36612
galatasaray'a gönülden bağlı, hayatını adamış erden timur gibi bir kişi olmasa icardi, torreira, mertens, ziyech, zaha gibi futbolcuları olmamış olacak bir takım. ben en çok buna karşıyım. türkiye'nin en büyük, en başarılı ve en güzel kulübünün bir transfer sistemi yok, yönetime gelen isimlerden transfere bakan kişiler iş bilen, sorun çözücü, ikna edici, kalifiye kişilerden olursa galatasaray futbol takımı iyi oyunculardan oluşuyor; eğer bu kişiler manchester'a gidip mctominay'a bakıp, zenit'e gidip wendel'e selam verip geri dönen; plansız, programsız ve kalifiye olmayan kişilerden oluşursa takımda sol kanat olmuyor; fransa, almanya ve italya liglerindeki sıradan oyuncular önemli ücretler de teklif edilse transfer edilemiyor. mesela cenk ergün'ün transferde muktedir olduğu durumlarda sıradan bir sol beke mauro icardi'ye ödenen bonservis bedeli ödeniyor. mesela burak elmas varken cicaldau'yu torreira'dan daha yüksek bonservisle alıyoruz. ünal aysal varken massimo moratti ile ilişkilerini kullanarak takıma prime wesley sneijder çekiyor, ama mesela birkaç sene öncesinde orta sahayı bam üçlüsü ile oynuyorsun.
demek istediğim, bu kadar güzel, büyük, efsane bir takımımızın kaderi ve on milyonlarca taraftarın mutluluğu şansa kalmamalı, kalamaz. kulübün transferden sorumlu ekibi, malı kaynak yaratma ekibi gibi aşırı önemli kısımlarda çalışan insanların bu işi en iyi yapacak kimselerden seçilmesi ve tüm aklın birleştirilerek önümüzdeki 30 senenin planlamasının yapılması ve bunun asla ve asla seçimle gelen x bir şahsın veya onun bu kısımlara getireceği üç beş kişinin düşüncesiyle isteğiyle değiştirilememesi gerekli.
koskoca galatasaray futbol takımı diğer adaylardan 2-3 ay daha iyi lobi yapmış insanların insafına bırakılamaz. yani bir ekip gelsin, artık kemerburgaz la masia'yı mı kuruyorsunuz, brezilyadan shaktar misali oyuncu ağı mı kuruyorsunuz bilemem. ama bu işlerin nasıl yapılacağı, kulübün mali ve transfer politikalarının nasıl olacağı ve hepsinin sonucu olarak galatasaray'ın o senedeki kaderinin nasıl çizileceğini şansa bırakmanız beni bıktırdı. ben artık yönetimlerden "geçmiş senelerdeki menajerlere verilen ücretleri kınıyoruz" veya "3 sene küçülmeye gidip genç oyunculara yönelip parlatıp satacağız" veya "bizim temel amacımız borçları ödemek" gibi cümleler duymak asla istemiyorum. veya bir başkan adayının "ben şu şu oyuncuları getirme vaadim var beni seçin" diyememesini istiyorum.
eğer en avrupalı, en medeni ve en elit kulüp bizsek kimse elinde cüzdan sallayarak başkan olamaz!
demek istediğim, bu kadar güzel, büyük, efsane bir takımımızın kaderi ve on milyonlarca taraftarın mutluluğu şansa kalmamalı, kalamaz. kulübün transferden sorumlu ekibi, malı kaynak yaratma ekibi gibi aşırı önemli kısımlarda çalışan insanların bu işi en iyi yapacak kimselerden seçilmesi ve tüm aklın birleştirilerek önümüzdeki 30 senenin planlamasının yapılması ve bunun asla ve asla seçimle gelen x bir şahsın veya onun bu kısımlara getireceği üç beş kişinin düşüncesiyle isteğiyle değiştirilememesi gerekli.
koskoca galatasaray futbol takımı diğer adaylardan 2-3 ay daha iyi lobi yapmış insanların insafına bırakılamaz. yani bir ekip gelsin, artık kemerburgaz la masia'yı mı kuruyorsunuz, brezilyadan shaktar misali oyuncu ağı mı kuruyorsunuz bilemem. ama bu işlerin nasıl yapılacağı, kulübün mali ve transfer politikalarının nasıl olacağı ve hepsinin sonucu olarak galatasaray'ın o senedeki kaderinin nasıl çizileceğini şansa bırakmanız beni bıktırdı. ben artık yönetimlerden "geçmiş senelerdeki menajerlere verilen ücretleri kınıyoruz" veya "3 sene küçülmeye gidip genç oyunculara yönelip parlatıp satacağız" veya "bizim temel amacımız borçları ödemek" gibi cümleler duymak asla istemiyorum. veya bir başkan adayının "ben şu şu oyuncuları getirme vaadim var beni seçin" diyememesini istiyorum.
eğer en avrupalı, en medeni ve en elit kulüp bizsek kimse elinde cüzdan sallayarak başkan olamaz!