948
öncelikle söyleyelim bu adam tepeden indi. şöyle düşünün yani. senin bir şirketin var, yıllarca büyütüyorsun başarıyla yönetiyorsun, geçiyor gidiyor vakitler. artık yaşlanyorsun, iş hayatında sıkıntılar var. çekilmek istiyorsun. ama aklına bir soru düşüyor? kime devredeceksin şirketi? kim senin artık uğraşamadığın şirketinle işinle uğraşır. hemen aklına amerika'da uzun zamandır başarıyla çalışmış yöneticilik yapmış oğlun geliyor. hemen onu çağırıyorsun ve ceo yapıyorsun.
işte ünal aysal o adam. yıllardır galatasaray başkanlığı yapsın diye yetişitirilen beklenen adam. tecrübesiz, galatasaray başkanlığı gibi sadece iş adamlığının değil ama aynı zamanda politikacı olmanın da gerekli olduğu bir makama geldi.
ilk işi neoldu? galatasaray'ın konsolide mali tablolarını çıkarttı. galatasaray spor kulübünü ve bütün ticari iştiraklerinin bütün durumunu göz önüne serdi. sorunun banka borçları ve bunlara karşılık verilen teminatlar olduğunu gördü.1e 8 oranında teminat verilmiş. o da şu demek sen 10 lira borç aldığın için, borcunu ödeyene kadar, gelecekteki 80 liralık gelirinden olacaksın. bu gelirlere dokunamayacaksın.
galatasaray'ın forma,bilet,canlı yayın, federasyon, uefa kısacası para gelme ihtimali olan her yerden gelecek bütün alacakları temlik halinde. yani drogba yı getirip 10 milyon forma satsak ve rekor kırsak bile, galatasaray bu gelirleri kasasına alamaz. banka tarafından aynen çekilir o para.
başkanın yapmaya çalıştığı şey ise şu, hisse senetlerini belirli bir vade karşılığında büyük ihtimalle yabancı bankaya rehin vererek, var olan bütün borçları kapatıcak ve tek bir bankaya daha uzun vadede, çok daha düşük teminatlar vererek borçlanacak.
şimdi bunu yapmak da ne var diyecekseniz şöyle söyleyeyim.
1) kişisel kredibiliteniz olmalı. ünal aysal belçika daki bankaların çoğu tarafından çok sevilen ve saygı görülen bir yatırımcı. büyük ihtimalle belçika'daki bankalardan biriyle iş birliği yapılacak.
2) yönetim kurulunda parayı yönetebilecek çok önemli insanlar var. bu karmaşık finansal operasyonu galatasaray'a zarar gelmeden gerçekleştirecek bir ekibe sahip.
bu operasyon bize riva'yı satana kadar hem kulübün günlük ihtiyaçlarını sağlayacak, hem de kısa orta vadede transferleri yapabileceğimiz kaynakları yaratacak. bu süre zarfında takım başarılı olup şampiyonlar ligi'ne 2 defa üstüste kalırsa, riva yı sattığımızda elimizde çok büyük bir sermaye olacak.
bu sermayeyi ister bir portföy oluşturur piyasalarda kullanırız, ister yine gayrimenkul yatırımlarına çevirebiliriz.
galatasaray'ın mali portresi tek cümleye indirgenmiş haliyle şudur. nakte çevrilebilir varlıklarımız yok.mevzu budur. galatasaray'ın drogba,forlan, cambiasso transferlerinden daha ötesine ihtiyacı vardır.
paralı başkan'ın güzelliği şurda. bu adam o parayı 0(sıfır) dan gelerek yapmış. adam para üretmenin yollarını biliyor. uzun vade de galatasaray'ı çin'de amerika'da hazırlık maçları yaparken görebiliriz. gs store'un bütün dünya'ya yayıldığını ortadoğu pazarının en güçlü markalarından birisi galatasaray olabilir.
uzun vadede önümüz açık. ama aynı zamanda uzun vadede hepimiz ölüyüz. yolun sonunun ne olduğunu bilmiyorum ama ünal aysal'ın yolun ilk adımlarını doğru attığını görüyorum.
işte ünal aysal o adam. yıllardır galatasaray başkanlığı yapsın diye yetişitirilen beklenen adam. tecrübesiz, galatasaray başkanlığı gibi sadece iş adamlığının değil ama aynı zamanda politikacı olmanın da gerekli olduğu bir makama geldi.
ilk işi neoldu? galatasaray'ın konsolide mali tablolarını çıkarttı. galatasaray spor kulübünü ve bütün ticari iştiraklerinin bütün durumunu göz önüne serdi. sorunun banka borçları ve bunlara karşılık verilen teminatlar olduğunu gördü.1e 8 oranında teminat verilmiş. o da şu demek sen 10 lira borç aldığın için, borcunu ödeyene kadar, gelecekteki 80 liralık gelirinden olacaksın. bu gelirlere dokunamayacaksın.
galatasaray'ın forma,bilet,canlı yayın, federasyon, uefa kısacası para gelme ihtimali olan her yerden gelecek bütün alacakları temlik halinde. yani drogba yı getirip 10 milyon forma satsak ve rekor kırsak bile, galatasaray bu gelirleri kasasına alamaz. banka tarafından aynen çekilir o para.
başkanın yapmaya çalıştığı şey ise şu, hisse senetlerini belirli bir vade karşılığında büyük ihtimalle yabancı bankaya rehin vererek, var olan bütün borçları kapatıcak ve tek bir bankaya daha uzun vadede, çok daha düşük teminatlar vererek borçlanacak.
şimdi bunu yapmak da ne var diyecekseniz şöyle söyleyeyim.
1) kişisel kredibiliteniz olmalı. ünal aysal belçika daki bankaların çoğu tarafından çok sevilen ve saygı görülen bir yatırımcı. büyük ihtimalle belçika'daki bankalardan biriyle iş birliği yapılacak.
2) yönetim kurulunda parayı yönetebilecek çok önemli insanlar var. bu karmaşık finansal operasyonu galatasaray'a zarar gelmeden gerçekleştirecek bir ekibe sahip.
bu operasyon bize riva'yı satana kadar hem kulübün günlük ihtiyaçlarını sağlayacak, hem de kısa orta vadede transferleri yapabileceğimiz kaynakları yaratacak. bu süre zarfında takım başarılı olup şampiyonlar ligi'ne 2 defa üstüste kalırsa, riva yı sattığımızda elimizde çok büyük bir sermaye olacak.
bu sermayeyi ister bir portföy oluşturur piyasalarda kullanırız, ister yine gayrimenkul yatırımlarına çevirebiliriz.
galatasaray'ın mali portresi tek cümleye indirgenmiş haliyle şudur. nakte çevrilebilir varlıklarımız yok.mevzu budur. galatasaray'ın drogba,forlan, cambiasso transferlerinden daha ötesine ihtiyacı vardır.
paralı başkan'ın güzelliği şurda. bu adam o parayı 0(sıfır) dan gelerek yapmış. adam para üretmenin yollarını biliyor. uzun vade de galatasaray'ı çin'de amerika'da hazırlık maçları yaparken görebiliriz. gs store'un bütün dünya'ya yayıldığını ortadoğu pazarının en güçlü markalarından birisi galatasaray olabilir.
uzun vadede önümüz açık. ama aynı zamanda uzun vadede hepimiz ölüyüz. yolun sonunun ne olduğunu bilmiyorum ama ünal aysal'ın yolun ilk adımlarını doğru attığını görüyorum.
