223
maçtan önce deseler ki "uzatmalarla birlikte 80 dakika 10 kişi oynayacaksın, teknik direktörün hatalı oyuncu değişiklikleri yapacak, karabükspor çok rahat top çevirecek; beraberliği kabul ediyor musun?" diye, hiç düşünmeden kabul ederdim. (bu sözü söyleyen kişinin uefa ve süper kupa şampiyonu galatasaray'ın taraftarı olması ne kadar ironik değil mi sözlük? biz ki 2-0 geriye düştüğümüzde bile o maçın döneceğine inanan oyunculara ve taraftarlara sahip bir takımdık. her şeyi kenara bırakalım, sonu kupa olan uefa yoluna bile milan maçındaki son dakika golleri ile girdik, 2-1 yenik durumda olduğun maçı, hem de milan'a karşı, çeviriyorsun, şimdiyse karabükspor falan)
malum maçın haftaiçi ve 18.45 gibi ters bir saatte olmasından ötürü iş yerinden çıktıktan sonra çevrede maç yayını veren bir mekan aradım. inanır mısın sözlük, 1 saat sürdü tam. maçı izlemeye koyulduğumda 20. dakikaydı ve ben tam yerime oturduğumda sercan sol kanadı zorluyordu. bunun ardından bir pozisyonda top kalemize kadar geldi ki kalede ufuk ceylan'ın olduğunu gördüm. o an yaşadığım kafa bulanıklığını tarif etmem mümkün değil, neyse hemen arkamda elinde çekirdek çitleyerek maç izleyen renktaşıma döndüm, yaşadığım karmaşıklığı giderecek soruyu sordum: ''muslera nerdee?''. aldığım cevap ''kırmızı gördü!!''. görüyor musun sözlük, 20 dakika geç kaldık, neler dönmüş maçta. muslera'nın kırmızı kart ile atıldığı pozisyonu da bu sabah gördüm, bünyamin gezer'in katliamına uğramışız, açık ve net. muslera'nın son adam olmasından ötürü böyle bir karar verdi desek, değil. gökhan ve ujfalusi hemen pozisyonun içerisindeler ve shalton'un o pozisyonu gol yapması çok düşük bir ihtimal. bünyamin gezer'in bu gerçeği süzecek kadar yeterli futbol bilgisine sahip olduğunu düşünerek varsayıma devam ediyorum, o zaman hareketin sertliğinden ötürü verildi bu kart. o zaman da derim ki maalesef ağır bir karar.
oyuncuları izlemeye devam ediyorum, top dolaşıyor. bir yandan acaba fatih terim'in ufuk'u oyuna alırken hangi oyuncumuzu kenara çektiğini düşünüyorum. farkediyorum ki sahada eksik olan albert riera. bu yapılan oyuncu değişikliğinin ise maçın seyrini büyük oranda değiştirdiğini düşünüyorum. keşke colin kazım - ufuk ceylan değişikliği yapılsaydı ve sercan sağ kanada çekilerek, riera solda oynamaya devam etseydi. (bkz: #773388)
anlamsız sabri - sercan değişikliği, oyunu karabükspor'un ele geçirdiği ve orta sahada rahat paslaşmalar yaptıkları 2. yarıda da, maçın genelinde olduğu gibi gol pozisyonumuz yoktu. fatih terim'in yanlış tercihlerde bulunduğu oyuncu tercihlerine rağmen, pozisyona giremediğimiz, karabükspor'un 2. yarıda orta sahanın tek hakimi olduğu, 1-0 geriye düştüğümüz, 80 dakika 10 kişi oynadığımız maçta 0 yerine 1 puan almak bana göre tatmin edici bir durum. malum şu haftalarda olmasa bile sezon sonunda 1 puanların bile hesabı yapılıyor ve o zaman umarım geriye dönüp ''iyi ki karabük deplasmanında 1 puan almışız'' diyebiliriz.
ayrıca karabükspor ciddi manada bunalım etkisi yaratmaya başladı bünyemde. 2010 - 2011 sezonundan itibaren oynadığımız 3. maçta da galip gelemedik.
bu kötü talihimizi, umarım ligin ikinci yarısında asy arena'da bozarız.
malum maçın haftaiçi ve 18.45 gibi ters bir saatte olmasından ötürü iş yerinden çıktıktan sonra çevrede maç yayını veren bir mekan aradım. inanır mısın sözlük, 1 saat sürdü tam. maçı izlemeye koyulduğumda 20. dakikaydı ve ben tam yerime oturduğumda sercan sol kanadı zorluyordu. bunun ardından bir pozisyonda top kalemize kadar geldi ki kalede ufuk ceylan'ın olduğunu gördüm. o an yaşadığım kafa bulanıklığını tarif etmem mümkün değil, neyse hemen arkamda elinde çekirdek çitleyerek maç izleyen renktaşıma döndüm, yaşadığım karmaşıklığı giderecek soruyu sordum: ''muslera nerdee?''. aldığım cevap ''kırmızı gördü!!''. görüyor musun sözlük, 20 dakika geç kaldık, neler dönmüş maçta. muslera'nın kırmızı kart ile atıldığı pozisyonu da bu sabah gördüm, bünyamin gezer'in katliamına uğramışız, açık ve net. muslera'nın son adam olmasından ötürü böyle bir karar verdi desek, değil. gökhan ve ujfalusi hemen pozisyonun içerisindeler ve shalton'un o pozisyonu gol yapması çok düşük bir ihtimal. bünyamin gezer'in bu gerçeği süzecek kadar yeterli futbol bilgisine sahip olduğunu düşünerek varsayıma devam ediyorum, o zaman hareketin sertliğinden ötürü verildi bu kart. o zaman da derim ki maalesef ağır bir karar.
oyuncuları izlemeye devam ediyorum, top dolaşıyor. bir yandan acaba fatih terim'in ufuk'u oyuna alırken hangi oyuncumuzu kenara çektiğini düşünüyorum. farkediyorum ki sahada eksik olan albert riera. bu yapılan oyuncu değişikliğinin ise maçın seyrini büyük oranda değiştirdiğini düşünüyorum. keşke colin kazım - ufuk ceylan değişikliği yapılsaydı ve sercan sağ kanada çekilerek, riera solda oynamaya devam etseydi. (bkz: #773388)
anlamsız sabri - sercan değişikliği, oyunu karabükspor'un ele geçirdiği ve orta sahada rahat paslaşmalar yaptıkları 2. yarıda da, maçın genelinde olduğu gibi gol pozisyonumuz yoktu. fatih terim'in yanlış tercihlerde bulunduğu oyuncu tercihlerine rağmen, pozisyona giremediğimiz, karabükspor'un 2. yarıda orta sahanın tek hakimi olduğu, 1-0 geriye düştüğümüz, 80 dakika 10 kişi oynadığımız maçta 0 yerine 1 puan almak bana göre tatmin edici bir durum. malum şu haftalarda olmasa bile sezon sonunda 1 puanların bile hesabı yapılıyor ve o zaman umarım geriye dönüp ''iyi ki karabük deplasmanında 1 puan almışız'' diyebiliriz.
ayrıca karabükspor ciddi manada bunalım etkisi yaratmaya başladı bünyemde. 2010 - 2011 sezonundan itibaren oynadığımız 3. maçta da galip gelemedik.
bu kötü talihimizi, umarım ligin ikinci yarısında asy arena'da bozarız.