2990
--- alıntı ---
takımı sabote diyor bu adam, söylemesi çok kolay gerçekten. her maç messi gibi mi oynamasını bekliyorsunuz anlamıyorum ki.
--- alıntı ---
böyle bir beklenti nerede dile getirilmis bilemiyorum, ama kendisini elestirenlerden, sahsen benim böyle bir beklentim yok, olmadi da.
--- alıntı ---
maç sattığına, takımı sabote ettiğine dair hisleriniz somut done olamaz. bu lafları söylemek pervasızlıktır. en çok kendinizi emin hissettiğiniz anda bile söylemekten imtina etmeniz gerek şeylerdir.
--- alıntı ---
gene sahsi elestirilerimde hicbir zaman "mac satti" demedigim oyuncudur arda turan. ama takimda bazi seylerin "istedigi gibi gitmedigini" düsündügünde performansini kendi normalinin altinda tuttugunu ve milliyetci söylemleriyle takim atmosferini zedeledigini düsünüyorum.
bunun icin de su somut donelere dayaniyorum (yani hissiyatima degil, dedigim gibi, arda turan'in son 2 yila yayilan kendi söylemlerine ve icinden geldigi kültürün ona empoze ettigi degerlere):
arda turan bundan 2 yil önce takim otobüsünün arkasinda, takimin 10 numarasinin maasini cekistiren ve onu dolduran insanlarin icinde büyüdü. ve bu "cekistirme" aktivitelerinin parcasi oldu, imtina etmedi, abilerinin yaninda durdu. cünkü abicilik kültürünün icinde büyüdü. bu kültür ise ayrimci bir kültürdü, yabanci oyunculara dogrudan önyargi ve güvensizlik asilayan bir kültürdü. bu kültürü (secme sansi olmasa da) alarak bugüne geldi arda.
arda turan gene 2 yil önce "yanlis kisilerin kaptan yapildigina dair" sözler ediyordu. bu bir oyuncu olarak onun "haddine" degildi. ama ona "abicilik" kültüründen gecen sagliksiz sahiplenme refleksleri bunu yaptiriyordu. önünde de ona belli ki yol gösterip, arda bu iyi bir tutum degil diyen birileri yoktu. öyle ki "ikinci kaptan olmam, bu saatten sonra kaptanlik verilse de almam" diye posta koyabiliyordu.
arda turan, gene biri 2 yil digeri 1 yil önce tv'lere "milliyetcilik duygulari üst düzey bir insanim" ve "asiri milliyetci bir insanim" aciklamalarini büyük bir gururla yapiyordu.
arda turan, ayni sekilde "ben sol kanadi seviyorum" söylemleriyle sakal birakiyor, sirf o kanatta oynamak icin kapris yapiyor ve harry kewell'i sag kanatta oynamaya "mahkum ettirebiliyordu". evet bu yönetimin disipliner basiretsizligidir. bu konuya daha önce de deginmistim, daha sonra da yazacagim.
arda turan, gecen sezon 10 numarali forma + kaptanlik + forvet arkasi oyun kuruculuk mevkii kendine verildiginde döktürüyordu ve galatasaray güzel bir galibiyet serisi yakalamisti. ardindan takima elano monte ediliyor, arda gene sol kanada gectikten sonra surat asiyor, bu arada inatla hala ona, sol kanada top sisiriliyor, arda inatla cizgide top eziyor ve takimin gidisati gittikce kötülesiyordu. gecen bütün sezona yayilan portre budur. ankaragücü deplasmanini da bu konuda bir kirilma noktasi olarak göstermistim.
burada done olarak bahsedilenlerin bir cogu arda turan'in dudaklarindan dökülen kendi sözleridir. gerisi de arda turan'in icinde yetistigi "abi" kültürünün zaten herkesce malum kisimlaridir. bunlar arda turan'in son 1 yildir saha ici hal ve tavirlariyla birlestirilince de ortaya bu tablo cikmaktadir. arda turan, basiretsiz bir yönetimin, genc bir yetenegi, bir marketing objesi olarak kullanmak isterken onun ve dolayisiyla takimin gelecegiyle oynamasinin nasil bir probleme dönüseceginin örnegidir.
tüm bu tartismada, daha önceleri de belirttigim gibi, aslinda en az suclu olarak arda turan'i görüyorum. bugün eger böyle bir problem varsa, bunun bas aktörleri, "sovenist" bir takim "abiler", "tapinilacak figürlere ihtiyac duyan taraftar" ve bu taraftar profilini gelire cevirmek isteyen, pazarlama icin her türlü popülist tavizi veren ve her türlü disipliner prensibi cigneyecek kadar suursuz olan kulüp yönetimidir. (pazarlama ve gelirden tek kastim para degil, bunlar ayni zamanda taraftar nezdinde iktidari saglama alma manevralaridir).
bin defa yazdim bu son cümleyi, tekrar yaziyorum. arda genc ve yetenekli bir insan. ve bu kadar vicik vicik popülizmler, bu kadar vicik vicik tavizler ile kendisini yeri gelince bir mastürbasyon, yeri gelince bir pazarlama objesi olarak kullanmaktan cekinmeyen bazi sorumsuz ve suursuzlarin tavizlerinin tersine, biz onun iyiligini istedigimiz icin bu kadar sert konusuyoruz.
umarim anlasilmistir.
takımı sabote diyor bu adam, söylemesi çok kolay gerçekten. her maç messi gibi mi oynamasını bekliyorsunuz anlamıyorum ki.
