1695
kendisi gözümde kral adamdır, 2009-2010 sezonunda da öyle skandal, gereksiz, yerine 5 yaşında bebe koysan daha iyi oynardı performansı sergilememiştir. zaman bulduğu süre içerisinde birşeyler yapmaya çalışmıştır. tepeden tırnağa sportif anlamda başarısız olduğumuz bir sezonda bana asılmayan oyuncuları sayın desem? keita, neill, kewell başka? keita bireyselliğinden, neill adamlığından, kewell ise iki yıl gibi bir süreçte adam gibi adam olduğunu kanıtlamasından ve sempatikliğinden asılmadı. asılamazlar da zaten. bir futbolcu gösteremezsiniz geçtiğimiz sezon takım oyuncusuydu, bilmem neydi, çabaladı falan. sebebi sezonu erken açmamız, baroş'suzluk, kewell'sızlık, ayhan'lılık, mustafa'lılık, geçiş aşaması falan fistan. elano blumer ise oynadığı mevkide birşeyler yapmaya çabaladı, öncelikli olarak defans görevinin verildiği belliydi zaten, ama hayalini dile getirdi, katılmasam da belki doğrudur ne bileyim kendisini dünya kupasına saklamak için toplara girmedi dendi. ustalarım daha iyi bilir tabi ancak topa girmeyen adam değil fiziği, kondisyonu yetersiz olan adam sakatlanır yanlış mıyım acaba? kaç defa sakatlık geçirdi bu adam, sakatlanmamak için kendini saklasa zaten sakatlanmaz, tabi ki pozisyona göre değişir ancak fiziği ve kondisyonu yetersizdi, yeterli çalışmadı denilirse anlarım fakat kendisini saklayan adam olamaz bu adam. oyun zekası kewell ve neill ile birlikte en yüksek olan adam bu adam, aksini kabul edemem kusura bakmayın.
daha önceden kendisini tanıyanlar da bilir bu adam öyle çalım yapan, top süren bir adam da değil. tek top, pas ve şuttur elano. geçtiğimiz sezon için tek top oynamaya çalışması elinde patlamıştır. sebeplerinden biri ya mustafa sarp ile oynadı ya mehmet topal ile. bu iki adamın da tek topa namüsait olduğu süphe götürmez bir gerçek. keita desen, pas verdikten sonra alman ya da duvar pasına kalkman bilmem ne öyle istediğinde gerçekleştirebildiğin bir şey değil, alıp giden adam keita. arda desen solda mı oynadı serbest mi oynadı bilen yok. onunla da pas alış verişi olmadı, kewell zaten olduğunda da olmadı yokken de solda kim oynadıysa olmadı. pas konusuna gelirsek; ilk oynadığında '' lan bu adam ne pas atıyor arkadaş! '' deyip durduk, uzun paslarıyla asist de yaptı. ama zamanla sakatlıklar, takım düzeninde meydana gelen değişiklikler bu pasları şişirme toplara çevirdi çünkü tek top, paslaşarak gitme gibi oyun stilleri ile oynamazsan başka yapacak şeyin yok. keita'ya doldur! dikkatli izlendiğinde görülecektir ki elano pası verdikten sonra olduğu yerde kalmayıp boş alana kaçar. verdiği adam da ellerini açıp sağa sola bakıp ardından kaleciye top attığı için elano maçlarda ortasahayı tavaf etmekle yetiniyor. total futbol falan bilmem ben alışık değilim ancak benim bildiğim rijkaard pas alışverişi yaptıracak bir adam, ancak elano ile bunu beceremediyse sorun elano'dadır kabul haydi. şut konusunda ise elano'ya duran toplarda yetki mi verilmedi ya da elano mu basiretsizce kullandı bu topları bu genel geçer birşey, tartışmaya gerek yok. olumlu olarak sayacağınuz üç beş korner, panathinaikos'a saçma sapan bir gol, manisa deplasmanında ona buna çarparak keita'ya asist olan frikik. maç içerisinde adamın şutu yok, ya ben yanlış görüyorum bu adam hücumu hiç çıkmıyor ya da şut çekmiyor. çift haneli rakamlar kadar şut çektiğini hatırlamıyorum, ama az çektiği şutlar da mantıksız değildi, iyi gitti. keşke daha da çok şut çekseydi.
