• 89
    ali sami yen'e hep beraber gözyaşlarıyla veda etmiştik. sonra ne oldu, nasıl oldu bilinmez galatasaray'ın yeni stadına rakip olarak gelip, "adam mısın arda turan!" tezahüratı duydun. umarım ne halt kazandıysan, ne kar kaldıysa yanına; bizim koca kafamızı öldürdüğüne değmiştir.
    emre abin, burak abin rezalet karakterler ama biri işine duyduğu saygı sebebiyle 38 yaşında yuvam dediği yere döndü, diğeri camiasıyla barışmayı bildi. selçuk abin zaten sizin gibi değildi tarafını hep doğru seçti. bak sen kaldın ortada, seni seven kimse kalmadı...
    hakkında ua'nın manifesto yayınladığı, her maç ıslıklanan, sosyal medyada hala yoruma kapalı fotoğraf paylaşacak zamanında tepki almış selçuk inan, iki başarılı pas attı diye alkışlanacak seviyeye fatih terim'in ona "oğlum!" diye sarılmasıyla geldi. sen de ona "babam!" diye sarılacaktın, teknelerde karı kız kovalarken yakalanıp basının hedefi olunca adına "paris hilton yakışır sana!" diye tezahürat yazan insanlarla barışacaktın. barışamadık. bu kulübün en boktan zamanlarını beraber yaşadık. sefasını sürmeyi sen istemedin.
    senden nefret ediyorum çünkü seni çok sevmiştim.
  • 162
    merhaba arda,
    ben futbolu takip etmeye 96 senesinde başlamış bir galatasaray taraftarıyım. taraftar derken şöyle tarif edeyim.

    çocukluk yıllarımın başlarında babam bir süre işsizdi, durumumuz pek yoktu. maçları izlemeye mekanları bırak kahveye bile gidemezdim para isterler diye. halbuki babam o meşhur eskişehir maçında 14 senelik hasreti dindiren taraftar olmak için bir gün önce bilet kuyruğunda yorgan atıp uyuyup sabah biletini alan bir adam. öyle gaaassaraylı.

    97 senesinde 4 yıllık serinin ilk şampiyonluğunu aldığımızda, bir forma almıştı bana önünde vakıfbank yazan. iki yıkayınca yazısı silinenlerden. üniforma gibi taşırdım onu sokakta.

    bak arda,
    bizim evde cine 5 yoktu, star tv'den yayınlandığında avrupa maçları, gözlerim acıyana kadar uykuya direnip maçları izlerdim. sonra cine 5, tele on vs. şeylerde maçların hatırladığım kadarıyla ilk 1-2 dakikası gösterilirdi, sonra ekran karartılırdı. gözümü kısarak kararan ekranda topu seçmeye çalışırdım.
    evimizin yan sokağında galatasaraylılar lokali vardı, soğuk kış akşamlarında gocuğumun kapşonunu kafama geçirip o cama yaslanıp kartal gözlerim ile topu elinle gönderemeyeceğin yere gönderen hagi'yi izledim.

    babam işini gücünü yoluna soktu, eve cine 5 aldı.
    ben para vererek hagi'yi izledim. attığı golden sonra ayakkabısının tozunu almak isteyen takım arkadaşına mahçup bir şekilde teşekkür eden,
    ben para vererek taffarel'i izledim, barçanın eski kaptanı popescu'yu. uefa kupasını kazandıktan sonra bülent korkmaz'ı. hiç biri senin gibi konuşmasa ölecek hastalığında değildi.

    ardacım, ben televizyonda para vererek 11-12 senesi anka kuşu gibi küllerinden doğan gaassarayı izledim. hani senin transferin son günlerine kadar kalacağını söyleyip sonra bi anda gittiğin.

    biz parasını vererek senin bu kulüpten apar topar gittiğin takımlardaki başarını izledik.

    evet avrupa'ya gittin çok başarılı oldun ama bilmediğin bir şey vardı. büyürken küçülmek.
    sen büyüdükçe egolandın. neden hagi olamadın? belki burada saklı.

    başarıların daim olsun, ailenle hep mutlu ol,
    ama hasan şaş ile necati'nin kavga ettiği o günü sikeyim dedirtme bize.

