• 2745
    euro 96 günlerini düşünüyorum da, eleme turlarında oynanan her maçta yaşanılan heyecanı, coşkuyu, sevinci özlüyor insan.

    fatih terim'in galatasaray'ın eski oyuncusu olduğundan dahi haberim yoktu o küçük yaşlarda. ogün, emre aşık, rüştü, ertuğrul, sergen gibi farklı kulüplerden isimlerle beraber o birliktelik duygusu vardı.

    keza 98 dünya kupası elemeleri, euro 2000, 2002 dünya kupası da bu anlamda aynı duyguları yaşatmıştı. ancak başarıya alışık olmayan bir ülkede milli takımın yaşattığı sürpriz dolayısıyla euro 96 elemeleri çok farklıydı. sonrasında başarısız geçen bir şampiyona yaşasak da buraya kadar gelmek de güzeldi demiştik.

    seneler geçtikçe ne o beraberlik kaldı, ne o duygulardan geriye bir şey kaldı. milli takıma en çok oyuncu veren takım olmakla övünüyorduk. 2002 dünya kupası da galatasaray'ın bir başarısı olduğu için gurur duyuyorduk. geldiğimiz noktada milli takıma az oyuncu gönderelim de kazasız, belasız dönsünler demek durumunda kaldık.

    siyasi bir hamle olarak başlayan süreçte toplumsal bölünmüşlük ne yazık ki büyük gedikler açtı. milli takımın her başarısını iktidara yamamaya çalışan zihniyetle başlayan soğuma, fenerbahçe camiası - ali koç - basın ve medya şeytan üçgeniyle artarak devam ediyor.

    az önce carvajal ve lawal'ın gol sevincine bakarken irfan can, ismail yüksek, cenk tosun gibi isimlerin golüne sevinir miyim diye düşündüm; ancak en fazla nötr kalırım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın