmış hem hemen imana gelecektir...
fatih akyel’e 6 stent taktılar, habire anjiyo yapıyorlar allahından buldu, kusura bakma fatih hocam, adam galatasaraylı da olsa ekmek yediği kaba tüküren adamı kabullenemeyiz zaten bedeli olan galatasaraylılığı ne yapalım biz, hadi bizi geçtik kadıköy'de üstüne saldırtılan bekçi şeyi gibi eski kaptanına, ağabeyine hücum ederek sadece kendini küçük düşürdüğünü daha hala anlamamıştır...artık senin evladın olsa da bizim evladımız değildir ve evet akyel girsin sağbek fatih'e...
rasim kara beşiktaş divanına girdi çok şükür kanser tehlikesini de atlattı, eser ağabey boş vakit bulduğunda senin o çok sevdiğin italyanları hırpalıyor, müfit ağabeyi de zaten sen hırpalıyorsun, bülent hoca ise herdem göreve hazır...
adaşı bülent kaptan ise sabah namazına kalkıyor 10 kilometre koşuyor kahvaltı ediyor, fitness çalışmaya başlıyor sonra öğle yemeği yiyor topla antrenman yapıp ikindiyi kıldıktan sonra rejenerasyon yapıp duşunu alıyor; hava kararmadan kıymetli eşinin yanına varıyor, 7 olmadan yemekler yenmiş oluyor, kendisi 8’de yatağa girerken hanımı dizilerini bitirip 11 gibi yatmadan eltisini arayıp mert korkmaz'ın uykusuz kalıp kalmadığından emin oluyor yani uğur tütüneker ağabeyin de dediği gibi korkmaz kardeşler şimdi gelsen sorsan bir 45 dakika oynar...)
uğur ağabey demişken mng holdingin isviçre'de çalışanıyken onun da hakkında vatana ihanetten ifade vermesi istendi... o ise herkesten farklı olarak gerçek bir galatasaraylı olduğundan yurtdışından hapis yatmaya vatanına döndü ardından da serbest bırakıldı... o da görev verilirse hazır yani bir sıkıntısı kalmadı çok şükür, erhan önal ağabey biraz daha rahat kendini ifade ediyor, muhammet altıntaş ağabey ise geçirdiği kazanın çok afedersiniz ama şeyine bile koydu...
kubilay alp dağlarındaki kafesinde nargile de vermeye başlamış, adrian knup da ara ara hakan şükür'ün yakalanıp yakalanmadığını sormaya kendisine gelip bir kahvesini içip kalkıyormuş...
mehmet cansun başkan hala zehir gibi, abdurrahim ağabey ise pamuk şekeri oldu o da yeni eş almış, rambo yusuf yine taburcu, emre aşık’ın genç eşi ise kulaklı orman baykuşu için soluğu savcılıklarda filan alıyor şu sıralar...
vedat hala yakışıklı ama artık reis denince akla o gelmiyor...hem artık yeni nesil abdullah çatlı'yı altyapı topçusu sanıyor çok şükür az da olsa memlekette ilerleme var zira ismailenver kaza haberini gördüğünde kendisinin papa suikastinde tanık olarak italya'da ifade verdiğini filan hatırlıyordu tövbe estağfurullah...juventusu çekince bölücübaşının özeleştirisini bekliyordu muhabirler reha ve dündardan bir de yorum monşer batudan :) bu galatasaray taraftarı ne çekti be ne fantastik dönemlerdi...
yani hemen hemen herkes tamam da bir sen eksiksin be fatih hoca hem galatasaray'da hem milli takımda. hadi geç artık milli takımı devir değişti adamların devri. sen gel ama mübarek sen gel galatasaray’a... bırak artık saçını arkaya taramayı tekrar saçını yana tara...
çok affedersin capelloyu katırlar sevsin sen sadece baba gündüzü sev, sev ki bizim de seveceğimiz mezar taşları değil kanlı canlı 1.5 acılı adana yiyen, şalgam içen, gece şırdan canı çeken, büryan yiyen, ter ve soğan kokan, küfürbaz, kafa atmayı iyi bilen; ama vefalı, ama şefkatli, aman dileyene aman veren delikanlı bir ağabeyimiz olsun...şöyle aileden biri gibi...
sen gel sinirlen antifriz hakeme, topu eline al yere fırlat sonra dön yalan söyle hoca sana değil bu bizim davara kızdım de yine...ulan remzi bırak o prim zarfını de arif de sırıtıp bıraksın halbuki arda, selçuk, burak olsa şimdi zarfa şarbon sürer zira prim onlar için kelamullahdan bile kıymetli...kelamullah mı ne mi ardacığım hani google'a yazıp latin alfabesiyle kopyalayıp yapıştırdığın özlü sözlerin bulunduğunu sandığın biz müslümanların ise inandığı kuran-ı kerim...ha işte o duvarlara asılan mushaflarda bulunanlardan...
