1094
arkadaş, çoluk çocuk dediğiniz, işinize gelmediğinde 15 yaşında dediğiniz, büyük çoğunluğu üniversiteye giden, okulunda final, hatta daha kötüsü bütünleme haftası başlamışken, sen evinde maça bile gelmeyip çayını içip lig tv'ni seyrederken, bu çocuklar üçyüz küsur metre pankartı el ile yapmışlar. bir daha söylüyorum elleri ile yapmışlar. finallerini bütünlemelerini geleceklerini boş verip pankart boyamışlar sabahlara kadar. sonra çıkıp burda sizin gibi gençler "ya bari kareografi yapsalardı yeaa" demeyi görev biliyorsunuz. pankart boyamak- yapmak ne demek, zaten bilmediğiniz belli. bu laflar onu anlatıyor. bari bunları yazmadan önce oturun bir düşünün "yahu ben hayatımda grafon kağıdından kedi ayağı yapmadım bu çocuklar sınav haftası 315 metre kumaş boyamışlar yazı yazmışlar" diyin bari.
armut piş ağzıma düş hesabı, gram aktiviteniz olmamasına rağmen hatta maça bile gelmediğinizi rahatlıkla söyleyebilmenize rağmen bu çocukları eleştirmek için nasıl bir incir, nasıl bir incir çekirdeği arıyorsunuz ben bile artık anlamıyorum.
biraz gurur duyun tribününüzle. hatta gurur duymayın koşun stada o gururun bir parçası olun. ama nerdeee, ancak eleştirin. iyi gün taraftarları sardı her yanımızı. size daha ilginç bir şey söyliyim. burada güney tribününde olan bir çok sözlük yazarı var onlarda bence katılacaktır. aslantepe'nin numaralı tribünü güney tribünü olmuş. maçta kapalı eski açık ve numaralı diye bağırıp karşılıklı yaptık. inanın bana en az ses eski açık diye tabir ettiğimiz güney tribününden çıktı. ne vatan evlatları varmış rahatına düşkün, maçta takımına gram destek vermeden ense yapmaya meraklı. sanırsınki güney tribününde düşük gelir grubundan insanlar yok da protokol tribününü oraya taşımışlar.
ondan sonra ultraslan kaka, pegasus apaçi, 15 yaşındaki çocuk bık bık bık vay anam vay. hayır öyle duruma geldim ki şu sözlükte yazdığım entryler aklıma geliyor, nerdeyse her entry de ultraslanı koruyor vaziyetteyim. eleştirmek istiyorsanız ultraslanın eleştirilecek köpek ölüsü gibi durumları var. adam gidiyor "kareografi yok, pankart şöyle" diyor insanın cinleri tepesine çıkarıyor. arkadaş siparişmi geliyorsunuz buraya? şurada yazılanların aynılarını bugün bana fenerliler dedi. "yeaaa bıraksana abicim 315 se biz 400 yaparız bunun ne manası var yeaaa" tarzında. onları sepetledim, açtım gs sözlüğü, anaa burda "serbülent galatasaray'lılar" aynı yerden devam ediyorlar.
kafanızdaki ultraslan kimliği, sizin için saplantılı bir hal almış. size terapi tavsiye ediyorum. allah ıslah etsin desem onunla düzelecek durumunuz yok artık.
beste konusu ise çok detaylı bir konu. olay beste yapmak değil, onu yaymakta. yoksa ciddi söylüyorum günde 3-4 beste garanti düşüyor. herkes bir yerlerde duyduğu şarkılardan türkülerden marşlardan tınılardan beste yapıyor. aralarında güzelleri de çıkıyor. ama sonuçta bunu tribüne yayamadıktan sonra hiç bir anlamı yok. eğer gs tribününün yaptığı besteleri dinlemek, "lan 20 senedir maçlara bir şekilde giderim ama bu besteleri hayatımda hiç duymadım" demek istiyorsanız (ki garanti veriririm buna) bir gün gidin engelsiz aslanlarımızın ahmet cömertte oynadığı bir maçına. gidin de görün tribünde aslında ne besteler var ama ortaya çıkamayan, bir kaç kişinin dilinde kalan. keşke yaratılan tüm besteler ezberlense. ama zor arkadaşlar. ciddi söylüyorum aramızda oturup konuşsak , birimizin bildiğini diğerlerinin bilmediği çok beste çıkar ortaya. ben basketbol-futbol maç kaçırmıyorum. ben bile tamamını bilmediğim besteler olduğunu biliyorum. işte biraz dönemsel ve rüzgarsal oluyor besteler. beste dediğin sokakta çıkar, internetten değil ama şu an için galatasaray tribünü sokak arayışı içerisinde ve büyük ihtimalle o sokak nev'izade olacak. besteler oradan yayılacak, o zaman konuşuruz. önümüzdeki bir yıl her anlamda kaos yaşayacağız tribünsel anlamda. işte bu yüzden gün, galatasaray'ını sahiplenen, "en kötü gün bugün se bugün de galatasaray" diyen sizlerin, bizlerin günüdür. ultraslan ol, olma önemli değil. gel tribüne takımına bir ses ver. yok ultraslan bağırmış, ben bağırmışım diğeri az bağırmış umurumda değil. gördünüz tribün nasıldı, takım da nasıl oldu. bu takımın arkasında durun arkadaşlar, gücünüzün farkında olun. galatasaray taraftarı ölmüş eşeğe can veren bir güce sahip. bu taraftar taraftarlığını bilsin, orta sahada barış-ayhan-mustafa oynasa bile takım 2 kademe ileri gider. yoksa yemişim ultraslanı yürüyeduru...