    sus biraz, konuşma. ölmezsin konuşmasan.
    halbuki bilsen sen konuştukça içimizdek 10 değil 66 da ölüyor.

    bilmem farkettin mi?
    sokakta galatasaray formalı çocuklar sneijder diyor, hagi diyor, drogba diyor ama arda demiyor.

    illa konuşacaksan gel bunun hakkında konuşalım eleme turlarını şifreli kanaldan izlediğim.
  • 143
    zamanında kardeşim diye bahsettiğim adam olsan da, sen artık herkes gibi bile değilsin.

    ciğeri beş para etmez, sırtını güce yaslayan, yeri gelince içinden çıktığın camiaya bile tepeden bakan, futboldan başka her bokun altına imzasını atmış, sokakta görsem muhatap olmamak için yolumu değiştireceğim bir tipsin...

    sen galatasaraylı arda falan değilsin. galatasaraylı arda öleli çok uzun yıllar oldu...

    belki sezona iki hafta kala üstüne kurulmuş takımı bırakıp gittiğinde, belki bu milletin parasıyla verilen sponsorluk parasıyla barcelona'ya transfer olduğunda, belki onun bunun gazıyla hocaya artistik yaptığında, belki önüne gelen yavşayıp orda burda ifşa olduğunda, belki saymaktan yorulduğum başka bir olayda, belki hepsinde belki hepsinden de önce...

    galatasaraylı arda öldü gitti. sen sırtını dayadığın yerlerin araya girmesiyle zorla kontrat imzalatılan bir serserisin.

    seni de, seni o formayla görmeye de, seni "bir işaretle" bağrına basanları da görmeyi yüreğim kaldırmıyor.

    gittiğinde haber ver olur mu?
  • 123
    ee arda, her şeyin başladığı yere geri dönüyorsun demek... arda'nın arda olduğu yere, arda'yı arda yapan yere. önce maziyi hatırlayalım beraber.

    sene 2005... henüz 18 bile değilken hayranlıkla izlediğin, aşığı olduğun takımı avrupa şampiyonu yapan, belki de çocukluğunun en büyük kahramanı hagi sana hazırlan diyor. ve bir hikaye burada başlıyor.

    sene 2007... gidiyorsun, geliyorsun. sırtında çok büyük hayaller kuracağımız 66 numaralı formayla sahaya ilk adımını atıyorsun. ne kadar heyecanlıydın, hatırlamaya çalış. kim bilir aklında neler vardı, hangi hayalleri kurdun sonrasında? çok iyi hatırla.

    sene 2009... çoktan gözbebeğimiz olmuştun bile. yeni kaptanımız, yeni 10 numaramız, yeni metin oktay'ımız... herkes bunların hayalini kuruyordu. bu hayallerin hiçbiri boşuna kurulmamıştı. sana duyulan muhteşem sevgiyi hatırlasana bir arda? bir daha öyle hissedebildin mi? sahi, dünyada kaç şanslı insan bu kadar sevgi hissetmiştir ki zaten hayatında? senin ellerinde herkes kupa görmek isterken sonrasında başarısız seneler...ee tabi sesler yükseliyor, kahpece saldırılara uğruyorsun. o dönemki sevgilinle sürekli magazin basınının ve televizyondaki şaklabanların dilindesin.

    sene 2011... galatasaray'ın en büyük efsanesi, çok güçlü bir başkan desteğiyle yuvasına geri dönüyor. takım en baştan kuruluyor. bu yeni kurulan takımın merkezinde kaptanı olarak yine sen varsın. galatasaraylılar'ın evladı, kardeşi gibi gördüğü arda turan'ın artık şampiyonluk kupasını kaldırmasını istiyor herkes. tüm bu kavgadan, gürültüden sıkılan sen ne yapıyorsun? ispanya'ya gidiyorsun. bütün bu hayalleri geride bırakıp ispanya'ya gidiyorsun. hem de transferin son günlerinde. kırılıyoruz, kızıyoruz. niye? bu hayaller gerçek olmayacak diye işte arda. bu hayalleri gerçekleştirmeyeceksin diye. neyse işte, gidiyorsun. başarılı da oluyorsun. insan kızıyor tabi ama hala da seviyor, ne yapalım?