fatih hoca sen yine gel şen sazın bülbüllerine kesik at, hagi'ye sakallarını kes oğlum de o da sana; "ne yaa benim yasz var benim ana baba goçtu sen bana diyon kes ne kes sen kes 40'ları çıkmadan kesemem kesersem maçta kesemem... duşun duşun bunu mu buldun hojaa, allah allah ya niye duşunuyon sen szakalı" desin... sen de hemen geri vites yap tamam oğlum toprakları bol olsun atana rahmet de...
fatih ağabey sen yine gel osman ağabeyin bıyığını sev, topuğunun arkasıyla londra'da akrep duruşuyla top stop et, rıdvan'a son ikazlarını yap ona parmak salla ona haddini bildir, ona kendisinin küçük bir haşere olduğunu kanıksat, yerini bilsin sen yok iken semirdikçe semirdi...
sonra kameralara dönüp biz adanalıyık sokağı da biliriz salonu da beni salondan sokağa çıkarmayın diye saçma sapan mimiklerle kadrajdan çık...iki üç adım atıp geri dön arkana bak sana şekil yapan var mı yok mu diye yokla...mazallah biri arkadan el kol yapar al başına belayı...o kolu kırıp ellerine vermek gerek zira değil mi hocam:) gerçekten tam bir salon beyefendisisin:) yeme bizi artık hocam kebap ye kebap büyüksaatte...
engin'e kız, oğlum hiç hakeme saldırılır mı diye hasan da dönsün ümit'e söylesin tabii canım saldıracaksa yakasından tutmayıp fatih hoca gibi kafayı gömeceksin desin sen de başınla tasvip ederek onayla bunun babası serdar da böyleydi cüneyt ne olsun de ve bunu cüneyt duyabilecek kadar yakında söyle sonra tekrar garip hareketlerle kulübene dön... gün sonunda da fenerliler sana kupayı versin...sen yeter ki dön yeter ki kalan bir tutam saçını yana tara...
çok mu şey istiyor bu galatasaray taraftarı senden? kökü henüz sende olan iki tel saçını yana tara, baba gündüz ol...hiç mi hakkımız yok üstünde? hani iyi gününde yanında olan yalakalar, iş adamları, spor müdürleri, patronlar, gazeteciler, asalaklar, sülükler, yeni nesil topçular, şarlatanlar? bak bir tek biz kaldık heybende...
fatih ağabey üstünde hakkımız var ananınki yahut babanınki kadar olmasa da en az onlar kadar sana hayır duası eden, muvaffak olmak için dişinden tırnağından arttıranların, parmağın koptu dediklerinde içi cız eden, senin için adeta medici ailesine fedailik yapacak kıvama gelenlere en azından bu kadar da olsa mütevazi olmayı borçlusun...ulan ben öz akrabama bu kadar hayır duası etmedim arkadaş, özüne dön çünkü seviliyor ve sayılıyorsun hoca...
bıktık artık organize suç şebekelerinden, cemaatlerden, masonik yapılanmalardan, monşerlerden, teröristlerden, bölücülerden yahu altı üstü hani spordu bu…ben galatasarayımı istiyorum geri... marksizme de leninizme de humeyniye de ali şeriatiye de cemaatlere de liberallere de gelsin ali paşa ağıdı…
ha bu arada saçını yana taramaya başladıktan sonra unutma yanında burhan ağabeyi de getir bıktık sağlıklı yaşamcı aslen polenezköylü (yersen kirchen) kiboşlardan yahut mahşer şeyi gibi saçını simsiyaha boyatan istatistik doktorlarından, şöyle bize haydarpaşa ekolünden beton iğnesi yapabilecek, futbolculara deparda fark atabilecek, kopenhag fatihi, işine hakim hekim bir ihtiyar delikanlıyı unutma beraberinde getir.
not: on yüz milyon ardacık bir sen etmez fatih hoca çünkü o sıfır sen bir...01 ft 1905 metin oktay nizamiyesinin önüne çek bagajı da aç çünkü valizlerini tesislere taşıyacağız...ama beni önce flyinn'de indir sen yokken fıtık olduk çünkü yemek yiyip gelecem neme lazım boğazını sıkmamız gereken terbiyesiz bir koca kafa olursa boynunu kırabilelim değil mi misisin ayrancısı, küçüksaatin kahvecisi, ceyhanın yılanlısı, seyhanın hürriyetlisi:) yok öyle allecello ha efendi gibi ağabey ağabey:) allah babana şifa versin fatih ağabey selametle...