• 89
    hani galatasaray’ın bir kültürü idi. hani bizi biz yapan değer idi. hani fenerbahçe’den bizi ayırıyordu. yani daha sayarız da bitmez de ama yok büyük çoğunluk daha beter milleti susturma derdinde.

    fenerbahçe denilen çirkeflik önünde 6 puan önde son 2 haftaya girmiştik. bir de üstüne bu çirkeflikle kendi sahamızda 50 bin taraftarımız önünde final maçına çıktık. beraberliğin bile bizi şampiyon yapacağı senaryoda çirkefler 20. dakikada 10 kişi kalıyor. yahu şu senaryoyu elinle yazsan bu kadar cömert davranmazsın. ayağına altın tepside fırsat geliyor. bu hak yiyicilerden hesap sorma vakti gelmiş. kenarda hoca sadece izlemek ile yetiniyor. sahada futbolcular ruhunu bırakmış. ve sen oyun olarak ezilip yeniliyorsun. sadece 1 hafta önce karagümrük önünde oyun olarak ezilip bireysel çabalarla galip gelmişsin. yine benzer senaryo kasımpaşa maçında da oldu. yani o maçı kaybetsek, bugün şampiyonluk gitmiş olacaktı belki de. ya da fenerbahçe sivas deplasmanında son dakikada penaltı golü yemese, konya deplasmanında da dzekonun 4 5 net pozisyondan 1 ini atmasıyla 4 puan kaybetmiş olmasaydı yine bugün şampiyonluğu vermiştik. ama her şeyden önemlisi böyle bir maçı böyle bir zamanda böyle bir oyunla kaybetmek ister istemez tepkiyle karşılaşır. bırakın insanlar biraz öfkesini kussun, biraz gerekeni söylesin artık. yok söyleyemezsin. sen sucusun, bucusun. hoca rekor kırdı bilmem şunu yaptı bunu yaptı. yahu diyorsun ki başak geçtiğimiz ismail kartal da gayet rekortmen öyle mi, aynı mantıkla. umarım olmaz ama 99 puanı görmüş olacak. o zaman ortada bir tezat yok mu?

    son dönemlerde taraftarda ve camiada dikkatimi çeken o kadar şımarık, burnu kaf dağında gezen söylemler, bu kadar bulutların üzerinde gezinmeler önünde sonunda patlayacaktı zaten. kasımpaşa, karagümrük ve en sonunda fenerbahçe maçının ilk çırpıda aklıma gelen en zor maçlarımız idi ki bu örneklerle çok karşılaştık; benim aklımda kalan bu maçların en büyük ortak özelliği okan hocanın olası değişiklikleri yapmak için beklemesi ve tam değişiklik yapmaya hazırlanırken, yani yedek kulübesi çekilirken gol yememiz. istisnasız hepsinde oldu bu. kaldı ki defalarca bu durumla karşılaştık. tabi böyle doğru düzgün kadrosu olmayan anadolu takımlarına karşı zaha, ziyech falan aynı anda yedekten girince çeviriyorsun ya da kalite farkı bir şekilde etki ediyor. ama aynı kalitede takımlara karşı aslında ne kadar panik olduğumuzu görüyoruz. en azından bu durumla ilgili zamanında birkaç ciddi baskı yapmış olsak, belki okan hoca fenerbahçe maçında golden önce müdahale edecekti. ve belki de şu an şampiyonluğu kutluyor olacaktık. bu kadar stres yaşamayacaktık.

    yani şu ligde denk oynayacağımız tek bir maç bana göre fenerbahçe maçıydı, onu da her türlü şansa rağmen hiçbir şey oynamayarak kaybettik. hem şampiyonluk maçında, hem evimizde, hem de rakip 20. dakikada 10 kişi kalmışken. işin en acısı buydu. bu öyle sıradan geçiştirilecek bir şey değil. biraz üstünden geçti, yine bakıyorum insanlar görmezden gelip aynı tarz yazmaya, konuşmaya, bahanelere devam ediyor. desteklemek ayrı aynı hatalara yeniden düşmek ayrı şeyler. bu hafta uzun yılları bile etkileyebilecek kırılmalara gebe, şampiyonluğun bile önünde çok önemli bir konyaspor maçımız var. bu kadar tepkinin, rakibin şerefsizliklerinin bir etkiye dönüşmesi ve artık bizimkileri kamçılaması gerekiyor. umarım okan hoca da, takımımızda kendine çekidüzen vermiştir ve ciddi bir hırsla bu maçı bekliyorlardır. çünkü artık bize bir özür borçları var. ve bunu da sadece şampiyonluk kupasını alarak ödeyebilirler. bu işin bahanesi, lamı cimi yok. öyle görmezden gelerek, pohpohlayarak, hiçbir şey olmamış gibi davranarak ancak kendimize zarar veririz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın