resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 20978
    şaka maka 14 senelik meşhur sezonun 12'sinde takımda yer alan hocam. 1970-1973 arası üç sene üst üste şamiyon olan takıma taze kan olarak geldikten sonra 12 yıl boyunca sadece 2 türkiye kupası kaldırabilmiş, jübilesini yaptıktan sonraki sezon averajla namağlup ikinci, ertesi sezon da şampiyonluk ipini kucaklamıştır galatasaray.

    tabi futbolculuk yıllarının acısını bu şekilde çıkaracağını o yıllarda kimse tahmin bile edemezdi...
  • 21317
    teknik direktörlük kariyeri boyunca "en iyi savunma oyunu oynamaktır" düsturuna sahip olmuş, bu mentalite ile bir ekol yaratmış ve büyük başarılar elde etmiş bir isim. her daim topa sahip olmayı ve hep hücumu düşünen, rakibi kim olursa olsun korkan değil korkulan takım yaratmayı çalışan ve bunu da çoğu sefer başaran bir teknik direktör. oyuncularına maç içinde geri pas atmayı yasaklayan, topun olduğu yer pozisyon diyerek günümüzün makine futbolunun ilk örneklerini sergileyen, defans yapması gerektiğinde bile dayanamayıp bir yerden sonra hücuma çıkan bir mentalite yaratan bir fenomen.

    uefa finali öncesi parken'de soyunma odasında yaptığı ve her kritik maç öncesi internette dolanan konuşmasının başlangıcında söylediği topun olduğu yer bizim için pozisyon cümlesi aslında kendi mentalitesinin başarıya ulaşabilmesindeki anahtardır. dizilmemizin en önemli nedeni topun olduğu yer diye de ekler hatta o konuşmada. fatih terim'in başarılı olduğu her dönemde en iyi yaptığı şey takımın dengeli bir şekilde sahanın her alanında yer alabilmesidir.

    birinci ve üçüncü fatih terim dönemlerinde takım olarak yaptığı en temel olay sahanın her bölgesine eşit oranda önem veren ve her alanda en az bir oyuncusuyla dominant olabilen bir yapı oluşturmasıydı. ikinci fatih terim döneminin ilk sezonunda da aslında bu olayı yakalamayı başarmış, ancak beşiktaş'ın 100. yıl kutlamaları sebebiyle şampiyonluğun hakem marifetiyle ellerinden alınıp beşiktaş'a verilmesiyle ikincilikte kalmıştır. toplanan 77 puan üç puanlı ve 18 takımlı sistemin pek çok sezonda şampiyonluk için yeterli olmuştur aslında. ikinci fatih terim döneminin ikinci sezonunun galatasaray tarihinin en kötü sezonu yapan oyuncu kalitesinden öte özellikle orta sahanın göbeğinde yaşanan yaprak dökümü ve önde sabri arkada prates'li sağ kanadın defanstaki etkinliğini kaybetmesi sonucu takımın yaşadığı denge problemiydi. suat kaya-batista-volkan arslan üçlüsünden ayhan akman-ovidou petre-murat erdoğan üçlüsüne geçiş orta sahanın ortasında kocaman bir delik açmıştı. buna ek olarak takımdan ayrılan ümit davala sonrası sağ beke açık mentalitesiyle oynayan prates'in ve önünde o sezon takıma giren sabri'nin oturmasıyla takımın hem hücum hem de defanstaki balansı darmadağın olmuştu. nitekim 2010-2011 ile birlikte galatasaray modern tarihinin en kötü iki sezonundan biri olarak tarihteki yerini almıştır. bir sezon önce 24 galibiyet alan galatasaray 15 galibiyeti zar zor alabilmiştir...

