125
son yapılan dedikodular sonrası kendisine güvenimin sonsuz olduğu galatasaray başkan adayıdır... peki nerden mi aldım bu güveni, hemen madde madde açıklayayım sizlere de;
1- abramoviç değilim, galatasaray kendi içerisinde her türlü kaynağı yaratmaya muktedirdir diyor kendisi... çok doğru konuşuyor, ama bu demek değildirki eğer iş sıkışıklığa girerse klübe para hibe etmeyecek... çok net bir şekilde biliyorumki (ve 2-3 google search yaparsanız sizlerde ulaşabilirsiniz bu bilgilere), özhan canaydın döneminde tüm çalışmalara rağmen alınamayan banka kredileri ve yaratılamayan kaynaklar sonrası yönetimde dahi olmamasına rağmen hem kefalet hem de nakit akışı konusunda yardımcı olmuştur kendisi... kısaca işler çıkmaza girerse mali açıdan , elini taşın altına sokmaktan çekinmeyecek bir adamdır kendisi...
2- futboldan anlamam, ama zaten takımları yönetmek değil benim işim... bu iş için profesynelleri getirmek, o profesyonelleri yönetmektir benim işim diyor kendisi... kendinize sorun, en son hangi spor kulübü başkanından duydunuz böyle bir açıklamayı? kısa ve öz bir şekilde galatasarayın aziz yıldırım ı olmayacak kendisi... bilmediği işlere burnunu sokmayacak, gökten zembille kadro indirmeyecek, floryaya gidip futbolcu haşlamıyacak, hakem odası basmayacak... kısaca doğulu ve ben merkezci bir yönetim değil, paylaşımcı ve batılı bir yönetim şekli izleyecek ki bu da zaten ihtiyacımız olan şeydir günümüz şartları içerisinde...
3- gerek konuşma tarzı, gerek duruşu, gerek söylediklerinin popülizmden uzak oluşu sebebiyle bana galatasarayımda kaybolmakta olan o efendilik, o ananelere saygı ve daha bir çok değeri kendi bünyesinde barındırıyor gibi gözüktü.. elbette sadece gözlem bu... belki zamanında aziz yıldırım ın elini sıktı yenildiği maçtan sonra diye özhan canaydın çok eleştirilmiştir buralarda... benim açımdan bir sıkıntı yok bu konuda.. sonuçta müsabakalar oynanır, bir taraf yenilir, bir taraf yener ve o müsabakalar unutulur ardına, önemli olan o duruşu kaybetmemektir... nasıl özhan canaydın "kötü yöneticiydi ama adam gibi adamdı, beyefendiydi, galatasaray gibi adamdı" deniyorsa şu anda... nasıl bundan yıllar sonra fenerbahçeli rakiplerimiz çoluklarına çocuklarına "ulan aziz yıldırım diye biri vardı başımızda kan kusturdu bize senelerce, herkesin gözünde düşman etti bizi, anti*fenerli diye bir oluşum meydana geldi bu adam yüzünden" diyeceklerse... ben camiamın ilk seçenekteki gibi anılmasını tercih ederim, o ananelerdir-efendiliktir-hatta belki de o aristokrasidir galatasaray benim gözümde... burnu büyüklük yüzünden değil, kimsede olmayan bu önemli olguları bir tek o kendi içinde barındırdığı için yukardan bakmaktır geri kalan herkese...
4- şu an için kadrosunda kimler var kimler yok kesin olarak bilemiyoruz daha kendisinden bir açıklama gelmediği için, ancak gene dedikodulardan yola çıkarak 3 isim sayabiliyoruz:
bülent tulun: sportif direktör... kısa ve öz bir biçimde teknik direktör-bülent tulun-profesyoneller-yönetim kurulu hattında sadece aracı yol izleyecek, takımdaki futbolcularla ilgilenecek, gerekli ayak işlerine bakacak... kimse ondan transfer sorumluluğu falan beklemesin, bu iş profesyonellerce yapılacaktır... en olmadı bu profesyonellerin teknik direktörle görüşmelerinden çıkacak isimlerle görüşme yapılacaktır.. kalkıp bülent tulundan sen bize seçenekleri ver diye bir şey istenmeyecektir...