    sene 2015... dünyanın en büyük kulübüne rekor bir bonservisle transfer oluyorsun. barcelona'da kaleci haricinde oynayan ilk ve tek türk futbolcu. ne büyük bir başarı değil mi? gurur duyuyoruz her başarınla. ama biz gurur duydukça, sen başarılı oldukça egon büyüyor, büyüyor. ve bir noktada da patlıyor. kendini büyük görmeye başlıyorsun, her konuda konuşmayı, her şeyi söylemeyi kendine hak görüyorsun. koca kafa arda gidiyor, yerine antipatik arda geliyor. sen durmuyorsun, euro 2016'da olaylar yaşanıyor, 2017'de konu ne olursa olsun senden yaşça çok büyük bir gazeteciyi dövüyorsun. 2018'de rekor bir ceza, 2019'da önce darp, sonra silahla hastaneye gitmek. bu antipati giderek büyüyor ve en üst noktasına ulaşıyor. daha önce sormuştum ya sana bu kadar sevilmek nasıl bir histi diye? bu kadar sevilmemek nasıl bir histi peki arda? acı çekmişsindir, ama umarım o günlerde aklında sevildiğin günler gelmiştir. yanlışını düşünmüş ve bunu kabul etmişsindir. ve bu acı umarım seni eski günlerine geri götürmüştür.

    ee arda, en başta da dedim. hikayenin başladığı yerdeyiz tekrar. hala o gün kulübede formasını ilk defa giymeye hazırlanan çocuğun heyecanı var mı içinde? heyecan yeter mi peki? kendini kendine, daha önce kurulan hayallere affettirmek var mı aklında? herkesten çok çalışacak, tekrar herkesin gönlünü kazanacak azim ve çaba var mı içinde? bunlar yoksa gelme lütfen ama bunlara içtenlikle evet diyorsan, 2. bir şans istiyorsan eğer, herkesin yaptıklarını düzeltme şansını hak eder. geleceksen futbolu bırakmaya değil, futbola tekrar başlamaya gel. geleceksen öylesine değil, kanının terinin son damlasına kadar akıtmaya gel. çünkü baştan uyarıyorum, bunların dışında hiçbir şey seni tekrar kabullenmemize imkan vermeyecek.
  • 152
    yanlayıcı arkadaş;

    seni sevmiyorum. özel hayatında temsil ettiğin hiçbir değeri de sevmiyorum. içinden messi dahi çıksa umrumda değil. zerre hak etmediğin bir formayı giyecek ve genç çocukların süresinden çalacak olman nedeniyle senin kadar, seni kulübe getirenlere de kızgınım.

    futbol anlamında en ufak bir katkı beklentim yok. karakter anlamında da düzelmeyeceğini ikimiz de biliyoruz. gözümde değil kötü oynama, pas hatası dahi yapma kredin yok. tek dileğim siyasal islam demeci verip canımdan çok sevdiğim kulübümü rezil etmeden, egonu tatmin edip dönmemek üzere gitmen. ne kadar erken, o kadar iyi.

    antrenmanda “sakatlanıp”, hiç sahaya çıkmazsan üzülmem, kızmam. hatta sana bahşedilen forma hakkını hiçbir zaman kullanmayarak son cukkanı yapıp gidersen, o forma ile sahaya çıkmazsan sana karşı olan düşüncelerim bir tık düzelir.

    burada boş mukaveleye imza attığın için seni övenler olacak, oysa sanıyorum bu kişiler, galatasaray tarihinde boş mukaveleye imza atan herkesin hak ettiğinden fazla para aldığını bilmiyorlar; olabilir. para almayacağını sanıyorlar; olabilir. sana karşı en ufak bir sevgi kırıntısı beslemediğimden inşallah ben yanılıyorumdur. bunları söylerken düşündüğüm sana karşı olası bir mahcubiyet değil, kulübümün cebine koyarak çöpe atacağı para.

    gece kulüplerinde takımın şampiyonluğa oynarken kaybettiği maçtan 1.5 saat sonra karşılaşmalarımızın sayısı azalsın bir zahmet.