    2019-2020 sezonunda da aslında benzer sıkıntıları var fatih terim'li galatasaray'ın. özellikle hücumda takımın denge noktası yuto nagatomo ve ryan babel'den oluşan sol kanada doğru kayma eğiliminde oluyor. aynı şekilde rakip hücumları da bu iki oyuncunun geriye gelmekte zorlanmasıyla bizim sol rakibin sağ tarafından geliyor ekseriyetle. rakibin sağ kanat oyuncuları ileri çıkmış olduğu için genellikle hücuma çıkışta ilk düşüncemiz topu bir şekilde sola atmak oluyor. sağ kanatta çok daha müsait opsiyonlar olduğunda dahi bu refleks ya da tercih artık adı her neyse değişmiyor. bu da oyun başladıktan sonra takımın sağ ve sol tarafı arasında bir kopukluğa yol açıyor. forvette de falcao'nun tek başına kalması sebebiyle genellikle rakibin bir stoperi de tereddüt etmeden kanada doğru hamle yapıp bizden hücuma çıkan oyuncuyu karşılamaya gidiyor. topu kaparsa zaten arkadan kovalayan oyuncuya iletip hızlı bir atak başlangıcına sebep oluyor, kapamasa bile hücum yönünü kapattığı için topun evelenip gevelenmesine böylece kendi takımının da defans düzeni alacak zaman kazanmasına yetiyor. bu da topa sahip olmayı birinci hedef haline getiren fatih terim takımının amansızca yan paslarla saçma sapan bir oyun oynamasına sebep oluyor. üzerine nzonzi-lemina ikilisinin orta sahada bir dominasyon kuramamas da eklenince orta sahanın göbeğinde de ciddi sorunlara yol açıyor. bu da zaten formsuz denilen christian luyindama teixeira marcao ikilisine daha da bir sorun yaratıyor.

    2019-2020 sezonunun geride kalan ilk 2 aylık dönemindeki temel sorunu budur galatasaray'ın. özellikle umut bağlanan bazı oyuncuların bireysel performansları artsa da ortada çalışmayan bir sistem vardır ve eldeki potansiyele rağmen olumsuz bir sezon geçirmeye doğru gitmektedir. çözümü imkansız değildir ve bunu yapmayı bu topraklarda en iyi bilen de fatih terim'dir...

    herkes en iyi bildiği işi yapmalı. gereksiz inadın kimseye birşey kazandırdığı görülmemiştir bugüne kadar...
  • 24451
    galatasaray'ın başındaki dördüncü döneminde işi iyiden fantaziye dökmüş olan teknik direktör.

    nerede kalmıştık dediğinde aslında durum o kadar da vahim değildi ama varlığı bile diğer rakipleri ürkütmeye yetti. deplasmanda bir türlü kazanamasak da rakiplerin o korkuyla bizim gibi puan dağıtmasıyla şampiyon olmayı başardık...

    ertesi sezon baktılar sahada bu iş olmuyor, binbir türlü kahpelikle ellerinden geleni arkalarına koymadılar. organize ama amatör kötülüklerle takımın yarısını iki aya yakın maça çıkartmadılar. son dakikalarda var marifetiyle osuruktan penaltılarla puanlarımızı çaldılar. hocayı kulübeye hasret bıraktılar. 8 de kapanır 18 de dedi, 33 haftada kestik bileti son hafta maçları gazozuna oynandı...

    sonraki sezonda belki biraz yorgundu, belki biraz bıkkındı bu saha içi tartışmalardan. üzerine yeni ve yanlış kurulmuş bir kadro, uyum sorunları vs. derken ilk yarıyı 10 puan geride kapadık. sataşmalar yine hız kesmedi ama baktılar saha dışında alenen yapınca da olmuyor. gizli saklı plaza köşelerinde toplanıp işleri ayarlamaya kalktılar. fenerbahçe düşmanı bir boşboğaz ağzından kaçırıverdi herşeyi. hoca tek bir tweet attı sadece. 17 haftada 10 puan fark yiyen takım 23. haftayı liderle puan puana geçti. bu iş burda bitmez tabi, bitmeyecek de...

    2019 mayısında biz adı geçenlerin pek çoğuyla rakip bile değiliz diyerek kudurtmuştu herkesi...