adnan öztürk: kendisi geçen seçimlerde bas bas bağırıyordu, futbolun başına profesyonelleri geçireceğim diye.. hatta dünyaca ünlü bir 3lü ile anlaşmıştı.. ve ünal aysalın listesinde olduğu az çok belli bir aday adayı kendisi... ali dürüstün bu kadrodan seçime girmemesinin en büyük sebebinin bu olduğunu zannediyorum ben... çünkü eminimki ali dürüst futbol şubesini istedi ve adnan öztürk olmaz ben oraya profesyonelleri getireceğim, istiyorsan onları denetleme-yönetme işini al demiştir ve ünal aysal da bunu onaylamıştır (en azından konuşmalarından çıkan galatasaray profesyonellerce yönetilmeli lafı bunu işaret ediyor)... futbol klübünün mali yapısı, organizasyonu, alacaklar, verecekler, gidecekler, gelecekler bu kişiler ve teknik direktör konsosrsiyumunda belirlenip yönetimden harcama için izin istenecektir.. kısaca saidou lar falan görmeyeceğiz içiniz rahat olsun...
hayrettin kozak: çok söylenecek bir şey yok... canavar gibi adamdır kendisi.. kaldıki başkan adayı olarak kendisini de görmeyi çok isterdim... eğer hakikaten yönetimin içindeyse (ki öyle umuyorum), yukarıda yazdıklarım gerçeğe neredeyse bire bir yakındır demektir... ha nerden mi çıkarıyorum bunu? bu seçim olayları daha ilk başladığı sıralarda galatasaray tv de bir röportaj yapıldıydı kendisiyle ve şöyle bir cümle kurduydu: "galatasaray bir dünya markasıdır ve artık bakkal gibi yönetilmemelidir... işi bilen profesyonellerce yönetilip, seçilen yönetim kurulu tarafından atamaları ve denetlemeleri yapılmalıdır... böyle bir oluşum ve isteği şu an a kadar görmedim ben galatasaray yönetimlerinde ve sırf bu yüzden yönetimlerde bulunmadım, ancak her galatasaraylı gibi galatasaray başkanlığı ve yönetim kurulunda olmak en büyük onurdur.. eğer bir gün bu şartlara uyacak bir durum meydana gelirse ben de adaylığımı açıklarım" ... demek oluyorki şartlar olgunlaştı şu anda, ünal aysal yönetimi kendisinin de kafasına yatan bir sistemle işleyecek...
eh sanırım şimdilik bu kadar açıklama yeter, sizlerin de daha fazla kafasını şişirmeden arkama yaslanıp listeleri beklemeye başlıyorum... *
editoryal: pek tabii benim bu yukarıda yazdıklarımın, yani kendi söylediklerinin arkasında durmazsa bu kişiler; ben de bu yazıyı burada ibret-i alem olsun diye tutarım silmem.. herkes görsün ne kadar saf olduğumu diye *
1- abramoviç değilim, galatasaray kendi içerisinde her türlü kaynağı yaratmaya muktedirdir diyor kendisi... çok doğru konuşuyor, ama bu demek değildirki eğer iş sıkışıklığa girerse klübe para hibe etmeyecek... çok net bir şekilde biliyorumki (ve 2-3 google search yaparsanız sizlerde ulaşabilirsiniz bu bilgilere), özhan canaydın döneminde tüm çalışmalara rağmen alınamayan banka kredileri ve yaratılamayan kaynaklar sonrası yönetimde dahi olmamasına rağmen hem kefalet hem de nakit akışı konusunda yardımcı olmuştur kendisi... kısaca işler çıkmaza girerse mali açıdan , elini taşın altına sokmaktan çekinmeyecek bir adamdır kendisi...
2- futboldan anlamam, ama zaten takımları yönetmek değil benim işim... bu iş için profesynelleri getirmek, o profesyonelleri yönetmektir benim işim diyor kendisi... kendinize sorun, en son hangi spor kulübü başkanından duydunuz böyle bir açıklamayı? kısa ve öz bir şekilde galatasarayın aziz yıldırım ı olmayacak kendisi... bilmediği işlere burnunu sokmayacak, gökten zembille kadro indirmeyecek, floryaya gidip futbolcu haşlamıyacak, hakem odası basmayacak... kısaca doğulu ve ben merkezci bir yönetim değil, paylaşımcı ve batılı bir yönetim şekli izleyecek ki bu da zaten ihtiyacımız olan şeydir günümüz şartları içerisinde...