    bu kadar.
  • 135
    sevgili eski futbolcu,

    iyi günde kötü günde ben galatasaray'ı destekledim. kaybetti kendime gelemedim, kazandı mutluluğumu kelimelere dökemedim. sevdiğim insanları totem yaptım, annem benim ve babamın futbol sevgisi için 34 hafta biz evde olalım olmayalım futbol izledi. demem o ki hayatımın büyük bir bölümünü galatasaray oluşturmakta. ama sen bu takımın formasını tekrar futbolcu olarak giyersen ben o takıma aynı şekilde bakamam. bunun senin siyasi düşüncenle bir alakası yok. senin evet dediğin kampanya'ya biricik arkadaşın burak yılmaz da evet dedi üstüne karısını dövdü ama bir şekilde sahada kaldı. çok mu yetenekliydi değildi. ama çalışkandı. taraftarı seviyor sevmiyor ama o elinden geleni yapıyor. emre belözoğlu türkiye'de nefret edilmediği il yok hala sahada tüm gücü ile press yapıyor.

    sen ne yaptın? yarı yolda galatasaray'ı bıraktın. yine de galatasaray evladıydın kırgın da olsak bir şekilde başarılarına helal olsun diyorduk. sonra zamanının en iyi takımına transfer oldun. süper yedektin aynı anda hem orta sahayı hem forvet üçlüsünü yedekleyebiliyordun. neymar konfederasyon kupasındayken messi suarez ile peş peşe maçları kazandın orada neymar satılabilir bile denildi. ama sen orada bıraktın futbolu. kendini geliştirmek için hiç bir şey yapmadın. yeteneğine ihanet ettin. tek derdin türkiye'de unutulmamak, buradan uzaklaşmamak oldu. seni tanıyan tanıtan herkes telefonundan ayrılamadığını söyledi. milli takımda kötü oynadın sırıtıp sahadan ayrıldın. gazeteci dövdün. başakşehir'e geldin hakem dövdün. güç zehirlenmesine doyamadın ve yalnız kaldın. şimdi galatasaray'a geri dönmek istiyorsun. sebebi bu takımı sevmen değil, bir yere ait hissetmen. futbolu galatasaray'lı arda olarak bırakıp en azından birileri tarafından sevilmek istemen. ama galatasaray'a aitliği bırak futbola aidiyetini uzun süre önce kaybettin.

    yerinde olsam futbolu bırakır, pro lisansımı alır ve bir an önce diego simeone'nin yanına atmaya çalışırım kendimi. her ne kadar saçma bir sürü hareketin de olsa dünyanın en iyi savunma taktisyenlerinin birinin takımında başrol oyuncusu oldun. işin inceliklerini ondan öğrenirdim. zaten var olan yakın çevren ve arkadaşların sana istediğin kapıyı açacak. teknik adamlıkta istediğin ilgiye tekrar boğulabilirsin. umarım ama sevdiğini iddia ettiğin galatasaray'dan uzak durursun.

    adios el turco
  • 141
    sakın ama sakın galatasaray'ı yıpratacak, zarar verecek bir şey çıkmasın ağzından.

    düşünce; euro 2016'da arkasından kuyusunu kazdığın, 2011'de 'kal senin kaptan olduğun takım kuracağım' denilmesine rağmen tamam kalacağım dedikten sonra 'hayallerimi gerçekleştirmeye gidiyorum ben ya' deyip sattığın fatih hoca aklına gelip bir şekilde elini öptün ve kendini galatasaray'a aldırdın.

    bundan sonraki süreçte afedersin ama kıçını yırtana kadar çalışmaz, yine alakan olmayan meselerle kendini bir şey sanıp uğraşır, açıklama yapar bu takıma zarar verirsen bu sefer bırak fatih hoca istedi diye, ali sami yen ve metin oktay istese bile bu taraftar bu kulüpte seni barındırmaz.

    hoş gelmişsin boş gitmişsin demiyorum. o çok övündüğün galatasaraylılığın sadece sözünde olmasın bunu göster yeter.

    bu arada fizyoterapist milletin ayağını leğende yıkayan kişi değildir. bunu da aklına belle!