armut piş ağzıma düş hesabı, gram aktiviteniz olmamasına rağmen hatta maça bile gelmediğinizi rahatlıkla söyleyebilmenize rağmen bu çocukları eleştirmek için nasıl bir incir, nasıl bir incir çekirdeği arıyorsunuz ben bile artık anlamıyorum.
biraz gurur duyun tribününüzle. hatta gurur duymayın koşun stada o gururun bir parçası olun. ama nerdeee, ancak eleştirin. iyi gün taraftarları sardı her yanımızı. size daha ilginç bir şey söyliyim. burada güney tribününde olan bir çok sözlük yazarı var onlarda bence katılacaktır. aslantepe'nin numaralı tribünü güney tribünü olmuş. maçta kapalı eski açık ve numaralı diye bağırıp karşılıklı yaptık. inanın bana en az ses eski açık diye tabir ettiğimiz güney tribününden çıktı. ne vatan evlatları varmış rahatına düşkün, maçta takımına gram destek vermeden ense yapmaya meraklı. sanırsınki güney tribününde düşük gelir grubundan insanlar yok da protokol tribününü oraya taşımışlar.
ondan sonra ultraslan kaka, pegasus apaçi, 15 yaşındaki çocuk bık bık bık vay anam vay. hayır öyle duruma geldim ki şu sözlükte yazdığım entryler aklıma geliyor, nerdeyse her entry de ultraslanı koruyor vaziyetteyim. eleştirmek istiyorsanız ultraslanın eleştirilecek köpek ölüsü gibi durumları var. adam gidiyor "kareografi yok, pankart şöyle" diyor insanın cinleri tepesine çıkarıyor. arkadaş siparişmi geliyorsunuz buraya? şurada yazılanların aynılarını bugün bana fenerliler dedi. "yeaaa bıraksana abicim 315 se biz 400 yaparız bunun ne manası var yeaaa" tarzında. onları sepetledim, açtım gs sözlüğü, anaa burda "serbülent galatasaray'lılar" aynı yerden devam ediyorlar.
kafanızdaki ultraslan kimliği, sizin için saplantılı bir hal almış. size terapi tavsiye ediyorum. allah ıslah etsin desem onunla düzelecek durumunuz yok artık.
beste konusu ise çok detaylı bir konu. olay beste yapmak değil, onu yaymakta. yoksa ciddi söylüyorum günde 3-4 beste garanti düşüyor. herkes bir yerlerde duyduğu şarkılardan türkülerden marşlardan tınılardan beste yapıyor. aralarında güzelleri de çıkıyor. ama sonuçta bunu tribüne yayamadıktan sonra hiç bir anlamı yok. eğer gs tribününün yaptığı besteleri dinlemek, "lan 20 senedir maçlara bir şekilde giderim ama bu besteleri hayatımda hiç duymadım" demek istiyorsanız (ki garanti veriririm buna) bir gün gidin engelsiz aslanlarımızın ahmet cömertte oynadığı bir maçına. gidin de görün tribünde aslında ne besteler var ama ortaya çıkamayan, bir kaç kişinin dilinde kalan. keşke yaratılan tüm besteler ezberlense. ama zor arkadaşlar. ciddi söylüyorum aramızda oturup konuşsak , birimizin bildiğini diğerlerinin bilmediği çok beste çıkar ortaya. ben basketbol-futbol maç kaçırmıyorum. ben bile tamamını bilmediğim besteler olduğunu biliyorum. işte biraz dönemsel ve rüzgarsal oluyor besteler. beste dediğin sokakta çıkar, internetten değil ama şu an için galatasaray tribünü sokak arayışı içerisinde ve büyük ihtimalle o sokak nev'izade olacak. besteler oradan yayılacak, o zaman konuşuruz. önümüzdeki bir yıl her anlamda kaos yaşayacağız tribünsel anlamda. işte bu yüzden gün, galatasaray'ını sahiplenen, "en kötü gün bugün se bugün de galatasaray" diyen sizlerin, bizlerin günüdür. ultraslan ol, olma önemli değil. gel tribüne takımına bir ses ver. yok ultraslan bağırmış, ben bağırmışım diğeri az bağırmış umurumda değil. gördünüz tribün nasıldı, takım da nasıl oldu. bu takımın arkasında durun arkadaşlar, gücünüzün farkında olun. galatasaray taraftarı ölmüş eşeğe can veren bir güce sahip. bu taraftar taraftarlığını bilsin, orta sahada barış-ayhan-mustafa oynasa bile takım 2 kademe ileri gider. yoksa yemişim ultraslanı yürüyeduru...