kim ne derse desin sezonun yüz karası olarak jo ve elano tarihe altın harflerle geçmiştir. ben ya da başkası buraya ne kadar karalasa da bu bir gerçek. bu kadar insan boşuna atıp tutmuyor. bu insanlar atıyor tutmuyor çünkü attıkları ile hedef zıt yerlerde. elano'yu bu takımda ön libero oynatırsan bu eleştirilere maruz kalması kaçınılmaz gibi birşeydi zaten. ha rijkaard bunda suçlu mu? hayır. yönetimimiz elano'yu almak yerine bir tane zenci alsaydı da, sene sonu bu kadar zenci zenci diye ağlamasaydık. o gelen de claude makelele etkisi yaratmayacaktı tabi ama en azından ne oynayacağı belli olurdu. ben elano'nun ne oynadığını bilmiyorum henüz. kalmayacak ama kalırsa da ne oynayacak meçhul. sağ açığa yakın, hucümun ortası oynayan bir adamı ön liberoya ya da çift yönlü oynasın diye oraya koymak ne kadar mantıklı tartışılır zaten.
5-6 ay baroş'suz geçti. önce nonda'yı koyduk, kendisi dönene kadar tanker döner. kewell, sonra kaptan ilerde oynadı derken devre arasında alemlerin kralı geldi, o da sakatlandı aq. kime ara pası atacaktı elano? anlaşabileceği tek adam arda'da ilerde oynamaya başladı.
serdar ortaç'tan nefret ediyorum!
çıldırdım, iddia ediyorum; atletico madrid'i elerdik bu adam sakatlanmasaydı. ölüsü birşeyler katıyordu, ölüsü uzun pasla pozisyon yaratıyordu, ölüsü topsuz alanı kapatıyordu, ölüsü zekası ile top çalıyor, pas atıyordu. biliyorum ben bir aptalım.
dünya çapında bir adam değil, belki bir kallström ya da zenci değil ama oturmuş bir takımda, etrafında pas yapacağı adamlarla bu adam iyi olur. şerefime olur lan! çünkü bu adam takım oyuncusu, takım ile oynayan bir adam. bireysel adam tek başına parlar ancak bu adam tek başına parlamaz, çok zor. takım olarak oynayacağız ki elano'yu görelim. muhtemelen göremeyeceğiz artık, kampa bile katılacağını düşünmüyorum ama 10 m euro'nun üzeri paralar söz konusuysa satılabilir. transferlerin son günlere kalması ve takıma geç katılması taraftarı olmadığım için kulüp içi dengeleri sarsamayacaksa ve gelecek oyunlar, 2012 kriterleri için sorun teşkil etmeyecekse satılmamalı. üzerine düşülürse duran topları kullanacak adamımız, penaltıcımız(ki golleri var penaltıdan) ve pas dağıtıcımız(xavi olmaz tabi aq) hazır olur. alışma süreci vb. de kalmadı artık, dünya kupası işleri de kalmadı. zaten öyle dünya çapında adam değil, bizde paşa paşa 4-5 yıl oynar çeker gider santos'a geri robinho ile alem yapmaya.
daha önceden kendisini tanıyanlar da bilir bu adam öyle çalım yapan, top süren bir adam da değil. tek top, pas ve şuttur elano. geçtiğimiz sezon için tek top oynamaya çalışması elinde patlamıştır. sebeplerinden biri ya mustafa sarp ile oynadı ya mehmet topal ile. bu iki adamın da tek topa namüsait olduğu süphe götürmez bir gerçek. keita desen, pas verdikten sonra alman ya da duvar pasına kalkman bilmem ne öyle istediğinde gerçekleştirebildiğin bir şey değil, alıp giden adam keita. arda desen solda mı oynadı serbest mi oynadı bilen yok. onunla da pas alış verişi olmadı, kewell zaten olduğunda da olmadı yokken de solda kim oynadıysa olmadı. pas konusuna gelirsek; ilk oynadığında '' lan bu adam ne pas atıyor arkadaş! '' deyip durduk, uzun paslarıyla asist de yaptı. ama zamanla sakatlıklar, takım düzeninde meydana gelen değişiklikler bu pasları şişirme toplara çevirdi çünkü tek top, paslaşarak gitme gibi oyun stilleri ile oynamazsan başka yapacak şeyin yok. keita'ya doldur! dikkatli izlendiğinde görülecektir ki elano pası verdikten sonra olduğu yerde kalmayıp boş alana kaçar. verdiği adam da ellerini açıp sağa sola bakıp ardından kaleciye top attığı için elano maçlarda ortasahayı tavaf etmekle yetiniyor. total futbol falan bilmem ben alışık değilim ancak benim bildiğim rijkaard pas alışverişi yaptıracak bir adam, ancak elano ile bunu beceremediyse sorun elano'dadır kabul haydi. şut konusunda ise elano'ya duran toplarda yetki mi verilmedi ya da elano mu basiretsizce kullandı bu topları bu genel geçer birşey, tartışmaya gerek yok. olumlu olarak sayacağınuz üç beş korner, panathinaikos'a saçma sapan bir gol, manisa deplasmanında ona buna çarparak keita'ya asist olan frikik. maç içerisinde adamın şutu yok, ya ben yanlış görüyorum bu adam hücumu hiç çıkmıyor ya da şut çekmiyor. çift haneli rakamlar kadar şut çektiğini hatırlamıyorum, ama az çektiği şutlar da mantıksız değildi, iyi gitti. keşke daha da çok şut çekseydi.