3- gerek konuşma tarzı, gerek duruşu, gerek söylediklerinin popülizmden uzak oluşu sebebiyle bana galatasarayımda kaybolmakta olan o efendilik, o ananelere saygı ve daha bir çok değeri kendi bünyesinde barındırıyor gibi gözüktü.. elbette sadece gözlem bu... belki zamanında aziz yıldırım ın elini sıktı yenildiği maçtan sonra diye özhan canaydın çok eleştirilmiştir buralarda... benim açımdan bir sıkıntı yok bu konuda.. sonuçta müsabakalar oynanır, bir taraf yenilir, bir taraf yener ve o müsabakalar unutulur ardına, önemli olan o duruşu kaybetmemektir... nasıl özhan canaydın "kötü yöneticiydi ama adam gibi adamdı, beyefendiydi, galatasaray gibi adamdı" deniyorsa şu anda... nasıl bundan yıllar sonra fenerbahçeli rakiplerimiz çoluklarına çocuklarına "ulan aziz yıldırım diye biri vardı başımızda kan kusturdu bize senelerce, herkesin gözünde düşman etti bizi, anti*fenerli diye bir oluşum meydana geldi bu adam yüzünden" diyeceklerse... ben camiamın ilk seçenekteki gibi anılmasını tercih ederim, o ananelerdir-efendiliktir-hatta belki de o aristokrasidir galatasaray benim gözümde... burnu büyüklük yüzünden değil, kimsede olmayan bu önemli olguları bir tek o kendi içinde barındırdığı için yukardan bakmaktır geri kalan herkese...
4- şu an için kadrosunda kimler var kimler yok kesin olarak bilemiyoruz daha kendisinden bir açıklama gelmediği için, ancak gene dedikodulardan yola çıkarak 3 isim sayabiliyoruz:
bülent tulun: sportif direktör... kısa ve öz bir biçimde teknik direktör-bülent tulun-profesyoneller-yönetim kurulu hattında sadece aracı yol izleyecek, takımdaki futbolcularla ilgilenecek, gerekli ayak işlerine bakacak... kimse ondan transfer sorumluluğu falan beklemesin, bu iş profesyonellerce yapılacaktır... en olmadı bu profesyonellerin teknik direktörle görüşmelerinden çıkacak isimlerle görüşme yapılacaktır.. kalkıp bülent tulundan sen bize seçenekleri ver diye bir şey istenmeyecektir...
adnan öztürk: kendisi geçen seçimlerde bas bas bağırıyordu, futbolun başına profesyonelleri geçireceğim diye.. hatta dünyaca ünlü bir 3lü ile anlaşmıştı.. ve ünal aysalın listesinde olduğu az çok belli bir aday adayı kendisi... ali dürüstün bu kadrodan seçime girmemesinin en büyük sebebinin bu olduğunu zannediyorum ben... çünkü eminimki ali dürüst futbol şubesini istedi ve adnan öztürk olmaz ben oraya profesyonelleri getireceğim, istiyorsan onları denetleme-yönetme işini al demiştir ve ünal aysal da bunu onaylamıştır (en azından konuşmalarından çıkan galatasaray profesyonellerce yönetilmeli lafı bunu işaret ediyor)... futbol klübünün mali yapısı, organizasyonu, alacaklar, verecekler, gidecekler, gelecekler bu kişiler ve teknik direktör konsosrsiyumunda belirlenip yönetimden harcama için izin istenecektir.. kısaca saidou lar falan görmeyeceğiz içiniz rahat olsun...
hayrettin kozak: çok söylenecek bir şey yok... canavar gibi adamdır kendisi.. kaldıki başkan adayı olarak kendisini de görmeyi çok isterdim... eğer hakikaten yönetimin içindeyse (ki öyle umuyorum), yukarıda yazdıklarım gerçeğe neredeyse bire bir yakındır demektir... ha nerden mi çıkarıyorum bunu? bu seçim olayları daha ilk başladığı sıralarda galatasaray tv de bir röportaj yapıldıydı kendisiyle ve şöyle bir cümle kurduydu: "galatasaray bir dünya markasıdır ve artık bakkal gibi yönetilmemelidir... işi bilen profesyonellerce yönetilip, seçilen yönetim kurulu tarafından atamaları ve denetlemeleri yapılmalıdır... böyle bir oluşum ve isteği şu an a kadar görmedim ben galatasaray yönetimlerinde ve sırf bu yüzden yönetimlerde bulunmadım, ancak her galatasaraylı gibi galatasaray başkanlığı ve yönetim kurulunda olmak en büyük onurdur.. eğer bir gün bu şartlara uyacak bir durum meydana gelirse ben de adaylığımı açıklarım" ... demek oluyorki şartlar olgunlaştı şu anda, ünal aysal yönetimi kendisinin de kafasına yatan bir sistemle işleyecek...
eh sanırım şimdilik bu kadar açıklama yeter, sizlerin de daha fazla kafasını şişirmeden arkama yaslanıp listeleri beklemeye başlıyorum... *
editoryal: pek tabii benim bu yukarıda yazdıklarımın, yani kendi söylediklerinin arkasında durmazsa bu kişiler; ben de bu yazıyı burada ibret-i alem olsun diye tutarım silmem.. herkes görsün ne kadar saf olduğumu diye *