38
sevgili arda;
gerek bu sözlükte gerekse internet aleminde sesimi duyurabildiğim her yerde ve hatta arkadaşlarımla yaptığım muhabbetlerde her daim seni korudum. sana laf söyletmedim. bunu seni çok sevdiğim ve hatta kimi zaman gerçekten haksızlığa uğradığını düşündüğüm için yaptım. geçen kış babam, "bu yurt dışına gider dönüşte de sarı lacivert çubukluyu geçirir sırtına" dediğinde onunla sırf senin için tartıştım. "yok ya o emre gibi, h.ünsal gibi değil. gitse de kıymet bilir dedim". sen gittin, ben gururlandım. falcao'yu gol kralı yapacak dedim. hatta atletico'yu tek başına şampiyon yapar dedim. peki sen ne yaptın? gider gitmez bana giydirdin. galatasaray taraftarını şikayet ettin. tribün pskolojisiyle edilen birkaç küfüre alındın. biz seni galatasaray kaptanı yaptık. çünkü o kültürü hazmettiğini düşünmüştük. ama sen galatasaray'ın sokaktaki çocuğun bile bildiği en önemli 2 kuralını gider gitmez çiğnedin.
1- ispiyonlamayacaksın. gider gitmez bizi basına ispiyonladın.
2- bu takımda kol kırılır yen içinde kalır. sen gider gitmez ne yaşadıysan ortaya döktün.
arda hiç düşündün mü bu takımda metin oktay, turgay şeren vb. isimler neden efsane? glatasaraylılık kültürünü hayatlarının sonuna kadar yaşamış olmalarından ötürü olabilir mi? turgay şeren 70 yaşında bile olsa bu takıma karşı saçma sapan konuşan adama "ebesinin amı artık sen de" dediği için ve bu takımda yaşadığı herhangi kötü bir şeyi malzeme etmediği için olabilir mi? keza metin... hani sana küçük metin diyorduk bir zamanlar hatırladın mı? peki hiç düşündün mü hakan şükür ve bülent korkmaz onca hizmetlerine rağmen camia tarafından efsane sayılmıyorlar? galatasaraylılık başka bir şeydir adamım. emre abin, küçük abin falan olamadılar galatasaraylı. üzgünüm ki sende onlar yolunda ilerliyorsun. galatasaraylı olmak sadece top oynayarak kazanılsaydı senden çok daha iyi topçular geldi bu kulübe unutma.
bak canım kardeşim bu konulara hiç girmeyecektim ama kılıcı sen çektin. o zaman katlanacaksın. seni kaptan yaptık. sen çıktın daha ilk günden şu açıklamayı yaptın. "takım içerisindeki hiyerarşik yapının sürmesinden yanayım" ve ekledin "takımla ilgili karar alırken emre aşık ve ayhan akman'a danışmadan karar vermem". kaptan olduğun süre boyunca midemi bulandırdı bu açıklama ve hatta iddia ediyorum takımın son 2 yılda dökülmesinin ana sebebiydi bu. ben senin açıklamanın daha öz türkçesini yazayım buraya "takım içerisindeki çeteci oluşumun sürmesinden yanayım". son yıllarda başımıza ne geldiyse sizin bu iğrenç uygulamanızdan geldi. istemediğiniz hocayı gönderdiniz. istemediğiniz yabancı oyuncuyu gönderdiniz. evet arda siz sivas'ta 100 bin dolarınızın peşine düşerken helikopter bakan yabancılar doğru bildin. medyanın da gazını alarak hep yerli futbolcuları mağdur yabancıları da ayrıcalıklı hissettirdiniz bizlere. oysaki işin aslı tam tersti. reisleri sen olmak üzere "sen, ayhan, servet, sabri vs.." gibi oyuncular takımın içerisinde hiyerarşi ayağına at koşturdunuz. ah o misimovic, lincoln bir konuşsa... bizse bütün bunları bile bile sırf sizleri çok sevdiğimizden, sizlerin bizim değerimiz olduğuna inandığımızdan sustuk. takım tarihinin en kötü dönemini geçirdi sırf bu çeteleşme yüzünden. hiçbirşey demedik. kan kusup kızılcık şerbeti içtik dedik. ben hala senin için atletico madrid maçlarını büyük heyecenla izlerken sense çıkmış 1-2 ergenin davranışından ötürü galatasaray taraftarını basına gammazlıyorsun. sana tek diyeceğim, yazıklar olsun çocuk...
not: bu arada babamla yaptığımız kavgayı anlattım ya sana bu yazıda. işte artık eminim. sen sarı lacivert çubukluyla döneceksin bu ülkeye.
