1790
onun olmadığı 2729 günde süper ligde neler yaşadık kısaca hatırlayalım;
2003-2004 sezonunun sonuna 6 hafta kala ayrıldı fatih terim. yerine efsane futbolcumuz gheorghe hagi geldi ve 6 haftalık hedefsiz süreyi öyle ya da böyle bitirdik.
2004-2005 sezonunda, 100. yılda takımın başında hagi vardı. iyi bir oyun sergilesek de şampiyonluk için yeterli bir kadromuz yoktu ve mutlu sona ulaşamadık. ancak hagi'nin bıraktığı takım ribery gibi bir yıldızın eksikliğine rağmen bir mucizeyi başaracaktı.
2005-2006 sezonuna eric gerets ile başladık. bembeyaz bir sayfa ile. lige fırtına gibi başladık, ilk maçlardan zirveye oynayacağımız belliydi. kadro kalitesiz görünse de aslında mondragon, song, tomas, ilic, hasan, hakan, ümit karan gibi kaliteli ve kemik oyuncularımız vardı. bir süre sonra fenerbahçe ile birlikte gruptan ayrıldık, zirveye yerleştik. kaybettiğimiz 2 fenerbahçe maçı ligin son haftasında karşımıza acı bir şekilde çıktı. ama bir mucize gerçekleşti ve son hafta berabere kalan fenerin elinden şampiyonluğu aldık.
2006-2007 bir önceki sezonda yüzümüzü güldüren son dakika golleri bu sezonun başında bizi üzdü ve daha ligin başında hedefsiz bıraktı. sezonu 3. bitirdik.
2007-2008 kadrosunu büyük ölçüde yenileyen galatasaray takımın başına da eski hocası kalli'yi getirdi. yine lige fırtına gibi başladık ve şampiyonluğa oynayacağımızı belli ettik. lig maratonunun sonlarına gelirken önce başkan değişikliği, sonra hoca değişikliği yaşandı ama bunlar takımın dinamizmini bozmadı ve şampiyonluk yolundaki rakiplerimiz olan fenerbahçe'yi ve sivasspor'u peş peşe devirdik. son hafta maçını da kazanınca bir kez daha mutlu sona ulaştık.
2008-2009 sezonuna da yeni yıldız oyuncular ile fırtına gibi başlasak da gerek oyuncu sakatlıkları, gerek fiziksel yetersizlik ve yazmak istemediğim bazı şeyler nedeniyle 2. devrenin başlarında yarıştan koptuk. teknik direktör değişikliği de yeterli olmadı ve ligi 5. bitirdik.
2009-2010 sezonu rüya gibi başlamıştı. rijkaard gibi ünlü bir teknik direktör, elano ve keita gibi önemli yıldızları mevcut yıldızların yanına monte ederek ilk haftalarda fırtına gibi esmiştik. 10. haftadaki fenerbahçe maçında baros'un sakatlığı kırılma anı olmuştu. devre arasını getirecek bir forvet yoktu takımda. bu da ilk devrede önemli puan kayıplarına sebep oldu. diğer fenerbahçe maçı da bizim için kırılma anıydı. şampiyonluk yarışından kopmuştuk. 27 hafta süren şampiyonluk hedefi artık bitmişti.
2010-2011 sezonu öncesi birkaç iyi futbolcu takviyesi ile sezonu şampiyon bitiridik diye umuyorduk. oysaki değil o takviyeleri yapmak, eldeki iyi oyuncuları gönderip yerlerine vasat isimlerin alındığı bir transfer dönemi yaşadık. ilk iki haftayı 0 puan ile kapatınca yarıştan koptuk, oyuncu sakatlıkları, formsuzluklar, hedefsizlik vs. derken korkunç bir sezon geçirdik.
fatih terimsiz geçen yılların kısa özeti bu şekilde. başarısız geçen bu yılları unutmak ve yepyeni türkiye ve avrupa şampiyonlukları kazanmak dileğiyle iyi sezonlar.
