resim
Adnan Polat
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 2245
    galatasaray'daki baskanlik donemi iyi analiz edilmesi gereken biridir adnan polat. kendisi 1992-1996 arasinda alp yalman baskanligindaki yonetimde futbol sube sorumlulugu yapmisti. o donem galatasaray'a, hem kurumsal anlamda, hem de sportif basari anlaminda çok onemli hizmetleri olmustu. sampiyon kulupler kupasinda yari final oynayan, derwall-denizli takiminin yaslanmasi sonucu polat'in basinda oldugu futbol subesi yeniden yapilanma kapsaminda takimi gençlestirmisti. kombine bilet satmasiyla, manchester'i elemesiyle, barcelona'yi yenmesiyle adindan soz ettiren, avrupa'da kupa 1'de son sekiz arasina kalmayi basaran bir galatasaray gelmis ve ligdeki besiktas hakimiyetini sona erdirip iki de lig sampiyonlugu kazanilmisti.

    94-95'teki saftig ile geçen samsun-antep-antalya viraji ust uste 3. sampiyonlugu elimizden alirken, 96'da faruk suren yonetiminin is basina gelmesiyle adnan polat galatasaray sahnesinden iniyordu. fakat taraftar kendisini sevmisti. stadin tam karsisinda bulunan polat holding binasindan galatasaray'i izleyecekti artik adnan polat. bu donemden sonra kurulan yonetimlere girmemesinin nedenlerinden baslicasi olarak babasinin sirket ile ilgilenmesini istemesi de geliyordu. sansini ayrica chp'den istanbul buyuksehir belediye baskan adayi olarak deneyen polat, siyasetteki bu kisa sureli basarisizliktan sonra is hayatina verdi tekrar kendisini. izmir-istanbul arasinda mekik dokudu. kimi zaman ailesine de karsi gelerek onemli yatirimlara giristi ve bunlardan guzel karlar elde etti.

    ayni esnada galatasaray 2000'de avrupa'nin zirvesine cikmis, polat'in temellerini attigi, fatih terim ile guclenen, muhtesem yabanci futbolcularla kendisine sinif atlatan bir takim olmus ve 2002 sonuna dek avrupa'yi titreten bir marka haline gelmisti. 2002'de rahmetli centilmen baskan ozhan canaydin'in donemiyle birlikte galatasaray imparatoruna da tekrar kavusunca galatasaraylilar umutlarini arttirmis ve sampiyonlar liginde yari final hayalleri kurmaya baslamisti. ne de olsa artik kuraya ikinci torbadan katiliyorduk. neden olmasindi?

    sonunda bilindigi uzere olamadi. buyuk transfer hatalari, mali sorunlar, eldeki kaynaklarin kullanilamamasi, ribery skandali, kulubun dolandirilmasi gibi pek ço çirkin olay yasandi. kadikoylulerin ekonomik ustunlugunu kabul eden galatasaray yonetimi içinden dahi çubuklularin bizi geçtigi açiklamalari gelmeye basladi. bu doneme hagi ile alinan 5-1lik kupa zaferi ve 2006'da gerets ile gelen mucizevi sampiyonluk disinda galatasaraylilari tatmin edebilen pek de bir sey olmadi. avrupa'da silik bir goruntu çizen galatasaray, tromso faciasi gibi hiç de alisik olunmayan maglubiyetler alarak favori takim kimliginden uzaklasti. ezeli rakibin her sene bir yildiz futbolcu getirmesine karsilik, sami yen'de ortalama oyuncular sahaya cikmaya basladi. stadiyla, parasiyla, lobisiyle, hakemleriyle, arogan tavirlariyla fenerbahçe onunde galatasaray suskundu.

    iste o gunlerde polat para toplama kampanyasi baslatarak yeniden gundeme geldi. sonrasinda canaydin baskanligindaki son yonetime girdi ve 2008'deki son sampiyonlugumuzun mimarlarindan oldu. bu sure zarfinda takima onemli transferler yapti. insanlarin pek de bilmedigi isimleri transfer etmesine karsin, asi tuttu o sene. bunda kalli'nin payi da buyuktu elbette. ornegin ilk geldiginde buyuk soru isareti olarak bakilan servet, baris gibi isimler sampiyonluk yolunda çok onemli isler yapti. takima nonda, lincoln gibi isimler katildi. bu onemli isimli transferler polat baskan olduktan sonra da devam edecek, baro, kewell, meira, keita, elano, neill, jo, dos santos, misimovic gibi oyuncular da galatasaray kadrosuna eklenecekti. galatasaray taraftari transfer haberleriyle cosuyor, pozitif futbol oynatmak isteyen skibbe, rijkaard gibi isimlerin dogru oldugunu onayliyordu.

    fakat polat'in aceleci tavri, sogukkanliliktan uzak olmasi isleri karistirdi. sik yasanan hoca degisiklikleri takimin kimyasini bozdu. skibbe'nin yerine bulent kaptan, onun yerine rijkaard, onun yerine hagi derken hoca seçimlerindeki kriterin ne oldugu da anlasilamadi. skibbe-bulent-rijkaard uclusunun oyun felsefesi arasinda daglar kadar fark vardi.

    yonetim içindeki sorunlar, arena'nin açilisindaki rezalet tavri, taraftari musteri olarak gormesi ve ustune eklenen basarisizlik ile polat, canaydin yonetiminden illallah eden galatasaraylilar nezdinde sahip oldugu kredisini tuketti. kendisi kalip seneye takimi sampiyon yapacagini soyluyor, ki bu mumkundur. galatasaray zaten ortalama 3 yilda bir sampiyon olur ama polat o koltugu kanimca coktan kaybetti. simdi bir mucize bekliyor kendisi. efsanelerimizi harcarken gerçeklesmeyen mucize kendisi için de gerçeklesmeyecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın