• 177
    galatasaray – sivasspor : 2-1 .. flaş flaş flaş !!! uğursuz pantolon kadro dışı

    iki hafta arka arkaya şike soruşturmasından yöneticileri cezaevinde olan takımlarla oynadık, 2 hafta sonra da bir diğeriyle oynayacağız. iki maçtan bir galibiyet bir de deplasmanda beraberlik aldık. kafası karışanlar için açıklama: beşiktaş’la geçen hafta oynadık, sivas’la bugün, 2 hafta sonra fenerbahçe ile oynayacağız.

    ne oldu, şaşırtıcı mı geldi. madem tarafsız olması gereken en azından tarafsız yorum yapması gerekirken amigo gibi davranan yorumcular varken ki kıvırmaya gerek yok, rıdvan dilmen diye bir adam varken, beşiktaş-galatasaray maçının yorumuna fenerbahçe kazandı diye başlıyorsa ve tepkilere rağmen kimse bir şey yapmıyorsa, köküne kadar taraflı captano internet sitesinde böyle girişlere alıştırmak gerek.
    bunu okuyan fenerbahçeliler içinde kalkıp “abi ne gerek var” demek isteyenler varsa, vaz geçsinler. tabii rıdvan efendinin söylediklerinde kulaklarının üstüne yatmadılarsa, seslerini çıkardılarsa yorum yapma hakları var.

    neyse efendim, sinirli bir şekilde uzattım girişi.

    baştan söyleyeyim sonra hatlar karışmasın. maçı tribünde izledim, özetini izlemedim. o yüzden kritik pozisyonlarda hakemin kararları doğru mudur, değil midir bir şey söyleyemem. ama hakem hakkında söyleyeceklerim var.

    galatasaray sezon başından son 3 maça kadar sürekli bir ilerleme göstermişti. ama son üç maçta bir yenilik, bir ilerleme görülmüyor. fatih terim hala arayışta. takımla oynuyor.
    bu hafta melo yoktu, fatih hocanın ayhan ya da ceyhun’u oynatmasını bekliyordum ama hoca elmander-baros’u çift forvet oynatıp engin’i daha içe çekti. olmaz mı, olur tabii. ama, daha takım tam oynanmak istenen şekle alışmamışken çift forvete geçmenin pek mantığı yok. ve acelesi de yok. hoca adım gibi eminim ki zayıf sivasspor’un üstüne gitmeyi, rakibi sahasında boğmayı planladı. olmadı. olması da öyle zordu ki bu forvet hattıyla. rakibi boğmak istiyorsanız duvar olabilen, topa basan(yani topun direkt üstüne basan, pres anlamında değil) santraforunuz olmalı.

    ayrıca, baytar ile selçuk göbekte oynadıklarında geride kalan hep selçuk olmak zorunda. nitekim selçuk bütün maç boyu ayhan gibi sürekli savunmadan topu alıp, yana oynayan adam durumunda kaldı. elbette selçuk’la ayhan’ın özellikle son zamanlarındaki kalitesini kıyaslamıyorum, karışmasın. örnek olarak verdim, daha iyi anlaşılsın diye. forveti ikilerken aslında hücum gücünü arttırmış olmadık. öyle ki 45+’daki gole kadar pozisyonumuz yok.

    ikinci devre yine benzer şekilde oynandı. hücum etmeye mecali olmayan sivas yine kapandı biz yine bastırdık. penaltıdan 2-0 yaptık rahatladık sandık ama nerdeeee. sonra baytar’a kırmızı kart, sonra 2-1, sonra elmander’e kırmızı kart. dediğim gibi pozisyonları yakından görmediğim için yorum yapamam, yapmak da istemiyorum zaten.
    hakem bülent yıldırım galatasaraylıların sevmediği hakemlerden biri. sahada kendine çok güvenli görünüp, otoriter görünüp büyük eyyamlar yapan, futboldan zerre kadar anlamayan bir hakem. kırmızları gösterdi, tribünlerden büyük tepki aldı başladı eyyama. olmayan pozisyonlarda sivas aleyhine düdükler çalmaya başladı. ne oldu bülent hoca, nerede kaldı senin fit ve kendine güvenli duruşun. maşallah manken gibi vücut yapmışsın, yakında kıvanç tatlıtuğ’dan sonra senin baklavalar da meşhur olur. ama keşke biraz da futbol çalışsaydın, bu işi bilen birileriyle maç falan izleseydin, yorumlatsaydın. hikmet karaman falan yardımcı olurdu, valla bak.
    kırmızı kartları geçelim, bir pozisyon anlatayım size. ortalık karışmış, iki kırmızı kart, bir penaltı, üç gol var ve tribünlerden büyük tepki. faul oldu daha doğrusu ayhan kendini yere attı bülent efendi faul çaldı. maçın uzatmaları mıydı, neydi. muslera topu aldı eline, hop bülent efendi muslera’nın yanına kadar geldi ve çabuk oynamasını söyledi, biz tribündeki ve salaklar da anlasın diye eliyle de işaretini yaptı. tvdekiler de anlasın diye tabii.
    e bülent efendi, rakip kaleci 0-0’ken oyunu yavaş yavaş başlatırken neredeydin? bizim içerideki hiçbir maçımızda hakemin rakip kalecinin yanına kadar gidip çabuk oyna dediğini görmedim. zaten bunu her maçta yapsanız antalya maçlarını ömer çatkıç’ın yanında geçirmeniz lazım.

    nedense hakemlerin kuralları uygulama niyetleri galatasaray maçlarında ortaya çıkıyor. bunu, hakemler galatasaray’a kıyak yapsın, kuralları boş versinler diye anlayacaklara bir şey demiyorum. desem ne olacak, sanki onu anlayacaklar mı?

    son sözümü baytar’a söyleyecektim, vazgeçtim, fatih terim’e söyleyeceğim. hocam, servet’i de oyuna alarak 3 stoper, bir sağ bek, bir sol bek ile ne yapmak istediğinizi anlayamadım. göbekteki 3 stoperin birbirine gireceğini benden iyi bilmeniz lazım, nitekim oldu da. başka sorum yok hatta zaten soru sormadım. cevap verme ihtimalinizi düşündüm de, yemedi !

    bir de, errea’nın basketbol formaları şahane olmuş, benchte giydiklerinden aldım. armanın altında basketbol yazıyor, artık ben de basketbol maçı yazabilirim.

    *
App Store'dan indirin Google Play'den alın