kim ne derse desin sezonun yüz karası olarak jo ve elano tarihe altın harflerle geçmiştir. ben ya da başkası buraya ne kadar karalasa da bu bir gerçek. bu kadar insan boşuna atıp tutmuyor. bu insanlar atıyor tutmuyor çünkü attıkları ile hedef zıt yerlerde. elano'yu bu takımda ön libero oynatırsan bu eleştirilere maruz kalması kaçınılmaz gibi birşeydi zaten. ha rijkaard bunda suçlu mu? hayır. yönetimimiz elano'yu almak yerine bir tane zenci alsaydı da, sene sonu bu kadar zenci zenci diye ağlamasaydık. o gelen de claude makelele etkisi yaratmayacaktı tabi ama en azından ne oynayacağı belli olurdu. ben elano'nun ne oynadığını bilmiyorum henüz. kalmayacak ama kalırsa da ne oynayacak meçhul. sağ açığa yakın, hucümun ortası oynayan bir adamı ön liberoya ya da çift yönlü oynasın diye oraya koymak ne kadar mantıklı tartışılır zaten.
5-6 ay baroş'suz geçti. önce nonda'yı koyduk, kendisi dönene kadar tanker döner. kewell, sonra kaptan ilerde oynadı derken devre arasında alemlerin kralı geldi, o da sakatlandı aq. kime ara pası atacaktı elano? anlaşabileceği tek adam arda'da ilerde oynamaya başladı.
serdar ortaç'tan nefret ediyorum!
çıldırdım, iddia ediyorum; atletico madrid'i elerdik bu adam sakatlanmasaydı. ölüsü birşeyler katıyordu, ölüsü uzun pasla pozisyon yaratıyordu, ölüsü topsuz alanı kapatıyordu, ölüsü zekası ile top çalıyor, pas atıyordu. biliyorum ben bir aptalım.
dünya çapında bir adam değil, belki bir kallström ya da zenci değil ama oturmuş bir takımda, etrafında pas yapacağı adamlarla bu adam iyi olur. şerefime olur lan! çünkü bu adam takım oyuncusu, takım ile oynayan bir adam. bireysel adam tek başına parlar ancak bu adam tek başına parlamaz, çok zor. takım olarak oynayacağız ki elano'yu görelim. muhtemelen göremeyeceğiz artık, kampa bile katılacağını düşünmüyorum ama 10 m euro'nun üzeri paralar söz konusuysa satılabilir. transferlerin son günlere kalması ve takıma geç katılması taraftarı olmadığım için kulüp içi dengeleri sarsamayacaksa ve gelecek oyunlar, 2012 kriterleri için sorun teşkil etmeyecekse satılmamalı. üzerine düşülürse duran topları kullanacak adamımız, penaltıcımız(ki golleri var penaltıdan) ve pas dağıtıcımız(xavi olmaz tabi aq) hazır olur. alışma süreci vb. de kalmadı artık, dünya kupası işleri de kalmadı. zaten öyle dünya çapında adam değil, bizde paşa paşa 4-5 yıl oynar çeker gider santos'a geri robinho ile alem yapmaya.