10226
unutkanlar ya da geçmişi bilinçli şekilde tahrip etmeye çalışanlar için yazıyorum, yeni yönetimde olup olmamasından bağımsız kendisi çok başarılı bir başkandır. 10 yılda enkaz haline gelmiş uefa şampiyonu galatasaray'ı tekrar dünyaya hatırlatmış, şimdi eleştirilen sneijder ve drogba transferleriyle hala unutulmamamızı sağlamıştır. kendisi yurtiçinden çok yurtdışı başarılarını düşünmüş vizyonu ve ufku geniş bir kişidir. evet fatih terim'le anlaşamayıp göndermiştir ama yerine de yine dünyanın dikkatini çekecek şekilde mancini gibi bir hoca ondan sonra da yine o dönemin popüler hocalarından prandelli'yi getirmiştir. şikeci fenerbahçe'yi ve şikeden hükümlü başkanını her konuşmasıyla daha da dibe itmiş ve üzerlerinde halen var olan psikolojik tahribatı yaratmıştır. şimdi çok doğru bulmadığım ama o gün için baya güç isteyen şikeci hakemlerin atandığı basketbol final serisine takımı çıkarmamıştır. gerektiğinde hükümete rest çekmiş, özgürlükleri savunmuş ve hatta twitter yasaklamasına da gerçek bir özgürlükçü ve toplumu düşünen kulüp gibi tepki verdirmiştir.
özellikle fatih terim sonrası transferde ciddi hataları olmuş, yanlış danışmanlara güvenmiştir. ama fatih terim yüzünden kendisini sevmeyenler için şunu söyleyebilirim ki -adım fatih terim'den dolayı fatih bu arada- fatih hoca'yı göndermesi en doğru hareketlerinden biriydi çünkü hocam yine ego savaşlarına girmiş ve kulüp başkanının sözünü ezmeye çalışmıştır. zaten sonra da baş tetikçilerden, kendisine ceza yağdıran yıldırım demirören ile sırıtmalı meşhur pozunu vermiştir.
ünal aysal'ın gitikçe radikalleşen hükümete muhalefet etmesinin bazı sonuçları olacaktı elbet ve oldu da. yönetim içinden de bazı yetkilerin kendisine verilmeyeceği söylendi ve kendisi de galatasaray'ın rahatlaması için medenice başkanlıktan vazgeçti.
neyse ki hafızam güçlü ve geçmişi iyi hatırlıyorum. ülke ideolojisi, kulüp ideolojisi ya da kişisel husumetlerden ötürü ortaya atılan yalan yanlış bilgileri ayırt edebiliyorum. objektf olmak neden bu kadar zor onu anlayamıyorum ama.
özellikle fatih terim sonrası transferde ciddi hataları olmuş, yanlış danışmanlara güvenmiştir. ama fatih terim yüzünden kendisini sevmeyenler için şunu söyleyebilirim ki -adım fatih terim'den dolayı fatih bu arada- fatih hoca'yı göndermesi en doğru hareketlerinden biriydi çünkü hocam yine ego savaşlarına girmiş ve kulüp başkanının sözünü ezmeye çalışmıştır. zaten sonra da baş tetikçilerden, kendisine ceza yağdıran yıldırım demirören ile sırıtmalı meşhur pozunu vermiştir.
ünal aysal'ın gitikçe radikalleşen hükümete muhalefet etmesinin bazı sonuçları olacaktı elbet ve oldu da. yönetim içinden de bazı yetkilerin kendisine verilmeyeceği söylendi ve kendisi de galatasaray'ın rahatlaması için medenice başkanlıktan vazgeçti.
neyse ki hafızam güçlü ve geçmişi iyi hatırlıyorum. ülke ideolojisi, kulüp ideolojisi ya da kişisel husumetlerden ötürü ortaya atılan yalan yanlış bilgileri ayırt edebiliyorum. objektf olmak neden bu kadar zor onu anlayamıyorum ama.