    2020 mayısında videoyu açar, artık sarmıyor deyip videoyu kapatır muhtemelen...

    ondan sonrasını ali koç ve şürekası düşünsün...
  • 25809
    arda turan transferiyle yine milyonluk camia yerine bir avuç budalaya * *sırtını dayamayı tercih etmiş olan baba.

    bir hafta sonra, bir yıl sonra, ya da üç yıl sonra farketmez. bu ayak takımı yine seni yarı yolda bırakıp sırtından bıçaklayınca taraftarın önüne çıkıp da sizin hiç ihanete uğradığınızı hissettiğiniz oldu mu diye sorma...

    niye biliyor musun?

    çünkü yine inanırız...

    kendine saygın yok anladık, bari daha geçen sene bu ayak takımına hava atmak için şampiyon olur olmaz stadında yaz dostum çaldırdığın takıma camiaya bir tık saygın olsaydı...
  • 26050
    kızsak da, sövsek de, her palazlandığında taraftara da imparatorluk taslasa da geçmişmiz, bugünlerimiz ve yarınlarımız olan hocam...

    umarım allah ömür verdiğince takımın başında, istediği imkanlarla birlikte devam eder...

    musmutlu çocukluğumuz, gençliğimizin kör kütük sarhoşluğunu atarken yaşattığın haz, artık orta yaşlara doğru gelirken seninle gelen huzur...

    allah uzun ömürler versin...
  • 26941
    üç beş tane ne idüğü belirsizin gazlamaları sonrası ciddi ciddi kovuluyormuş/ayrılıyormuş gibi havalar yaratılan hocamız. ibne basının duayenlerinden atilla gökçe'nin palavra bir mustafa cengiz röportajı(!), üzerine gala sevgisi isimli bir hesabın 2-3 sallamasyonu, en son da ekşi sözlük'te açılan fatih terim'in kovulması başlığı..

    bir hafta 10 günde ciddi ciddi "hocanın kovulması" diye bir gündemi oluşturan olaylar zinciri(!) bundan ibaret. insanlar ya 2013 yılını hatırlamayacak kadar yeni yetme, ya da bazı hırslar gözlerini çok bürümüş durumda. o eylül akşamını yaşamış, gözyaşı dökmüş, sonrasında manevi olarak çok acılar çekmiş hiçbir galatasaraylının bu tarz tuzaklara düşmemesi gerekiyor. hoca dahil...

    mustafa cengiz yönetimi kötü gidiyor. her geçen gün daha da kötüye gidiyor belki de.

    ancak sırf yönetimi indirebilmek için galatasaray'a fatih terim üzerinden oyun oynamak, kaosa sokmaya çalışmanın sözlük karşılığı hainliktir. bunu yapan ister ali koç tarafından satın alınmış basın mensupları olsun, ister 2-3 etkileşim peşinde koşan internet tilkileri olsun, isterse de kişisel çıkarları uğruna yönetime yapmadık bel altı hamlesi kalmayan akbaba cinsinden kulüp içi muhalefet olsun.

    fatih terim'in galatasaray'dan ayrılması itin gökten kemik duasıdır. kimisi başkanım bizi bu fatih terim hegemonyasından kurtarın diye yalvarır, kimisi de dursun özbek'i ibra etmişken mustafa cengiz'i etmeyip mekanlarda zafer pozu verir. birinci kesimi zaten anlatmaya gerek yok. ikinci kesim de yönetim kulübün götünü kurtarır kurtarmaz başkanlık makamına yeniden göz diken, yapılmadık bel altı ve teamül dışı hamle bırakmayan, şimdi yönetime karşı kamuoyu oluşup da rüzgar arkadan esmeye başlayınca arsızlaşan bir güruh.

    bugün fatih terim'in galatasaray'dan gitmesi tartışılıyorsa bu iki güruhun ortak çabası sayesindedir.