2003-2004 sezonunun sonuna 6 hafta kala ayrıldı fatih terim. yerine efsane futbolcumuz gheorghe hagi geldi ve 6 haftalık hedefsiz süreyi öyle ya da böyle bitirdik.
2004-2005 sezonunda, 100. yılda takımın başında hagi vardı. iyi bir oyun sergilesek de şampiyonluk için yeterli bir kadromuz yoktu ve mutlu sona ulaşamadık. ancak hagi'nin bıraktığı takım ribery gibi bir yıldızın eksikliğine rağmen bir mucizeyi başaracaktı.
2005-2006 sezonuna eric gerets ile başladık. bembeyaz bir sayfa ile. lige fırtına gibi başladık, ilk maçlardan zirveye oynayacağımız belliydi. kadro kalitesiz görünse de aslında mondragon, song, tomas, ilic, hasan, hakan, ümit karan gibi kaliteli ve kemik oyuncularımız vardı. bir süre sonra fenerbahçe ile birlikte gruptan ayrıldık, zirveye yerleştik. kaybettiğimiz 2 fenerbahçe maçı ligin son haftasında karşımıza acı bir şekilde çıktı. ama bir mucize gerçekleşti ve son hafta berabere kalan fenerin elinden şampiyonluğu aldık.
2006-2007 bir önceki sezonda yüzümüzü güldüren son dakika golleri bu sezonun başında bizi üzdü ve daha ligin başında hedefsiz bıraktı. sezonu 3. bitirdik.
2007-2008 kadrosunu büyük ölçüde yenileyen galatasaray takımın başına da eski hocası kalli'yi getirdi. yine lige fırtına gibi başladık ve şampiyonluğa oynayacağımızı belli ettik. lig maratonunun sonlarına gelirken önce başkan değişikliği, sonra hoca değişikliği yaşandı ama bunlar takımın dinamizmini bozmadı ve şampiyonluk yolundaki rakiplerimiz olan fenerbahçe'yi ve sivasspor'u peş peşe devirdik. son hafta maçını da kazanınca bir kez daha mutlu sona ulaştık.
2008-2009 sezonuna da yeni yıldız oyuncular ile fırtına gibi başlasak da gerek oyuncu sakatlıkları, gerek fiziksel yetersizlik ve yazmak istemediğim bazı şeyler nedeniyle 2. devrenin başlarında yarıştan koptuk. teknik direktör değişikliği de yeterli olmadı ve ligi 5. bitirdik.
2009-2010 sezonu rüya gibi başlamıştı. rijkaard gibi ünlü bir teknik direktör, elano ve keita gibi önemli yıldızları mevcut yıldızların yanına monte ederek ilk haftalarda fırtına gibi esmiştik. 10. haftadaki fenerbahçe maçında baros'un sakatlığı kırılma anı olmuştu. devre arasını getirecek bir forvet yoktu takımda. bu da ilk devrede önemli puan kayıplarına sebep oldu. diğer fenerbahçe maçı da bizim için kırılma anıydı. şampiyonluk yarışından kopmuştuk. 27 hafta süren şampiyonluk hedefi artık bitmişti.
2010-2011 sezonu öncesi birkaç iyi futbolcu takviyesi ile sezonu şampiyon bitiridik diye umuyorduk. oysaki değil o takviyeleri yapmak, eldeki iyi oyuncuları gönderip yerlerine vasat isimlerin alındığı bir transfer dönemi yaşadık. ilk iki haftayı 0 puan ile kapatınca yarıştan koptuk, oyuncu sakatlıkları, formsuzluklar, hedefsizlik vs. derken korkunç bir sezon geçirdik.
fatih terimsiz geçen yılların kısa özeti bu şekilde. başarısız geçen bu yılları unutmak ve yepyeni türkiye ve avrupa şampiyonlukları kazanmak dileğiyle iyi sezonlar.
