1302
fikirtepeliler, öz fenerbahçeliler,
aziz yıldırım polis arabasına bindiğinde bir mektup yazmıştım hatırlarsınız. tümünüzeydi, yıllardır kendimiz için yırtındığım şiar, sizin için de geçerliydi. fenerbahçe, kongresiz, seçimsiz, zabıtsız, koşulsuz büyük fenerbahçe taraftarınındır. yani hepinize yalvarmıştım, sadece kendinizi değil bizi de kurtaracaktınız bu kokuşmuşlardan. kendimiz söyleyip, kendimiz dinledik. daha doğrusu, kızımıza söylediğimizi gelinimiz anlamış, aldığı kupayı ters kolpa yaparak geri vermiş, az da olsa bulanık suda balık tutabilme riskine girmişlerdi. görünen o ki, tuttular gibi sanki. oltadaki hareketlenmeye bakılırsa bir balık var, balığın boyutunu, cinsini olta çıktıktan sonra göreceğiz.
demiştim, gidin kupanızı anlı şanlı boklu dere'nize atın diye, gidin emenike'yi dövün dedim. siz ne yaptınız, metris'in önündeki kahvelerde dostum sandığınız, sözünü ayet bellediğiniz, yönetici namlı büyük fenerbahçe işadamlarını beklediniz. siz ne yaptınız? tikilerle birlikte giydiniz formalarınızı cumhuriyet'inizin başkenti bağdat caddesi'nde naralar attınız. alıp çoluğunuzu çocuğunuzu bir gün götürmediniz ayazma'ya, ama işte bela, renk aşkı topukladınız kafilelerle, adını yeni öğrendiğimiz kaynaşlı yaylalarına.
evet fikirtepe'liler çağrım size. amigo çetin'in torunları, pepe metin, kemik, coco, keko, sefa, yücel, musti, abdülkadir, hatta rambo..., açın kulaklarınızı beni dinleyin. canınız, ciğerinizi elinizden yıllar önce aldılar. stadlarda kafes yaptılar, biz bir birimizi maçlarda ancak yırtıcı hayvanları görür gibi görür olduk. ben ,sami yen'de, artık arena'da, kozmik tribünde maç seyretmemiş fener'liye fenerli, kadıköy'de ağların ardından maç seyretmemiş galatasaray'lıya galatasaray'lı demem. önce sizi attılar tribünlerden, yerlerinizi daha fazla parası olan yakışlıklılara, tikilere sattılar. onlar ki çok görmüşümdür, tabela ne olursa olsun, maç bitmeden kaçarlar, bağdat cadde'sinde formasıyla görünme yarışı yaparlar. inan daha zevklidir onlar için o eylem. çünkü içleri yanmaz, yenildiğinize ağlamazlar, yapacakları en ufak bir işleri olsun galatasaray maçını bile seyretmez bunlar.
şirin mi şirin? gecekondu evlerinizden, marşlarla dere ağzına akmak ne güzeldi. dedelerinizin dedesi, aynı şarkılarla papazın çayırı'na gitmişlerdi ya aynısı. karşılaşırdık ilk mezarlıkta delikanlıca sizlerle bizim maçta. delikanlıca dövüşürdük, defalarca kavga ettim, yaralanan bir kişi hatırlamıyorum. bizimkisi kardeş kavgasıydı, dışarıdan bakan kavga sanardı ama değildi, takım sevgisiydi, kim daha fazla bağırabilir, gürültü çıkarabilir mücadelesiydi. şimdi öyle mi? maçımızda istanbul polisi alarma geçiyor, bir birimizi göremiyoruz ama her maç ilk yardımlar yaralı dolu.
kurtuldunuz inanın. farkında olmadan bizi de kurtardınız. dağılacaklar şimdi baronlar, param çok diye böbürlenenler, güzelim diye hava atanlar, tezahüratın t sini bilmeyenler geldikleri gibi gidecekler. yönetici sandığınız takım elbiseli şahsiyetler kaçacaklar. fikirtepeli, sen nereye kaçacaksın? o sarı lacivert formayla başın bağlı senin, şimdi o mağrur, o akil yaratıklar seni hatırlayacak. sen hatırlatacaksın, durumdan vazife çıkartacaksın. bakacaksın ki kimse maça gitmiyor, sen maçın niteliğine, önemine bakmayacaksın. sarı lacivert formalı çocukların koştuğu yerlerde onları asla yalnız bırakmayacaksın. senin feneryum markalı forman da yoktur. olsun uzaktan bakınca sadece renk önemli, çıkar çek yatın altından yırtık, sökük naylon formanı. tak bir süpürge sapı bayrağına, sen yaşlandıysan oğlunu gönder tribünlere.
hiç birimiz temiz değiliz. kendi payıma yemin ediyorum ki dün alınan karalara sevindim. ama inan siz ağlıyorsunuz diye değil. senin kurtulduğuna sevindim fikirtepe'li, anlı şanlı fenerbahçeli. fenerbahçe'yi altın kafes bağdat caddesi'nden alıp, gerçek yeri olan tertemiz mahallelere taşıyacak olmanıza sevindim. yalama medya mensuplarından, kendine müslüman iş adamı yöneticilerden, kazanalım da nasıl kazanırsak kazanalımcılardan, mafyadan, çapulcudan, diktatörlerden kurtuluyoruz diye sevindim.
fenerbahçe'nin tek ve gerçek sahibi fikirtepe'liler, görev sizin, gidin takımınızın tapusunu, anahtarını alın karanlık insanların elinden. girin saraçoğlu stadına yırtın o köşedeki bizi bir birimize düşman eden pis ağları, kırın aradaki demir parmaklıkları bizim maçı bekleyin.
