18
uğur tütüneker
ne yapsak olmuyordu işte. bir önceki sezon derwall'li takım averajla şampiyonluğu kaybedince çok üzülmüştük. son maçta sarıyer'le oynayıp, trabzondan gol haberi gelmeyince galatasaray'ı ''feda olsun'' tezahüratıyla tatile yollamıştık. ne de olsa biz beklerdik 1 yıl daha. yıllardır beklenen şey sadece şampiyonluk değildi bizim için. televizyonlarda seyredipte yanlarına yaklaşamayacağımız takımları eleme zamanı gelmişti. avrupa stadyumlarının tepesinde galatasaray hayaletinin dolaşmaya başladığı yılların arifesiydi.
almanya'dan transfer edilmişti. sanki bir ayağı kısa gibiydi, koşarken yalpalardı. tribünler uuuuuu, uuuuuu diye çağırırdı. uve derdik kendi aramızda konuşurken. uzun yıllar sonra gelen şampiyonluğun en büyük oyuncusuydu. sayesinde o zamanlar çalıştığım bankanın müdürü emine hanım galatasaray'lı olmuştu. şimdiki galatasaray taraftarı için son 4 maçın lincoln'ü ne ise bizim için bütün bir sezonun uve'si aynıydı. o zamanlar asistleri sayan, takan yoktu, sayılsaydı, böyle bir istatistik yapılsaydı uzak ara uğur tütüneker birinci gelirdi.
ikinci sezonunda tanju çolak geldi takıma. lincoln-baros ikilisiydi. tanju çolak'ı avrupa gol kralı yaptı. altın ayakkabının teki onun olmalıydı aslında. unutulmaz maçları oynadı, unutulmaz goller attı, unutulmaz goller attırdı. bir galatasaray'lı olarak futbolu bıraktı. bir galatasaray'lı eski futbolcu olarak yaşamını sürdürmektedir.
222 lig maçına çıkıp 40 gol atmış, attırdıkları sayılamamıştır. tarihsel maçı tarihe geçirenlerdendir. neushatel maçı kahramanıdır.
yeni doğan çocuğumun beşiğine resmini astığım ilk galatasaray futbolcusu, uğur tütüneker; galatasaray sevgimin ivme kazandığı yıllardaki motor gücümdün. seni çok sevmiştik, formanın içindeykende, formanın dışındaykende. selam olsun her neredeysen büyük galatasaray'a avrupa fatihi madalyasını taktıranların başında gelen büyük futbolcu. her zaman büyük olarak kalacaksın
ne yapsak olmuyordu işte. bir önceki sezon derwall'li takım averajla şampiyonluğu kaybedince çok üzülmüştük. son maçta sarıyer'le oynayıp, trabzondan gol haberi gelmeyince galatasaray'ı ''feda olsun'' tezahüratıyla tatile yollamıştık. ne de olsa biz beklerdik 1 yıl daha. yıllardır beklenen şey sadece şampiyonluk değildi bizim için. televizyonlarda seyredipte yanlarına yaklaşamayacağımız takımları eleme zamanı gelmişti. avrupa stadyumlarının tepesinde galatasaray hayaletinin dolaşmaya başladığı yılların arifesiydi.
almanya'dan transfer edilmişti. sanki bir ayağı kısa gibiydi, koşarken yalpalardı. tribünler uuuuuu, uuuuuu diye çağırırdı. uve derdik kendi aramızda konuşurken. uzun yıllar sonra gelen şampiyonluğun en büyük oyuncusuydu. sayesinde o zamanlar çalıştığım bankanın müdürü emine hanım galatasaray'lı olmuştu. şimdiki galatasaray taraftarı için son 4 maçın lincoln'ü ne ise bizim için bütün bir sezonun uve'si aynıydı. o zamanlar asistleri sayan, takan yoktu, sayılsaydı, böyle bir istatistik yapılsaydı uzak ara uğur tütüneker birinci gelirdi.
ikinci sezonunda tanju çolak geldi takıma. lincoln-baros ikilisiydi. tanju çolak'ı avrupa gol kralı yaptı. altın ayakkabının teki onun olmalıydı aslında. unutulmaz maçları oynadı, unutulmaz goller attı, unutulmaz goller attırdı. bir galatasaray'lı olarak futbolu bıraktı. bir galatasaray'lı eski futbolcu olarak yaşamını sürdürmektedir.
222 lig maçına çıkıp 40 gol atmış, attırdıkları sayılamamıştır. tarihsel maçı tarihe geçirenlerdendir. neushatel maçı kahramanıdır.
yeni doğan çocuğumun beşiğine resmini astığım ilk galatasaray futbolcusu, uğur tütüneker; galatasaray sevgimin ivme kazandığı yıllardaki motor gücümdün. seni çok sevmiştik, formanın içindeykende, formanın dışındaykende. selam olsun her neredeysen büyük galatasaray'a avrupa fatihi madalyasını taktıranların başında gelen büyük futbolcu. her zaman büyük olarak kalacaksın