43
yıllar sonra, yine bir mart akşamı yine ali sami yen çimlerinde bir avrupa maçı..
çok özlemişim bugünleri, avrupa kupası maçlarında galatasarayla yatıp galatasarayla kalkmayı..yıllar öncesinde başladı bu macera, kendimi bildim bileli bir galatasaray sevdası avrupa yollarında sürüp gitmiştir...simovicli prekazili günlerden hagili günlere gelmiş, sonunda istediğimizi almıştık..
şampiyonlar ligine ilk kez katıldığımız günü hatırlıyorum..kura çekimi sırasında kaptan erdal o yıldızlı logoların içinde ışıl ışıl parlıyor, gözbebeğimizi büyütüyordu..o günlerde avrupa arenasında var olmanın gerçek heyacanına kaptırdık kendimizi..ilk yıllardaki acemilik dönemlerini atlattıktan sonra, kral hakan şükür, büyük üstad hagi geliyordu galatasaraya...imparator bir virtuoz gibi galatasarayı tam bir takım hüvviyetine sokuyor, her geçen gün daha da heyecanlandıran maçlar izlememizi sağlıyordu..aslında 2000'deki macera çok da iyi başlamamıştı..yine de farklı bir heyecan oluyordu içimizde her şampiyonlar ligi gecesinde..hertha berlin maçı öncesi umutlar yerini mucizelere bırakmış yenilen gol sonrası bizimkiler yatmıştı bile...ama sebepsiz yere maçı izlemeye devam etmiştim ve ikinci yarıdaki o 4 gol belki de galatasarayın küllerinden doğmasını sağladı...sonra milan, bologna, mallorca, borussia dortmund, leeds united derken bahar günlerinin bittiği bir mayıs akşamında arsenali yenmemiz ve kupaya uzanmamız...
kadıköydür, kewell dır, lincoln, arda, baros; hepsi ayrı ayrı heyecan uyandırıyor gerçek galatasaraylının içinde..ama başka birşey daha var sanki..galatasaray avrupada yine eskisi gibi bizi heyecanlandırıyor...bir takım olarak, bir kültür olarak, bir gurur olarak bizi temsil ediyor ve biz yine bir mart akşamı ali sami yende gurur duyduğumuz bu takımı, delicesine desteklemek için yerimizi alacağız....
bu maçın sonucu ne olursa olsun, bize yaşattığın unutulmaz anlar için binlerce teşekkür ederim galatasarayım...odamın sarı kırmızı renklerinin sana olan bağlılığımın küçük bir dışavurumu olduğunu bilerek, o odada asılı galatasaray formamı giyip, itülü100 atkımı alıp sana geliyorum perşembe günü...
çok özlemişim bugünleri, avrupa kupası maçlarında galatasarayla yatıp galatasarayla kalkmayı..yıllar öncesinde başladı bu macera, kendimi bildim bileli bir galatasaray sevdası avrupa yollarında sürüp gitmiştir...simovicli prekazili günlerden hagili günlere gelmiş, sonunda istediğimizi almıştık..
şampiyonlar ligine ilk kez katıldığımız günü hatırlıyorum..kura çekimi sırasında kaptan erdal o yıldızlı logoların içinde ışıl ışıl parlıyor, gözbebeğimizi büyütüyordu..o günlerde avrupa arenasında var olmanın gerçek heyacanına kaptırdık kendimizi..ilk yıllardaki acemilik dönemlerini atlattıktan sonra, kral hakan şükür, büyük üstad hagi geliyordu galatasaraya...imparator bir virtuoz gibi galatasarayı tam bir takım hüvviyetine sokuyor, her geçen gün daha da heyecanlandıran maçlar izlememizi sağlıyordu..aslında 2000'deki macera çok da iyi başlamamıştı..yine de farklı bir heyecan oluyordu içimizde her şampiyonlar ligi gecesinde..hertha berlin maçı öncesi umutlar yerini mucizelere bırakmış yenilen gol sonrası bizimkiler yatmıştı bile...ama sebepsiz yere maçı izlemeye devam etmiştim ve ikinci yarıdaki o 4 gol belki de galatasarayın küllerinden doğmasını sağladı...sonra milan, bologna, mallorca, borussia dortmund, leeds united derken bahar günlerinin bittiği bir mayıs akşamında arsenali yenmemiz ve kupaya uzanmamız...
kadıköydür, kewell dır, lincoln, arda, baros; hepsi ayrı ayrı heyecan uyandırıyor gerçek galatasaraylının içinde..ama başka birşey daha var sanki..galatasaray avrupada yine eskisi gibi bizi heyecanlandırıyor...bir takım olarak, bir kültür olarak, bir gurur olarak bizi temsil ediyor ve biz yine bir mart akşamı ali sami yende gurur duyduğumuz bu takımı, delicesine desteklemek için yerimizi alacağız....
bu maçın sonucu ne olursa olsun, bize yaşattığın unutulmaz anlar için binlerce teşekkür ederim galatasarayım...odamın sarı kırmızı renklerinin sana olan bağlılığımın küçük bir dışavurumu olduğunu bilerek, o odada asılı galatasaray formamı giyip, itülü100 atkımı alıp sana geliyorum perşembe günü...