6
galatasaray taraftarı biraz olsun kendi taraftarına benzeseydi şu an ekip arkadaşlarıyla birlikte insan içine çıkamayacak haldeydi.
bu arkadaşların görece ünlü olmasını ve epey iyi para kazanmasını sağlayan şey, çakallarla dans isimli film serisi. en son 7'ye gelmişlerdi bildiğim kadarıyla. bu seriden fenerbahçe fanatiği yönetmenleri dehşet para kaldırmıştır. oyuncular da muhtemelen kâr ortağıdır - yoksa bu kadar ilerleyemezlerdi aynı kadroyla - onlar da kazanmıştır.
birinci filmi çoğu insan izlemiştir. kadıköy'de oturan bir grup mini çakal, halı saha maçlarında mafyadan din tüccarlarına, insan kaçakçılarından uyuşturucu tacirlerine kadar bir sürü tipe bulaşır da bulaşır. bir yandan halı sahada şike olayları dönerken diğer yandan polisin takibine girerler ve polis her şeyi yanlış anlayarak bunları terör örgütü diye paketler.
diyeceksiniz ki 3 temmuz parodisidir, olanları fenerli perspektifinden anlatıp polisleri salak gösterip feneri savunuyordur. değil. film 3 temmuz'dan 1 yıl önce çekilmiş. 2010'da. ama fenerli kafasında olsak çok rahat bir şekilde "bunlar olanları 1 sene önceden haber verip ön almışlar, kendilerini aklamışlar, derin fb, fetöcü fb, sorosçu fb" diyerek sahte bir gündem yaratabilirdik.
film fenerbahçelileri çok masum gösterme amacıyla çekilmiş diyebilirsiniz. değil. ana kadro yeldeğirmeni taraflarında oturmaları, isimlerinin "dereboyu" olmasıyla filan çok fena fb vibe'ı verse de biri dolandırıcı, biri hacı hoca, biri kumarbaz, biri uyuşturucu bağımlısı ve karı kız düşkünü. leş tipler. ayrıca hacı hoca tayfasıyla ve kaçakçılarla doğrudan ilişkisi olanlar da kendileri. hiçbirinin masumiyet derdi yok, hepsi para koparma derdindeyken daha büyük çakallar yüzünden gümbürtüye giden tipler. filmin teması bu yani, küçük çakallar büyük çakallar. yani bence çok gerçek bir fenerbahçe portesi olsa da * yönetmenin fenerbahçesini karalamak istemeyeceğini hepimiz biliyoruz. ama fenerli kafasında olsak "fenerbahçe kendini itiraf ediyor, içlerindeki fetöcüler diğerlerini ifşa ediyor, derin fb, fetöcü fb, küresel komple" diye ortalığı yıkabilirdik. senelerce efsane bildikleri belözoğlu'na "türlü türlü huyu" çeken tayfa bunları çiğ çiğ yerdi bak o kadar söylüyorum.
filmin meşhur repliği "hastasıyız dede"yi söyleyen bizzat bu arkadaş. uyuşturucu kullandıktan sonra söylüyordu ilk filmde. dede kim? abdürrahim albayrak'ın fatih terim için "i love you hocam" tişörtü giymesine fetö göndermesi diyen ortalama bir fenerli kadar salak olsak "gizlice fetöyü övüyorlar", "bunlar fetöye hasta" "hasta adam göndermesi yapıp türkiye'ye hakaret ediyorlar" gibi saçmalıklar uydurabilirdik.
gerçek ne? kötü bir senarist ve kötü bir yönetmenin ucu nereye gider diye çok fazla düşünmeden yaptığı absürd bir filmin haddinden fazla izlenmiş olması. ama galatasaray taraftarı suyun karşı yakası gibi şizofren ve saldırgan olsa, filmde yer alan herkesin hayatını cehenneme çevirmişti şimdiye kadar.
hah işte kendisinin "malum takım" ifadesinin altında da yukarıda örnek verdiğime benzer mantık (!) silsileleri yatıyor. tüm fenerbahçelilerde olduğu gibi. ve tüm fenerbahçeliler gibi kafa yapımızın - allah'a şükür - kendilerininkine benzememesine çok şey borçlu.
