• 2010
    bütün güzelliğinin yanında yazmak istediğim kötü yanlarıdır. hem eleştiri hem de özeleştiri olarak değerlendirilmesini istiyorum. yeryüzünde kendi takımının futbolcusunu, teknik direktörünü, başkanını, yöneticisini, sağlık ekibini, çim biçicisini vs bu kadar çabuk satan bir taraftar grubu daha yoktur. bir * maç kötü oynayan futbolcusunu itin götüne sokup çıkarmakta ustadır. oysa bir önceki maçta taşşaklarını yerim ben senin dediği de aynı futbolcudur. (bkz: milan baros) (bkz: felipe melo) (bkz: fernando muslera) (bkz: hakan şükür) (bkz: ışıl alben) * (bkz: fatih terim) (bkz: ünal aysal) (bkz: frank rijkaard) (bkz: arda turan) (bkz: bu liste uzar gider)
    arkadaşım bir insan bu kadar mı erken hafızasını yitirir anlamadım. milan baros hakkında yazılanları okudukça sağa sola kafa atmaya başladım. düne kadar kral olan, toz kondurulmayan, leblebi gibi gol atan adama çamur atma yarışı başlamış sözlük. ayıptır günahtır valla çarpılacaksınız demedi demeyin. bir günde kral olmadı ki bu adam, bir günde yerin dibine soktunuz.
    felipe melo bir maç kötü oynadı diye edilmedik laf bırakılmadı ama şimdi sahadaki biz. yarın çocuğu hasta olduğu için maça konsantre olamazsa gönderin bu ruhsuz adamı diyecek olan bizleriz biliyorum.
    fatih terim bir yenilgi sonrası egolarının kurbanı olan futboldan anlamayan adam oluyor. şimdi imparatore ama.
    yazdıkça sinirleniyorum sözlük, örnekleri uzattıkça kahroluyorum.
    diyorum ki takımını, ezik dediğimiz fenerliler kadar sahiplenmek zor mu? titreyin ve kendinize gelin. "yenilsen de yensen de bütün kalbimiz senle" tezahurat olarak kalmasın ne olur.

    edit:imla
App Store'dan indirin Google Play'den alın