2563
bana çelişkili duygular yaşatan galatasaray başkanı. birkaç güne eski galatasaray başkanları arasında tarihteki yerini alacak. galatasaray tarihine hatırlanacak güzel anılar bıraktı evet ama çoğu başkan olarak değil yönetici olarak görev aldığı dönemlerden. hatta süper kupa ile sonlanan avrupa yürüyüşümüz onun futbol şubesi sorumluluğunda başladı desek abartmış olmayız. çok şeyler verdi galatasaraya, manevi değil sadece, sağlığını verdi, iflasın eşiklerinden döndü. çıktı televizyonlarda galatasarayı düzlüğe çıkartmak için para topladı. son şampiyonluğumuzdaki katkıları da inkar edilemez.
bu mazinin üzerine yıllardır beklediğimiz başkanlığı malesef inşaa edemedi. sadece ben değilimdir herhalde bu kulübün en büyük umudu adnan polattır diyen, o dönemlerde. ama o umut olmadı olamadı. aslında herşey iyi başlamış gözüküyordu. lincoln sazı almış ele, kewell gelmiş, baros gelmiş gelene 5 gidene 4 atıyoruz, basketbol şubelerine yatırımlar yapılmaya başlanmış. ciddi mali projeler var, şirketler birleşecek, gs storelar atılım yapacak, stad bitecek vesaire. ama aslında herşey çok da iyi başlamamıştı. ortada feldkamp gitsin diye kazan kaldıran, birkaç kötü sonuçla da feldkampın gönderilmesine vesile olan ve akabininde 6 da 6 yaparak şampiyon olan bir takım vardı. aslında adnan polat da tehlikeyi görmüştü ama sadece hakan şükürü gönderek bu işi bitireceğini sandı. ama galatasarayda yeniçerilik malesef bitmedi. skibbe de böyle gitti, lincoln de böyle gitti, haldun da böyle gitti, rijkaard da böyle gitti, elano da böyle gitti, dos santos da bu yüzden alınmadı. skibbe gönderilirken sevindik, lincoln infaz edilirken sustuk, haldun üstünel görevini bırakırken üzüldük, dos santos alınmazken umursamadık, haldunun getirdikleri bir bir gönderilirken ne oluyor dedik, rijkaard giderken futbolcular maç mı satıyor lan dedik. dedik de iş işten geçmişti. adnan polat ise bunu son günlerinde görebildi ancak. antalyadan dönerken futbolculara biz hep teknik direktörlerden bildik meğer kabahat sizdeymiş demesi boşuna mı? ama iş işten geçmişti adnan polat için. ardalar, servetler, sabriler, adnan sezginler uğruna adnan polatı bitirdi, adnan polat. yetmedi azizin dizinin dibine ilişti ki bu ilişkiyi kuran yine adnan sezgin. stad açılışı oldu, kendini bilmez bir bürokrat işi faciaya getirdi, adnan polat da daha 2 sene önce ettiği galatasaray türkiyedir lafını, 25 milyonluk bir camianın başkanı olduğunu, elindeki muazzam gücü unuttu, taraftar fişletti, başbakanın elini sıkayım diye erzurumlara kadar gitti. ne galatasaray duruşu kaldı, ne de bildiğimiz adnan polat kaldı.
sonunda da genel kurul ipini çekti. en sonunda kendine yakışanı yaptı ve tekrar aday olmadı. olsaydı bu adayların arasından büyük ihtimal yine seçilirdi ama aday olmadı, ya da olamadı ne fark eder. o artık galatasaray tarihindeki yerini alıyor. dua etsin de galatasaraylılar onu başkan olarak değil futbol şubesi sorumlusu olarak hatırlasınlar. yolu açık olsun.
bu mazinin üzerine yıllardır beklediğimiz başkanlığı malesef inşaa edemedi. sadece ben değilimdir herhalde bu kulübün en büyük umudu adnan polattır diyen, o dönemlerde. ama o umut olmadı olamadı. aslında herşey iyi başlamış gözüküyordu. lincoln sazı almış ele, kewell gelmiş, baros gelmiş gelene 5 gidene 4 atıyoruz, basketbol şubelerine yatırımlar yapılmaya başlanmış. ciddi mali projeler var, şirketler birleşecek, gs storelar atılım yapacak, stad bitecek vesaire. ama aslında herşey çok da iyi başlamamıştı. ortada feldkamp gitsin diye kazan kaldıran, birkaç kötü sonuçla da feldkampın gönderilmesine vesile olan ve akabininde 6 da 6 yaparak şampiyon olan bir takım vardı. aslında adnan polat da tehlikeyi görmüştü ama sadece hakan şükürü gönderek bu işi bitireceğini sandı. ama galatasarayda yeniçerilik malesef bitmedi. skibbe de böyle gitti, lincoln de böyle gitti, haldun da böyle gitti, rijkaard da böyle gitti, elano da böyle gitti, dos santos da bu yüzden alınmadı. skibbe gönderilirken sevindik, lincoln infaz edilirken sustuk, haldun üstünel görevini bırakırken üzüldük, dos santos alınmazken umursamadık, haldunun getirdikleri bir bir gönderilirken ne oluyor dedik, rijkaard giderken futbolcular maç mı satıyor lan dedik. dedik de iş işten geçmişti. adnan polat ise bunu son günlerinde görebildi ancak. antalyadan dönerken futbolculara biz hep teknik direktörlerden bildik meğer kabahat sizdeymiş demesi boşuna mı? ama iş işten geçmişti adnan polat için. ardalar, servetler, sabriler, adnan sezginler uğruna adnan polatı bitirdi, adnan polat. yetmedi azizin dizinin dibine ilişti ki bu ilişkiyi kuran yine adnan sezgin. stad açılışı oldu, kendini bilmez bir bürokrat işi faciaya getirdi, adnan polat da daha 2 sene önce ettiği galatasaray türkiyedir lafını, 25 milyonluk bir camianın başkanı olduğunu, elindeki muazzam gücü unuttu, taraftar fişletti, başbakanın elini sıkayım diye erzurumlara kadar gitti. ne galatasaray duruşu kaldı, ne de bildiğimiz adnan polat kaldı.
sonunda da genel kurul ipini çekti. en sonunda kendine yakışanı yaptı ve tekrar aday olmadı. olsaydı bu adayların arasından büyük ihtimal yine seçilirdi ama aday olmadı, ya da olamadı ne fark eder. o artık galatasaray tarihindeki yerini alıyor. dua etsin de galatasaraylılar onu başkan olarak değil futbol şubesi sorumlusu olarak hatırlasınlar. yolu açık olsun.
