resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Eyüpspor
Yaş:37
Uyruk:Türkiye
  • 2981
    mücadele ettigi maclarda galatasaray'in en tehlikeli silahiyken suratini asip sahaya ciktigi zaman elde patlamaya hazir el bombasi rolünü üstleniyor. problem de bu zaten. yetenekli bir oyuncu olmasina ragmen keyfi bir performansi olmasi, profesyonel disipline sahip olmamasi. bu hal ve durum icinde bir de kaptanlik müessesini tasiyinca takim atmosferi üzerinde dramatik bir etki yaratiyor.

    biz de bunu 3 mac anasina küfredip 1 mac iyi oynayinca bagrina basan gaz taraftar gibi dengesizce ve popülistce degil, tam 1 yildir gayet tutarli bicimde tekrar ediyoruz. ofsayt butonuna basildiginda da tutarliligimizdan bir sey kaybetmiyoruz.
  • 2985
    takimi sabote etmekte olduguna dair somut doneler vardir. bunlardan bir kismi son 2 yila yayilan kendi söylemleri ve saha ici/disindaki hal ve tavirlaridir. ve bunlar eskisehirspor deplasmaninda son 15 dakikada iyi performans göstermesiyle silinip giden seyler degillerdir. asil böyle bir seyin (kamplasma, sabotaj vb. durumunun) "asla olamayacagini" iddia eden birileri var ise, neden "asla olamayacagini" somut donelerle ortaya koymak durumundadirlar. karsinizdaki somut veriler üzerinden söylem gelistiriyorsa ve sizin buna cevabiniz ancak "nayiirrr, nolamazz, bakin bugün gol atti cocuk" düzleminde oluyorsa pek bir anlam tasimaz dogal olarak.

    umarim simdi somut done diye "bakin elano "arda cok iyi kaptan" demis", bakin suradaki antrenman fotografinda gülmüs gibi, baska türlü olmasi beklenemeyecek, kurumsal iletisim cercevesinde "politically correct" olmanin ötesine gecemeyen seyler olmaz. onlari baz almak da ayri bir komedi.
  • 2986
    cocuk daha ne yapsin, olumlu transfer gelmedigi sürece arda turan defansa kadar kosmakta mahkum. buna nefes mi dayanir. bu adami durmadan yerden yere vuracaginiza yanindaki oyunculara bi bakin.

    ayhan defanstan ortasahaya kadar, hücümda sifir!
    baris sag kanatda kaybolup duruyor, arda onun isinide yapiyor.
    mustafa desen, ben böyle pasakli panik bi oyuncu görmedim. mücadeleci, hirsli ama iste yetmiyor...

    bir oyuncu arkadaslarinin acigni kapatmaya calisirsa performansi da ona göre olur. bu adam tanri degil ki. siz messiyi bu üclünün yanina yerlestirin görün bakin verimi!

    arda milli takim kampina gidecek. yanindaki oyuncular kimler bi bakalim.... muhtemelen volkan sen, ozan ipek, nuri sahin, hamit altintop, emre belözoglu!
    bunlar simdi teknik yönü iyi olan oyuncular midir, zeki oyuncular midir nedir bana bi aciklayin... arda'nin milli takim performansini bi karsilastirin lütfen! bu cocuk galatasaray'da neden daha düsük performans gösteriyor anlarsiniz!
  • 2988
    takımı sabote ettiğini kanıtlayan deliller tüm detaylarıyla ortaya çıkartılırsa sanırım hepimiz hakkında sallayabiliriz böylece bazılarımız amaçlarına ulaşmış olur dediğim oyuncumuz. evet söz sende güntekin dinliyoruz doneleri.

    ek edit : bu doneleri veremeyen veya saçmalayan kişilere 29 ağustos 2010 eskişehir galatasaray maçı'ndan baros'un lanet olsun** temalı çığlığı armağan edilecektir.
  • 2989
    29 ağustos 2010 eskişehirspor galatasaray maçı'ndaki oyunundan çok, saha dışı davranışları hoşuma gitti. golden sonra taraftarlara koşması, attığımız diğer gollerden sonra takımla bütünleşmesi ve maçtan sonra galibiyet sevincini taraftarlarımızla paylaşması.

