https://youtu.be/N7F6DQUzzpU?t=2010 4 büyük takımın istediği
kerem aktürkoğlu'nu bizzat arayarak takıma kazandırmış teknik direktörümüz. kerem kendisiyle çalışmaya başladıktan sonra 10 ay içinde milli takım seviyesine kadar yükselmiş ve hatta milli maçlarda oyuna girmemesinin hata olduğuna yönelik ciddi bir konsensüs oluşmuştur. kerem de hem performansıyla fatih hocasını yanıltmamış, hem de davranışlarıyla hocasına olan minnetini her fırsatta göstermiştir. hatta milli takım elendikten sonra bile soluğu florya'da almış, tatile çıkmadan önce hocasıyla görüşmüştür. ve kısa bir tatilin ardından kampa tekrar geri dönmüş ve çalışmalara başlamıştır.
https://twitter.com/.../1383522214306140164 https://twitter.com/.../1407396046263750658 fatih hoca'nın kariyerinde kerem'in hikayesine etki ettiği gibi etki ettiği sürüyle hikaye var. yerlisi yabancısı, yüksek profillisi düşük profillisi, genci yaşlısı fark etmeksizin birçok oyuncu fatih terim ile birlikte seviye atlamış, yahut kendisini bulmuştur.
gheorghe hagi gibi bir futbol efsanesinin bile bizde bu denli verimli olması bizzat fatih hoca'nın sistemi, hagi'yi o sistemde kullanışı ve hagi ile olan ilişkisini ele alış biçimiyle bağlantılıdır.
hoca sırf son döneminde bile
ozan kabak,
adem büyük,
henry onyekuru,
taylan antalyalı,
marcos do nascimento teixeira marcao,
ömer bayram,
ryan donk,
jason denayer,
garry mendes rodrigues,
kerem aktürkoğlu ve
yuto nagatomo gibi çeşitli profilde, çeşitli pasaportlara sahip ve çeşitli yaşlardaki isimlerin performanslarına ciddi ölçüde etki etmiştir. bu oyuncuların fatih hoca ile çalışmadan hemen önceki performanslarıyla hocayla çalışmaya başladıktan sonraki performansları arasında ciddi farklar vardır.
gelgelelim bazı çevreler tarafından bütün bunlar görmezden gelinmekte ve hatta ne yazık ki hocanın başarı hikayeleri başarısızlık hikayesi olarak lanse edilmektedir. dünyanın neresinde olursak olalım kerem'in hikayesi, taylan'ın hikayesi teknik direktör övme sebebiyken bizde yerme sebebi oluyor.
işin ilginci bizzat futbolcuların fatih terim'e olan bakışları, ona karşı davranışları ve ona dair söylemlerine rağmen bazı saçmasapan algıların ardı arkası kesilmiyor. örneğin;
1-
benfica altyapısı çıkışlı,
tottenham'da
jose mourinho ile çalışmış genç yıldız adayı
gedson fernandes;
galatasaray'ın fiziksel olarak güçlü ve yenilmesi zor bir takım olduğundan, kendisinin
galatasaray'da hem teknik ve taktik anlamda büyüdüğünden, hem de insan olarak olgunlaştığından, yaşın önemli olmadığını
galatasaray'da öğrendiğinden, fatih terim ile çalıştığı için çok şanslı olduğundan ve en iyi deneyimlerinden birini fatih terim ile yaşadığından bahsediyor (bkz:
#3179075).
bir grup
galatasaraylı ise gedson'dan daha iyi biliyor olacak ki halen bunların tersini iddia ediyor.
2- muslera'dan sonra en iyi oyuncumuz olan
marcao:
"fatih terim'i hoca olarak değil, baba olarak görüyorum. portekiz'de küme düşmemeye oynayan bir takımda oynuyordum, beni o keşfetti. birçok kişi bana inanmıyordu. bana güveni veren, fatih hocamdır. onu baba olarak görüyorum. benimle özel olarak ilgilenen, bana tavsiyeler veren kişi o."
diyor (bkz:
#3176344).
bir grup
galatasaraylı ise
marcao'dan daha iyi biliyor olacak ki halen
marcao'nun 3 senede hiç gelişmediğini iddia edebiliyor.
3- muslera'dan sonra en iyi oyuncumuz demişken, en iyi oyuncumuz ve hatta kulüp tarihimizin en büyük efsanesi
fernando muslera her fırsatta fatih hoca'yı övüyor, mesela "fatih terim benim futboldaki babam diyebilirim. kendisi beni buraya getirdi ve yeri çok farklı." diyor.
https://www.fanatik.com.tr/...-diyebilirim-21370144-
taylan antalyalı,
kerem aktürkoğlu gibi en değerli yerli oyuncularımız her fırsatta fatih hoca'ya ne denli bağlı olduklarını gösteriyorlar, yedek kaldıkları dönemlerden sonra en ufak bir mutsuzluk ifadesi göstermiyorlar.
bir grup
galatasaraylı ise bu oyunculardan daha iyi biliyor olacak ki halen "fatih terim size adaletsizlik yapıyor, kaçın kendinizi kurtarın" diyebiliyorlar.
