• 237
    o zamanların heyecanı başkaydı be sözlük. takımda ahmet oynamış, mehmet oynamış, hasan sakatlanmış, hüseyin iyileşmiş bakmazdık. çünkü kadroda 18-20 kişi varsa, hepsi birbirini tamamlayan, canını dişine takıp, ceza veya sakatlık sebebiyle oynamayan arkadaşlarını aratmamak için, iki kişilik oynayan futbolculardı. zaten 90'lı yıllarda galatasaray'ımızın kazandığı başarılarda, arkadaşlığın, özverinin ve yardımlaşmanın yeri büyüktü. bir takım düşünün ki; 90 dakika pres yapsın, önde bassın ve bu pres ile yorulduğu yetmezmiş gibi kaptığı toplarda da rakip kaleye ok gibi gidebilsin. işte o zamanki galatasaray'ımız tam olarak buydu, öylesine buydu ki; bu söylediklerimi makina gibi işletebiliyorlardı. 2-0 geriye düştüğümüz maçlarda bile moralimizi bozmadan maçı izlemeye devam ederdik. çünkü bilirdik ki bizim takım bu maçı çevirebilecek güçte. maçlardan sonra kendimizi sokaklara atıp, deli gibi eğlenmek gibisi yoktu sözlük. meşaleler, her yer sarı kırmızı araçlarla dolar taşar, kornalar çalınır, şampiyonlar ligi maçları sonrası star tv'de sanatçıların galatasaray'ımız için özel hazırladığı şarkılar çalar, kazandığımız maçların videoları tekrar tekrar izlenir, ertesi gün okulda maçların kritiği yapılır, mahallede arkadaşlarla futbol oynarken hagi'nin roberto carlos'a attığı çalımı arkadaşına atmaya çalışırsın, hakan şükür gibi kafayla gol atmaya çalışırsın, taffarel gibi penaltı kurtarmaya çalışırsın, vs. vs. kısacası galatasaray bir yaşam tarzıdır be sözlük. işte 90'lı yıllarda galatasaray'lı çocuk olmak böyle bir şeydir, sözlük.
App Store'dan indirin Google Play'den alın