179
eldeki malzemeye baktığımızda, çıkabilecek en iyi onbiri sahaya sürdü fatih terim. beşiktaş maçında bir kez daha göze çarpan gol sıkıntısını, baros ile çözmek istedi. melo’nun olmayışı bu anlamda hocayı rahatlattı.
ilginç bir şekilde, galatasaray iç sahada rakipleri üzerinde baskı kuramıyor. bilhassa, son oynanan mersin ve sivas maçları bunu net bir şekilde gösterdi. taraftar, hem ulaşım sorunu nedeniyle hem de ayak alışkanlığını daha kazanamadığı için, arena’yı henüz benimsemiş değil. takım maç kazandıkça, arena’da gerçek bir aslan’a dönüştükçe, taraftarda stadyumu benimseyip orayı bir cehenneme çevirecektir diye ümit ediyorum.
maç öncesi sivasspor’u analiz ettiğimizde, sivasspor’un en etkili adamının grosicki olduğunu görüyoruz. eboue, ilk yarıda sakatlanmasına rağmen, grosicki’yi gerçekten çok iyi durdurdu. beşiktaş maçında da rakibin en önemli iki adamını, kayserispor maçında da amrabat’ı tutmayı başarmıştı. bu anlamda tam bir görev adamı olduğunu söyleyebiliriz fildişili oyuncunun.
galatasaray’ın yaratıcı oyuncu eksikliğini içeriden kapatabilmesi için, engin baytar’ın üstün performansına ihtiyacı vardı. beşiktaş maçında sahada farklılık yaratamayan engin, sivas maçında gol ve asist ile oynadı. esasında selçuk’un yapmasını beklediğimiz ara paslarını bugün engin’den gördük.
galatasaray’ın içinde bulunduğu kadro zafiyeti ve yaratıcı oyuncu eksikliğini düşündüğümüzde, engin’in kırmızısı ve alacağı iki maçlık ceza galatasaray’ın başını ağrıtabilir. engin’in cezasıyla beraber, selçuk’un üstüne bir kat daha fazla yük binecek. engin’in üstlendiği rolü o üstlenecek.
galatasaray’ın son haftalarda etkisiz futbol sergilemesinin temel nedeni, tekrardan temposuz oyuna dönmesi. halbuki sene başında hızlı oynayarak, göze hoş gelen bir futbol sergiliyordu sarı-kırmızılılar. lakin, yaklaşık 4 ya da 5 maçtır, galatasaray’ın oyun temposunda ciddi bir düşüş var ve bu, hem seyir zevki açısından hem de skor bazında galatasaray’a ve galatasaraylılara zarar veriyor. tabi üst üste gelen sakatlıkların ve kadro zafiyetinin de bunda etkisi çok ama çok büyük. bu sebepten ötürü, bu sezon galatasaray’ın alacağı yarım sıfırlık galibiyetler dahi çok önemli. hem takımın kendine güveninin gelmesi açısından hem de eleştiri oklarının bir hafta daha florya’da uzak durması bakımından.
aradaki puan farkları vs. play off ile beraber önemini yitirdi. önemli olan play-off’a hazır girmek. bu dönem, play-off öncesi eksikleri görme açısından bir hazırlık dönemi gibi. asıl yarış ocak ayından sonra başlayacak. sivasspor maçı, ocak ayına bizi bir maç daha yaklaştıran bir karşılaşma oldu. galatasaray’ın kötü oynarken kazanması, son senelerdeki ölü toprağını üzerinden atabilmesi için de çok önemli. galibiyete bu şekilde bakmanın daha doğru olacağı kanaatindeyim.
ilginç bir şekilde, galatasaray iç sahada rakipleri üzerinde baskı kuramıyor. bilhassa, son oynanan mersin ve sivas maçları bunu net bir şekilde gösterdi. taraftar, hem ulaşım sorunu nedeniyle hem de ayak alışkanlığını daha kazanamadığı için, arena’yı henüz benimsemiş değil. takım maç kazandıkça, arena’da gerçek bir aslan’a dönüştükçe, taraftarda stadyumu benimseyip orayı bir cehenneme çevirecektir diye ümit ediyorum.
maç öncesi sivasspor’u analiz ettiğimizde, sivasspor’un en etkili adamının grosicki olduğunu görüyoruz. eboue, ilk yarıda sakatlanmasına rağmen, grosicki’yi gerçekten çok iyi durdurdu. beşiktaş maçında da rakibin en önemli iki adamını, kayserispor maçında da amrabat’ı tutmayı başarmıştı. bu anlamda tam bir görev adamı olduğunu söyleyebiliriz fildişili oyuncunun.
galatasaray’ın yaratıcı oyuncu eksikliğini içeriden kapatabilmesi için, engin baytar’ın üstün performansına ihtiyacı vardı. beşiktaş maçında sahada farklılık yaratamayan engin, sivas maçında gol ve asist ile oynadı. esasında selçuk’un yapmasını beklediğimiz ara paslarını bugün engin’den gördük.
galatasaray’ın içinde bulunduğu kadro zafiyeti ve yaratıcı oyuncu eksikliğini düşündüğümüzde, engin’in kırmızısı ve alacağı iki maçlık ceza galatasaray’ın başını ağrıtabilir. engin’in cezasıyla beraber, selçuk’un üstüne bir kat daha fazla yük binecek. engin’in üstlendiği rolü o üstlenecek.
galatasaray’ın son haftalarda etkisiz futbol sergilemesinin temel nedeni, tekrardan temposuz oyuna dönmesi. halbuki sene başında hızlı oynayarak, göze hoş gelen bir futbol sergiliyordu sarı-kırmızılılar. lakin, yaklaşık 4 ya da 5 maçtır, galatasaray’ın oyun temposunda ciddi bir düşüş var ve bu, hem seyir zevki açısından hem de skor bazında galatasaray’a ve galatasaraylılara zarar veriyor. tabi üst üste gelen sakatlıkların ve kadro zafiyetinin de bunda etkisi çok ama çok büyük. bu sebepten ötürü, bu sezon galatasaray’ın alacağı yarım sıfırlık galibiyetler dahi çok önemli. hem takımın kendine güveninin gelmesi açısından hem de eleştiri oklarının bir hafta daha florya’da uzak durması bakımından.
aradaki puan farkları vs. play off ile beraber önemini yitirdi. önemli olan play-off’a hazır girmek. bu dönem, play-off öncesi eksikleri görme açısından bir hazırlık dönemi gibi. asıl yarış ocak ayından sonra başlayacak. sivasspor maçı, ocak ayına bizi bir maç daha yaklaştıran bir karşılaşma oldu. galatasaray’ın kötü oynarken kazanması, son senelerdeki ölü toprağını üzerinden atabilmesi için de çok önemli. galibiyete bu şekilde bakmanın daha doğru olacağı kanaatindeyim.