10424
profesyonel futbolculuk dünyasını asgari ücret alan ve ezilen halk ile bir tutmak akıl tutulmasıdır, yaşanılan gerçekliğin farkında olmamaktır. paralel bir evrende belki tam tersi bir durum vardır ama barışı taraftar ıslıklıyor diye yok profesyonel değilsiniz, şu kadar alıyorsunuz gibi alçaltıcı konuşmalar belli bir kesimin ağzıdır.
gel gelelim bizler duygularıyla yaşayan canlılarız. hele galatasaray gibi bir takımın kuruluşundan bu güne kadar olan süreçte içinde bulunan saygıdeğer insanlar bile bu his olayına dikkat çekmişken kimse bizden duygusuzluk örneği beklemesin.
barış alper yılmaz büyük bir hata yapmıştır. olay sadece zam istemek değildir. ben de geçen sene ocak ve şubat aylarında zam istediğim için patron ile 1 ay tartışma yaşadım ve ilişiğimi koparma noktasına geldim.
en sonunda tartıştık ve dedim ki "kardeş ben kritik bir roldeyim bu yüzden seni yarı yolda bırakamam 15 gün daha çalışayım sen yerime birini bak."
ertesi gün kendisi benden önce işe gelip bilgisayara oturmuştu. ancak yerime eleman aramaya tenezzül bile etmeden patronca özür diledi. uzun çalışma saati geçiren işçiler bunu anlar.
yani ben amatör halimle ne patronumu ne de iş yerini zora sokmamak için aldığım kuş kadar maaşa rağmen devam ettim. kestirip atabilirdim. "tamam bilader herkes yoluna" diyerek ceketimi alıp çıkabilirdim ki ben 2012'den beri aynı yerde çalışıyorum.
yapamadım değil, yapmadım.
barış'ın böyle bizi yüz üstü bırakacak şekilde cıvıtması beklenmeyecek bir davranıştı.
adam temmuz da yeni sözleşme imzalamadı mı? ben mi yanlış biliyorum. kim bugün patronuna gidip hacım bana 1 ay önce zam yaptınız ben de kabul ettim ama daha da isterim yoksa ofisimi, bilgisayarımı açmam diyebilir? adamı tefe koyarlar. iş hukukunu bırak iş ahlakı bunu kabul etmez.
şimdi sen duygularıyla hayatına yön veren adam bunları yapıp sonra hiçbir şey olmamış gibi devam mı edeceksin?
ilk gün neredeysem yine oradayım. tez vakitte yollanmalıdır.
bu arada barış gitmesin, ona ihtiyacımız var, şu olur, bu olur diyenlere de bir çift lafım var.
burası galatasaray, boğulacaksak büyük denizde boğulalım. barış kim ki muhtaç olalım?
galatasaray avrupa fatihidir, önümüze bakalım.
gel gelelim bizler duygularıyla yaşayan canlılarız. hele galatasaray gibi bir takımın kuruluşundan bu güne kadar olan süreçte içinde bulunan saygıdeğer insanlar bile bu his olayına dikkat çekmişken kimse bizden duygusuzluk örneği beklemesin.
barış alper yılmaz büyük bir hata yapmıştır. olay sadece zam istemek değildir. ben de geçen sene ocak ve şubat aylarında zam istediğim için patron ile 1 ay tartışma yaşadım ve ilişiğimi koparma noktasına geldim.
en sonunda tartıştık ve dedim ki "kardeş ben kritik bir roldeyim bu yüzden seni yarı yolda bırakamam 15 gün daha çalışayım sen yerime birini bak."
ertesi gün kendisi benden önce işe gelip bilgisayara oturmuştu. ancak yerime eleman aramaya tenezzül bile etmeden patronca özür diledi. uzun çalışma saati geçiren işçiler bunu anlar.
yani ben amatör halimle ne patronumu ne de iş yerini zora sokmamak için aldığım kuş kadar maaşa rağmen devam ettim. kestirip atabilirdim. "tamam bilader herkes yoluna" diyerek ceketimi alıp çıkabilirdim ki ben 2012'den beri aynı yerde çalışıyorum.
yapamadım değil, yapmadım.
barış'ın böyle bizi yüz üstü bırakacak şekilde cıvıtması beklenmeyecek bir davranıştı.
adam temmuz da yeni sözleşme imzalamadı mı? ben mi yanlış biliyorum. kim bugün patronuna gidip hacım bana 1 ay önce zam yaptınız ben de kabul ettim ama daha da isterim yoksa ofisimi, bilgisayarımı açmam diyebilir? adamı tefe koyarlar. iş hukukunu bırak iş ahlakı bunu kabul etmez.
şimdi sen duygularıyla hayatına yön veren adam bunları yapıp sonra hiçbir şey olmamış gibi devam mı edeceksin?
ilk gün neredeysem yine oradayım. tez vakitte yollanmalıdır.
bu arada barış gitmesin, ona ihtiyacımız var, şu olur, bu olur diyenlere de bir çift lafım var.
burası galatasaray, boğulacaksak büyük denizde boğulalım. barış kim ki muhtaç olalım?
galatasaray avrupa fatihidir, önümüze bakalım.