    kendisinden beklediğimiz şey, her maç 3 gol atıp 5 asist yapması değil. her maç kendiyle ve taraftarımızla böyle barışık olması.
  • 2990
    --- alıntı ---
    takımı sabote diyor bu adam, söylemesi çok kolay gerçekten. her maç messi gibi mi oynamasını bekliyorsunuz anlamıyorum ki.
    --- alıntı ---

    böyle bir beklenti nerede dile getirilmis bilemiyorum, ama kendisini elestirenlerden, sahsen benim böyle bir beklentim yok, olmadi da.

    --- alıntı ---
    maç sattığına, takımı sabote ettiğine dair hisleriniz somut done olamaz. bu lafları söylemek pervasızlıktır. en çok kendinizi emin hissettiğiniz anda bile söylemekten imtina etmeniz gerek şeylerdir.
    --- alıntı ---

    gene sahsi elestirilerimde hicbir zaman "mac satti" demedigim oyuncudur arda turan. ama takimda bazi seylerin "istedigi gibi gitmedigini" düsündügünde performansini kendi normalinin altinda tuttugunu ve milliyetci söylemleriyle takim atmosferini zedeledigini düsünüyorum.

    bunun icin de su somut donelere dayaniyorum (yani hissiyatima degil, dedigim gibi, arda turan'in son 2 yila yayilan kendi söylemlerine ve icinden geldigi kültürün ona empoze ettigi degerlere):

    arda turan bundan 2 yil önce takim otobüsünün arkasinda, takimin 10 numarasinin maasini cekistiren ve onu dolduran insanlarin icinde büyüdü. ve bu "cekistirme" aktivitelerinin parcasi oldu, imtina etmedi, abilerinin yaninda durdu. cünkü abicilik kültürünün icinde büyüdü. bu kültür ise ayrimci bir kültürdü, yabanci oyunculara dogrudan önyargi ve güvensizlik asilayan bir kültürdü. bu kültürü (secme sansi olmasa da) alarak bugüne geldi arda.

    arda turan gene 2 yil önce "yanlis kisilerin kaptan yapildigina dair" sözler ediyordu. bu bir oyuncu olarak onun "haddine" degildi. ama ona "abicilik" kültüründen gecen sagliksiz sahiplenme refleksleri bunu yaptiriyordu. önünde de ona belli ki yol gösterip, arda bu iyi bir tutum degil diyen birileri yoktu. öyle ki "ikinci kaptan olmam, bu saatten sonra kaptanlik verilse de almam" diye posta koyabiliyordu.

    arda turan, gene biri 2 yil digeri 1 yil önce tv'lere "milliyetcilik duygulari üst düzey bir insanim" ve "asiri milliyetci bir insanim" aciklamalarini büyük bir gururla yapiyordu.

    arda turan, ayni sekilde "ben sol kanadi seviyorum" söylemleriyle sakal birakiyor, sirf o kanatta oynamak icin kapris yapiyor ve harry kewell'i sag kanatta oynamaya "mahkum ettirebiliyordu". evet bu yönetimin disipliner basiretsizligidir. bu konuya daha önce de deginmistim, daha sonra da yazacagim.

    arda turan, gecen sezon 10 numarali forma + kaptanlik + forvet arkasi oyun kuruculuk mevkii kendine verildiginde döktürüyordu ve galatasaray güzel bir galibiyet serisi yakalamisti. ardindan takima elano monte ediliyor, arda gene sol kanada gectikten sonra surat asiyor, bu arada inatla hala ona, sol kanada top sisiriliyor, arda inatla cizgide top eziyor ve takimin gidisati gittikce kötülesiyordu. gecen bütün sezona yayilan portre budur. ankaragücü deplasmanini da bu konuda bir kirilma noktasi olarak göstermistim.