--- alıntı ---
böyle bir beklenti nerede dile getirilmis bilemiyorum, ama kendisini elestirenlerden, sahsen benim böyle bir beklentim yok, olmadi da.
--- alıntı ---
maç sattığına, takımı sabote ettiğine dair hisleriniz somut done olamaz. bu lafları söylemek pervasızlıktır. en çok kendinizi emin hissettiğiniz anda bile söylemekten imtina etmeniz gerek şeylerdir.
--- alıntı ---
gene sahsi elestirilerimde hicbir zaman "mac satti" demedigim oyuncudur arda turan. ama takimda bazi seylerin "istedigi gibi gitmedigini" düsündügünde performansini kendi normalinin altinda tuttugunu ve milliyetci söylemleriyle takim atmosferini zedeledigini düsünüyorum.
bunun icin de su somut donelere dayaniyorum (yani hissiyatima degil, dedigim gibi, arda turan'in son 2 yila yayilan kendi söylemlerine ve icinden geldigi kültürün ona empoze ettigi degerlere):
arda turan bundan 2 yil önce takim otobüsünün arkasinda, takimin 10 numarasinin maasini cekistiren ve onu dolduran insanlarin icinde büyüdü. ve bu "cekistirme" aktivitelerinin parcasi oldu, imtina etmedi, abilerinin yaninda durdu. cünkü abicilik kültürünün icinde büyüdü. bu kültür ise ayrimci bir kültürdü, yabanci oyunculara dogrudan önyargi ve güvensizlik asilayan bir kültürdü. bu kültürü (secme sansi olmasa da) alarak bugüne geldi arda.
arda turan gene 2 yil önce "yanlis kisilerin kaptan yapildigina dair" sözler ediyordu. bu bir oyuncu olarak onun "haddine" degildi. ama ona "abicilik" kültüründen gecen sagliksiz sahiplenme refleksleri bunu yaptiriyordu. önünde de ona belli ki yol gösterip, arda bu iyi bir tutum degil diyen birileri yoktu. öyle ki "ikinci kaptan olmam, bu saatten sonra kaptanlik verilse de almam" diye posta koyabiliyordu.
arda turan, gene biri 2 yil digeri 1 yil önce tv'lere "milliyetcilik duygulari üst düzey bir insanim" ve "asiri milliyetci bir insanim" aciklamalarini büyük bir gururla yapiyordu.
arda turan, ayni sekilde "ben sol kanadi seviyorum" söylemleriyle sakal birakiyor, sirf o kanatta oynamak icin kapris yapiyor ve harry kewell'i sag kanatta oynamaya "mahkum ettirebiliyordu". evet bu yönetimin disipliner basiretsizligidir. bu konuya daha önce de deginmistim, daha sonra da yazacagim.
arda turan, gecen sezon 10 numarali forma + kaptanlik + forvet arkasi oyun kuruculuk mevkii kendine verildiginde döktürüyordu ve galatasaray güzel bir galibiyet serisi yakalamisti. ardindan takima elano monte ediliyor, arda gene sol kanada gectikten sonra surat asiyor, bu arada inatla hala ona, sol kanada top sisiriliyor, arda inatla cizgide top eziyor ve takimin gidisati gittikce kötülesiyordu. gecen bütün sezona yayilan portre budur. ankaragücü deplasmanini da bu konuda bir kirilma noktasi olarak göstermistim.
burada done olarak bahsedilenlerin bir cogu arda turan'in dudaklarindan dökülen kendi sözleridir. gerisi de arda turan'in icinde yetistigi "abi" kültürünün zaten herkesce malum kisimlaridir. bunlar arda turan'in son 1 yildir saha ici hal ve tavirlariyla birlestirilince de ortaya bu tablo cikmaktadir. arda turan, basiretsiz bir yönetimin, genc bir yetenegi, bir marketing objesi olarak kullanmak isterken onun ve dolayisiyla takimin gelecegiyle oynamasinin nasil bir probleme dönüseceginin örnegidir.
tüm bu tartismada, daha önceleri de belirttigim gibi, aslinda en az suclu olarak arda turan'i görüyorum. bugün eger böyle bir problem varsa, bunun bas aktörleri, "sovenist" bir takim "abiler", "tapinilacak figürlere ihtiyac duyan taraftar" ve bu taraftar profilini gelire cevirmek isteyen, pazarlama icin her türlü popülist tavizi veren ve her türlü disipliner prensibi cigneyecek kadar suursuz olan kulüp yönetimidir. (pazarlama ve gelirden tek kastim para degil, bunlar ayni zamanda taraftar nezdinde iktidari saglama alma manevralaridir).
bin defa yazdim bu son cümleyi, tekrar yaziyorum. arda genc ve yetenekli bir insan. ve bu kadar vicik vicik popülizmler, bu kadar vicik vicik tavizler ile kendisini yeri gelince bir mastürbasyon, yeri gelince bir pazarlama objesi olarak kullanmaktan cekinmeyen bazi sorumsuz ve suursuzlarin tavizlerinin tersine, biz onun iyiligini istedigimiz icin bu kadar sert konusuyoruz.
umarim anlasilmistir.