205
birkaç değişik boyutu olan soruşturmadır.
şöyle ki;
* soruşturma seçimlerin ardından futbol federasyonu başkanının aniden değişmesinin akabinde gerçekleşmiştir.
* soruşturma ülkemizde meclisin dahi durumunun net olmadığı, verilen oyların edilmeyen yemin nedeniyle temsil edilemediği bir ortamda gerçekleşmiştir.
* soruşturmanın en büyük zanlısı, ergenekon nedeniyle yargılanmayan belki de tek paşa yaşar büyükanıtın ''kankası'' ve nato müteahiti aziz yıldırımdır.
* soruşturma, bir akp ankara milletvekilinin, ankaragücü (ve/veya ankaraspor) yönetiminden aldığı haberlerin ardından verdiği önerge ile başlamıştır.
yukarıdaki nedenlerden ötürü, ankaradaki oyunların daha az dikkat çekmesi için topluma verilmiş bir oyuncak izlenimi uyandırmaktadır. gayri resmi mecralarda başbakan ile cumhurbaşkanının olması gerekenden oldukça fazla süren 2-3 saatlik basına açıklama yapılmayan görüşmesinde konuşulduğundan bahsedilmektedir.
3. dönemin başından itibaren akp hükümeti balkon konuşmasının aksine daha da muhafazakar olmaya ve 3. dönem seçilmenin de verdiği özgüvenle özellikle bolca paranın döndüğü kulvarlara daha fazla müdahale edeceğinin sinyalini herbir milletvekili ve/veya bakanın konuşmasında verilmiştir.
yukarıda bahsettiğim nedenler yüzünden, herkes futbolda istediği gibi at koştursun, şike yapsın ve bunlar cezasız kalsın şeklinde düşündüğümden değil, buzdağının görünmeyen yüzüne bakmaya çalışmamdandır.
işbu soruşturmayı gerçekleştirirken futbolun, sosyolojik, ekonomik, siyasi, vatani ...vb birsürü fonksiyonu olan sportif bir faaliyet olduğu unutulmamlı ve dünyada silah sanayiinden sonra en fazla paranın döndüğü 2. sektör olduğu bir yere not edilmeli, herhangi bir nedenle yorum yaparken de bu şekilde düşünüşmelidir. başkanımız ünal aysal'ın yapmış olduğu açıklama bu özelde son derece önemlidir, doğrudur.
bu soruşturma umarım türk futboluna en az hasar vererek sonuçlanır, ortada herhangi bir suç var ise gerektiği şekilde cezalandırılır.
ancak daha 3. büyük klübün başkanlarından birinin pazar sabahı yatağından kaldırılarak karakola götürülmesi ile başlayan süreçte belli olduğu üzere konunun altından daha çok su akacaktır.
bizler kendimizi, geçen sene kötü bir sezon yaşadığımız ve kendimizden başka hiçbir şey ile ilgilenmediğimiz için soruşturmada adımımızın geçmemesinden ötürü şanslı görmeli, ancak türk futbolunda her takımın geçtiği yollardan daha önce bizim de geçmiş olduğumuzu unutmamalıyız.
bir diğer deyişle de türk futbolunda makavelist bakış açısını bitirmesini istediğim, umduğum ya da dilediğim soruşturmadır. bizler de bu sayede, kutsal ittifaksız, şaibesiz nice sezonlar seyrederiz.
ayrıca klübümüzün kurumsal yapısı, altyapısının ciddi anlamda yeniden yapılandırılması ve biraz da şansımızla dahil olmadığımız krizden fırsat yaratarak diğer klüpler ile farkımızı daha da açabiliriz.
hiçbir şey anlamayan yazara not: merak etme benim de kafam karışık.
şöyle ki;
* soruşturma seçimlerin ardından futbol federasyonu başkanının aniden değişmesinin akabinde gerçekleşmiştir.
* soruşturma ülkemizde meclisin dahi durumunun net olmadığı, verilen oyların edilmeyen yemin nedeniyle temsil edilemediği bir ortamda gerçekleşmiştir.
* soruşturmanın en büyük zanlısı, ergenekon nedeniyle yargılanmayan belki de tek paşa yaşar büyükanıtın ''kankası'' ve nato müteahiti aziz yıldırımdır.
* soruşturma, bir akp ankara milletvekilinin, ankaragücü (ve/veya ankaraspor) yönetiminden aldığı haberlerin ardından verdiği önerge ile başlamıştır.
yukarıdaki nedenlerden ötürü, ankaradaki oyunların daha az dikkat çekmesi için topluma verilmiş bir oyuncak izlenimi uyandırmaktadır. gayri resmi mecralarda başbakan ile cumhurbaşkanının olması gerekenden oldukça fazla süren 2-3 saatlik basına açıklama yapılmayan görüşmesinde konuşulduğundan bahsedilmektedir.
3. dönemin başından itibaren akp hükümeti balkon konuşmasının aksine daha da muhafazakar olmaya ve 3. dönem seçilmenin de verdiği özgüvenle özellikle bolca paranın döndüğü kulvarlara daha fazla müdahale edeceğinin sinyalini herbir milletvekili ve/veya bakanın konuşmasında verilmiştir.
yukarıda bahsettiğim nedenler yüzünden, herkes futbolda istediği gibi at koştursun, şike yapsın ve bunlar cezasız kalsın şeklinde düşündüğümden değil, buzdağının görünmeyen yüzüne bakmaya çalışmamdandır.
işbu soruşturmayı gerçekleştirirken futbolun, sosyolojik, ekonomik, siyasi, vatani ...vb birsürü fonksiyonu olan sportif bir faaliyet olduğu unutulmamlı ve dünyada silah sanayiinden sonra en fazla paranın döndüğü 2. sektör olduğu bir yere not edilmeli, herhangi bir nedenle yorum yaparken de bu şekilde düşünüşmelidir. başkanımız ünal aysal'ın yapmış olduğu açıklama bu özelde son derece önemlidir, doğrudur.
bu soruşturma umarım türk futboluna en az hasar vererek sonuçlanır, ortada herhangi bir suç var ise gerektiği şekilde cezalandırılır.
ancak daha 3. büyük klübün başkanlarından birinin pazar sabahı yatağından kaldırılarak karakola götürülmesi ile başlayan süreçte belli olduğu üzere konunun altından daha çok su akacaktır.
bizler kendimizi, geçen sene kötü bir sezon yaşadığımız ve kendimizden başka hiçbir şey ile ilgilenmediğimiz için soruşturmada adımımızın geçmemesinden ötürü şanslı görmeli, ancak türk futbolunda her takımın geçtiği yollardan daha önce bizim de geçmiş olduğumuzu unutmamalıyız.
bir diğer deyişle de türk futbolunda makavelist bakış açısını bitirmesini istediğim, umduğum ya da dilediğim soruşturmadır. bizler de bu sayede, kutsal ittifaksız, şaibesiz nice sezonlar seyrederiz.
ayrıca klübümüzün kurumsal yapısı, altyapısının ciddi anlamda yeniden yapılandırılması ve biraz da şansımızla dahil olmadığımız krizden fırsat yaratarak diğer klüpler ile farkımızı daha da açabiliriz.
hiçbir şey anlamayan yazara not: merak etme benim de kafam karışık.