gerek bu sözlükte gerekse internet aleminde sesimi duyurabildiğim her yerde ve hatta arkadaşlarımla yaptığım muhabbetlerde her daim seni korudum. sana laf söyletmedim. bunu seni çok sevdiğim ve hatta kimi zaman gerçekten haksızlığa uğradığını düşündüğüm için yaptım. geçen kış babam, "bu yurt dışına gider dönüşte de sarı lacivert çubukluyu geçirir sırtına" dediğinde onunla sırf senin için tartıştım. "yok ya o emre gibi, h.ünsal gibi değil. gitse de kıymet bilir dedim". sen gittin, ben gururlandım. falcao'yu gol kralı yapacak dedim. hatta atletico'yu tek başına şampiyon yapar dedim. peki sen ne yaptın? gider gitmez bana giydirdin. galatasaray taraftarını şikayet ettin. tribün pskolojisiyle edilen birkaç küfüre alındın. biz seni galatasaray kaptanı yaptık. çünkü o kültürü hazmettiğini düşünmüştük. ama sen galatasaray'ın sokaktaki çocuğun bile bildiği en önemli 2 kuralını gider gitmez çiğnedin.
1- ispiyonlamayacaksın. gider gitmez bizi basına ispiyonladın.
2- bu takımda kol kırılır yen içinde kalır. sen gider gitmez ne yaşadıysan ortaya döktün.
arda hiç düşündün mü bu takımda metin oktay, turgay şeren vb. isimler neden efsane? glatasaraylılık kültürünü hayatlarının sonuna kadar yaşamış olmalarından ötürü olabilir mi? turgay şeren 70 yaşında bile olsa bu takıma karşı saçma sapan konuşan adama "ebesinin amı artık sen de" dediği için ve bu takımda yaşadığı herhangi kötü bir şeyi malzeme etmediği için olabilir mi? keza metin... hani sana küçük metin diyorduk bir zamanlar hatırladın mı? peki hiç düşündün mü hakan şükür ve bülent korkmaz onca hizmetlerine rağmen camia tarafından efsane sayılmıyorlar? galatasaraylılık başka bir şeydir adamım. emre abin, küçük abin falan olamadılar galatasaraylı. üzgünüm ki sende onlar yolunda ilerliyorsun. galatasaraylı olmak sadece top oynayarak kazanılsaydı senden çok daha iyi topçular geldi bu kulübe unutma.
bak canım kardeşim bu konulara hiç girmeyecektim ama kılıcı sen çektin. o zaman katlanacaksın. seni kaptan yaptık. sen çıktın daha ilk günden şu açıklamayı yaptın. "takım içerisindeki hiyerarşik yapının sürmesinden yanayım" ve ekledin "takımla ilgili karar alırken emre aşık ve ayhan akman'a danışmadan karar vermem". kaptan olduğun süre boyunca midemi bulandırdı bu açıklama ve hatta iddia ediyorum takımın son 2 yılda dökülmesinin ana sebebiydi bu. ben senin açıklamanın daha öz türkçesini yazayım buraya "takım içerisindeki çeteci oluşumun sürmesinden yanayım". son yıllarda başımıza ne geldiyse sizin bu iğrenç uygulamanızdan geldi. istemediğiniz hocayı gönderdiniz. istemediğiniz yabancı oyuncuyu gönderdiniz. evet arda siz sivas'ta 100 bin dolarınızın peşine düşerken helikopter bakan yabancılar doğru bildin. medyanın da gazını alarak hep yerli futbolcuları mağdur yabancıları da ayrıcalıklı hissettirdiniz bizlere. oysaki işin aslı tam tersti. reisleri sen olmak üzere "sen, ayhan, servet, sabri vs.." gibi oyuncular takımın içerisinde hiyerarşi ayağına at koşturdunuz. ah o misimovic, lincoln bir konuşsa... bizse bütün bunları bile bile sırf sizleri çok sevdiğimizden, sizlerin bizim değerimiz olduğuna inandığımızdan sustuk. takım tarihinin en kötü dönemini geçirdi sırf bu çeteleşme yüzünden. hiçbirşey demedik. kan kusup kızılcık şerbeti içtik dedik. ben hala senin için atletico madrid maçlarını büyük heyecenla izlerken sense çıkmış 1-2 ergenin davranışından ötürü galatasaray taraftarını basına gammazlıyorsun. sana tek diyeceğim, yazıklar olsun çocuk...
not: bu arada babamla yaptığımız kavgayı anlattım ya sana bu yazıda. işte artık eminim. sen sarı lacivert çubukluyla döneceksin bu ülkeye.