57
hayatım boyunca aşırılığa kızdım. tribünde küfüre kızdım, küfredenlere terslendim, başka bir deyimle elit taraftar olarak dalga bile geçildim hep. ama dün yaşanılanları anlamak için, müsaadenizle "dalkavuk" demek istediğim adamın konuşmasına şahit olunması gerekirdi. ben zar zor anladığım konuşmada galatasaray'ın yerin dibine sokulmasına dayanamadım, gözlerim doldu. dayanamadım, ayağa fırladım, ne diyor bu adam ya diye elimi kolumu salladım. ben daha şaşkınlıktan protesto etme aşamasına bile geçemedim, çünkü duyduklarıma inanamıyordum, ağzım bir karış açık bakıyordum. adam her cümlesinde dalkavukluk yapıyor ve kimse adama dur demiyordu, anlamlandırmaya çalıştım ama beceremedim.
komedi filmlerinde bile göremeyeceğimiz bir olaydı bu. eğer orda tüm stadyum tepki vermeseydi, o konuşmaya şakşak tutulsaydı, asıl o zaman tarih affetmezdi. kim ne derse desin, bunları taraftar yutmazdı, yutamazdı. orda bir adam, benim paramla yaptığı statla ilgili ahkam kesecek, benim milyarın üzerinde para ödeyerek geldiğim stat için "lütufta bulunduk" diyecek ve ben kibarlığımdan susacağım, yok böyle bir dünya.
benim çıktığım sami yen'den milyonlar kazanacak ama kulübün nakit parası yok diye bizi bu hallere düşürecek ve ordaki 40 bin taraftar susacak, yok öyle bir dünya.
anlaşma imzalanmamışmış, yollar yapılmayacakmış. kimse merak etmesin, bu ülkedeki galatasaraylıların oyunu kaybetmeyi kimsecikler göze almaz.
yanarım yanarım da, bir gazete farklı yazmadı, bir gazete asıl olanları yazmadı, tek bir yayın organı "ya aslında şu da oldu" demedi. kimseden ordaki kombine sahiplerini, kongre üyelerini (aa evet, ordaki kendini bilmezler kongre üyesi, kulüp davetlileri ve kombine sahibiydi!!!) savunmalarını beklemedik, olanları "azıcık detaylı" yazsalardı yetecekti.
ama çok şey bekledik, ülkenin durumu ortada, dalkavukluk denilen şey eskilerden hortlayıp gelmiş. bu noktada yazıyı bitirmek zorundayım çünkü dayanamayıp "ilgi alanımız dışında" ya girmekten korkuyorum.
komedi filmlerinde bile göremeyeceğimiz bir olaydı bu. eğer orda tüm stadyum tepki vermeseydi, o konuşmaya şakşak tutulsaydı, asıl o zaman tarih affetmezdi. kim ne derse desin, bunları taraftar yutmazdı, yutamazdı. orda bir adam, benim paramla yaptığı statla ilgili ahkam kesecek, benim milyarın üzerinde para ödeyerek geldiğim stat için "lütufta bulunduk" diyecek ve ben kibarlığımdan susacağım, yok böyle bir dünya.
benim çıktığım sami yen'den milyonlar kazanacak ama kulübün nakit parası yok diye bizi bu hallere düşürecek ve ordaki 40 bin taraftar susacak, yok öyle bir dünya.
anlaşma imzalanmamışmış, yollar yapılmayacakmış. kimse merak etmesin, bu ülkedeki galatasaraylıların oyunu kaybetmeyi kimsecikler göze almaz.
yanarım yanarım da, bir gazete farklı yazmadı, bir gazete asıl olanları yazmadı, tek bir yayın organı "ya aslında şu da oldu" demedi. kimseden ordaki kombine sahiplerini, kongre üyelerini (aa evet, ordaki kendini bilmezler kongre üyesi, kulüp davetlileri ve kombine sahibiydi!!!) savunmalarını beklemedik, olanları "azıcık detaylı" yazsalardı yetecekti.
ama çok şey bekledik, ülkenin durumu ortada, dalkavukluk denilen şey eskilerden hortlayıp gelmiş. bu noktada yazıyı bitirmek zorundayım çünkü dayanamayıp "ilgi alanımız dışında" ya girmekten korkuyorum.