aziz yıldırım polis arabasına bindiğinde bir mektup yazmıştım hatırlarsınız. tümünüzeydi, yıllardır kendimiz için yırtındığım şiar, sizin için de geçerliydi. fenerbahçe, kongresiz, seçimsiz, zabıtsız, koşulsuz büyük fenerbahçe taraftarınındır. yani hepinize yalvarmıştım, sadece kendinizi değil bizi de kurtaracaktınız bu kokuşmuşlardan. kendimiz söyleyip, kendimiz dinledik. daha doğrusu, kızımıza söylediğimizi gelinimiz anlamış, aldığı kupayı ters kolpa yaparak geri vermiş, az da olsa bulanık suda balık tutabilme riskine girmişlerdi. görünen o ki, tuttular gibi sanki. oltadaki hareketlenmeye bakılırsa bir balık var, balığın boyutunu, cinsini olta çıktıktan sonra göreceğiz.
demiştim, gidin kupanızı anlı şanlı boklu dere'nize atın diye, gidin emenike'yi dövün dedim. siz ne yaptınız, metris'in önündeki kahvelerde dostum sandığınız, sözünü ayet bellediğiniz, yönetici namlı büyük fenerbahçe işadamlarını beklediniz. siz ne yaptınız? tikilerle birlikte giydiniz formalarınızı cumhuriyet'inizin başkenti bağdat caddesi'nde naralar attınız. alıp çoluğunuzu çocuğunuzu bir gün götürmediniz ayazma'ya, ama işte bela, renk aşkı topukladınız kafilelerle, adını yeni öğrendiğimiz kaynaşlı yaylalarına.
evet fikirtepe'liler çağrım size. amigo çetin'in torunları, pepe metin, kemik, coco, keko, sefa, yücel, musti, abdülkadir, hatta rambo..., açın kulaklarınızı beni dinleyin. canınız, ciğerinizi elinizden yıllar önce aldılar. stadlarda kafes yaptılar, biz bir birimizi maçlarda ancak yırtıcı hayvanları görür gibi görür olduk. ben ,sami yen'de, artık arena'da, kozmik tribünde maç seyretmemiş fener'liye fenerli, kadıköy'de ağların ardından maç seyretmemiş galatasaray'lıya galatasaray'lı demem. önce sizi attılar tribünlerden, yerlerinizi daha fazla parası olan yakışlıklılara, tikilere sattılar. onlar ki çok görmüşümdür, tabela ne olursa olsun, maç bitmeden kaçarlar, bağdat cadde'sinde formasıyla görünme yarışı yaparlar. inan daha zevklidir onlar için o eylem. çünkü içleri yanmaz, yenildiğinize ağlamazlar, yapacakları en ufak bir işleri olsun galatasaray maçını bile seyretmez bunlar.
şirin mi şirin? gecekondu evlerinizden, marşlarla dere ağzına akmak ne güzeldi. dedelerinizin dedesi, aynı şarkılarla papazın çayırı'na gitmişlerdi ya aynısı. karşılaşırdık ilk mezarlıkta delikanlıca sizlerle bizim maçta. delikanlıca dövüşürdük, defalarca kavga ettim, yaralanan bir kişi hatırlamıyorum. bizimkisi kardeş kavgasıydı, dışarıdan bakan kavga sanardı ama değildi, takım sevgisiydi, kim daha fazla bağırabilir, gürültü çıkarabilir mücadelesiydi. şimdi öyle mi? maçımızda istanbul polisi alarma geçiyor, bir birimizi göremiyoruz ama her maç ilk yardımlar yaralı dolu.
kurtuldunuz inanın. farkında olmadan bizi de kurtardınız. dağılacaklar şimdi baronlar, param çok diye böbürlenenler, güzelim diye hava atanlar, tezahüratın t sini bilmeyenler geldikleri gibi gidecekler. yönetici sandığınız takım elbiseli şahsiyetler kaçacaklar. fikirtepeli, sen nereye kaçacaksın? o sarı lacivert formayla başın bağlı senin, şimdi o mağrur, o akil yaratıklar seni hatırlayacak. sen hatırlatacaksın, durumdan vazife çıkartacaksın. bakacaksın ki kimse maça gitmiyor, sen maçın niteliğine, önemine bakmayacaksın. sarı lacivert formalı çocukların koştuğu yerlerde onları asla yalnız bırakmayacaksın. senin feneryum markalı forman da yoktur. olsun uzaktan bakınca sadece renk önemli, çıkar çek yatın altından yırtık, sökük naylon formanı. tak bir süpürge sapı bayrağına, sen yaşlandıysan oğlunu gönder tribünlere.
hiç birimiz temiz değiliz. kendi payıma yemin ediyorum ki dün alınan karalara sevindim. ama inan siz ağlıyorsunuz diye değil. senin kurtulduğuna sevindim fikirtepe'li, anlı şanlı fenerbahçeli. fenerbahçe'yi altın kafes bağdat caddesi'nden alıp, gerçek yeri olan tertemiz mahallelere taşıyacak olmanıza sevindim. yalama medya mensuplarından, kendine müslüman iş adamı yöneticilerden, kazanalım da nasıl kazanırsak kazanalımcılardan, mafyadan, çapulcudan, diktatörlerden kurtuluyoruz diye sevindim.
fenerbahçe'nin tek ve gerçek sahibi fikirtepe'liler, görev sizin, gidin takımınızın tapusunu, anahtarını alın karanlık insanların elinden. girin saraçoğlu stadına yırtın o köşedeki bizi bir birimize düşman eden pis ağları, kırın aradaki demir parmaklıkları bizim maçı bekleyin.