16
lise basketbol seçmeleri için oynadığım maçta 6 sayı attım.
(bkz: çok kısa başarı hikayeleri)
edit : ulan nasıl unuturum ! sene 97 sonları falan , o zaman ilkokul öğrencisiyiz ve ders araları metal kutu ezip futbol oynayarak geçiyor. o dönem çok yaratıcı ve futbol tutkunu bir arkadaşımız tenis topu getirmiş. biz 4. sınıf öğrencileri 5. sınıf öğrencileri ile maç yapıyoruz sürekli. böyle mesela bi oynuyoruz bunlar 5 atıyor , bir oynuyoruz 10 atıyor. tabi herifler space jam gibi , yaratık gibi tipler. zaten çok sert ve kural dışı oynuyorlar ama bizden 1 sınıf büyük oldukları için çok fazla kavga çıkaramıyoruz , akıl işte.
neyse bu maçları yaparken tenis topu getirdikleri gün yenilmez armada olan diğer 5. sınıf ile maç yapmak için adam topluyorlar. bana "sen de gel sen iyi oynuyorsun" dediler gittim. tabi kendimi o an milli takım'a seçilmiş anadolu kulübü futbolcusu gibi hissettim biraz. neyse maç başladı oynuyoruz. kale dediğimiz duvar ve ağaç arası olarak belirlediğimiz yer oldu. duvar ile ağaç arası 1,5 metre falandı ve bu şekilde 2 ağaç vardı bahçe içinde. bir pozisyon oldu top bana geldi ama böyle kötü bir pozisyon olamaz ; üzerime koşan iki adet 5. sınıf öğrencisi , ağaç ile aramda bulunan 2 metre ve çok dar bir açı. henüz hagi'nin o meşhur füzesi ortada yoktu ve futbol tarihi henüz o şekilde bir gol içermiyordu belkide. ve ben allah'a sığınıp belki olur diye topa vurdum. top kaleci olduğuna ve olabileceğine hiç ihtimal vermediğim ağaç ile duvar arasında duran çocuğun kapattığı köşeden gol oldu.
sonra 5. sınıfta okuyan emin diye bir çocuk vardı ismini yanlı hatırlamıyorsam. çocuk bana gelip "lan şerefsiz topu iğne deliğinden geçirdin lan" diye gülerek sarıldı. hayatım boyunca yaşadığım ilk ve en anlamlı gol sevinci o olmuştu. tabi burada kullanılan "şerefsiz" kötü anlamda kullanılmıştı ama o yaş için garip bir tebrik şekli olduğu gerçek.
şu an 21 yaşında olmama rağmen ne ona benzer nede başka bir gol atabildim. o yıllar çok gol atan ve sınıf içinde "abi sen iyi oynuyorsun" olan ben yıllar içinde "ben defans oynarım abi" durumuna geldim. tabi yıllar demek göbek demekti aynı zamanda ve ben defans bile olamaz hale geldim. aslında şu an bu entry'i bile yazarken yoruldum ve o yüzden gidiyorum.
"şerefsiz" diyor bi de ya. tenis topu olum bu , herkes atamaz.
(bkz: çok kısa başarı hikayeleri)
edit : ulan nasıl unuturum ! sene 97 sonları falan , o zaman ilkokul öğrencisiyiz ve ders araları metal kutu ezip futbol oynayarak geçiyor. o dönem çok yaratıcı ve futbol tutkunu bir arkadaşımız tenis topu getirmiş. biz 4. sınıf öğrencileri 5. sınıf öğrencileri ile maç yapıyoruz sürekli. böyle mesela bi oynuyoruz bunlar 5 atıyor , bir oynuyoruz 10 atıyor. tabi herifler space jam gibi , yaratık gibi tipler. zaten çok sert ve kural dışı oynuyorlar ama bizden 1 sınıf büyük oldukları için çok fazla kavga çıkaramıyoruz , akıl işte.
neyse bu maçları yaparken tenis topu getirdikleri gün yenilmez armada olan diğer 5. sınıf ile maç yapmak için adam topluyorlar. bana "sen de gel sen iyi oynuyorsun" dediler gittim. tabi kendimi o an milli takım'a seçilmiş anadolu kulübü futbolcusu gibi hissettim biraz. neyse maç başladı oynuyoruz. kale dediğimiz duvar ve ağaç arası olarak belirlediğimiz yer oldu. duvar ile ağaç arası 1,5 metre falandı ve bu şekilde 2 ağaç vardı bahçe içinde. bir pozisyon oldu top bana geldi ama böyle kötü bir pozisyon olamaz ; üzerime koşan iki adet 5. sınıf öğrencisi , ağaç ile aramda bulunan 2 metre ve çok dar bir açı. henüz hagi'nin o meşhur füzesi ortada yoktu ve futbol tarihi henüz o şekilde bir gol içermiyordu belkide. ve ben allah'a sığınıp belki olur diye topa vurdum. top kaleci olduğuna ve olabileceğine hiç ihtimal vermediğim ağaç ile duvar arasında duran çocuğun kapattığı köşeden gol oldu.
sonra 5. sınıfta okuyan emin diye bir çocuk vardı ismini yanlı hatırlamıyorsam. çocuk bana gelip "lan şerefsiz topu iğne deliğinden geçirdin lan" diye gülerek sarıldı. hayatım boyunca yaşadığım ilk ve en anlamlı gol sevinci o olmuştu. tabi burada kullanılan "şerefsiz" kötü anlamda kullanılmıştı ama o yaş için garip bir tebrik şekli olduğu gerçek.
şu an 21 yaşında olmama rağmen ne ona benzer nede başka bir gol atabildim. o yıllar çok gol atan ve sınıf içinde "abi sen iyi oynuyorsun" olan ben yıllar içinde "ben defans oynarım abi" durumuna geldim. tabi yıllar demek göbek demekti aynı zamanda ve ben defans bile olamaz hale geldim. aslında şu an bu entry'i bile yazarken yoruldum ve o yüzden gidiyorum.
"şerefsiz" diyor bi de ya. tenis topu olum bu , herkes atamaz.