    burada done olarak bahsedilenlerin bir cogu arda turan'in dudaklarindan dökülen kendi sözleridir. gerisi de arda turan'in icinde yetistigi "abi" kültürünün zaten herkesce malum kisimlaridir. bunlar arda turan'in son 1 yildir saha ici hal ve tavirlariyla birlestirilince de ortaya bu tablo cikmaktadir. arda turan, basiretsiz bir yönetimin, genc bir yetenegi, bir marketing objesi olarak kullanmak isterken onun ve dolayisiyla takimin gelecegiyle oynamasinin nasil bir probleme dönüseceginin örnegidir.

    tüm bu tartismada, daha önceleri de belirttigim gibi, aslinda en az suclu olarak arda turan'i görüyorum. bugün eger böyle bir problem varsa, bunun bas aktörleri, "sovenist" bir takim "abiler", "tapinilacak figürlere ihtiyac duyan taraftar" ve bu taraftar profilini gelire cevirmek isteyen, pazarlama icin her türlü popülist tavizi veren ve her türlü disipliner prensibi cigneyecek kadar suursuz olan kulüp yönetimidir. (pazarlama ve gelirden tek kastim para degil, bunlar ayni zamanda taraftar nezdinde iktidari saglama alma manevralaridir).

    bin defa yazdim bu son cümleyi, tekrar yaziyorum. arda genc ve yetenekli bir insan. ve bu kadar vicik vicik popülizmler, bu kadar vicik vicik tavizler ile kendisini yeri gelince bir mastürbasyon, yeri gelince bir pazarlama objesi olarak kullanmaktan cekinmeyen bazi sorumsuz ve suursuzlarin tavizlerinin tersine, biz onun iyiligini istedigimiz icin bu kadar sert konusuyoruz.

    umarim anlasilmistir.
  • 2992
    bu aralar vücut dilini hiç beğenmediğim canımız ciğerimiz. son maçlarda sahadaki görüntüsü mutsuz, memnuniyetsiz, gergin ve isteksiz. bir şeylere canı sıkkın bu çocuğun. ya rijkaard'a, ya yönetime, ya takım arkadaşlarına... var bir şeyler. ama bu haliyle bile tek bir hareketi maçın gidişatını değiştirebiliyor. neyse ki 29 ağustos 2010 eskişehirspor galatasaray maçıyla birlikte bu kasveti üzerinden attığını düşünüyorum ben.

    kendisine de iki çift sözüm olacak...
    ona, şuna, buna, bize küsme be kaptan. küsersen en çok zararı kendine verirsin, aman! sen bu takımın kaptanısın ve bu takım, seninle takım.
  • 2993
    29 ağustos 2010 eskişehirspor galatasaray maçında olanlara, yapılanlara karşı isyanını göremeyerek halen kendisine sallayan üstadların allaha havale edilmesi gereklidir.

    sağda oynadı, solda oynadı, defanstan top çıkardı, asist yaptı, volkan yaman'ın kendi kalesine attığı golün başından itibaren yaratıcısıydı.

    yediğimiz golde topu çizgiden çıkaramadığı için suçlayacaksanız ona bende varım. ama geri kalan her şey için (bkz: arda turan, büyük kaptan)

    aslan parçası...
  • 2996
    arda'yı her zaman beğendim, her zaman arkasında durdum, durmaya da devam edeceğim. bazı sıkıntılar yaşıyor dönem dönem, etkileniyor, bu oyununa yansıyor, o durumda galatasaray'ı etkiliyor. biraz hakan şükür'ü hatırlatıyor bana duygusallığı.

    aslında yapması gereken çok basit arda'nın, kafasını elbette bazı şeylere takıcak, ama sahaya çıktığı anda herşeyi geride bırakması lazım, bu birinci yapması gereken.

    ikinci olarak oyunu basit oynamaya alışması lazım, 3 kişinin arasına dalmalar, hasan şaş vari dön baba dönmelere gerek yok. al-ver, uzun top at, araya top sık, hemen hamleni yap orta aç-pas ver, bunlar basit ve seri yapıldığı zaman oyunu hem hızlandıran, hem güzelleştiren hamleler. arda bunları kolaylıkla yapabilen bir oyuncu. basit ve akılcı oynadığı sürece hem fizik kondisyonu 90 dakikaya yayılacak, hem de takımı olumlu yönde etkileyecek.

