5
sevgili ablalarım, ağabeylerim, kardeşlerim,
hepinizin bildiği üzere son iki yılın formalarını ben tasarladım…
bu süre zarfında tarafıma yönelen hakaretin, iftiranın, suçlamaların ve küfürlerin haddi hesabı yok. (hatta bu platformda da)
ama susmayı seçtim, çünkü açıklama resmi olarak kulüpten yapılmalıydı…
yapmadılar!
sadece mor formayla ilgili adnan polat bir kazak masalı anlattı ki aslı astarı yoktu,
yine sustum.
dün o kahve sohbeti yapılan programa bağlanmamak için kendimi zor tuttum.
orada her konuya vakıf b.k.loglar arasında iki hakem var,
ama sanırım kendileri, zahmet edip yorum yapacakları konuları profesyonel alanları dahi olsa
araştırma gereği duymuyorlar!
bağlanmaktan vazgeçip, asıl hesap vermem gereken kişilere, yani sizlere yazmayı uygun gördüm.
eğer sizler bu konuyu tv de açıklamamı isterseniz, erkek gibi çıkar onu da yaparım (kadın olmama rağmen).
kulüp beni bu şerefli görevi yapmaya davet ettiğinde turuncu forma deja hazırdı…
futbol şubeyle yapılan ilk toplantıda sarı kırmızı renklerimize tapan, o formayı giymiş ve terletmiş bir galatasaraylı ve mektepli olarak,
bende aynı soruyu sordum.neden başka renk?
bana, “tff” nin ve “uefa” nın forma regülasyonları gereği,
neden farklı renklerin olması gerektiğini anlattılar.
regülasyon kitlerini ezberlercesine defalarca okudum,
yetmedi “tff” yi ziyaret ettim ve bu konuyu orada da çözmeye çalıştım fakat olmadı.
kural şu:
karşılaşmalarda ev sahibi takım formasını seçme hakkına sahip,
misafir takım ise ancak hakemlerin onayladığı formayı giyebiliyor.
eğer misafir takımın hakem tarafından onaylanacak bir forması yok ise maç oynanmadan mağlup sayılıyor.
karşılaşacak takımların formalarında hiçbir ortak rengin bulunmaması gerekiyor.
özellikle şort ve çorap renkleri ayrı bir hassasiyet taşıyor.
formaların sırtında kullanılacak harf karakterleri, boyutları, arma uygulamalarına kadar
regülasyonda sınırlayıcı maddeler var ve forma prototipleri “tff” nin ve “uefa”nın onayından geçene kadar çalışılıyor.
futbol şube, sarı, kırmızı,siyah ve beyaz renklerin ligde ve uluslar arası karşılaşmalarda en çok kullanılan renkler olması sebebiyle,
ne kadar zorlandıklarını ve kaç kez mağlup sayılma tehlikesiyle karşılaştıklarını saatlerce anlattılar.
benim “tff” de yaptığım toplantıda ise en tepede ki isimler bu kuralın değiştirilemeyeceğini kesin bir dille açıkladılar.
o dönemde formaları yapan firma, neredeyse ligde ki hemen hemen tüm takımların da üreticisiydi.
satışı yüksek olan takımlara 4 (yani 3 büyüklere),satışı düşük olan takımlara 2 (anadolu takımlarına) forma yapılıyordu.
firma yetkilileri, bu kararın global merkez tarafından alındığını ve kesinlikle uymak zorunda olunduğunu defalarca yinelediler.
nitekim firmayla yapılmış olan sözleşmede bu konuyla ilgili bağlayıcı maddeler ve cezalar vardı.
dolayısıyla harici renk kullanma görevi sadece 3 büyüklere düşüyordu.
futbol şubenin talebi, 2 sarı kırmızı forma, 2 harici renk formadan oluşan setler hazırlamamızdı…
harici renklerin ise ligde hiç kullanılmayan yada çok az kullanılan ve başka hiçbir takımı simgelemeyen renkler olmasını istiyorlardı.
düz sarı forma zaten tamamen kullanılabilecek renklerin dışında kalıyordu
çünkü taraftar formayı çoğunlukla kot üstüne giyiyor, sarı düz forma yapılması durumunda tribünlerimizde sarı lacivert görüntüler oluşuyordu…
harici forma alternatifleri tüm bu sınırlamalarla oluşturulurken, bu renklerin kırmızı ailesinden gelmesine,
tarihimizle ilişkili olmasına yada sembollerimizin rengi olmasına dikkat ediliyordu.
yani formalar tanıtılırken okuduklarınız hikaye değil gerçekten uzun süren araştırmalar ve çalışmalar sonunda,
formaların oluşmasını sağlayan dayanak noktalarıdır.
ayrıca “tff” için farklı renk olması da yeterli değildi…
karşılaşacak takımlar farklı renkler giyse bile kontrast valörleri de yüksek olmalıydı.
yani biri açık renk giyiyorsa diğeri koyu renk giymeliydi.
forma tasarım sürecinde oluşan alternatifler futbol şubeyle masaya yatırılıyor,
en ince ayrıntılarına kadar irdeleniyor ve şubenin “ok” dediği formalar seçiliyordu.
bu toplantıların tamamında adnan sezgin ve sevgili kardeşlerim cenk ve yako da bulunuyorlardı.
bitmiş prototipler, önce yönetim kurulumuza, sonra üretici firmanın global merkezi almanya’ya,
sonra “tff” ve “uefa” ya onaylatılıyordu.
onaylanmayan detaylar defalarca bir daha bir daha çalışılıyordu.
tüm onaylardan geçen formalar, başkanımız ( adnan polat),
sportif direktör ve genel müdür (adnan sezgin) tarafından onay imzası atılarak üretime geçiliyordu.
bu onay imzalarını taşıyan forma prototipleri hala bende.
buna karşılık herhangi bir formanın yeni sezonda aynen tekrarlanması,
üretici firmanın kesinlikle olmazları arasındaydı.
büyük ve uzun tartışmalar sonrasında parçalı formamız için bunu başardık.
bu çalışmalar yaklaşık 1 yıl sürüyor.
arkasında kocaman bir ekibin emeği, teri ve göz yaşı var.
aslında sahada oynayan oyuncularımız kadar taraftar baskısı ve stres altında çalışıyor,
24 saat, 365 gün ter döküyorduk.
farkımız kamera önünde olmamaktı
üstelik başarılarımız hiçbir zaman alkışlanmıyor, eleştirilere ise cevap veremiyorduk.
en kötü çalışma koşullarına sahip pazarlama çalışanları,
haklarını sorgulamadan gece gündüz emek veriyordu…
şahsıma ve diğer çalışma arkadaşlarıma gelen tehditleri,
uğradığımız tacizleri, hakkımızda hala ulu orta atılan iftiraları, sataşmaları, provokasyonları umursamadan,
her zaman galatasarayımız için en iyisini yapmaya çalıştık.
beni yakından tanıyanlar ve çalışma arkadaşlarım,
sarı kırmızı renklerimiz ve armamız konusunda ne kadar hassas olduğumu,
ne kadar ince eleyip, sık dokuduğumu
ve tüm bu süreci ne kadar büyük bir gizlilikle sürdürdüğümü bilirler.
ekip arkadaşlarımda aynı şekilde davrandılar.
dün bu görüntülerin neden servis edildiğini,
adnan sezgin’in neden haberi yokmuş gibi davrandığını bilmiyorum.
arda’nın küfürleri için ise söyleyecek söz bulamıyorum.
görüntüler katiyen altıoklar tarafından yada ekibimizden biri tarafından çekilmedi
yada servis edilmedi.
bu tarihte, böylesine çirkin görüntülerin basına verilmesinin altında yatan gizli emellerin ne olduğunu anlamaya benim hayal gücüm yetmiyor…
taktir sizlerin.
bu açıklamaları yazarken geçmiş zaman dili kullanmamın sebebi,
üretici firma değişti ve “tff” her yıl regülasyonu yeniliyor.
8 aydır kulübümüze hizmet vermediğim için son durum hakkında bilgi sahibi değilim.
eğer galatasarayımıza onurla hizmet verdiğim bu süre zarfında,
galatasarayımızı yada siz değerli galatasaraylıları,
bilmeden rencide edecek bir kusurda bulunduysam hepinizden özür dilerim.
sevgi ve saygılarımla,
evrim timur görün.