6108
süreç yönetimi, iletişim, şeffaflık konularında sınıfta kalmış yönetim.
iki yıl üst üste şampiyon olan takımın bir hazırlık maçından sonra taraftarı tarafından bu denli eleştirilmesinin en büyük sebebi kendileridir.
söz ağızdan çıkana kadar sen onu yönetirsin, ağızdan çıktıktan sonra o seni yönetir diye bir söz vardır. transferler kampa yetişecek diyorsan, yetiştireceksin. medyaya bizzat galatasaray başkanı süreci yönetiyor dedirtiyorsan o işi 1 saatte çözeceksin. gerekli ya da gereksiz olsun başkanlık makamını işin içine sokuyorsan artık prestij meselesidir. başkan olarak sportif aş de değişiklik yaptıktan sonra bütün transfer sürecin başı benim diyorsan koltuğunun hakkını vererek dediğin sözleri tutacaksın.
galatasarayın transferlerden sorumlu yönetim kurulu üyesi isen, bırak anadolu topçusunu dünya starı olsa inşallah bizde forma giyer demeyeceksin. gördüğün mikrofona istediğimiz adam deyip fenere gidince gereksiz diye yazdırmayacaksın. bu takımın hocasını ikide bir mikrofonlara olmayan transferlerin açıklaması yapmak zorunda bırakmayacaksın.
öncelikle topla muhabirleri şeffafça açıkla süreçleri, taraftarı bilgilendir. bilgi sızdırma git al gel. böyle bir yöneticiysen, her önüne gelen muhabir arayıp senden bilgi alamaz almamalıdır. galatasaray muhabirlerinin bile birbirine girmesinde sebep bu iş bilmezlik. size haksızlık yapılıp çok üzüldüğünüzü ifade ediyorsunuz ama haksızlığın büyüğü taraftara yapılıyor. emin olun taraftar sizden misli misli daha çok üzülüyor galatasaray markasının bu denli düştüğünü görünce.
ikinci başkan ve transfer sihirbazıyla ilgili de bir kaç cümle kurmak isterdim ama ne iş yaptıklarını bilmediğim için bir şey diyemiyorum. biri sadece prim yaptığını sanıp, mikrofonları görünce fenere laf çakıyor. diğeri arada medyada resim paylaşıyor.
görünen o ki iletişim yönü zayıf, kendi reklam ve itibarını önde tutan kişilerin gasp ettiği koltuklar sebebiyle bu kaos daha da büyüyecek.
iki yıl üst üste şampiyon olan takımın bir hazırlık maçından sonra taraftarı tarafından bu denli eleştirilmesinin en büyük sebebi kendileridir.
söz ağızdan çıkana kadar sen onu yönetirsin, ağızdan çıktıktan sonra o seni yönetir diye bir söz vardır. transferler kampa yetişecek diyorsan, yetiştireceksin. medyaya bizzat galatasaray başkanı süreci yönetiyor dedirtiyorsan o işi 1 saatte çözeceksin. gerekli ya da gereksiz olsun başkanlık makamını işin içine sokuyorsan artık prestij meselesidir. başkan olarak sportif aş de değişiklik yaptıktan sonra bütün transfer sürecin başı benim diyorsan koltuğunun hakkını vererek dediğin sözleri tutacaksın.
galatasarayın transferlerden sorumlu yönetim kurulu üyesi isen, bırak anadolu topçusunu dünya starı olsa inşallah bizde forma giyer demeyeceksin. gördüğün mikrofona istediğimiz adam deyip fenere gidince gereksiz diye yazdırmayacaksın. bu takımın hocasını ikide bir mikrofonlara olmayan transferlerin açıklaması yapmak zorunda bırakmayacaksın.
öncelikle topla muhabirleri şeffafça açıkla süreçleri, taraftarı bilgilendir. bilgi sızdırma git al gel. böyle bir yöneticiysen, her önüne gelen muhabir arayıp senden bilgi alamaz almamalıdır. galatasaray muhabirlerinin bile birbirine girmesinde sebep bu iş bilmezlik. size haksızlık yapılıp çok üzüldüğünüzü ifade ediyorsunuz ama haksızlığın büyüğü taraftara yapılıyor. emin olun taraftar sizden misli misli daha çok üzülüyor galatasaray markasının bu denli düştüğünü görünce.
ikinci başkan ve transfer sihirbazıyla ilgili de bir kaç cümle kurmak isterdim ama ne iş yaptıklarını bilmediğim için bir şey diyemiyorum. biri sadece prim yaptığını sanıp, mikrofonları görünce fenere laf çakıyor. diğeri arada medyada resim paylaşıyor.
görünen o ki iletişim yönü zayıf, kendi reklam ve itibarını önde tutan kişilerin gasp ettiği koltuklar sebebiyle bu kaos daha da büyüyecek.