    eyvallah.
  • 112
    bak arda, yerinde olsam değil galatasaray'a gelmeyi, bir daha ağzıma bu güzel kulübün adını ağzıma bile almam. sonrasında o suçlamalardan nasıl ve hangi şekilde beraat ettiğimi, halka açık bir yerde ruhsatsız bir silah ile hemde hastanede ateş etmeme rağmen nasıl cezaevine girmediğimi, profesyonel bir futbolcu olarak ruhsatsız silahın aracımda ne aradığını açıklarım. bunca şey yapmama rağmen hala beni destekleyenlerı belki biraz utanır. cidden yaparım bunu. çünkü bir insan bu kadar çok madde ile hukuku çiğneyip, prime döneminde gelen teklifi komik diye çevirip ardından dibi gördüğünde kendisini o kulübe yamamaya çalışan birini hala neden sevdiğini belki açıklarlar.
  • 132
    sevgili kaptan;

    hiçbir şey başaramamış biri olarak seni linç ettiğim için ben linç ediliyorum. hayat ne kadar garip değil mi?

    sen git öylesine bir kariyere sahip ol, barcelona'larda forma giy ama sonrasında bataklığa düş. inadını ve gayretini takdir ediyorum, vallahi başka biri bunu başaramazdı.

    ha bir de karıştığın skandallar var ama onları da takma, arzuladığın yolda devam et. yan hakemi yere fırlat 14 maç ceza al ama devlet bağlantılarınla cezan yarıya insin, eşin evde hamile seni beklerken, sen millete kafa at, milletin karısına yaz, ne bileyim hastaneye git silahla ateş et, ha bir de baban yaşındaki adamı uçakta döv.

    yolun açık olsun kaptan...
  • 149
    --- alıntı ---

    zaman çok fazla yorum yapma ve konuşma zamanı değil, benim için bir an önce sahaya çıkıp mücadele etme zamanı.

    --- alıntı ---

    röportajında senden beklentimi tek cümleye sığdırmışsın zaten. yanlış işlere girmeden sadece sahayla ilgilenirsen geçmişte yaptıklarını unutabilirim. en ufak hatanda ise seni tamamen silebilirim. öyle ince bir çizgi işte. herşey senin elinde. 5 dakika da oynasan sahaya varını yoğunu vereceğinden şüphem yok. taraftara da kulağını tıka, sivas deplasmanında emre kılınç'a düz gidenler şimdi 'cimbombomun çocuğu' diyorlar. 'kuruş değil duruş' diyorlar. bu gözler volkan demirel'e bile güzellemeler yapanları gördü ya. sana da kalplerinde bir yer açarlar heralde. canını sıkma, işine bak.
  • 147
    ekonomi çok güzel mi hala? nereye yatırım yapalım? en son faizler düşmeli demiştin, yeni bir açıklama gelecek mi?
    bu soruların cevabını çok merak ediyorum arda kardeşim. güçlü bir türkiye için sen de var mısın?

    futbola gelince de, umarım çok kalmazsın bu kulüpte. zira sen olduğun sürece tek kuruş para harcamayacağım bu kulüp için ve benim gibi binlerce insan olduğuna da eminim. galatasaray'ın başarılı olmasını hala canı gönülden destekliyorum ama senin başarılı olmanı istemiyorum, umarım çok uzatmadan futbolu bıraktığını görürüz.
  • 133
    selam karşim,
    nargilene acil köz getirsinler mi? hah tamam.
    diyeceğim şu;
    arabesk edebiyattan kurtulup gerçeklerle yüzleşelim. rakipler gencecik oyuncularla (bkz: ferdi kadıoğlu) (bkz: sorloth) goller bulurken biz 4 yıldır top oynamamış 34 yaşında bir kriminali sadece galatasaray akademi mezunu ve kariyerli diye takıma almaya çalışıyoruz. anlaşılan babel transferinden hiç bir ders alamamışız.
    bu kafayla düşüşümüz devam eder. sana yoğunlaşana kadar henry’nin biten sözleşmesini temmuz sonuna uzataydık da bir halt becerebilseydik bari.
    arda karşim, taraftarın biraz kendine gelip olaylara gerçekçi şekilde bakmasını salık veriyorum sen ne dersin? gelirsen büyük hata yapacağız. zira eskinin büyük futbolcusu, yeni dönemin ise şehir eşkiyasısın. umarım hastane baskınından ve inşaat yaparken insanların apartmanını çökertmenden dolayı sana kamu davası açılır.
    kib. byz!
App Store'dan indirin Google Play'den alın