    (bkz: kendinize gelin burdan sahaya kadar)
  • 27360
    arda turan diye tuttururken, yönetime başkana rest çekerken ffp falan düşünmeyen hocamız. arda beye bağladığımız maaşla eminim ki çok daha faydalı bir çok şey yapılırdı bu kulüp için. en azından kasada durur, bir sonraki transfer döneminde ayırabileceğimiz bütçeye eklenirdi.

    ffp diye yarım sezon forvetsiz, yarım sezon kanatsız, yarım sezon başka bişeysiz oynayan takım niye arda turan'ı kadrosuna alsın.
  • 28600
    rakip camiaların anladığı ama yanlış anladığı teknik direktör. ondan daha iyi taktisyenler de yetişebilir, belki total anlamda daha iyi teknik direktörler de yetişebilir. ancak saha dışında onun kadar güçlü bir figür, öyle bir karizma kolay kolay yetişmez. zaten o tarz özellikler de sadece çalışarak edinilmez.

    rakip camiaların anladığı kısım onun saha dışında ne kadar güçlü olduğu. yanlış anladıkları kısım ise bunu tamamen bazı ilişkilere endekslemeleri. hocaya göre "çoluk çocuk" sayılabilecek adamları binbir çeşit dış destekle önüne attıklarında daha iyisini yapabileceklerini sanmalarıdır.
  • 29299
    galatasaray'ın, belki günümüzdeki galatasaray'ın kendisinden bile büyük olan, yaşayan efsanesi.

    özellikle dördüncü döneminde bu durum iyiden iyiye hissediliyordu. üçüncü dönemin sonunda yaşananlardan alınan derslerle ara ara yönetime attığı salvolar anlayışla karşılanıyordu, kulübün rakip camialar ve federasyonla olan durumunu zora sokacak beyanatları da taraftarın gazını aldığı için olumlu bakılıyordu. arda turan'ın transfer edilmesi konusunda yönetime rest çekip taraftarın önüne atmasıyla aslında yönetimi de dikiz aynasında bırakmıştı. 2020-2021 sezon arasındaki transfer çıkışı ve "sattığın kadar al geçen sene bitti" gafıyla iyiden iyiye paspas etti mevcut yönetimi.

    dördüncü döneminin üçüncü senesi bitti, dördüncü senesinin içindeyiz. instagramda videolar çekip taşşak geçtiği tüm kurumlar bir olmuş durumda, kendisinin ve takımının üzerine oynuyor. bazen ince ince bazen aleni kıyıp duruyor. o videoları izleyip gaza gelen taraftar bile tam olarak yanında değil. zaten pandemi koşulları sebebiyle maçlar seyirciye kapalı, üzerine yoğun ve karışık bir fikstür var. iletişim ve idari konularda çok zayıf olduğu yetmez gibi defalarca kez de üzerine bastığı bir yönetim dışında ona destek olabilecek kimse yok.

    yetmez gibi dördüncü dönemi teknik-taktik bakımdan felaket. inatla pas oyunu diye bir batağa sürükledi durdu takımı. saha parselizasyonu, dominant santrafor modeli, beki manipüle etmek, ofansif futbol kimliği falan çok güzel tabirler ama ortada bir ürün olmayınca en fazla hikmet karaman kadar hoca olabiliyor insan. ya da şöyle söyleyeyim, bu tarz lafları cümle içinde kullanmakla olsaydı bu işler; hikmet karaman dünyanın en iyi teknik direktörü olurdu. millet guardiola değil hikmet karaman izlerdi...

    fatih terim'e futbol öğretmek, teknik direktörlük dersi vermek kimsenin haddine değil. ama eldeki mal da belli, ortaya çıkan ürün de belli. kaptırdığı ilk topu kalesinde şut olarak göreceği için amaçsız sekiz yüz milyon pas yapmak zorunda olan oyuncu grubuyla değil ofansif futbol kimliği ortaya koymak, halı sahada baklavasına maça bile çıkılmaz. ya 20 yıl hatta 10 yıl öncenin rüyalarından uyanıp elindeki futbolcuların oynayabileceği bir sistem bulacak, ya da böyle kahır çekmeye devam edeceğiz. galatasaray'ın elinde ne 1996 yılındaki gibi potansiyelli bir yerli iskelet var, ne de 2011 yılındaki gibi "parası neyse verip" en iyilerini toplayacak bir yapı var.

    dördüncü fatih terim döneminin başından entry tarihine kadar 7 transfer dönemi geçti. her transfer döneminde sadece 1 mevkiye doğru düzgün bir futbolcu alınsaydı bugüne kadar çoktan bir şablonu, taktiği, ilk 11'i falan olurdu bu takımın. o zaman belki saha parselizasyonu, dominant santrafor modeli, beki manipüle etmek, ofansif futbol kimliği falan filan deneme lüksü de olurdu.