    orta saha da daha iyi top yapabilen takım arkadaşları olduğu zaman bu dediğimiz kombinasyonları ve daha akılcı oyunu sahaya yansıtır arda.

    sana güveniyorum kaptan...
  • 2997
    29 agustos 2010 eskisehirspor galatasaray maci sonrası lig tv muhabiri pınar argun'un; "arda, önce tebrik edelim... karanlıktan aydınlığa derler ya, bugün eskişehirspor galibiyeti galatasaray için bi nevi öyle oldu" cümlesi üzerine şu sözleri söylemiştir:

    "evet, takım arkadaşlarımı tebrik ediyorum. buraya gelen az sayıdaki taraftarlarımıza da teşekkür ediyorum; bizi destekledikleri için. gerçekten zor günler yaşıyoruz, bu bir gerçek. galatasaray takımına yakışmayan günler... ama burdan hep beraber el birliğiyle çıkacağız, çünkü iyi günde herkes galatasaray takımı futbolcusu, iyi günde herkes galatasaray takımı taraftarı, iyi günde herkes galatasaray takımı başkanı olabilir ama işte bugünlerde birlik ve beraberlik olmak lazım... burdan adnan polat'a da, taraftara da çok teşekkür ediyorum... ne olursa olsun, ne kadar eleştirilse bile her zaman takımın yanındaydı, en kötü günde bile... daha bugüne kadar ağzını bile açıp bize bir şey söylemedi; destekten başka... o yüzden başkanımıza da teşekkür ediyorum. hocaya çok teşekkür ediyorum... yani bu bizim için bugünkü mücadele bir onur mücadelesiydi, çünkü çok önemliydi, çok sıkıntılı günler yaşıyoruz..."

    kaynak: http://ligtv.com.tr/...=1&hid=77404

    konuşmanın devamını yazmaya gerek duymadım; istediğim bilgi bu bölümde mevcut. felaket senaryoları üreten ya da gece rüyasında gördüğü fantezileri, sabah uyanınca haber yapan gazeteciler gibi hayali senaryo yazmak istemiyorum ama içimden geçen şu duyguyu da paylaşmak istiyorum: arda turan'ın frank rijkaard ile bir sorunu var...

    bu sözlükte daha önce de dile getirildi bu durum ama ben dün akşam, arda'nın bu konuşması sırasında, bunu gerçekten hissettim ve hislerime de güveniyorum. herkesin iyi günde futbolcu, taraftar ve başkan olabileceğinden bahsetmiş de teknik direktör olabileceğinden bahsetmemiş... rijkaard'ın işi çok mu kolay? siz iyi oynayınca; "en büyük futbolcular, yaşasın futbolcular...", siz kötü oynayınca; "tu kaka rijkaard"... sevgili arda; emin ol ki, kötü günde en zor iş; teknik direktör olmak... hatta, suçlu da olsa, suçsuz da olsa, kapının önüne konacak ilk kişi de teknik direktördür... ha bir de, keşke başkana "başkanımıza" diyerek sahip çıktığın gibi, hocamızı da "hocaya" diyerek uzak mesafade tutmasaydın... inan ki, galatasaray taraftarı olarak içime oturdu... (konuşmanın sonlarına doğru; "her zaman, takım arkadaşlarım, hocam ve başkanım biliyor ki; takım için ne iyi olursa ben onu yapmaya çalışıyorum" demiş olduğunu da bilerek bunları söylüyorum...)

