36089
herkesin bir fikri var...
nelsson berbat, köhn kötü savunmacı, abdülkerim bardakçı formsuz, barış alper yılmaz şımardı, kerem aktürkoğlu tripli, mertens yaşlı, o kazma, bu yamuk, şu yetersiz...
şimdi bir iş yerinden yola çıkalım mı? herhangi bir iş yerinin en üst mertebesinde kim varsa o kişi yönetilen alandaki tüm adamları, tüm aurayı belirler. zira alta doğru seçtiği herkes onun vizyonu doğrultusunda belirlenir.
erden timur başa geçtiğinde okan buruk hariç tüm futbolcuları kendisi birebir ikna etti, bir araya getirdi, ortak bir hayale inandırdı. bence çok da güzel yaptı ama burası öznel bir fikir. önemli olan benim öznel fikrim değil, bu adamın organize ettiği bir kadro var elimizde. öyle ya da böyle boşalttığı göreve bırakın kimseyi getirmemeyi, farklı görüşlere sahip birini getirsen bile orası sallanırdı. biz ise orayı boş bıraktık. okan hoca'ya "yaparsın yaparsın" dendi, o da başarının gazıyla "yaparım" dedi...
kendinizi kerteriz alın. yaptığınız işe sizi bağlayan şeyin sadece para zannediyorsanız yanılıyorsunuz. bir sürü parametre var. işe giden yol, ofis ya da işin konforu, araba veriliyor mu, size bakış nasıl, tatmin edici mi, sizi geliştiriyor mu, eğlenebiliyor muyum, hedefimiz var mı, kişisel bir hedefe buradan ulaşılır mı vs... bizim takımın ortamı geçen sene ve ondan önceki sene çok güzeldi. herkes ortak hayale inanmış, bir sorun yaşadığında erden timur ile paylaşıyor, işler kötü gidince duygusal boşluklar dolduruluyor, yaşanan iç kavgalar dışarı yansımıyordu. o kadar ki yedek kalan yıldız futbolcuların bile yüksek sesle sesi çıkmıyordu. maaşa isyan eden bazı futbolcuların isyan boyutları dışarı yansımıyordu. çünkü ortamları iyiydi, fazla mutsuz da olamıyorlardı...
bu sene erden timur ayrıldı, tüm sorunlarla okan buruk baş başa kaldı. (u: belli ki adam yönetiminde iyi sandığımız okan buruk aslında erden timur'un ekmeğini yemiş. bir önceki sezonda yaşanan bafetimbi gomis olayında anlamamız gerekirmiş fakat insan beğendiğine konduramaz. lakin bu da sorun değil. bir teknik adam her konuda iyi olamaz, her işe yetişemez.)
okan buruk taraftar nabzı, transfer süreçleri, takımın kondisyonu, sezonun planı, takımın idman yaptığı otel vb. tüm ama tüm yetkiyi alınca (u: ki bu noktada kendisini suçlu buluyorum zira 3m €'luk sözleşmesini imzalarken bunun böyle olacağını biliyor ve sorumluluğu kaldıracağını düşünüyordu) patladı. bu patlak geçen sene kendini belli etmeye başladı. başladığı maçı herkes biliyor. bu konu okan buruk başlığında ayrıca değerlendirilmeli fakat eleştiriye açık bir konu. en çok arkasında duran biri olarak naçizane kaydettiğimiz pera'dan sevgilerle de şampiyonluk yayınında bile bahsetmiştim bu süreçten, okan hoca'nın buna başkaldırması gerekirdi, eğer efsane olmak istiyorsa...
(bkz: 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı)
neyse...
gel gelelim erden timur'un mevkiisi boş. oyuncular için küçük problemler artık büyük hissediliyor. çünkü çözebilecekleri kimse yok. insanın evinde, hayatında, çocuğunda, akrabasında, kendi hislerinde problem var ve iş yeri bununla ilgilenmiyorsa, bunu umursamıyorsa insan işe gider gelir. görevini yapar, kötü, iyi, güzel vs. bakmaz. yapacağım bu kadardır der geçer.
şu anda takımda yaşanan şey budur. başı boşluk. futbolcular işe gidip gelen mutsuz adamlara döndüler. işini yapmaya çalışırlar ancak yüreklerini onlardan bekleyemezsin. yüreklerini koymalarını istiyorsan oraya dokunacaksın.
ancak başta dursun aydın özbek, sonra metin öztürk... sonra da dursun aydın özbek yönetimi ve son olarak okan buruk... *
bunu kaçırıyorlar. bu çocukların kalbine değen adamı oradan aldınız. göz yumdunuz. yediniz. şimdi sindiremezsiniz. ya soda niyetine bir abdürrahim albayrak açacaksınız ya da gidip profesyonel özel bir doktora para bayılacaksınız. yoksa bu kabızı çözemezsiniz...
nelsson berbat, köhn kötü savunmacı, abdülkerim bardakçı formsuz, barış alper yılmaz şımardı, kerem aktürkoğlu tripli, mertens yaşlı, o kazma, bu yamuk, şu yetersiz...