    7 transfer dönemi geçti. muslera hariç standardı belli olan bir tane futbolcu gelip geçmedi takımdan. gol kralı olarak şampiyonluk getiren gomis ve diagne'nin bile saatli bomba gibi gezdiği dönemler oldu. takımın stoperi net değil, bekleri net değil, orta sahası net değil, kenarları net değil, forveti net değil.

    24 eylül 2013 sonrası bu takımdan kovulmayacağının bilincinde başladı hoca dördüncü dönemine. kim ne derse desin, tüm bunlar için zamanı vardı. üç yıllık beş yıllık bir plan program yapsa, kademe kademe koyacağız bu takımı ileri götüeceğiz dese kim ne diyebilirdi sanki kendisine? geldiğinde zaten kuruluydu takım. tıpkı üçüncü dönemindeki gib gözden düşerek, biraz da hırpalanarak gelmişti. onun hırsıyla ilk sezon dengeyi değiştirdi. ikinci sezon kılıçlar çekilmişti, diğer iki takım ortaya olmayınca kavga sadece federasyonla ve hakemleriyle sınırlı kaldı. taraftarı da arkasına alarak tecrübesiz başakşehir'i ve hocasını parçaladı son düzlükte.

    son iki sezon ise hep bir geriye gidiş var. emre mor gibi ryan babel gibi transferlerle kanatları adeta kangren ettik. devre arası iki kangreni de kestik, takım toparlanır gibi oldu ama rakiplerin çözmesi çok zaman almadı. zaten sonra pandemi arası girdi, dönüşte kabus rize maçı ve formaliteden oynanan kalan haftalar. bu sezon da aynı şekilde başladı. galibiyet serisi bu sefer oyunda bile o derece iz bırakmadı. az çok doğru diziliş bulundu derken yine kupa maçında rakibin tüm eksiklerini deşifre etmesi sonrası değişik maceralara girişti hoca. bu sefer oynayabildiği topu da oynayamayan 11 tane başı kesik tavukla maçlara çıkmaya başladık...

    dediğim gibi, fatih terim'e ne futbol ne de hocalık öğretmek kimsenin haddine değil. ama dördüncü dönemde saha içinde yaptıkları soru işareti dolu... nerede kalmıştık tweeti ile sezon ortası gelip sadece varlığıyla şampiyonluğa ulaştı. ikinci sezonunda fenerbahçe küme düşme potasındaydı, beşiktaş ise doğru dürüst yaklaşamadı. 25. haftayı 8 puan geride bitirip 33. haftada şampiyonluğu kazandı belki ama 8 haftada 20 puan toplarken rakibin sadece 9 puanda kaldığını da unutmamak lazım. benzer serileri üçüncü ve dördüncü sezonda da yaptı takımı. ancak yapıp yapabildiği de 6-8 haftalık seriler oldu.

    tüm bunların sebebi de kadrodaki istikrarsızlıklar. bunların müsebbibi de hocanın kendisi. kendi istemediği sürece takımdan kovulmayacağının bilincinde başladı hoca dördüncü dönemine. finansal fair play vardı evet, ihale de bu konularda hep yönetime bırakıldı kamuoyunda. ancak hocanın bu süreci yayarak imkanlar dahilinde kadroyu yükseltecek manevi gücü vardı.

    sezon başı bir takım kuruluyor, devre arasına doğru anca hazır oluyor, bir iki ara takviyeyle gaza basıp bir seri yapıyor sonrası yine yokuş aşağı...

    galatasaray'ın fatih terim'den beklediği ve istediği bu mu. ya da fatih terim bu kadarını başarabilecek tek hoca mı?