örnekler bu isimlerle bitmiyor.
henry onyekuru, hocayla sadece yarım sezon çalışmış
jason denayer (
https://www.milliyet.com.tr/...ey-degisti-2588007), fiorentina'da kısa süre çalıştığı
manuel rui costa,
angelo di livio,
galatasaray'da 1, 2 ve 3. döneminde beraber çalıştığı dünya yıldızları da dahil olmak üzere yüzlerce oyuncu ve hatta
milan'da çok kısa süre çalışmış olmasına rağmen oradaki oyuncularından
ivan gattuso, milli takımda beraber çalıştığı fenerbahçeli ve beşiktaşlı oyuncular vs. oyuncular hocanın hem futbol bilgisine, hem insani ilişkilerine övgüler düzüyor. birkaç istisna haricinde çalıştığı her oyuncu ne kadar büyük bir futbol adamıyla çalıştığının farkında.
son 30 yılın en büyük taktisyenlerinden
arsene wenger ve
jose mourinho'nun da hocanın futbol aklına övgüler düzdüğünü düşünecek olursak varacağımız sonuç "terim biatçılığı"nın sanırım dünyanın en iyi teknik direktörlerinden birkaçına ve dünya futboluna damga vurmuş bazı efsanelere bile bulaşmış olduğu olacaktır (!). ya da çeşitliliği çok yüksek olan, birçoğu dünyanın geneli tarafından son derece sevilen ve sözüne güvenilir bu insan grubunun söylemleri gerçeği birtakım taraftarların söylemlerinden çok daha fazla yansıtıyordur. bir düşünmek lazım.
biraz dağılan konuyu toparlamak gerekirse fatih hoca'yı itibarsızlaştırmaya çalışan çok. maalesef
galatasaray camiası içinde de çok var bu kişilerden. ve bu itibarsızlaştırma çabaları hocanın başarısızlıklarının altını çizme ve başarılarını görmezden gelme boyutunu da aşmış durumda. bu kişiler çabalarını başarı hikayelerini başarısızlıkmış gibi lanse etme ve istatistiklerin yalanladığı iddialarını sürekli tekrarlama boyutuna taşıdılar.
başarı hikayelerini başarısızlıkmış gibi lanse etme konusuna örnek vermiştim zaten, istatistiklerin yalanladığı iddialarını sürekli tekrarlama konusuna sırf geçen sezondan bile 50 tane örnek verebilirim. mesela;
1- geçen sezon boyunca maçların ilk yarılarını çöpe atan (!) fatih terim'in takımı
galatasaray, maçların sadece ilk yarıları baz alınarak oluşturulan puan tablosunda 73 puanla ikinci
beşiktaş'ın 6 puan önünde lider (bkz:
#3173074).
2-
galatasaray'a göre çok daha direkt bir oyunu tercih eden (!)
beşiktaş sezon itibariyle maç başına ortalama %60 topla oynama oranına sahip ve maç başına 455 isabetli pas yapmışken mıy mıy pas oyunu oynayan
galatasaray sezon itibariyle %57 topla oynama oranına sahipti maç başına 415 pas yaptı.
3- hep yana ve geriye kısa pas yapıp uzun top denemeyen (!)
galatasaray ligi ilk 4'te bitiren takımlar arasında uzun topu en fazla kullanan takım.
4- hücumda
galatasaray'dan çok daha üretken bir sezon geçiren (!)
beşiktaş'ın yakaladığı net gol pozisyonu sayısı 109 iken doğru düzgün pozisyona giremeyen
galatasaray'ın bulduğu net gol pozisyonu 126.
daha sürüyle örnek verilebilir ancak gerek yok. ana fikir çok açık zaten. sırf fatih hoca'yı itibarsızlaştırmak için istatistiklerin yalanladığı söylemlerinde bile ısrar edebilen ve bu söylemlerini gerçekmiş gibi kabul ettirebilecek kadar baskın bir güruh var maalesef. birini itibarsızlaştırmak bu kadar kolay olmamalı aslında ama burası
türkiye olunca oluyor maalesef.
bazı gerçekleri hatırlatmaktan ben bile yoruldum artık ama kulüp tarihimizin en büyük 5 efsanesinden birine, yaşayan en büyük efsanemize karşı yapılan bu itibarsızlaştırma çabası madem dur durak bilmiyor; ben de hocayı abartmadan, ona ait olmayan başarıları onunmuş gibi lanse etmeye çalışmadan, hatalı olduğunu düşündüğüm noktaları da es geçmeden hocanın hakkını vermeye devam edeceğim.
hocamızın yeni sezonu hayırlı olsun, umarım istediği oyuncu grubuyla çalışabilir, kupa koleksiyonu yapmaya 2 yıl aradan sonra tüm hızıyla devam eder, son döneminde avrupa'daki kötü karnesini tamamen unutturur ve hatta
galatasaray'ımızı bu sezonda ve devamındaki yıllar boyunca hiç ulaşamadığımız başarılara ulaştırır.