bu arkadaşların görece ünlü olmasını ve epey iyi para kazanmasını sağlayan şey, çakallarla dans isimli film serisi. en son 7'ye gelmişlerdi bildiğim kadarıyla. bu seriden fenerbahçe fanatiği yönetmenleri dehşet para kaldırmıştır. oyuncular da muhtemelen kâr ortağıdır - yoksa bu kadar ilerleyemezlerdi aynı kadroyla - onlar da kazanmıştır.
birinci filmi çoğu insan izlemiştir. kadıköy'de oturan bir grup mini çakal, halı saha maçlarında mafyadan din tüccarlarına, insan kaçakçılarından uyuşturucu tacirlerine kadar bir sürü tipe bulaşır da bulaşır. bir yandan halı sahada şike olayları dönerken diğer yandan polisin takibine girerler ve polis her şeyi yanlış anlayarak bunları terör örgütü diye paketler.
diyeceksiniz ki 3 temmuz parodisidir, olanları fenerli perspektifinden anlatıp polisleri salak gösterip feneri savunuyordur. değil. film 3 temmuz'dan 1 yıl önce çekilmiş. 2010'da. ama fenerli kafasında olsak çok rahat bir şekilde "bunlar olanları 1 sene önceden haber verip ön almışlar, kendilerini aklamışlar, derin fb, fetöcü fb, sorosçu fb" diyerek sahte bir gündem yaratabilirdik.
film fenerbahçelileri çok masum gösterme amacıyla çekilmiş diyebilirsiniz. değil. ana kadro yeldeğirmeni taraflarında oturmaları, isimlerinin "dereboyu" olmasıyla filan çok fena fb vibe'ı verse de biri dolandırıcı, biri hacı hoca, biri kumarbaz, biri uyuşturucu bağımlısı ve karı kız düşkünü. leş tipler. ayrıca hacı hoca tayfasıyla ve kaçakçılarla doğrudan ilişkisi olanlar da kendileri. hiçbirinin masumiyet derdi yok, hepsi para koparma derdindeyken daha büyük çakallar yüzünden gümbürtüye giden tipler. filmin teması bu yani, küçük çakallar büyük çakallar. yani bence çok gerçek bir fenerbahçe portesi olsa da * yönetmenin fenerbahçesini karalamak istemeyeceğini hepimiz biliyoruz. ama fenerli kafasında olsak "fenerbahçe kendini itiraf ediyor, içlerindeki fetöcüler diğerlerini ifşa ediyor, derin fb, fetöcü fb, küresel komple" diye ortalığı yıkabilirdik. senelerce efsane bildikleri belözoğlu'na "türlü türlü huyu" çeken tayfa bunları çiğ çiğ yerdi bak o kadar söylüyorum.
filmin meşhur repliği "hastasıyız dede"yi söyleyen bizzat bu arkadaş. uyuşturucu kullandıktan sonra söylüyordu ilk filmde. dede kim? abdürrahim albayrak'ın fatih terim için "i love you hocam" tişörtü giymesine fetö göndermesi diyen ortalama bir fenerli kadar salak olsak "gizlice fetöyü övüyorlar", "bunlar fetöye hasta" "hasta adam göndermesi yapıp türkiye'ye hakaret ediyorlar" gibi saçmalıklar uydurabilirdik.
gerçek ne? kötü bir senarist ve kötü bir yönetmenin ucu nereye gider diye çok fazla düşünmeden yaptığı absürd bir filmin haddinden fazla izlenmiş olması. ama galatasaray taraftarı suyun karşı yakası gibi şizofren ve saldırgan olsa, filmde yer alan herkesin hayatını cehenneme çevirmişti şimdiye kadar.
hah işte kendisinin "malum takım" ifadesinin altında da yukarıda örnek verdiğime benzer mantık (!) silsileleri yatıyor. tüm fenerbahçelilerde olduğu gibi. ve tüm fenerbahçeliler gibi kafa yapımızın - allah'a şükür - kendilerininkine benzememesine çok şey borçlu.