    asıl soru bu...
  • 29930
    rotasyon yapmadığı maçta alanyaspor'a elendik diye iki ay boyunca yaptığı fantastik rotasyon denemelerini yapmasaydı 8 mayıs 2021 galatasaray beşiktaş maçı sonrası sahada tur atıp terli, yorgun ama coşkulu bir şekilde mikrofonlara röportaj verecek olan hocamız. sahamıza şampiyonluk turu atmaya gelen ezeli rakibe üç tane yuvarlayıp gönderdiğimiz maçtan sonra bol dramlı türk dizileri gibi oturuyoruz sayesinde...

    tıpkı son 25 yılda neler yaşadıysak onun sayesinde olduğu gibi..

    senin canın sağolsun ne yapalım...
  • 30003
    en dağınık gittiği, en isteksiz olduğu, yan pas yapa yapa telef olduğumuz sezonda bile arka arkaya iki galibiyet alması birilerinin kimyasını darmadağın etmeye yeten karizma. 2020-2021 sezonu şampiyonu galatasaray olur mu olmaz mı şu an bilmek mümkün değil ama 39-40-41. maç günlerinde sergen yalçın, beşiktaş, emre belözoğlu ve fenerbahçe'ye yaşattığı travma bile neden türkiye'deki en büyük olduğunun görüntülü anlatımı. gerek 11 mayıs 2021 beşiktaş fatih karagümrük maçı sonu olayları, gerek 11 mayıs 2021 fenerbahçe sivasspor maçı ve sonrasında emre belözoğlu'nun ağlamamak için kendini zor tuttuğu basın toplantısına sebep olabilecek ikinci bir figür yok türkiye'de.

    saha içiyle saha dışıyla çok büyük bir figür. belki de galatasaray'ın mevcut halinin toplamından daha büyük. mükemmel değil, kusursuz değil hatta bir sürü defosu var belki de. ama karizmasıyla, ağırlığıyla bu ligde haksız rekabet. elindeki kadro ne olursa olsun, ruh hali ne olursa olsun, türkiye ligi'nde kazanmak isteyip de kazanamayacağı maç yok. aynı şekilde maymun etmek isteyip de edemeyeceği teknik direktör yok.

    sıradan bir taraftar olarak bu takım bir maç kazandığında kıçımda sopa varmış gibi kasılarak yürüyorum. fatih terim'in bu kariyerden sonra ne kadar şımarma ya da böbürlenme hakkı olduğunu hesaplamak mümkün değil. bu takım kaleciye kadar yan pas yapacak, şampiyonluk gidecekse gidecek keyfim öyle istedi dese pek bir şey deme hakkımız yok. zamanında bana artistik yapan biri geldi elimi öptü diye maaşa bağlayacağım dese ses çıkarmaya yüzümüz yok.

    bunu biatçılık diye eleştiren bir kitle türedi son zamanlarda. travmatik fenerbahçelilerin ve "en üçüncü biziz oğlum" agresyonundaki beşiktaşlıların söylemlerinden birinin galatasaray camiasında görülmeye başlaması üzücü tabi. ara ara güç zehirlenmesi yaşasa da ki anlattığı sebepten hoş görebilirim, galatasaray için sığınabilecek en güvenli liman kendisi. eleştiri yaparken ki fazlasıyla eleştirilebilir bir sezon geçirdi aslında, bir yandan da kendisine yaslanmayı elden bırakmamak gerekiyor bu yüzden.

    galatasaray'ın bizzat taçsız kralı gönderip evinden çikolata çiçekle babasından istediği adanalı bir gençti 1974 yılında. daha da geriye gidildiğinde sokakta babasıyla birlikte tezgahta satış yaparak geçimini sağlayan bir çocuktu. bugün 120. yılına yaklaşan, gayrı resmi taraftar sayısı 30 milyonla ifade edilen galatasaray'ın güncel halinden daha büyük bir figür oldu. 47 yılın birikimini ve değişimi sıradan teknik adamlarla kıyaslayıp o kefede tartmak-biçmek yanlış.
App Store'dan indirin Google Play'den alın