    bugüne kadar ismi altında, hiçbir galatasaraylı futbolcuya olumsuz eleştiri yapmamış olmakla birlikte, bu da şahsım adına bir arda turan eleştirisi değildir. hatta hakkında daha önce yazdıklarım da kanıtıdır ki; kendisini severim, sayarım... en çok istediğim şeylerden biri de, onu "gerçek arda" gibi oynarken ve galatasaray'ın başarılarında pay sahibi olurken görmektir... ama diğer yandan da, frank rijkaard'ı da severim, sayarım... hele de şu kötü günlerde en büyük destekçilerindenim... ve üzülerek görmekteyim ki; kaptanım ve teknik direktörüm arasında ters giden bir şeyler var... rijkaard ilk geldiği günlerde, arda onun "küçük prens"i gibiydi... el üstünde tuttuğu da gün gibi ortadaydı... şimdi aralarına hangi kedi girdi bilmiyorum... arda'nın yapmış olduğu bu konuşma, belki de gerçekten "o anlık" söylemlerden ibaret olup, hiçbir "yan anlam" içermemekteydi; belki de ben "öküzün altında buzağı aramak"tayım... ama içimden geçenlere de engel olamamaktayım...
  • 2998
    takımımızın attığı her golde ya da girdiği her pozisyonda bir şekilde atağın içinde olan futbolcumuzdur. ya arkadaş arda olmadan doğru dürüst pozisyona bile giremiyoruz ve bu yıllardır bu şekilde devam ediyor. nedense adam ne yaparsa yapsın birilerine yaranamıyor. tamam algıda seçicilik var ama nereye kadar.

    29 ağustos 2010 eskişehirspor galatasaray maçı özelinde değerlendirirsek ilk golümüzde herhangi bir neden sonuç ilişkisinden bahsetmek mümkün değil. ivesa hediyeyi verdi, kralımız da eyvallah dedi. maçta daha sonra bulduğumuz ilk pozisyonda arda sag kanattan çizgiye indi, topu içeriye doğru çekip sol ayağıyla (bence kaptanın en zayıf noktası sol ayağının efektif kullanamaması) adrese teslim bir orta/pas yaptı. baros etkili bir şekilde vuramadı, sarp da tamamlamak için geç kaldı.

    arda daha sonra doğru yerde durup doğru koşuyu yaparak belki de maçın en net pozisyonuna girdi. vasat bir vuruşla topu kaleciye nişanladı.

    62. dakikada ise sarp'a en klişe futbol terimlerinden biriyle akıl dolu bir pas verdi. bir çok kişinin aksine ben sarp'ın pasını beğenmedim fakat arda bir şekilde topa yetişti ve eline yüzüne bulaştırmadan sade bir doknuşla son vuruşu yaptı. bu dakikada allah yüzümüze güldü ve volkan kıyağını yaptı.

    son golümüzde ise baros'la birlikte garip bir pes golü hazırladılar ki burada da allah servet'in yüzüne güldü ve çok ihtiyacı olan bir golü atmasını sağladı.

    dün aksam mücadele anlamında kırılganlıktan kurtulmamız sevindirici olsa da takımda hala ciddi bir kısırlık var. bu yoksunluktan sıyrıldığımız her pozisyonda ise ne hikmetse arda'nın adı var. bununla birlikte arda'nın ofansif anlamda kendi vasatının altında kaldığını da söyleyebiliriz. zaten büyük oyuncuları büyük yapan biraz da kötü günlerindeki performansıdır.
  • 3000
    herkes milli takımda daha iyi performans sergiliyor derken, neden diye soran var mı acaba?

    arda duygusaldır, en büyük korkum taraftar tarafından ıslıklanmaktır der. taraftar kız arkadaşı ile sinemaya gitti diye beste yapar.

    arda amatördür. saraçoğluna anca deplasmana giderim der. taraftarın yarısı git nereye gidersen der.

    arda bizden biridir. maçı kazanmak için hırsının kurbanı olur bazen. pas vermiyor, yabancı düşmanı denir.

    taş olsa çatlar, arda ise daha 22 yaşında bir genç

    ama milli takımda üzerinde o kadar baskı olmaz. ben burada daha iyi oynarım dediği yerde oynar. takım, seyirci onu rahat bırakır, o da çıkar topunu oynar.

    sen dersen ki bir ingiliz gibi soğuk olsun, profesyonel olsun o zaman değil arda hiçbir türk oyuncusu böyle değil ki zaten. şu çocuğun üzerindeki baskıyı bir alsak işte o zaman hem takımı uçuracak hem kendi uçacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın