622
futbol ekonomisinden bi haber olan bünyelerin eleştirmekten geri durmadığı isim.
mesela neymiş onca elaman satılmış onca sponsorluk geliri elde edilmiş, ama nerdeymiş yepisyeni transferler? bi insanın bu şekilde eleştiri getirmesi için ciddi sakata gelmesi gerekir. öyle böyle değil. ve çıkıp ulan birleşme ayağına uyutuyorlar insanı. transfer nerde diyorlar. bu sadece cimbom taraftarı için değil diğer kulüplerin taraftarlarında da olan bir durum. beşiktaş taraftarlarını transfer öncesi ve sonrası diye değerlendirmek bu yüzden değerlidir. ve aslında taraftarların kendilerinde bu hakkı görmelerinin nedeni de başkanların bu denli futbol üzerinde etkileri olmasındandır, yanisi profesyonel idaresizliktir. ama cimbom bu yola da girecektir pek yakında.
mesela birleşme sağlandı, ve her sene kaybolan 25 milyon dolar civarındaki para eksi hanesine yazılmayacak kulübün. başkanın birçok şampiyonluktan değerlidir derken vurgulamak istediği kulübün kamburdan kurtulduğu gerçeğiydi şüphesiz. ama sokaktaki adam anlamaz, anlaması da gerekmez. ve fakat boş & saçma yorumlar yapmasını da desteklemez bu. 70 milyonluk kredi almıştı kulüp birleşme için. ve bunun 30 milyonuyla birleşme sağlandı, 40 milyon duruyor.
halen daha cimbom'un aziz yıldırımı diyen kalemler var burda. yazıktır. cimbom'un en demokratik başkanlarından birisi olur kendisi. demokrasi ne demek onu öğrenelim önce. ve sonrasında "maddi yönden iyi de sportif yönden pek iyi değil"e varıyor yorumlar. aslında bunlar gayet de bağımlı birbirleriyle. cimbom'un geride bırakılan dönemlerde yahut bizim şahit olduğumuz dönemlerin hiçbirinde ekonomisi iyi değildi? bunun elbetteki başarıya ulaşamamızda etkisi vardır, olmuştur. dur demezsen yine olacaktır. ve başarı kelimesini lig şampiyonluğu olarak tanımlayan taraftarlara sözüm bile olamaz. bu sene olamasa dahi seneye şampiyon olur takım. ve fakat başarı yine yakalanmaz. bu biraz da hedefle alakalıdır. benim kafamı kurcalayan nokta da budur. taraftarların bu sabırsızlığı, hazımsızlığı her şeyi engeller. farkına bile varamayız.
neyse aslında söylenecek çok şey var. bugün bi saçma haber okudum onun üzerine yazmak istedim. türkiye'de bir şeyleri yıkmak çok basittir. çünkü kulüp dediğin liseye bağımlı, lise dediğin birkaç bin kişinin oyuna. bunlar adam akıllı değişmeden futbol konuşmak bile saçma geliyor. adnan polat için cimbom'un parasını iç etti diyenler bile var. yine yazıktır. benim trübünde olduğum kadar yönetimlerde yer almıştır polat. katkısı benden fazlacadır. kendimden şüphe etmiyorsam polat'tan da etmemeliyim. akıl bunu gerektirir. ve ülke futbolu sadece gelen bir yabancı adamla, veya yönetimle değişmez. daha fazlası lazımdır. akıllı seyirci mesela. taraftar değil; zira ülke, otamatik doğumlu taraftarlar ülkesi. hangi takımlısın'a galatasaray cevabı vermekten daha büyük görevleri var özde cimbom sevdalılarının, izleyicilerinin, seyircilerinin...
mesela neymiş onca elaman satılmış onca sponsorluk geliri elde edilmiş, ama nerdeymiş yepisyeni transferler? bi insanın bu şekilde eleştiri getirmesi için ciddi sakata gelmesi gerekir. öyle böyle değil. ve çıkıp ulan birleşme ayağına uyutuyorlar insanı. transfer nerde diyorlar. bu sadece cimbom taraftarı için değil diğer kulüplerin taraftarlarında da olan bir durum. beşiktaş taraftarlarını transfer öncesi ve sonrası diye değerlendirmek bu yüzden değerlidir. ve aslında taraftarların kendilerinde bu hakkı görmelerinin nedeni de başkanların bu denli futbol üzerinde etkileri olmasındandır, yanisi profesyonel idaresizliktir. ama cimbom bu yola da girecektir pek yakında.
mesela birleşme sağlandı, ve her sene kaybolan 25 milyon dolar civarındaki para eksi hanesine yazılmayacak kulübün. başkanın birçok şampiyonluktan değerlidir derken vurgulamak istediği kulübün kamburdan kurtulduğu gerçeğiydi şüphesiz. ama sokaktaki adam anlamaz, anlaması da gerekmez. ve fakat boş & saçma yorumlar yapmasını da desteklemez bu. 70 milyonluk kredi almıştı kulüp birleşme için. ve bunun 30 milyonuyla birleşme sağlandı, 40 milyon duruyor.
halen daha cimbom'un aziz yıldırımı diyen kalemler var burda. yazıktır. cimbom'un en demokratik başkanlarından birisi olur kendisi. demokrasi ne demek onu öğrenelim önce. ve sonrasında "maddi yönden iyi de sportif yönden pek iyi değil"e varıyor yorumlar. aslında bunlar gayet de bağımlı birbirleriyle. cimbom'un geride bırakılan dönemlerde yahut bizim şahit olduğumuz dönemlerin hiçbirinde ekonomisi iyi değildi? bunun elbetteki başarıya ulaşamamızda etkisi vardır, olmuştur. dur demezsen yine olacaktır. ve başarı kelimesini lig şampiyonluğu olarak tanımlayan taraftarlara sözüm bile olamaz. bu sene olamasa dahi seneye şampiyon olur takım. ve fakat başarı yine yakalanmaz. bu biraz da hedefle alakalıdır. benim kafamı kurcalayan nokta da budur. taraftarların bu sabırsızlığı, hazımsızlığı her şeyi engeller. farkına bile varamayız.
neyse aslında söylenecek çok şey var. bugün bi saçma haber okudum onun üzerine yazmak istedim. türkiye'de bir şeyleri yıkmak çok basittir. çünkü kulüp dediğin liseye bağımlı, lise dediğin birkaç bin kişinin oyuna. bunlar adam akıllı değişmeden futbol konuşmak bile saçma geliyor. adnan polat için cimbom'un parasını iç etti diyenler bile var. yine yazıktır. benim trübünde olduğum kadar yönetimlerde yer almıştır polat. katkısı benden fazlacadır. kendimden şüphe etmiyorsam polat'tan da etmemeliyim. akıl bunu gerektirir. ve ülke futbolu sadece gelen bir yabancı adamla, veya yönetimle değişmez. daha fazlası lazımdır. akıllı seyirci mesela. taraftar değil; zira ülke, otamatik doğumlu taraftarlar ülkesi. hangi takımlısın'a galatasaray cevabı vermekten daha büyük görevleri var özde cimbom sevdalılarının, izleyicilerinin, seyircilerinin...