şimdi bir iş yerinden yola çıkalım mı? herhangi bir iş yerinin en üst mertebesinde kim varsa o kişi yönetilen alandaki tüm adamları, tüm aurayı belirler. zira alta doğru seçtiği herkes onun vizyonu doğrultusunda belirlenir.
erden timur başa geçtiğinde okan buruk hariç tüm futbolcuları kendisi birebir ikna etti, bir araya getirdi, ortak bir hayale inandırdı. bence çok da güzel yaptı ama burası öznel bir fikir. önemli olan benim öznel fikrim değil, bu adamın organize ettiği bir kadro var elimizde. öyle ya da böyle boşalttığı göreve bırakın kimseyi getirmemeyi, farklı görüşlere sahip birini getirsen bile orası sallanırdı. biz ise orayı boş bıraktık. okan hoca'ya "yaparsın yaparsın" dendi, o da başarının gazıyla "yaparım" dedi...
kendinizi kerteriz alın. yaptığınız işe sizi bağlayan şeyin sadece para zannediyorsanız yanılıyorsunuz. bir sürü parametre var. işe giden yol, ofis ya da işin konforu, araba veriliyor mu, size bakış nasıl, tatmin edici mi, sizi geliştiriyor mu, eğlenebiliyor muyum, hedefimiz var mı, kişisel bir hedefe buradan ulaşılır mı vs... bizim takımın ortamı geçen sene ve ondan önceki sene çok güzeldi. herkes ortak hayale inanmış, bir sorun yaşadığında erden timur ile paylaşıyor, işler kötü gidince duygusal boşluklar dolduruluyor, yaşanan iç kavgalar dışarı yansımıyordu. o kadar ki yedek kalan yıldız futbolcuların bile yüksek sesle sesi çıkmıyordu. maaşa isyan eden bazı futbolcuların isyan boyutları dışarı yansımıyordu. çünkü ortamları iyiydi, fazla mutsuz da olamıyorlardı...
bu sene erden timur ayrıldı, tüm sorunlarla okan buruk baş başa kaldı. (u: belli ki adam yönetiminde iyi sandığımız okan buruk aslında erden timur'un ekmeğini yemiş. bir önceki sezonda yaşanan bafetimbi gomis olayında anlamamız gerekirmiş fakat insan beğendiğine konduramaz. lakin bu da sorun değil. bir teknik adam her konuda iyi olamaz, her işe yetişemez.)
okan buruk taraftar nabzı, transfer süreçleri, takımın kondisyonu, sezonun planı, takımın idman yaptığı otel vb. tüm ama tüm yetkiyi alınca (u: ki bu noktada kendisini suçlu buluyorum zira 3m €'luk sözleşmesini imzalarken bunun böyle olacağını biliyor ve sorumluluğu kaldıracağını düşünüyordu) patladı. bu patlak geçen sene kendini belli etmeye başladı. başladığı maçı herkes biliyor. bu konu okan buruk başlığında ayrıca değerlendirilmeli fakat eleştiriye açık bir konu. en çok arkasında duran biri olarak naçizane kaydettiğimiz pera'dan sevgilerle de şampiyonluk yayınında bile bahsetmiştim bu süreçten, okan hoca'nın buna başkaldırması gerekirdi, eğer efsane olmak istiyorsa...
(bkz: 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı)
neyse...
gel gelelim erden timur'un mevkiisi boş. oyuncular için küçük problemler artık büyük hissediliyor. çünkü çözebilecekleri kimse yok. insanın evinde, hayatında, çocuğunda, akrabasında, kendi hislerinde problem var ve iş yeri bununla ilgilenmiyorsa, bunu umursamıyorsa insan işe gider gelir. görevini yapar, kötü, iyi, güzel vs. bakmaz. yapacağım bu kadardır der geçer.
şu anda takımda yaşanan şey budur. başı boşluk. futbolcular işe gidip gelen mutsuz adamlara döndüler. işini yapmaya çalışırlar ancak yüreklerini onlardan bekleyemezsin. yüreklerini koymalarını istiyorsan oraya dokunacaksın.
ancak başta dursun aydın özbek, sonra metin öztürk... sonra da dursun aydın özbek yönetimi ve son olarak okan buruk... *
bunu kaçırıyorlar. bu çocukların kalbine değen adamı oradan aldınız. göz yumdunuz. yediniz. şimdi sindiremezsiniz. ya soda niyetine bir abdürrahim albayrak açacaksınız ya da gidip profesyonel özel bir doktora para bayılacaksınız. yoksa bu kabızı çözemezsiniz...