2853
sene başında başkanımız "galatasaray'ı ve türk futbolunu bilen bir teknik direktörle anlaşacağız" dediğinde doğal olarak basın lucescu, gerets ve terim isimlerini öne sürmüştü. ne yalan söyleyeyim, lucescu'nun türkiye'ye dönmesine ihtimal vermeyen biri olarak gönlümden önce aslanyürek gerets geçiyordu. elbette ki fatih hoca'nın başarılı olamayacağını düşünmedim, ancak son dönemde her şeyin en iyisini bilen sayın basın mensupları kendisini psikolojik açıdan oldukça yıpratmıştı ve bunu büyük bir eksi olarak görüyordum. çünkü fatih terim'i fatih terim yapan, dünyadaki diğer tüm teknik direktörlerden ayıran motive etme becerisi idi ve kendi motivasyonu düşük olursa başkalarınınkini yükseltemezdi. korktuğum gerçekleşmedi. aksine terim çoğu kişinin beklemediği bir olgunluk ve sakinlikle takımın başında. taktik ve teknik bilgisi, oyuncu potansiyelini yargılama becerisi gibi özellikleri de eklenince takımı kısa sürede toparlamakla kalmadı, gelecek için de umut verdi. bunları sadece sahadaki başarıyı düşünerek değil, gerçek bir galatasaraylı gibi mali durumu da gözeterek, transfer bütçesini aşmadan gerçekleştirdi. bize de kendisini hayranlıkla izlemek ve gelecek başarılar için heyecanlanmak düştü. sağol imparator... allah seni başımızdan eksi etmesin.
